Bingöllü Kanaat Önderi PKK-FETÖ İşbirliğini Anlattı
Bingöllü kanaat önderi iş adamı Nihat Karaarslan, "PKK ve FETÖ’nün bağları hala devam ediyor. Devam etmesi bugün açık ve net bir şekilde ortadadır" dedi.
Bingöllü kanaat önderi iş adamı Nihat Karaarslan, PKK ile FETÖ arasındaki işbirliğini gözler önüne serdi. Karaarslan, " FETÖ zaten Abdullah Öcalan’la aynı yerden kullanılıyordu. Bunun geçmişe gittiğimiz zaman, 1961’e baktığımız zaman Fethullah Gülen, Komünizmle Mücadele Derneği’nin Erzurum temsilcisidir. Tapu, kadastro döneminde Abdullah Öcalan’ın okul okuduğu dönemde o da aynı Komünizmle Mücadele Derneği’nin elemanıdır. Dolayısıyla bunlar birlikte çalıştığı için o dönemlerde ne yapıldı? Türkiye’de bir dini kanaat önderi ortaya koyup, Fethullah Gülen üzerinden FETÖ diye adlandırdığımız yapı, Said Nursi Bediüzzaman Said Kurdi’nin ilmini by-pass ederek kendine bir dini kanaat önderi oluşturdular. Bu dini kanaat önderi küresel yapıya baktı, yani bizim Komünizmle Mücadele Derneği dediğimiz dernekte de ’küresel Ergenekon’ adı altında kurulan bir yapıydı. Bu yapının içerisinde Amerika, 36 Avrupa ülkesinin Türkiye’yi yönetmesiydi" diye konuştu.
"İmralı’da görüşüldükten sonra Öcalan 2 mektup gönderdi, bir tanesi Pensilvanya’ya"
Ergenekon olayını da sulandıranın Fethullah Gülen olduğunu kaydeden Karaarslan, "PKK ve FETÖ’nün bağları hala devam ediyor. Devam etmesi bugün açık ve net bir şekilde ortadadır. Abdullah Öcalan ile İmralı’da görüşüldüğü zaman, resmi olarak HDP heyeti gittiği zaman heyet oradan geri döndüğünde 2 tane mektup yolladı. Bir Kandil’e gönderdi, bir de Pensilvanya’ya gönderdi. Eğer bu adamın bu yapıyla işbirliği yoksa İmralı’da PKK davasından yatan bir adam, Pensilvanya’ya Ahmet Türk ile birlikte niye mektup yollasın?" ifadelerini kullandı.
"FETÖ, çözüm sürecinde sadece PKK’yı muhatap kıldı"
Çözüm sürecine de değinen Karaarslan, "Bütün dönemlerde, cumhuriyetin bütün süreçlerinde Kürt kimliği ile ilgili tasarruflar vardı. Turgut Özal, ’Kürt meselesi var ben bunu çözeceğim’ dedi, bedelini hayatıyla ödedi.
Daha sonraki dönemlerde ilk olarak vesayet rejimine karşı çıkan bir AK Parti geldiği için, ’ben Kürt meselesini çözeceğim’ dedi.
Bu meseleyi çözeceğim dediği noktada Tayyip Erdoğan ve partisinin düşüncesi, Kürt meselesini Kürtler’le çözmekti ama bu süreçte bütün o çakışan gruplar ortak oldu. Gladyö yapılanmasının altında yer alan hepsi oldu. Bunun içerisinde o dönemde dini referansı yüksek gözüken, bu ılımlı İslamiyet adı altına saklanan FETÖ partinin içerisine biraz daha hakim oldu. Partinin içerisine hakim olduğu zaman kendi danışmanlarıyla Kürt meselesinin çözümünü çözümsüzlüğe götürebilmek için sadece PKK’yı muhatap kıldı. PKK’yı muhatap kılma sürecinden sonra zaten Kürt meselesindeki çözüm doğru gitmemeye başladı.
Çünkü PKK tek muhatap olursa PKK terör örgütüdür, örgüt ne yapar? İşine gelmediği zaman bombayı patlatır, çözümü çözümsüzlüğe götürür" değerlendirmesinde bulundu.
"PKK, FG plakalı araçla polise saldırarak bir mesaj verdi"
PKK’nın kendisi gibi düşünmeyen Kürtleri Kürt olarak görmediğinin de altını çizen Karaarslan, "Kürt meselesinin çözümünü çözümsüzlüğe götürebilen en büyük yapı Paralel Yapı diye adlandırdığımız yapıdır. FETÖ ve PKK aynı yerden yönetildiği için, ikisi de aynı vesayet rejimi tarafından ortaya sürüldüğü için birlikte mesela son zamanlarda örnek olsun diye söylüyorum Cumhurbaşkanımızı öldürmeye giden SAT gruplara bir operasyon düzenlendi.
Operasyonu yapan time takviye tim gönderildi. Bu takviye tim gönderildiği zaman Bingöl’den de gönderildi ama gazetelere Bingöl’deki takviye gücün bunları yakaladığı yazıldı. Bir gün sonra FG plakalı bir araçla Bingöl’de polislere saldırı yaptılar, bir mesaj verdiler. Teröristlerin yakalanmasından bir gün sonra Bingöl’de PKK yaptığı eylemde FG plakalı bir aracı patlattı, 7 tane polisimiz öldü" şeklinde konuştu.
"Ontolojik devlet FETÖ’ymüş"
HDP’nin Abdullah Öcalan’la görüşmesinden sonra gönderdiği mektuplardan birinin Ahmet Türk ile birlikte Pensilvanya’ya gönderildiğini vurgulayan Karaarslan, "Ahmet Türk ile Pensilvanya’ya ne diye mektup göndersin? Eğer PKK, Fethullah Gülen’in dışındaysa, FETÖ örgütü ile bir bağlantısı yoksa Pensilvanya’da yaşayan bir teröriste İmralı’da tutsak olan bir adam niye mektup göndersin? Zaten Abdullah Öcalan, bütün dönemlerde kendi yandaşlarını, kitlesini rahat tutabilmek için ’ben devletle görüşmüyorum, ontoloji devletle görüşüyorum’ diyordu. O zaman biz anlıyoruz ki onun ontolojik devlet dediği bu darbeyle beraber ortaya çıktığında FETÖ’dür. Bu sistemi bunlara kurduran küresel yapı aynı yerde bunları yönetmiş. PKK, FETÖ’nün bu başarısız darbe girişiminden sonra olaylarına, eylemlerine genişleterek başlıyor. 17-25 Aralık operasyonundan sonraki FETÖ’cü olarak adlandırılan güvenlik görevlilerinin hepsi doğuya gönderildi. Doğuya gönderilen yapı, PKK ile ortaksa senin orada başarılı olabilme şansın var mı? Bugün FETÖ’nün bu olaylarını örtbas edebilmek için, FETÖ terör mücadelesini engelleyebilmek için doğuda her gün sen gidip sivil halka bomba patlatamazsın. Senin böyle bir gücün yok, senin kitlesel bir karşılığın yok. Bunların hepsi küresel güçlerin egemenliğinde olan taşeron örgütlerdir" dedi.
Kaynak: İHA
"İmralı’da görüşüldükten sonra Öcalan 2 mektup gönderdi, bir tanesi Pensilvanya’ya"
Ergenekon olayını da sulandıranın Fethullah Gülen olduğunu kaydeden Karaarslan, "PKK ve FETÖ’nün bağları hala devam ediyor. Devam etmesi bugün açık ve net bir şekilde ortadadır. Abdullah Öcalan ile İmralı’da görüşüldüğü zaman, resmi olarak HDP heyeti gittiği zaman heyet oradan geri döndüğünde 2 tane mektup yolladı. Bir Kandil’e gönderdi, bir de Pensilvanya’ya gönderdi. Eğer bu adamın bu yapıyla işbirliği yoksa İmralı’da PKK davasından yatan bir adam, Pensilvanya’ya Ahmet Türk ile birlikte niye mektup yollasın?" ifadelerini kullandı.
"FETÖ, çözüm sürecinde sadece PKK’yı muhatap kıldı"
Çözüm sürecine de değinen Karaarslan, "Bütün dönemlerde, cumhuriyetin bütün süreçlerinde Kürt kimliği ile ilgili tasarruflar vardı. Turgut Özal, ’Kürt meselesi var ben bunu çözeceğim’ dedi, bedelini hayatıyla ödedi.
Daha sonraki dönemlerde ilk olarak vesayet rejimine karşı çıkan bir AK Parti geldiği için, ’ben Kürt meselesini çözeceğim’ dedi.
Bu meseleyi çözeceğim dediği noktada Tayyip Erdoğan ve partisinin düşüncesi, Kürt meselesini Kürtler’le çözmekti ama bu süreçte bütün o çakışan gruplar ortak oldu. Gladyö yapılanmasının altında yer alan hepsi oldu. Bunun içerisinde o dönemde dini referansı yüksek gözüken, bu ılımlı İslamiyet adı altına saklanan FETÖ partinin içerisine biraz daha hakim oldu. Partinin içerisine hakim olduğu zaman kendi danışmanlarıyla Kürt meselesinin çözümünü çözümsüzlüğe götürebilmek için sadece PKK’yı muhatap kıldı. PKK’yı muhatap kılma sürecinden sonra zaten Kürt meselesindeki çözüm doğru gitmemeye başladı.
Çünkü PKK tek muhatap olursa PKK terör örgütüdür, örgüt ne yapar? İşine gelmediği zaman bombayı patlatır, çözümü çözümsüzlüğe götürür" değerlendirmesinde bulundu.
"PKK, FG plakalı araçla polise saldırarak bir mesaj verdi"
PKK’nın kendisi gibi düşünmeyen Kürtleri Kürt olarak görmediğinin de altını çizen Karaarslan, "Kürt meselesinin çözümünü çözümsüzlüğe götürebilen en büyük yapı Paralel Yapı diye adlandırdığımız yapıdır. FETÖ ve PKK aynı yerden yönetildiği için, ikisi de aynı vesayet rejimi tarafından ortaya sürüldüğü için birlikte mesela son zamanlarda örnek olsun diye söylüyorum Cumhurbaşkanımızı öldürmeye giden SAT gruplara bir operasyon düzenlendi.
Operasyonu yapan time takviye tim gönderildi. Bu takviye tim gönderildiği zaman Bingöl’den de gönderildi ama gazetelere Bingöl’deki takviye gücün bunları yakaladığı yazıldı. Bir gün sonra FG plakalı bir araçla Bingöl’de polislere saldırı yaptılar, bir mesaj verdiler. Teröristlerin yakalanmasından bir gün sonra Bingöl’de PKK yaptığı eylemde FG plakalı bir aracı patlattı, 7 tane polisimiz öldü" şeklinde konuştu.
"Ontolojik devlet FETÖ’ymüş"
HDP’nin Abdullah Öcalan’la görüşmesinden sonra gönderdiği mektuplardan birinin Ahmet Türk ile birlikte Pensilvanya’ya gönderildiğini vurgulayan Karaarslan, "Ahmet Türk ile Pensilvanya’ya ne diye mektup göndersin? Eğer PKK, Fethullah Gülen’in dışındaysa, FETÖ örgütü ile bir bağlantısı yoksa Pensilvanya’da yaşayan bir teröriste İmralı’da tutsak olan bir adam niye mektup göndersin? Zaten Abdullah Öcalan, bütün dönemlerde kendi yandaşlarını, kitlesini rahat tutabilmek için ’ben devletle görüşmüyorum, ontoloji devletle görüşüyorum’ diyordu. O zaman biz anlıyoruz ki onun ontolojik devlet dediği bu darbeyle beraber ortaya çıktığında FETÖ’dür. Bu sistemi bunlara kurduran küresel yapı aynı yerde bunları yönetmiş. PKK, FETÖ’nün bu başarısız darbe girişiminden sonra olaylarına, eylemlerine genişleterek başlıyor. 17-25 Aralık operasyonundan sonraki FETÖ’cü olarak adlandırılan güvenlik görevlilerinin hepsi doğuya gönderildi. Doğuya gönderilen yapı, PKK ile ortaksa senin orada başarılı olabilme şansın var mı? Bugün FETÖ’nün bu olaylarını örtbas edebilmek için, FETÖ terör mücadelesini engelleyebilmek için doğuda her gün sen gidip sivil halka bomba patlatamazsın. Senin böyle bir gücün yok, senin kitlesel bir karşılığın yok. Bunların hepsi küresel güçlerin egemenliğinde olan taşeron örgütlerdir" dedi.