Uzmanlar ABD Büyükelçisi Bass'ın İfadelerini Değerlendirdi
Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dedeoğlu: 'John Bass bir diplomat ve sözleri 'Biz istediğimiz terör örgütünü yönlendirebiliriz' gibi bir ima taşıyor' 'Hiçbir diplomat inceliğine yakışmayacak tehdit ve itiraf, hepsi mevcut bu cümlenin içinde' Güvenlik Uzmanı Ağar: 'Bass çıkıp Türkiye'ye DEAŞ ile ilgili ne tür istihbarat sağladıklarını, hangi desteği verdiklerini söylemeli ki bu konuda insanların kafalarındaki ABD ile ilgili şüpheler ortadan kalksın' 'Kırılganlığın sahadaki temel sebebi, ABD’nin YPG/PYD/PK ile girdiği doğrusal ve asimetrik ilişkiler ile onlara himaye sağlama, destekleme, donatma, yönetme ve yönlendirmedir'
ALAATTİN DOĞRU/UĞUR ÇİL - Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, "9,5 aydır Türkiye'de terör saldırısı yaşanmıyor. Bu DEAŞ vazgeçtiği için değil, iş birliğimizin sonucu." ifadesini kullanan ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass'ın bir diplomat olduğunu hatırlatarak, "Bass'ın sözleri, 'Biz istediğimiz terör örgütünü yönlendirebiliriz' gibi bir ima taşıyor." dedi.
Prof. Dr. Beril Dedeoğlu ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, hafta sonu Türkiye'den ayrılacak olan ABD Büyükelçisi Bass'ın sözlerini AA muhabirine değerlendirdi.
Dedeoğlu, Bass'ın açıklamalarının olumlu ve olumsuz olarak iki yönden ele alınması gerektiğini belirterek, ABD'nin uluslararası terörizm konusunda Türkiye ile iş birliği içerisinde olmasının ve bunun devamını arzu etmesinin olumlu olduğunu vurguladı.
"Fakat sayemizde bu işler olmuyor gibi bir anlam da çıkıyor." diyen Dedeoğlu, bu ifadenin bir taraftan "Elimizi çekersek eylem olabilir", diğer taraftan da "DEAŞ üzerinde bu kadar etkiliyiz" anlamına gelebileceğine işaret etti.
Dedeoğlu, ABD'nin, DEAŞ üzerinde etkisi olduğu izlenimi oluşturmasına rağmen iddia edildiği şekilde bir etkisinin bulunmadığına vurgu yaparak, "John Bass bir diplomat ve sözleri 'Biz istediğimiz terör örgütünü yönlendirebiliriz' gibi bir ima taşıyor. Bu çok doğru değil." ifadelerini kullandı.
Bass'ın ifadelerinin, Türkiye ve ABD arasındaki müzakerelerdeki konuşma konularını belli bir alana sıkıştırma amacı taşıdığının altını çizen Dedeoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"(Bass ifadeleriyle) Vize meselesi ile ilgili çözüm yolunu da daraltmış vaziyette. Yani sorunu küçültmüş, iki devlet arasındaki ilişkilerde de 'gerilimi artırmayın' demeye çalışıyor. Vize meselesinde çıkış bellidir. Bizi tatmin edecek gerekçeleri verin, biz de kimseyi saklamadık. El sıkışalım ayrılalım diyor. Ama iki ülke arasındaki genel sorunlara işaret edecek noktayı da DEAŞ çerçevesine bağlıyor."
Dedeoğlu, bu ifadelerle Bass'ın hedefinin ABD'nin terör örgütü DEAŞ'ı tutabilecek ve yönlendirebilecek bir kapasitesi olduğu izlenimini yaratmayı hedeflediğine dikkati çekerek, "Hiçbir diplomat inceliğine yakışmayacak tehdit ve itiraf, hepsi mevcut bu cümlenin içinde." dedi.
- "Bu cümle pek çok spekülasyonu beraberinde getiriyor"
Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar ise "Türkiye'de 9,5 aydır DEAŞ saldırısı olmuyor" diyen Büyükelçi Bass'ın Reina'da yapılan DEAŞ saldırısını baz aldığını gösterdiğini söyledi.
Ağar, Büyükelçi Bass ile ilgili Türkiye'de olumsuz bir kanaat oluştuğunu söyleyerek, Bass'ın söz ettiği tarihten itibaren DEAŞ ile mücadelede iş birliğine bağlı ABD'nin hangi tehditleri engellediklerine dair veriler ortaya çıkarsa ancak sağlıklı bir muhakemenin kurulabileceğini dile getirdi.
Türkiye'ye özellikle Fırat Kalkanı Harekatı zamanında yapılan terörist saldırıların Türk halkını zihinsel olarak çok yorduğuna dikkati çeken Ağar, toplumdaki pek çok kişi ve kesimin bu açıklamayı "Acaba ABD'nin DEAŞ üzerinde bir etkisi mi var?" şeklinde algıladığını ve sorguladığını ifade etti.
Ağar, ABD'nin, terör örgütleri YPG/PYD/PKK ile Suriye ve Irak’ta ortaya çıkan ilişkisinin bu algının gerekçelerini oluşturduğu değerlendirmesinde bulundu.
ABD'nin, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), PKK/PYD/YPG'ye verdiği destekle, Türk halkının zihninde ABD'ye karşı net algılar oluşmasına sebep olduğunu belirten Ağar, yakın zamanda ABD Başkanı Donald Trump'ın "DEAŞ’ı Obama kurdu, yardımcılığını da Hillary Clinton yaptı." sözlerinden sonra ABD büyükelçisinin bu açıklamayı yapmasının, bu algıyı daha da güçlendirdiğinin altını çizdi.
Ağar, böylesi zor bir döneminde ABD'nin Türkiye'nin yanında yer almaması ve Büyükelçi Bass'ın da bunda üstlendiği vizyon ve misyonun bambaşka bir fotoğraf ortaya çıkardığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün bu yaşananlar ABD'nin Türk halkı gözündeki dostluğunu zedeledi. Bunu gidermenin yolu Bass çıkıp, Türkiye'ye DEAŞ ile ilgili ne tür istihbarat sağladıklarını, hangi desteği verdiklerini söylemeli ki bu konuda insanların kafalarındaki ABD ile ilgili şüpheler ortadan kalksın."
- ABD'nin başlattığı hibrit işgal
Türkiye ile ABD arasında küresel terör ve özellikle DEAŞ konusunda hali hazırda iş birliği ve istihbarat paylaşımının söz konusu olduğunu anımsatan Ağar, "Ancak sahadaki duruma bakıldığında bunun ilişkilere çok yansımadığını görüyoruz. Kırılganlığın sahadaki temel sebebi, ABD’nin YPG/PYD/PK ile girdiği doğrusal ve asimetrik ilişkiler ile onlara himaye sağlama, destekleme, donatma, yönetme ve yönlendirmedir." vurgusunda bulundu.
Ağar, ABD'nin DEAŞ’ı gerekçe göstererek sahada büyük bir kaosu ve tehdidi oluşturacak hamleler yapmasının "DEAŞ ile mücadele ediyorum." gerekçesiyle sahada hibrit işgal başlattığının göstergesi olduğunu ifade etti.
ABD'nin başlattığı hibrit işgal ile terör örgütlerinin küresel güçler tarafından kullanıldığının görülmeye başlandığına değinen Ağar, bu fotoğrafın Türkiye'nin bekasıyla ilişkili olduğu ve Türkiye'yi çok rahatsız ettiği uyarısında bulundu.
Ağar, Büyükelçi Bass'ın açıklamalarının herkesi gerdiğini belirterek, ABD'nin normalleşmeye dair adımlar atmasının, iki ülkenin iş birliği ve bölgenin geleceği açısından faydalı sonuçlar üretebileceğini söyledi.
Kaynak: AA
Prof. Dr. Beril Dedeoğlu ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, hafta sonu Türkiye'den ayrılacak olan ABD Büyükelçisi Bass'ın sözlerini AA muhabirine değerlendirdi.
Dedeoğlu, Bass'ın açıklamalarının olumlu ve olumsuz olarak iki yönden ele alınması gerektiğini belirterek, ABD'nin uluslararası terörizm konusunda Türkiye ile iş birliği içerisinde olmasının ve bunun devamını arzu etmesinin olumlu olduğunu vurguladı.
"Fakat sayemizde bu işler olmuyor gibi bir anlam da çıkıyor." diyen Dedeoğlu, bu ifadenin bir taraftan "Elimizi çekersek eylem olabilir", diğer taraftan da "DEAŞ üzerinde bu kadar etkiliyiz" anlamına gelebileceğine işaret etti.
Dedeoğlu, ABD'nin, DEAŞ üzerinde etkisi olduğu izlenimi oluşturmasına rağmen iddia edildiği şekilde bir etkisinin bulunmadığına vurgu yaparak, "John Bass bir diplomat ve sözleri 'Biz istediğimiz terör örgütünü yönlendirebiliriz' gibi bir ima taşıyor. Bu çok doğru değil." ifadelerini kullandı.
Bass'ın ifadelerinin, Türkiye ve ABD arasındaki müzakerelerdeki konuşma konularını belli bir alana sıkıştırma amacı taşıdığının altını çizen Dedeoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"(Bass ifadeleriyle) Vize meselesi ile ilgili çözüm yolunu da daraltmış vaziyette. Yani sorunu küçültmüş, iki devlet arasındaki ilişkilerde de 'gerilimi artırmayın' demeye çalışıyor. Vize meselesinde çıkış bellidir. Bizi tatmin edecek gerekçeleri verin, biz de kimseyi saklamadık. El sıkışalım ayrılalım diyor. Ama iki ülke arasındaki genel sorunlara işaret edecek noktayı da DEAŞ çerçevesine bağlıyor."
Dedeoğlu, bu ifadelerle Bass'ın hedefinin ABD'nin terör örgütü DEAŞ'ı tutabilecek ve yönlendirebilecek bir kapasitesi olduğu izlenimini yaratmayı hedeflediğine dikkati çekerek, "Hiçbir diplomat inceliğine yakışmayacak tehdit ve itiraf, hepsi mevcut bu cümlenin içinde." dedi.
- "Bu cümle pek çok spekülasyonu beraberinde getiriyor"
Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar ise "Türkiye'de 9,5 aydır DEAŞ saldırısı olmuyor" diyen Büyükelçi Bass'ın Reina'da yapılan DEAŞ saldırısını baz aldığını gösterdiğini söyledi.
Ağar, Büyükelçi Bass ile ilgili Türkiye'de olumsuz bir kanaat oluştuğunu söyleyerek, Bass'ın söz ettiği tarihten itibaren DEAŞ ile mücadelede iş birliğine bağlı ABD'nin hangi tehditleri engellediklerine dair veriler ortaya çıkarsa ancak sağlıklı bir muhakemenin kurulabileceğini dile getirdi.
Türkiye'ye özellikle Fırat Kalkanı Harekatı zamanında yapılan terörist saldırıların Türk halkını zihinsel olarak çok yorduğuna dikkati çeken Ağar, toplumdaki pek çok kişi ve kesimin bu açıklamayı "Acaba ABD'nin DEAŞ üzerinde bir etkisi mi var?" şeklinde algıladığını ve sorguladığını ifade etti.
Ağar, ABD'nin, terör örgütleri YPG/PYD/PKK ile Suriye ve Irak’ta ortaya çıkan ilişkisinin bu algının gerekçelerini oluşturduğu değerlendirmesinde bulundu.
ABD'nin, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), PKK/PYD/YPG'ye verdiği destekle, Türk halkının zihninde ABD'ye karşı net algılar oluşmasına sebep olduğunu belirten Ağar, yakın zamanda ABD Başkanı Donald Trump'ın "DEAŞ’ı Obama kurdu, yardımcılığını da Hillary Clinton yaptı." sözlerinden sonra ABD büyükelçisinin bu açıklamayı yapmasının, bu algıyı daha da güçlendirdiğinin altını çizdi.
Ağar, böylesi zor bir döneminde ABD'nin Türkiye'nin yanında yer almaması ve Büyükelçi Bass'ın da bunda üstlendiği vizyon ve misyonun bambaşka bir fotoğraf ortaya çıkardığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün bu yaşananlar ABD'nin Türk halkı gözündeki dostluğunu zedeledi. Bunu gidermenin yolu Bass çıkıp, Türkiye'ye DEAŞ ile ilgili ne tür istihbarat sağladıklarını, hangi desteği verdiklerini söylemeli ki bu konuda insanların kafalarındaki ABD ile ilgili şüpheler ortadan kalksın."
- ABD'nin başlattığı hibrit işgal
Türkiye ile ABD arasında küresel terör ve özellikle DEAŞ konusunda hali hazırda iş birliği ve istihbarat paylaşımının söz konusu olduğunu anımsatan Ağar, "Ancak sahadaki duruma bakıldığında bunun ilişkilere çok yansımadığını görüyoruz. Kırılganlığın sahadaki temel sebebi, ABD’nin YPG/PYD/PK ile girdiği doğrusal ve asimetrik ilişkiler ile onlara himaye sağlama, destekleme, donatma, yönetme ve yönlendirmedir." vurgusunda bulundu.
Ağar, ABD'nin DEAŞ’ı gerekçe göstererek sahada büyük bir kaosu ve tehdidi oluşturacak hamleler yapmasının "DEAŞ ile mücadele ediyorum." gerekçesiyle sahada hibrit işgal başlattığının göstergesi olduğunu ifade etti.
ABD'nin başlattığı hibrit işgal ile terör örgütlerinin küresel güçler tarafından kullanıldığının görülmeye başlandığına değinen Ağar, bu fotoğrafın Türkiye'nin bekasıyla ilişkili olduğu ve Türkiye'yi çok rahatsız ettiği uyarısında bulundu.
Ağar, Büyükelçi Bass'ın açıklamalarının herkesi gerdiğini belirterek, ABD'nin normalleşmeye dair adımlar atmasının, iki ülkenin iş birliği ve bölgenin geleceği açısından faydalı sonuçlar üretebileceğini söyledi.