'2017 Türk Dili Yılı - Dilimiz Kimliğimizdir' Töreni

Başbakan Yardımcısı Türkeş: 'Şunu çok iyi bilmeli, anlamalı ve idrak etmeliyiz ki Türkçe, 2023, 2050 ve 2071 hedeflerimizde, bizi maksadımıza ulaştıracak olan çok sayıda araç arasında her zaman en ön sırada olacaktır, olmalıdır' Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Örs: 'Başta kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere bütün sivil toplum kuruluşlarının dikkatlerini, Türkçe'nin son dönemlerde içinde bulunduğu olumlu ve olumsuz durumlara çekmek ve bu konudaki imkan ve kabiliyetlerimizin yanı sıra üzerinde duyarlılıkla durulması gereken kimi sorunları geniş kitlelerle paylaşarak tartışmaya açmak amacıyla 2017 yılını 'Türk Dili Yılı' ilan ediyoruz'

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, 'Şunu çok iyi bilmeli, anlamalı ve idrak etmeliyiz ki Türkçe, 2023, 2050 ve 2071 hedeflerimizde, bizi maksadımıza ulaştıracak olan çok sayıda araç arasında her zaman en ön sırada olacaktır, olmalıdır.' dedi.

Türkeş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayesinde, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile Türk Dil Kurumu'nun öncülüğünde yıl boyunca sürdürülecek '2017 Türk Dili Yılı - Dilimiz Kimliğimizdir' başlıklı etkinliğin bir otelde yapılan açış ve tanıtım törenine katıldı.

Türkeş, burada yaptığı konuşmada, dilin, insanlığın başlangıcından bu yana, çeşitli toplumların kendi aralarında ve başka toplumlarla anlaşmak amacıyla kullandığı en vazgeçilmez, en olmazsa olmaz iletişim aracı olduğunu söyledi.

Bir dilin doğması ve ölmesinin, o dille inşa edilen kültür ve medeniyetle doğrudan bağlantılı olduğunu anlatan Türkeş, bugünün dünyasında binlerce dil konuşulduğu ve yazıldığı halde, bunlardan sadece edebi ve ilmi eserler üreterek kendi sürekliliğini sağlayan dillerin dünya üzerinde güçlü bir şekilde varlığını sürdürdüğünü ifade etti.

Türkeş, binlerce yıllık tarihi geçmişi ve birikimi olan Türk dilinin de, bu az sayıdaki dillerden birisi olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

'Güzel Türkçemiz, son iki yüz yılda, bir yandan sadeleşip Türkçe kökenli kelimelerin ağırlık kazandığı çağdaş bir dil haline gelirken, bir yandan da çeşitli tehlikelere maruz kalmıştır. Osmanlı Türkçesinin yüzyıllar boyu birlikte yoğrulduğu ve yüklediği yeni anlamlarla Türkçeleştirdiği çok sayıda Arapça ve Farsça kelimenin zamanla kullanımdan düşmesi ve bunların yerlerine Türkçe karşılıklarının süratle konulamaması sonucunda oluşan boşluk, Türkçe'nin Batı dilleri tarafından hızla istila edilmesine yol açmıştır.'

Bugün, Türk dilinin her zamankinden daha çok saldırı altında olduğuna dikkati çeken Türkeş, anlaşılır ve kurallı Türkçe karşılıkları olduğu halde, hemen her gün özellikle basın yayın kuruluşları tarafından dilin içine sokuşturulan Batı kökenli kelimelerin, Türkçe'ye karşı özensiz, duyarsız ve bilinçsiz davranan bazı kişiler ve kurumlar tarafından çabucak benimsendiğini ve yaygınlık kazandığını bildirdi.

- 'Türkçe, dünyanın en kıvrak dillerinden biri'

Türkeş, dünyanın en zengin, işlek ve kıvrak dillerinden birisi olan Türkçe'nin, herhangi bir yabancı dilde bulunan herhangi bir kelimeye karşılık bulmaktan aciz olmadığına işaret ederek, 'Selfie, lansman, leasing, catering, factoring, timing, inovasyon, inovatif, aktivite, brunch, center, tower, palace, konsensüs, koordinasyon, online, materyal, regülasyon, referandum ve benzeri yüzlerce, binlerce kelime Türkçe karşılıkları bulunduğu halde, sadece özentiyle ve dikkatsizlikle açıklanamayacak bilinçsiz bir tutumla ne yazık ki dilimizi kirletmekte ve bozmaktadır.' ifadesini kullandı.

Türkçe'nin dünyanın pek çok büyük dilinin sahip olmadığı, kelime üretme ve türetme yollarına sahip olduğu belirten Türkeş, Türk Dil Kurumu'nun çeşitli bilim dallarına özgü olarak hazırladığı onlarca terim sözlüğünün, Türkçe'nin bu konudaki yeterliliğinin en açık kanıtı olduğunu söyledi.

Türkeş, başta kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere, topluma yön veren herkesin, Türkçe konusuna önem vermesi gerektiğini vurgulayarak, şu görüşlere yer verdi:

'İşte bu düşüncelerden yola çıkarak hemen her konuşmasında Türkçe konusundaki duyarlılığını dile getiren Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi'nin de yüksek himayelerini almak suretiyle 2017 yılını 'Dilimiz Kimliğimizdir' alt başlığıyla 'Türk Dili Yılı' olarak ilan ediyor, bir yandan Türkçe'nin içinde bulunduğu sıkıntılı duruma dikkatlerinizi çekmek isterken bir yandan da Türkçe'nin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi yolunda sizlerin desteğini almayı amaçlıyoruz.'

Kültürde, sanatta, bilimde, eğitimde gerçekleştirilmesi öngörülen her türlü atılımın, anlaşılır ve temiz bir Türkçe sayesinde olacağına işaret eden Türkeş, şunları kaydetti:

'Şunu çok iyi bilmeli, anlamalı ve idrak etmeliyiz ki Türkçe, 2023, 2050 ve 2071 hedeflerimizde, bizi maksadımıza ulaştıracak olan çok sayıda araç arasında her zaman en ön sırada olacaktır, olmalıdır.'

- '2017, Türk dili yılı ilan edildi'

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs de dilin sosyal, canlı ve değişken bir olgu olarak her zaman tartışmaların odağında bulunduğunu ve bu konuda tarih boyunca birbirinden çok farklı görüşlerin ortaya konduğunu bildirdi.

Amaçlarının bütün bu farklı görüşler arasında herkesin kabul edebileceği ortak bir yol bulmak olduğunu belirten Örs, insanlar arasındaki en önemli iletişim aracı olan dilin, sağlıklı bir şekilde kuşaktan kuşağa aktarılmasının, gelişmesi ve güçlenmesinin sadece birkaç devlet kurumunun tek başına altından kalkacağı basit bir konu olmadığını ifade etti.

Örs, 2017 yılının Türk dili yılı olarak ilan edilmesinin Türkçe'nin yerinde, doğru, kurallarına uygun, açık, anlaşılır ve temiz bir şekilde kullanılmasına ve bu konudaki toplumsal bilincin artmasına hizmet edeceğini vurgulayarak, şöyle dedi:

'Başta kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere bütün sivil toplum kuruluşlarının dikkatlerini, Türkçe'nin son dönemlerde içinde bulunduğu olumlu ve olumsuz durumlara çekmek ve bu konudaki imkan ve kabiliyetlerimizin yanı sıra üzerinde duyarlılıkla durulması gereken kimi sorunları geniş kitlelerle paylaşarak tartışmaya açmak amacıyla 2017 yılını 'Türk Dili Yılı' ilan ediyoruz.'

Etkinliğe Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Sayıştay Başkanı Seyit Ahmet Baş, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu, Avrupa Birliği Bakan Yardımcısı Ali Şahin ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Mehmet Köse katıldı.
Kaynak: AA