'Barış Ancak İslam İle Olur'

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "“Biz Müslümanların da bugün peygamberimizi yeniden anlamaya ihtiyacımız var. Barış ancak İslam ile olur" dedi.

'Barış Ancak İslam İle Olur'
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Kutlu Doğum Haftası’nın açılış programına katıldı.

Bahariye Mevlevihanesi’nde gerçekleşen programda konuşan Görmez, “Kutlu Doğum Haftası’nı her sene farklı bir tema ile kutluyoruz. Bu sene ise ‘Gelin Birlik Olalım, Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet’ arasındaki ilişkiyi ele almaya karar verdik. İnsanlığı yüceltmek için, insanlığı diriltmek için gelin birlik olalım çağrısından bulunacağız” dedi.



“MİLLETİMİZİN REGAİP KANDİLİNİ KUTLUYORUM”

Bugün 3 ayların başlangıcı olduğunu belirten Mehmet Görmez, “Kutlu Doğum Haftası’nı sizlerle paylaşmak için Bahariye Mevlevihanesi’nde sizlerle birlikteyiz. Aynı zamanda bugün 3 ayların başlangıcı. Ramazan’ın müjdecisi Regaip Kandili’ni idrak edeceğiz. Ben bu vesile ile öncelikle hem sizlerin hem de aziz milletimizin Regaip Kandilini tebrik ediyorum. Kandilimizin acılar içinde kıvranan coğrafyamıza ve bütün İslam alemine barış ve huzur getirmesini yüce Mevla’dan niyaz ediyorum” diye konuştu.



“İNSANLIĞI YÜCELTMEK İÇİN GELİN BİRLİK OLALIM ÇAĞRISINDA BULUNACAĞIZ”

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “ Bildiğiniz gibi 1989 yılına kadar anmaktan anlamaya şiarıyla sevgili peygamberimizi Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri çerçevesinde, onun yer yüzüne getirdiği değerleri anlamak için, onun yeryüzüne getirdiği çağrılarını Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bütün milletimizle beraber, coğrafyamızdaki bütün kardeşlerimizle birlikte her sene kutluyoruz. Ayrıca her sene bir başlık altında idrak ediyoruz. Bu sene ise ‘Gelin Birlik Olalım, Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet’ arasındaki ilişkiyi ele almaya karar verdik. İnsanlığı yüceltmek için, insanlığı diriltmek için gelin birlik olalım çağrısından bulunacağız. Sevgili peygamberimizin bütün insanlığa çağrısını kutlu doğum ikliminde yenilemeye çalışacağız. Çünkü bugün bütün insanlık bir değersizleştirme girdabına girmiş bulunuyor. Bilhassa soğuk savaşlardan sonra insanların yaşadığı en büyük sorun bir değersizleştirme girdabıdır. Bu çok önemli bir konu. İnsanın değersizleşmesi insanın kendine değer kazandıran değerleri değersizleştirmesi bugün insanlığın içerisine girdiği bütün bunalımların en önemli sebeplerinden bir tanesi. Bütün peygamberlerin gönderiliş gayesi insana insanlığını hatırlatmaktır. Yani birer hatırlatıcıdır, aynı zamanda. Hatırlattıkları şey insanlıklarıdır. Çünkü rabbimiz bütün insanları bu değerlerle donatarak yaratmıştır. Her insanın fıtratından bütün bu değerler mevcuttur. İşte onun için insanlığı diriltmek için gelin birlik olalım. İnsanlığı yaşatmak için gelin birlik olalım. İnsanlığı yüceltmek için gelin birlik olalım çağrısını sevgili peygamberimizin bu çağrısını bu kutlu doğum haftası çerçevesinde bütün dünyada yenilemeyi düşünüyoruz” şeklinde konuştu.



“KENDİ ÇOCUKLARIMIZI HER GÜN KAYBETMEYE DEVAM EDİYORUZ”

“Tevhid ve vahdet arasındaki ilişkiyi, gelin birlik olalım çağrısını bütün insanlığa yaptıktan sonra bölgesel ölçekte bütün İslam alemine, sevgili peygamberimizin çağrısını yenilemek istiyoruz” diyerek sözlerine devam eden Mehmet Görmez, şu ifadeleri kullandı:

“BARIŞ ANCAK İSLAM İLE OLUR”

“Biz Müslümanların da bugün peygamberimizi yeniden anlamaya ihtiyacımız var. Onun getirdiği değerlerden ne kadar uzaklaştığımızı hep birlikte acı acı yaşıyoruz. Tevhid ilkesinin düzenleyici olarak Müslümanlara kazandırmak istediği, 3 önemli prensip ilke vardır. Birisi; imandır. İman beraberinde eman getirir. Ama biz imanı kaybettiğimiz için emanı da kaybettik. Güven toplumlarını kaybettik. Güveni, emanı yeniden inşa etmek için iman ile eman arasındaki ilişkiyi yeniden kurmamız gerekiyor. Tevhidin düzenleyici ilke olarak insanları öğrettiği ikinci ilke selamdır. Barış ancak İslam ile olur. Üçüncü ilkesi ise vahdettir. Birlik ilkesidir ve bu kutlu doğum haftası için belirlediğimiz ana tema tevhid ile vahdet arasındaki ilişkidir. Kainattaki vahdet, insanlar arasındaki sosyal hayatın ve kalplerindeki tevhidin nasıl bir araya geleceği üzerinde durmak ve İslam dünyasında kaybettiğimiz emanı, güveni, selamı yani barışı, vahdeti yani birliği yeniden birlikte nasıl inşa ederiz sevgili peygamberimizin bütün insanlığa getirdiği güven toplumunu, barış toplumunu birlikte nasıl inşa ederiz. Bugün İslam coğrafyası özellikle kaos dönemlerinden sonra adeta bir kaos teolojisi üreterek o teolojiden şiddet üreterek mezhep, meşrep kavgaları, farklı etnik yapılar arasındaki kavgalar, güç savaşları kendi coğrafyamızı küresel güçlerin çatışma alanı haline getirerek kendi çocuklarımızı her gün kaybetmeye devam ediyoruz”.

“MUHAMMED İSMİNİ TELAFFUZ ETMEKTEN ÇEKİNEN ÇOCUKLARIN HESABINI NASIL VERECEĞİZ”

Los Angeles’ta bir ziyareti esnasında bir Müslüman babanın Muhammed adındaki çocuğunun ismini sarf etmesinden çekindiğini işitmesi üzerine büyük üzüntü duyduğunu belirten Görmez, “Nice adı Mehmet olan çocuğumuzun bizim İslam coğrafyasında yaşadıklarımızdan dolayı nasıl acılar çektiğini hep birlikte düşünmeliyiz ve nice adı Mehmet olan çocuklarımızın kendisini tanıtırken Mike ismini telaffuz etmeye başlamasının hesabını rabbimize nasıl vereceğimizi hep birlikte düşünmeliyiz. Kendimize çeki düzen vererek sevgili peygamberimizin insanlığa getirdiği o büyük insanlığı yeniden diriltmek, yeniden yaşatmak ve yeniden yüceltmek için hep birlikte seferber olmalıyız” dedi.



“ELİ KALEM TUTACAK NİCE ÇOCUKLARIMIZ DAĞLARA GÖTÜRÜLDÜ”

“Kutlu Doğum Haftası’nda üçüncü çağrı ise kendi vatandaşlarımıza yönelik olacaktır” diyen Görmez, “Çok derin, birtakım siyasi kutuplaşmalar içerisinde toplumumuzun, milletimizin farklı kesimlerinin birbirlerini üzmeye devam ettiğini görüyoruz. Aynı süreçleri içerisinden ülkemizin içerisinde nice yavrularımızı şehit veriyoruz. Ankara’da İstanbul’da bombalar patlıyor. Güneydoğu’muzda nice şehirlerimiz bir takım insanlar tarafından adeta işgal edildi. Büyük zorluklardan geçiyoruz. Eli kalem tutacak nice çocuklarımız dağlara götürüldü ve orada adeta bir katillik eğitiminden geçtiler. Bütün bu süreçleri düşünerek birliğe ihtiyacımız var. Hep birlikte insanlığı yüceltmek için birlik olalım çağrısını aynı zamanda birbirimize yöneltmemiz lazım. Ama bunu sadece retorik bir söylem olarak değil gerçekten kalplerimizi birbirimize açarak biz neden bu hale geldik sorusunun cevabı üzerine durarak. Avrupa’da, ABD’de, dünyanın muhtelif yerlerinde azınlık olarak yaşayan bir Müslüman evladının sevgili peygamberimizin ismini taşımakta zorlandığını ve bizden dolayı zorlandığını dikkate alarak hep birlikte bir çaba içerisinde olmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Kaynak: İHA