Kalp Damar Sağlığı
Medicana International Samsun Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Uzmanlarından Yrd. Doç. Dr. Kenan Durna, fiziksel aktivite azlığı ve fizik kondüsyon yetersizliği kalp damar hastalıklarının oluşumunda önemli bir risk faktörü olduğunu bildirdi.
Durna, yaptığı yazılı açıklamada, teknolojinin imkanlarıyla insanların gün geçtikçe daha az hareket ettiğini hatırlattı.
Hareketsiz yaşam ile beslenme düzenindeki olumsuz değişikliklerinde kalp damar hastalıklarına davetiye çıkardığını belirten Durna, "Kalp damar hastalığının gelişmesi ve ilerlemesinde etkisi kanıtlanmış risk faktörleri vardır. Kan basıncı yüksek, kan kolesterol düzeyi yüksek, şeker hastalığı olan, sigara içen, ailede birinci derece yakınlarında erken yaşlarda kalp damar hastalığı olan ve belli yaşın üzerindeki kişiler kalp hastalığına adaydırlar."
Durna, klasik risk faktörlerinin yanında, fazla efor yapmayan, sedanter yaşayan, şişman, beslenme alışkanlığı karbonhidrat ve kırmızı et gibi besinlere odaklı kişilerde hem kalp hastalığı hem de felç gibi olumsuzlukların daha sık görüldüğüne işaret etti.
Kalp yetersizliğinin en sık görülen sebebinin kalp damar hastalıkları olduğuna vurgu yapan Durna, şunları kaydetti:
"Ritm bozuklukları ise, hiçbir risk faktörü veya hastalığı olmayan sağlıklı kişilerde doğuştan ya da sonradan olabileceği gibi, ailevi bazı hastalıkların, kalp damar hastalığı ve kalp yetersizliğinin bir sonucu olarak da oluşabilir.
Stres ve koşuşturmaca hangi iş kolunda varsa o meslek risklidir. Çünkü yoğun stres kalbi en çok yoran etkenlerdendir. İş yaşamında sürekli stres yaşayanlar, kapalı ortamda çalışanlar, sigaraya maruz kalanlar, işleri nedeniyle uyku ve yemek düzeni olmayan bireyler kalp hastalıkları açısından risk altındadır.
Günümüzde teknolojinin sunduğu otomobil, yürüyen merdiven ve asansör gibi imkanlar nedeniyle gün geçtikçe daha az hareket etmeye başladık. Oysa fiziksel aktivite azlığı ve fizik kondüsyon yetersizliği kalp damar hastalıklarının oluşumunda önemli bir risk faktörüdür. Koroner kalp hastalığı veya kalp damar hastalıklarından korunmanın en önemli nedenlerinden biri de düzenli egzersizdir. Düzenli egzersiz ve spor yapılması koroner kalp hastalığında değiştirilebilir risk faktörlerinden birkaçının kontrol altına alınması anlamına gelir."
Kaynak: AA
Hareketsiz yaşam ile beslenme düzenindeki olumsuz değişikliklerinde kalp damar hastalıklarına davetiye çıkardığını belirten Durna, "Kalp damar hastalığının gelişmesi ve ilerlemesinde etkisi kanıtlanmış risk faktörleri vardır. Kan basıncı yüksek, kan kolesterol düzeyi yüksek, şeker hastalığı olan, sigara içen, ailede birinci derece yakınlarında erken yaşlarda kalp damar hastalığı olan ve belli yaşın üzerindeki kişiler kalp hastalığına adaydırlar."
Durna, klasik risk faktörlerinin yanında, fazla efor yapmayan, sedanter yaşayan, şişman, beslenme alışkanlığı karbonhidrat ve kırmızı et gibi besinlere odaklı kişilerde hem kalp hastalığı hem de felç gibi olumsuzlukların daha sık görüldüğüne işaret etti.
Kalp yetersizliğinin en sık görülen sebebinin kalp damar hastalıkları olduğuna vurgu yapan Durna, şunları kaydetti:
"Ritm bozuklukları ise, hiçbir risk faktörü veya hastalığı olmayan sağlıklı kişilerde doğuştan ya da sonradan olabileceği gibi, ailevi bazı hastalıkların, kalp damar hastalığı ve kalp yetersizliğinin bir sonucu olarak da oluşabilir.
Stres ve koşuşturmaca hangi iş kolunda varsa o meslek risklidir. Çünkü yoğun stres kalbi en çok yoran etkenlerdendir. İş yaşamında sürekli stres yaşayanlar, kapalı ortamda çalışanlar, sigaraya maruz kalanlar, işleri nedeniyle uyku ve yemek düzeni olmayan bireyler kalp hastalıkları açısından risk altındadır.
Günümüzde teknolojinin sunduğu otomobil, yürüyen merdiven ve asansör gibi imkanlar nedeniyle gün geçtikçe daha az hareket etmeye başladık. Oysa fiziksel aktivite azlığı ve fizik kondüsyon yetersizliği kalp damar hastalıklarının oluşumunda önemli bir risk faktörüdür. Koroner kalp hastalığı veya kalp damar hastalıklarından korunmanın en önemli nedenlerinden biri de düzenli egzersizdir. Düzenli egzersiz ve spor yapılması koroner kalp hastalığında değiştirilebilir risk faktörlerinden birkaçının kontrol altına alınması anlamına gelir."