'Nitelikli Türkçe-Arapça Edebiyat Çevirmeni Eksikliği Var'
Gazi Üniversitesi Arap Dili Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Suçin: 'Çevirmenlerin seçiminde alan uzmanlarına danışılmalı. Çevirilerde Arapça birçok dil ve ifade yanlışlıkları göze çarpabiliyor. Eserlerin Arap dünyasında geniş dağıtım ağına sahip yayınevlerine verilmesi önemli. Desteklenecek yazarlar, Türk edebiyatını temsil etme gücüne sahip olmalı' 'Necip Mahfuz’un, Nobel ödülü alması sonrasında Arap edebiyatına ilgi artmıştır. Ancak Necip Mahfuz’un, kendisinin bile doğrudan Arapça'dan değil de bir Batı dilinden çevrildiğini görüyoruz' 'Nazım Hikmet'in çağdaş Arap şairlerine etkisi kayda değer' 'En büyük sorun, edebiyat çevirisi yapabilecek nitelikli çevirmen eksikliği' 'Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız'ın teşvikiyle Ahmet Yesevi'nin 'Divanı Hikmet'inden yapılmış bir seçkiyi Arapça'ya çevirdim' 'Atölyelerin, hem çeviri bilim altyapısına hem de iyi bir edebiyat donanımına ve çeviri deneyimine sahip kişilerce yönetilmesi gerekir'
Prof. Dr. Suçin, Arap ve Türk edebiyatından yapılan çevirilerin tarihi, çevirilerin niteliği, öne çıkan isimler ve edebiyat türlerine ilişkin, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Arap edebiyatından Türkçe'ye yapılan çevirileri, klasik ve modern dönem olmak üzere ikiye ayıran Suçin, şöyle devam etti:
"Klasik Arap edebiyatından Türkçe'ye yapılan en eski çeviri belki de 'Arapların Herkül’ü' olarak nitelendirilen Anternâme’dir. 1477’de Türkçe'ye çevrilmiştir. Eserde Arap şairinin kahramanlıkları anlatılır. İslam öncesi dönemde şiir festivallerinde Kâbe’nin duvarına asılan Muallakalar da hem nesir hem de nazım şeklinde çeşitli tarihlerde Türkçe'ye çevrilmiştir. Öte yandan, Ka’b bin Züheyr’in Hazreti Peygamberimize ithafen söylediği Kasidetü’l-Bürde, İbnü’l-Mukaffa’nın Pehlevice'den Arapça'ya uyarladığı Kelile ve Dimne de Türkçe'ye aktarılan eserler arasındadır. Abbasi döneminin edebi türlerinden makameler, Binbir Gece Masalları, İbn Tufeyl’in Hayy bin Yakzan’ı, birkaç kez Türkçe'ye çevrilen eserlerden. Ayrıca İbn Hazm, İbn Şüheyd, Zemahşeri ve Nefzavi gibi bilginlerden de çeviriler yapılmıştır."
Modern Arap edebiyatına değinen Suçin, Necip Mahfuz’un 1988'de Nobel Edebiyat Ödülü’nü almasının, edebiyat çevirisi açısından dönüm noktası olarak kabul edilebileceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Necip Mahfuz’un Nobel’inden önce en çok çevrilen yazarlar Corci Zeydan, Halil Cibran, Necip Mahfuz, Necip el-Kilani, Tevfik el-Hakim, Neval Sa’davi, Tayyip Salih, Gassan Kenefani ve Mihail Nuayme’dir. Bu yazarların bazı eserleri birden fazla çevirmen tarafından Türkçeye çevrilmiş, defalarca basılmıştır. Necip Mahfuz’un, Nobel ödülü alması sonrasında Arap edebiyatına ilgi artmıştır. Ancak Necip Mahfuz’un, kendisinin bile doğrudan Arapça'dan değil de bir Batı dilinden çevrildiğini görüyoruz. Doğrudan Arapça'dan çevrilen eserleri bir elin parmaklarını geçmez. Halil Cibran da birçok eseri İngilizce'den Türkçe'ye çevrilen Arap yazarlar arasında yer alır."
Suçin, son dönemde tanınır hale gelen Arap edebiyatçılara dair şunları söyledi:
"Türkiye'de Mahmud Derviş, Adonis ve Nizar Kabbani gibi Arap şairleri, tanınırlığı olan isimler. Fakat son yıllarda gerek bu şairlerden, gerekse başka şairlerden yapılan çevirilerle Türk şiir okuyucusunun dikkatinin çekildiğini düşünüyorum. Arap edebiyatına bütün katmanlarıyla hiç de azımsanmayacak bir ilgi var. Bu ilgiyi nitelikli çevirilerle beslemek gerekiyor."
- "Arapça'ya en çok çevrilen yazar Aziz Nesin"
Türk edebiyatından Arapça'ya yapılan çeviriler hakkında bilgi veren Suçin, şöyle konuştu:
"Orhan Pamuk'un 2006’da Nobel Edebiyat Ödülü’nü almasıyla ivme kazanan bir ilgiden bahsediyoruz. Arapça'ya en çok çevrilen yazar Aziz Nesin’dir. Onu Nâzım Hikmet, Orhan Pamuk, Yaşar Kemal ve Elif Şafak izler. Aziz Nesin’in antolojileriyle, yeniden çevirileriyle 60'a yakın kitap basılmıştır. Nazım Hikmet’ten 1952 ve 1971’de Fransızca'dan çevrilen iki ayrı şiir seçkisi var. 1982’de ise tüm şiirleri 6 cilt halinde doğrudan Arapça'ya çevriliyor. İlginçtir ki 'Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim' adlı biyografik romanı İngilizce, Rusça ve Türkçe'den, ayrı çevirmenlerce Arapça'ya çevriliyor. Tiyatro oyunlarının önemli bir kısmının da 1955’ten başlamak üzere çeşitli tarihlerde Arapça'ya çevrildiğini biliyoruz. Bu da Arapların Nâzım Hikmet ilgisinin önemli bir göstergesi. Bu yüzden Nazım Hikmet'in çağdaş Arap şairlerine etkisi kayda değer."
Türk edebiyatına Arap ilgisini iki faktörün olumlu yönde etkilediğini anlatan Suçin, "Birincisi Orhan Pamuk’un Nobel’i alması. İkincisi ise Kültür Bakanlığı'nın Türk edebiyatını destekleme projesi TEDA’nın katkısı. Orhan Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar, Latife Tekin, Oya Baydur, Ahmet Ümit, Reşat Nuri Güntekin, Cahit Zarifoğlu, Muzaffer İzgü, Mine Söğüt, Adalet Ağaoğlu, Adnan Binyazar, Hakan Bıçakcı, Sadık Yalsızuçanlar, Mario Levi, Murat Tuncel, Hakan Günday ve daha birçok yazar, TEDA’nın desteğiyle Arapça'ya çevrilmiştir." diye konuştu.
- Edebiyat çevirilerinde nitelik sorunu
Arapça'ya çevrilen Türk yazarların nicelik bakımından azımsanmayacak sayıda olduğunu belirten Suçin, şunları söyledi:
"Fakat bu çevirilerin nitelikleri tartışılabilir. Bunun birçok nedeni var. Öncelikle eserleri çevirecek çevirmenlerin dikkatli seçilmesi lazım. Belki de çevirmenlerin seçiminde alan uzmanlarına danışılmalı. Editörlük süreci neredeyse işletilmiyor gibi bir izlenim var bende. Çevirilerde Arapça birçok dil ve ifade yanlışları hemen göze çarpabiliyor. Bir diğer husus yayınevi seçimi. Desteklenen eserlerin, Arap dünyasında geniş dağıtım ağına sahip yayınevlerine verilmesi önemli. Tabii çevrilecek kitapların seçimi de çok önem arz ediyor. Desteklenecek yazarlar, Türk edebiyatını temsil etme gücüne sahip olmalı. Söz gelimi desteklenen birçok çevirilere rağmen Oğuz Atay’ın 'Tutunamayanlar' adlı eseri henüz Arapça'ya çevrilmiş değil. Öykücülerimizden veya şairlerimizden temsil gücü yüksek bir seçkinin dahi Arapça'da olmadığını belirtmem lazım."
- Yesevi'nin Divan-ı Hikmet'inden seçki çevirisi
Çevirmenliğini kendisinin yaptığı Divan-ı Hikmet'ten seçkiler hakkında da bilgiler veren Suçin, şunları anlattı:
"Aklımın bir köşesinde zaman ve imkan bulursam Yunus Emre'yi çevirmek vardı. Bunu gerçekleştirmeye fırsat olmadı ama Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız'ın teşvikiyle Ahmet Yesevi'nin, 'Divan-ı Hikmet'inden yapılmış bir seçkiyi Arapça'ya çevirdim. Ahmet Yesevi, Orta Asya’dan Anadolu’ya, tasavvuf çizgisinin önemli bir ana damarı. Eserlerini Türkçe yazmış. Arapça ve Farsça'nın yaygın olduğu bir dönemde onun Türkçe yazması, yeni bir yazma geleneği oluşturması açısından önemli."
Arap ülkelerinden aldığı davetlerde genel olarak Türk şiiriyle ilgili Ahmet Haşim ve Yahya Kemal’den başlayıp, Garip'ten, İkinci Yeni’den bahsederek, Türk şiirinin şimdiki durumuna değinmeye çalıştığını ifade eden Suçin, "Aslında ideal olan, anadili Arapça birinin bunları yapması. Fakat alanda bir boşluk olduğu için geçici olarak bu sorumluluğu üstlenmek durumunda kalıyorum. Çağdaş Türk şiirinin tüm akımlarını temsil edecek bir antoloji yapma hayalim var." dedi.
- "Okuyucuyu gezdiren çevirmendir"
Arap şiirinden Türkçe'ye çok sayıda çeviri bulunduğunu hatırlatan Suçin, "Nicelik olarak belirli bir sayıdan bahsedebiliriz. Başarılı örnekleri dışarıda tutarsak, bu çevirilerin nitelikleri tartışılır. Başta Mahmud Derviş ve Adonis olmak üzere, Arap şiiri adına Türkçe'de gördüğüm kötü örneklerden dolayı bir misyon üstlenmek zorunda hissettim kendimi. Daha önce yapılmış birçok çeviriyi yeniden çevirdim. Şu anda belli bir düzeye gelmiş durumdayız. Şu ana kadar Mahmud Derviş’ten 4, Adonis’ten de 3 kitap çevrildi. Yayınlanmayı bekleyen yeni kitaplar var. Bundan sonra yayınevleri, yakalanan nitelikli çizginin altında çeviriler yayınlayamazlar. En azından teoride böyle olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Bundan sonraki süreçte daha çok romana, öyküye, edebiyatın diğer dallarına eğilmek gerektiğinin altını çizen Mehmet Hakkı Suçin, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu da tek başıma yapacağım bir şey değil. Bunu da daha çok yetişmekte olan gençlerle gerçekleştirebileceğimizi düşünüyorum. Arap kurgusal eserler bağlamında özellikle Prof. Dr. Rahmi Er’in, Necip Mahfuz, Sunullah İbrahim ve Nihad Siris’ten yaptığı çeviriler, gençler için son derece ilham vericidir. Geçmiş yıllarda 4 yıl boyunca yönettiğim edebi çeviri atölyelerinde, gerek Arapça'dan Türkçe'ye, gerekse Türkçe'den Arapça'ya azımsanmayacak düzeyde bir çevirmen havuzu oluştu. Böylece hangi çevirmenin hangi edebi türü daha iyi çevirebildiğine ilişkin mülahazalarım var. İşte bu gençlerden bazıları şu anda ürün vermeye başladılar. Aralarında Baha Tahir, Yusuf İdris, Abdurrahman Munif, Neval Sa’davi, Halid Halife, Abdu Vazin, Muhammed el-Mensi Kındil gibi çevirmenler var. Önümüzdeki aylarda çoğunun gönüllü editörlüğünü üstlendiğim bu eserlerini raflarda bulacağız. Bu eserleri yenileri takip edecektir."
- "Aşkın Kitabı"na TYB'den "en iyi çeviri kitabı" ödülü
Türk edebiyatçılardan ne tür dönüşler aldığını da değinen Suçin, "Yaptığım çevirilerle alakalı ilk karşılaştığım Türk şairler vardı. Onlara Arap şiirinden bahsettiğimde 'Araplarda şiir mi var?' veya 'Araplarda edebiyat mı var?' gibi sorulara muhatap oluyordum. Fakat bu çevirilerden sonra çok güzel bir sinerji yakaladık. Türkiye’nin önemli şairlerinden teşvik edici, yüreklendirici dönüşler alıyorum. Çeviriler hakkında yazılar yazılıyor. Çevirilerin düzeyinden sitayişle bahsediliyor. Nizar Kabbani’den çevirdiğim 'Aşkın Kitabı', Türkiye Yazarlar Birliği tarafından 2016 yılında 'en iyi çeviri kitabı' seçildi." ifadelerini kullandı.
- "Edebi çeviri atölyeleri desteklenmeli"
Hem Türkiye'den hem de Arap dünyasından 'neler çevirebiliriz?' diye istişare etmek için kendisini arayan yayıncılar olduğunu hatırlatan Suçin, "En büyük sorun, edebiyat çevirisi yapabilecek nitelikli çevirmen eksikliği. Burada edebi çeviri atölyelerinin desteklenmesi, çoğaltılması gerekir. Bu tür atölyelerin hem çeviri bilim altyapısına hem de iyi bir edebiyat donanımına ve çeviri deneyimine sahip kişilerce yönetilmesi gerekir." dedi.
- Arapça-Türkçe edebiyat dergisi "Balkon"
Son olarak bir edebiyat müterciminde bulunması gereken birikime işaret eden Suçin, sözlerini şöyle tamamladı:
"Edebî eser çevirebilmek için edebiyat altyapısına sahip olmak gerekiyor. Daha önce hiç roman, öykü, şiir, deneme gibi türlere aşina olmadan çeviri yapmaya kalkışmak, çılgınlık olur herhalde. Gerek dünyadan gerekse kendi edebiyat geleneğinden beslenmemiş bir kişiden, başarılı bir çeviri ürünü ortaya koyması beklenmez. Arapçadan edebi çeviri yapacaklara tavsiyem, öncelikle sıkı bir edebiyat okuyucusu olmaları. Hem Türkçe'de hem de Arapça'da iyi bir edebiyat okuyucusu olmalılar. Edebiyat dergilerini takip etmek önemli. Öte yandan, bir anda koca bir kitap çevirmeye kalkışmamalı. Çevirmenin yetişme süreci yazarınkine çok benziyor. Yazarlar çoğu zaman 'dergi okulu'ndan geçerler. Bu yüzden en iyisi işe dergilerden başlamak. Dergilerde 'piştikten sonra' kitap çevirmeye başlanabilir. Bu bağlamda Arapça-Türkçe edebiyat dergisi 'Balkon'dan (Arapça adı: Şurfe) bahsetmek istiyorum. Bu iki dilli dergi, ortak bir tarihi tecrübeye sahip Türk ve Arap toplumları arasında entelektüel bir köprü olmak amacında. Derginin Arap edebiyatı editörlüğünü Necvan Derviş ve Hişam el-Bustani yürütüyor. Türk edebiyatı ile ilgili içeriği Furkan Çalışkan ve Aykut Ertuğrul üstleniyor. Ben de derginin çeviri editörlüğünü üstleniyorum. Çeviri-edebiyat dergisi olması hasebiyle Balkon, ileride bir Arapça çeviri okulu işlevi görebilir."