Anayasa Mahkemesinden Hak İhlali Kararı
Yüksek Mahkeme, bir hükümlünün, belirli bir süre kelepçeli olarak müşahede odasında tutulmasında kötü muamele yasağının ihlal edildiğine hükmederek, başvurucuya 10 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Anayasa Mahkemesi, bir hükümlünün, belirli bir süre kelepçeli olarak müşahede odasında tutulmasında kötü muamele yasağının ihlal edildiğine karar verdi.
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Tekirdağ F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda yaralama suçundan hükümlü olarak bulunan ve bel rahatsızlığı yaşayan başvurucunun, hastaneye sevk talebi kurum doktoru tarafından reddedildi. Bunun üzerine başvurucu, kurum doktoruna saldırıda bulundu.
Olaydan bir gün sonra sayım için koğuşa giden infaz koruma memurları ile başvurucu arasında da tartışma yaşandı.
İnfaz koruma memurları tarafından olay günü tutulan tutanağa göre başvurucu, raporu olduğunu ve hastaneye sevk işlemlerinin yapılması gerektiğini belirterek, sayım için gelen infaz koruma memurlarına elindeki dilekçeleri fırlatarak hakaret etti.
Başvurucu, taşkınlık çıkardığı gerekçesiyle kendisine ve etrafa zarar vermesini engellemek amacıyla kelepçelenerek müşahede odasına götürüldü.
Hükümlü ise Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği dilekçesinde, infaz koruma memurlanın kendisine saldırarak hakaret ettiğini, müşahede odasına kelepçeli konulduğunu, el ve ayaklarının şiştiğini öne sürerek, infaz koruma memurlarından şikayetçi oldu.
Başsavcılık tarafından başlatılan soruşturmada, başvurucunun alınan doktor raporunda bileklerinde cilt sıyrıklarına rastlandığı belirtildi.
Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığınca ifadeleri alınan ve başvurucunun odasına giren 11 infaz koruma memuru, başvurucunun hakaret ederek koğuşun kapısını ve duvarlarını yumrukladığını anlattı. İnfaz koruma memurları, hükümlüye vurmadıklarını, kelepçeleri de çok sıkmadıklarını söyledi.
Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermesinin ardından başvurucu, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Yüksek Mahkeme, yaşanan olayda kötü muamele yasağının ihlal edildiğine hükmederek başvurucuya 10 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Anayasa Mahkemesi, kötü muamele yasağının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere kararın bir örneğinin Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine hükmetti.
- Karardan
Ceza infaz kurumu personelinin, saldırganlık gösterme riski yüksek olan hükümlü ve tutuklulara yönelik olarak kendilerini korumak, cezaevinde güvenliği ve disiplini sağlamak için takdir yetkisine sahip olduğunun kabul edilmesi gerektiğine işaret edilen kararda, bu takdir yetkisinin iyi niyetli olarak temel hak ve özgürlüklere saygı çerçevesinde kullanılması gerektiği vurgulandı.
Başvurucu hakkında olayın meydana gelmesinden bir gün önce kurum hekimine yumrukla saldırdığı gerekçesiyle soruşturma başlatıldığının hatırlatıldığı kararda, başvurucunun saldırgan bir tutum içine girmesi yönünden risk algısının yüksek olmasının kabul edilebilir bir durum olduğu belirtildi.
Kararda, başvurucunun saldırganlık açısından risk düzeyi, kamera görüntülerinde infaz koruma memurlarının tutumu ve alınan doktor raporunda sadece kelepçe takılan yerlerde cilt sıyrıklarının tespit edilmesi gözetildiğinde olayda zor kullanmanın gereksiz ve orantısız bir müdahale olduğunun söylenemeyeceğine işaret edildi.
Başvurucunun, belirli bir süre kelepçeli olarak "süngerli oda" olarak tabir edilen müşahede odasında tutulduğunun anımsatıldığı kararda, şunlar kaydedildi:
"Bu tedbirin tek başına herhangi bir kötü muamele olarak nitelendirilmesi mümkün değil ise de başvurucunun bu odada yaklaşık 6 saat ayaklarından ve elleri arkadan bağlı bir şekilde tutulmasının makul bir gerekçesinin ve bunu kesinlikle zorunlu kılan bir nedenin olması gerekir. Kendisine ve başkasına zarar verme imkanı olmayan süngerli odada kelepçeli bir şekilde tutulması başvurucunun bedensel cezaya maruz bırakıldığı algısı yaratmaktadır."
Kaynak: AA
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Tekirdağ F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda yaralama suçundan hükümlü olarak bulunan ve bel rahatsızlığı yaşayan başvurucunun, hastaneye sevk talebi kurum doktoru tarafından reddedildi. Bunun üzerine başvurucu, kurum doktoruna saldırıda bulundu.
Olaydan bir gün sonra sayım için koğuşa giden infaz koruma memurları ile başvurucu arasında da tartışma yaşandı.
İnfaz koruma memurları tarafından olay günü tutulan tutanağa göre başvurucu, raporu olduğunu ve hastaneye sevk işlemlerinin yapılması gerektiğini belirterek, sayım için gelen infaz koruma memurlarına elindeki dilekçeleri fırlatarak hakaret etti.
Başvurucu, taşkınlık çıkardığı gerekçesiyle kendisine ve etrafa zarar vermesini engellemek amacıyla kelepçelenerek müşahede odasına götürüldü.
Hükümlü ise Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği dilekçesinde, infaz koruma memurlanın kendisine saldırarak hakaret ettiğini, müşahede odasına kelepçeli konulduğunu, el ve ayaklarının şiştiğini öne sürerek, infaz koruma memurlarından şikayetçi oldu.
Başsavcılık tarafından başlatılan soruşturmada, başvurucunun alınan doktor raporunda bileklerinde cilt sıyrıklarına rastlandığı belirtildi.
Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığınca ifadeleri alınan ve başvurucunun odasına giren 11 infaz koruma memuru, başvurucunun hakaret ederek koğuşun kapısını ve duvarlarını yumrukladığını anlattı. İnfaz koruma memurları, hükümlüye vurmadıklarını, kelepçeleri de çok sıkmadıklarını söyledi.
Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermesinin ardından başvurucu, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Yüksek Mahkeme, yaşanan olayda kötü muamele yasağının ihlal edildiğine hükmederek başvurucuya 10 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Anayasa Mahkemesi, kötü muamele yasağının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere kararın bir örneğinin Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine hükmetti.
- Karardan
Ceza infaz kurumu personelinin, saldırganlık gösterme riski yüksek olan hükümlü ve tutuklulara yönelik olarak kendilerini korumak, cezaevinde güvenliği ve disiplini sağlamak için takdir yetkisine sahip olduğunun kabul edilmesi gerektiğine işaret edilen kararda, bu takdir yetkisinin iyi niyetli olarak temel hak ve özgürlüklere saygı çerçevesinde kullanılması gerektiği vurgulandı.
Başvurucu hakkında olayın meydana gelmesinden bir gün önce kurum hekimine yumrukla saldırdığı gerekçesiyle soruşturma başlatıldığının hatırlatıldığı kararda, başvurucunun saldırgan bir tutum içine girmesi yönünden risk algısının yüksek olmasının kabul edilebilir bir durum olduğu belirtildi.
Kararda, başvurucunun saldırganlık açısından risk düzeyi, kamera görüntülerinde infaz koruma memurlarının tutumu ve alınan doktor raporunda sadece kelepçe takılan yerlerde cilt sıyrıklarının tespit edilmesi gözetildiğinde olayda zor kullanmanın gereksiz ve orantısız bir müdahale olduğunun söylenemeyeceğine işaret edildi.
Başvurucunun, belirli bir süre kelepçeli olarak "süngerli oda" olarak tabir edilen müşahede odasında tutulduğunun anımsatıldığı kararda, şunlar kaydedildi:
"Bu tedbirin tek başına herhangi bir kötü muamele olarak nitelendirilmesi mümkün değil ise de başvurucunun bu odada yaklaşık 6 saat ayaklarından ve elleri arkadan bağlı bir şekilde tutulmasının makul bir gerekçesinin ve bunu kesinlikle zorunlu kılan bir nedenin olması gerekir. Kendisine ve başkasına zarar verme imkanı olmayan süngerli odada kelepçeli bir şekilde tutulması başvurucunun bedensel cezaya maruz bırakıldığı algısı yaratmaktadır."