CHP TBMM Grup Toplantısı
Genel Başkan Kılıçdaroğlu: (1)'21. yüzyıldayız. Hangi gerekçe ile siz darbe yapıyorsunuz? Eğer bir sorun varsa parlamenter rejim içinde biz bu sorunu çözmeye hazırız.''Bu kadar ağır bedeller ödeyen CHP, nasıl demokrasi mücadelesi vermeyecek? Diyorlar ki 'CHP'ye teşekkür ediyoruz'. Teşekkür değil, bu zaten bizim görevimiz. Eğer cumhuriyeti, demokrasiyi savunmayacaksak neyi savunacağız?''Hukuku katlederse, demokrasiyi katlederse vatandaş bütün çağdaş demokrasilerde olduğu gibi direnme hakkını kullanmak için sokağa çıkar. Direnme hakkı budur'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, '21. yüzyıldayız. Hangi gerekçe ile siz darbe yapıyorsunuz? Eğer bir sorun varsa parlamenter rejim içinde biz bu sorunu çözmeye hazırız. Parlamentonun iradesi ortaya çıkabilmeli ve kendi sorununu kendi çözebilmeli. Demokrasi görüşü, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun hepimizin ortak paydası olmak zorundadır.' dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasına, FETÖ'nün darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz akşamı yaşadıklarını anlatarak başlayan Kılıçdaroğlu, olayı duyduktan sonra ilk tepki olarak darbeye karşı çıktıklarını belirttiklerini aktardı.
İlk etapta darbeye karşı olduklarına ilişkin kısa bir metin hazırlayarak medya kuruluşlarına gönderdiklerini, basın yayın kuruluşlarının bu metnin belli cümlelerini verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
'Bizim metnimizin başlangıcı, 'darbelerden çok çektik, artık Türkiye'nin bu darbelerden kurtulması gerekir' gibi bir cümleydi. 21. yüzyıldayız. Hangi gerekçe ile siz darbe yapıyorsunuz? Eğer bir sorun varsa parlamenter rejim içinde biz bu sorunu çözmeye hazırız. Bu sorunu çözmeliyiz. Parlamentonun iradesi ortaya çıkabilmeli ve kendi sorununu kendi çözebilmeli. Demokrasi görüşü, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun hepimizin ortak paydası olmak zorundadır.'
-'Sistemi çökertmek için yola çıkanlar hayal kırıklığına uğramışlardır'
Kılıçdaroğlu, demokrasinin hiçbir gerekçe ile askıya alınamayacağını vurgulayarak, 'Parlamenter demokratik sisteme yönelik bir darbe girişimi olmuştur. Hiçbir endişemiz yok. Parlamenter demokratik sistemi yaşatmak için mücadele ederken bu sistemi çökertmek için yola çıkanlar hayal kırıklığına uğramışlardır.' dedi.
Ordu içinde bir cuntanın bu darbeyi yapmaya yeltendiğine değinen Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz gecesi parlamentoya gelen milletvekillerine, genel başkan yardımcılarına, CHP Grubu'nun görüşlerini medya ile paylaşan grup başkanvekillerine ve tüm milletvekillerine demokrasi için verdikleri mücadeleden dolayı teşekkür etti.
Demokrasiyi savunmanın temel görevleri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin acıyla, kanla, gözyaşı ile kurulduğunu bildirdi. Cumhuriyetin Türk milletine birileri tarafından altın tepsi içinde sunulmadığına işaret eden Kılıçdaroğlu, 'Cumhuriyetin kuruluşunda bu ülkenin insanlarının alın teri, gözyaşı var. Cumhuriyeti kurunların bizlere vasiyeti, cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmaktır' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Cumhuriyetin o dönemin tüm mazlum ülkelerine örnek olduğunu vurgulayarak, bugün de bütün Müslüman dünyası ve mazlum ülkelerin Türkiye'deki cumhuriyet ve demokrasinin daha da gelişmesini beklediğini ifadesini kullandı.
Cumhuriyet kurulduğunda okuma yazma oranının erkeklerde yüzde 7, kadınlarda ise binde 8 olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, 'O zaman siz seçim sandığını ortaya koysanız başına okuma yazma bilen adam koyamayacaksınız. O insanlar millet mekteplerini açtılar. Okuma yazma seferberliği başlattılar. Çünkü demokrasiyi ancak okuyarak, bilinçli yurttaş olarak geliştirebiliriz.' dedi.
-'Demokrat demekle demokrat olunmuyor'
Hiç kimsenin 'demokrat' demekle demokrat olamayacağını belirten Kılıçdaroğlu, demokrasinin önce evde, sokakta başladığına işaret etti. Demokrat olanların istişareyi, danışmayı bilmesi gerektiğini bunun da okumak, insanı sevmek ve karşı düşünceye saygı duymakla gerçekleşebileceğini vurguladı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin demokrasi yolunda ağır bedeller ödediğini, idam sehpaları kurulduğunu, her darbe sonrası en büyük zararı CHP'nin gördüğünü belirten Kılıçdaroğlu, genel başkanlarının hapse atıldığını, arşivlerine, mal varlıklarına el konulduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Bu kadar ağır bedeller ödeyen CHP, nasıl demokrasi mücadelesi vermeyecek? Diyorlar ki 'CHP'ye teşekkür ediyoruz'. Teşekkür değil, bu zaten bizim görevimiz. Eğer cumhuriyeti, demokrasiyi savunmayacaksak neyi savunacağız? Dilimizde tüy bitti son üç, dört yıldır. Parlamenter demokrasi diyoruz. Niye diyoruz biz bunu? Özgürlükçü demokrasi diyoruz. Hangi gerekçe ile söylüyoruz? Bütün bu olayların önüne geçmek için söylüyoruz. Biz o kadar ağır bedeller ödedik ki ama bütün bunlara rağmen cumhuriyet, demokrasi sevdasından ve tarihi birikimimizden asla ödün vermedik. O kadar ki bu ülkenin anayasasına değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek maddeyi koyduk. Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir.'
-'Darbeyi engelleyen özgürlükçü parlamenter rejimdir'
Demokrasinin herkesin üzerine titremesi ve savunması gereken değerli bir kavram olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, 'Bir ülkede demokrasi yoksa, bir kişinin sözü geçer, bir kişinin hukuk anlayışı geçer, bir kişinin düşüncesi topluma dayatılır. O nedenle demokraside çok seslilik esastır. Herkes düşüncesini özgürce ifade eder. O nedenle siz ısrarla ve ısrarla diyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti üçüncü sınıf değil, birinci sınıf demokrasiye, tam demokrasiye layıktır.' ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, demokrasinin sadece seçim dönemlerinde oy kullanmak olmadığını belirterek, demokrasinin bir kurallar bütünü olduğunu, ahlaki temelleri bulunduğunu, kuvvetler ayrılığına, hukukun üstünlüğüne, düşünce, din ve vicdan özgürlüğüne, katdın erkek eşitliğine, eşit yurttaşlık anlayışına, anayasaya ve edilen yemine bağlığa, medya özgürlüğüne, tarafsız ve bağımsız yargıya dayandığını anlattı.
Demokrasinin aynı zamanda hukuku ve demokrasiyi katledenlere karşı direnme hakkını kullanmak anlamına geldiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
'Daha önce direnme hakkından söz ettiğimde belli çevreler itiraz etmişti. 'Vay ne demek direnme hakkı?' İşte direnme hakkı budur. Hukuku katlederse, demokrasiyi katlederse vatandaş bütün çağdaş demokrasilerde olduğu gibi direnme hakkını kullanmak için sokağa çıkar. Direnme hakkı budur. Bir darbe engellenmişse o darbeyi engelleyen özgürlükçü parlamenter rejimdir. Sabaha kadar burada milletvekillerinin görev yapması, parlamentoyu terk etmemelidir. Ben boşuna mı arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Ölümü bile göze alıp görev yapıyorlarsa demokrasiye olan bağlığımızdandır.'
(Sürecek)
Kaynak: AA
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasına, FETÖ'nün darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz akşamı yaşadıklarını anlatarak başlayan Kılıçdaroğlu, olayı duyduktan sonra ilk tepki olarak darbeye karşı çıktıklarını belirttiklerini aktardı.
İlk etapta darbeye karşı olduklarına ilişkin kısa bir metin hazırlayarak medya kuruluşlarına gönderdiklerini, basın yayın kuruluşlarının bu metnin belli cümlelerini verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
'Bizim metnimizin başlangıcı, 'darbelerden çok çektik, artık Türkiye'nin bu darbelerden kurtulması gerekir' gibi bir cümleydi. 21. yüzyıldayız. Hangi gerekçe ile siz darbe yapıyorsunuz? Eğer bir sorun varsa parlamenter rejim içinde biz bu sorunu çözmeye hazırız. Bu sorunu çözmeliyiz. Parlamentonun iradesi ortaya çıkabilmeli ve kendi sorununu kendi çözebilmeli. Demokrasi görüşü, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun hepimizin ortak paydası olmak zorundadır.'
-'Sistemi çökertmek için yola çıkanlar hayal kırıklığına uğramışlardır'
Kılıçdaroğlu, demokrasinin hiçbir gerekçe ile askıya alınamayacağını vurgulayarak, 'Parlamenter demokratik sisteme yönelik bir darbe girişimi olmuştur. Hiçbir endişemiz yok. Parlamenter demokratik sistemi yaşatmak için mücadele ederken bu sistemi çökertmek için yola çıkanlar hayal kırıklığına uğramışlardır.' dedi.
Ordu içinde bir cuntanın bu darbeyi yapmaya yeltendiğine değinen Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz gecesi parlamentoya gelen milletvekillerine, genel başkan yardımcılarına, CHP Grubu'nun görüşlerini medya ile paylaşan grup başkanvekillerine ve tüm milletvekillerine demokrasi için verdikleri mücadeleden dolayı teşekkür etti.
Demokrasiyi savunmanın temel görevleri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin acıyla, kanla, gözyaşı ile kurulduğunu bildirdi. Cumhuriyetin Türk milletine birileri tarafından altın tepsi içinde sunulmadığına işaret eden Kılıçdaroğlu, 'Cumhuriyetin kuruluşunda bu ülkenin insanlarının alın teri, gözyaşı var. Cumhuriyeti kurunların bizlere vasiyeti, cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmaktır' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Cumhuriyetin o dönemin tüm mazlum ülkelerine örnek olduğunu vurgulayarak, bugün de bütün Müslüman dünyası ve mazlum ülkelerin Türkiye'deki cumhuriyet ve demokrasinin daha da gelişmesini beklediğini ifadesini kullandı.
Cumhuriyet kurulduğunda okuma yazma oranının erkeklerde yüzde 7, kadınlarda ise binde 8 olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, 'O zaman siz seçim sandığını ortaya koysanız başına okuma yazma bilen adam koyamayacaksınız. O insanlar millet mekteplerini açtılar. Okuma yazma seferberliği başlattılar. Çünkü demokrasiyi ancak okuyarak, bilinçli yurttaş olarak geliştirebiliriz.' dedi.
-'Demokrat demekle demokrat olunmuyor'
Hiç kimsenin 'demokrat' demekle demokrat olamayacağını belirten Kılıçdaroğlu, demokrasinin önce evde, sokakta başladığına işaret etti. Demokrat olanların istişareyi, danışmayı bilmesi gerektiğini bunun da okumak, insanı sevmek ve karşı düşünceye saygı duymakla gerçekleşebileceğini vurguladı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin demokrasi yolunda ağır bedeller ödediğini, idam sehpaları kurulduğunu, her darbe sonrası en büyük zararı CHP'nin gördüğünü belirten Kılıçdaroğlu, genel başkanlarının hapse atıldığını, arşivlerine, mal varlıklarına el konulduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Bu kadar ağır bedeller ödeyen CHP, nasıl demokrasi mücadelesi vermeyecek? Diyorlar ki 'CHP'ye teşekkür ediyoruz'. Teşekkür değil, bu zaten bizim görevimiz. Eğer cumhuriyeti, demokrasiyi savunmayacaksak neyi savunacağız? Dilimizde tüy bitti son üç, dört yıldır. Parlamenter demokrasi diyoruz. Niye diyoruz biz bunu? Özgürlükçü demokrasi diyoruz. Hangi gerekçe ile söylüyoruz? Bütün bu olayların önüne geçmek için söylüyoruz. Biz o kadar ağır bedeller ödedik ki ama bütün bunlara rağmen cumhuriyet, demokrasi sevdasından ve tarihi birikimimizden asla ödün vermedik. O kadar ki bu ülkenin anayasasına değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek maddeyi koyduk. Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir.'
-'Darbeyi engelleyen özgürlükçü parlamenter rejimdir'
Demokrasinin herkesin üzerine titremesi ve savunması gereken değerli bir kavram olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, 'Bir ülkede demokrasi yoksa, bir kişinin sözü geçer, bir kişinin hukuk anlayışı geçer, bir kişinin düşüncesi topluma dayatılır. O nedenle demokraside çok seslilik esastır. Herkes düşüncesini özgürce ifade eder. O nedenle siz ısrarla ve ısrarla diyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti üçüncü sınıf değil, birinci sınıf demokrasiye, tam demokrasiye layıktır.' ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, demokrasinin sadece seçim dönemlerinde oy kullanmak olmadığını belirterek, demokrasinin bir kurallar bütünü olduğunu, ahlaki temelleri bulunduğunu, kuvvetler ayrılığına, hukukun üstünlüğüne, düşünce, din ve vicdan özgürlüğüne, katdın erkek eşitliğine, eşit yurttaşlık anlayışına, anayasaya ve edilen yemine bağlığa, medya özgürlüğüne, tarafsız ve bağımsız yargıya dayandığını anlattı.
Demokrasinin aynı zamanda hukuku ve demokrasiyi katledenlere karşı direnme hakkını kullanmak anlamına geldiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
'Daha önce direnme hakkından söz ettiğimde belli çevreler itiraz etmişti. 'Vay ne demek direnme hakkı?' İşte direnme hakkı budur. Hukuku katlederse, demokrasiyi katlederse vatandaş bütün çağdaş demokrasilerde olduğu gibi direnme hakkını kullanmak için sokağa çıkar. Direnme hakkı budur. Bir darbe engellenmişse o darbeyi engelleyen özgürlükçü parlamenter rejimdir. Sabaha kadar burada milletvekillerinin görev yapması, parlamentoyu terk etmemelidir. Ben boşuna mı arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Ölümü bile göze alıp görev yapıyorlarsa demokrasiye olan bağlığımızdandır.'
(Sürecek)