DÜ Öğrencilerinden Anlamlı Sergi
Dicle Üniversitesi (DÜ) öğrencileri tarafından farkındalık oluşturmak amacıyla atık ve atıl maddelerden oluşan “Geri Dönüşüm-Yerleştirme” sergisi açıldı.
DÜ Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Bölümü Tasarım Atölyesi öğrencileri tarafından gerçekleştirilen ve farkındalık oluşturmak istenen proje, mesajlar içeren bir sergiye dönüştü. 30 öğrencinin eserlerinin sergilendiği ve yüzlerce plastik şişe kapağı, CD, çöp torbaları, metal içecek kutuları, paslı teller, çiviler, gazete kağıtları, tek kullanımlık tabaklar, kaşıklar, bıçaklar, taşlar, budanmış dallar, çalılar ve dikenler kullanılarak yapılan eserler yoğun ilgi gördü. Öğrencilerin kimi ağaç dallarından Nuh’un Gemisi, kimi de pıtırak otundan mayın tarlası yaparak bölgede ve dünyada yaşanan olumsuzluklara dikkat çekmek istedi.
Ağaç dallarından yaptığı eserle savaşlara dikkat çekti
Sergide en çok ilgiyi resim bölümü 2. sınıf öğrencisi Süleyman Şimşek’in “Büyük Tufan” isimli eseri gördü. Şimşek, eserini ağaç budama zamanına denk gelmesi nedeniyle dallardan ve tellerden yaptı. Şimşek, eseriyle çocuk ölümleri, çocuk istismarı, tecavüzler, savaşlar ve iç çatışmalar ile ırkçılık gibi konulara dikkat çekmek istediğini kaydederek, “Bu kaos ortamının yıllar önce yaşanmış “Büyük Tufan”dan daha korkunç olduğunu düşünüyorum ve Nuh’un gemisine atıfta bulunarak güvenli bir limana ihtiyacımız olduğunu ima ediyorum” dedi.
DÜ Öğretim Görevlisi Emine Dilek Yalçın ise, ilk defa boya maddesinin dışına çıkarak çevredeki atık ve atıl durumdaki maddeleri kullanarak sanat objesi haline getirmeye çalıştıklarını kaydetti.
Projenin ne kadar tüketici olunduğuna ilişkin bir farkındalık oluşturmak amacıyla başladığını ifade eden Yalçın, “Ama öyle işler çıktı ki, her öğrencinin kendine ait bir söylemi çıktı ve bugüne, bu zamana ait sıkıntılarımızla ilgili öğrencilerimizin söylemleri oldu. Hepsinin farklı bir dili gelişti. Çünkü malzemeler farklı, malzeme ile kurdukları ilişki farklı oldu. Şu an ilgi çeken çalışmalardan biri öğrencimiz Süleyman Şimşek’in ‘Büyük Tufan’ isimli çalışması. Tıpkı Nuh’un gemisinde olduğu gibi sığınacak bir yere ihtiyacımız. Oraya atıfta bulunarak böyle bir çalışma gerçekleştirdi. İki öğrencimizin beraber yaptığı ve dünyada güvenli bir yer kalmadığını anlatan ‘Güvenliksiz Yaşam Alanı’ isimli pıtırak otundan yapılmış bir çalışmamız var. Her yerin sıkıntılı olduğunu anlatan bu çalışmada bir mayın tarlası oluşturulmaya çalışıldı. Bu projede farklı farklı kişiler, farklı çalışmalara odaklandılar. Biz en çok birbirimizi dinlemeye, anlamaya, tolerans göstermeye çalışmamız gerektiği bir zamanda yaşıyoruz. Korku kültürünün olduğu bir dönem ve biz bunu ancak sanatla gerçekleştirebileceğimize inanıyoruz” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Ağaç dallarından yaptığı eserle savaşlara dikkat çekti
Sergide en çok ilgiyi resim bölümü 2. sınıf öğrencisi Süleyman Şimşek’in “Büyük Tufan” isimli eseri gördü. Şimşek, eserini ağaç budama zamanına denk gelmesi nedeniyle dallardan ve tellerden yaptı. Şimşek, eseriyle çocuk ölümleri, çocuk istismarı, tecavüzler, savaşlar ve iç çatışmalar ile ırkçılık gibi konulara dikkat çekmek istediğini kaydederek, “Bu kaos ortamının yıllar önce yaşanmış “Büyük Tufan”dan daha korkunç olduğunu düşünüyorum ve Nuh’un gemisine atıfta bulunarak güvenli bir limana ihtiyacımız olduğunu ima ediyorum” dedi.
DÜ Öğretim Görevlisi Emine Dilek Yalçın ise, ilk defa boya maddesinin dışına çıkarak çevredeki atık ve atıl durumdaki maddeleri kullanarak sanat objesi haline getirmeye çalıştıklarını kaydetti.
Projenin ne kadar tüketici olunduğuna ilişkin bir farkındalık oluşturmak amacıyla başladığını ifade eden Yalçın, “Ama öyle işler çıktı ki, her öğrencinin kendine ait bir söylemi çıktı ve bugüne, bu zamana ait sıkıntılarımızla ilgili öğrencilerimizin söylemleri oldu. Hepsinin farklı bir dili gelişti. Çünkü malzemeler farklı, malzeme ile kurdukları ilişki farklı oldu. Şu an ilgi çeken çalışmalardan biri öğrencimiz Süleyman Şimşek’in ‘Büyük Tufan’ isimli çalışması. Tıpkı Nuh’un gemisinde olduğu gibi sığınacak bir yere ihtiyacımız. Oraya atıfta bulunarak böyle bir çalışma gerçekleştirdi. İki öğrencimizin beraber yaptığı ve dünyada güvenli bir yer kalmadığını anlatan ‘Güvenliksiz Yaşam Alanı’ isimli pıtırak otundan yapılmış bir çalışmamız var. Her yerin sıkıntılı olduğunu anlatan bu çalışmada bir mayın tarlası oluşturulmaya çalışıldı. Bu projede farklı farklı kişiler, farklı çalışmalara odaklandılar. Biz en çok birbirimizi dinlemeye, anlamaya, tolerans göstermeye çalışmamız gerektiği bir zamanda yaşıyoruz. Korku kültürünün olduğu bir dönem ve biz bunu ancak sanatla gerçekleştirebileceğimize inanıyoruz” diye konuştu.