Gazeteci Dirik, Cinayet Büroda İfade Verdi
“Kayyumdan damat çıktı” başlıklı haberi nedeniyle açılan soruşturma kapsamında Cinayet Büro Amirliğinde ifade veren Cumhuriyet gazetesinin kapatılan Ege bürosu çalışanlarından Hakan Dirik, “Bir gazetecinin kendisi haber oluyorsa orada ters giden bir şeyler vardır” dedi.
27 Ekim 2015 günü Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan Hakan Dirik imzalı “Kayyumdan damat çıktı” başlıklı haberde, Bergama Ovacık altın madeni işletmesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın sahibi olduğu Albayraklar Grubuna devredileceğine dair duyumlar aldığını söyleyen Avukat Arif Ali Cangı’nın sözlerine yer verildi.
Yaptığı haber nedeniyle beraberindeki avukatlar Murat Ergün ve Arif Ali Cangı ile birlikte İzmir Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğine ifade vermeye gelen Dirik, ifade sonrası yaptığı açıklamada, “Bu binaya ikinci gelişim. Daha önce evime hırsız girdiğinde gelmiştim. Şimdi de Cinayet Büro Amirliğine geldik. Ortada bir maktül yok ama gazeteciliğe karşı bir cinayet teşebbüsü var. Bugün burada onu yargıladık. Bir gazetecinin kendisi haber oluyorsa orada ters giden bir şeyler vardır. Bergama’da çevre mücadelesi, gazeteciliğimin ilk yıllarından beri ilgilendiğim bir alan. Hatta yüksek lisans tez konumdur. Oradaki madeni sürekli takip ediyordum. Koza İpek Şirketler Grubuna kayyum atandığı zaman şikayete konu olan habere ulaştım ve hiç tereddüt etmeden yayınladım. Yaptığım sadece bir gazetecilik faaliyetiydi. İçeride de bunu anlattık” diye konuştu.
“KATİLLERİN FOTOĞRAFLARININ ALTINDA İFADE VERİYOR”
Bir gazetecinin Cinayet Büro Amirliğinde ifade vermesini eleştiren avukatlardan Murat Ergün de, şunları söyledi:
“Emniyet Genel Müdürlüğünün genelgesi nedeniyle Cinayet Büro Amirliğinde ifadenin alındığını söylediler. Bir gazeteci duvarlarda aranan katillerin fotoğraflarının altında ifade veriyor. Bu itibarsızlaştırmanın bir yoludur. Kamu görevlileri kötü niyetli değil. Çayımızı, kahvemizi içtik, her şey hukuk çerçevesinde oldu ama burada önemli olan bugün burada bulunuyor olmak. Bunun adı teknik olarak yargısal tacizdir. Bir gazeteciyi suç olmadığını bile bile yaptığı bir haber nedeniyle bu şekilde soruşturmaya alıyorsanız, Cinayet Büro Amirliğinde ifade alıyorsanız bunun arkasındaki amaç adalet veya hukukun tecellisi değil, gazetecilerin susturulmasıdır. Eğer sözü edilen iddialar haberleştirilmeseydi suç olurdu.”
“TARİHE NOT DÜŞTÜK, GİDİYORUZ”
Suçlamaların hukuki bir dayanağı olmadığı için Cumhuriyet Savcılığının dosyayı kapatacağını düşündüklerini kaydeden Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü: “Enteresan olan bir diğer konu da şu; Hakan Dirik, iddiaları dile getirirken Enerji Bakanını Albayrak Holding ile ilişkili olarak yazmış, dolayısıyla hakaret etmiş. Size de garip gelmiyor mu? Bir insanın Albayrak Holding’de çalışması ayıp mı? Geldik, tarihe not düştük, gidiyoruz.”
“HABERİN KAYNAĞI BENİM”
Haberde demecine yer verilen avukat Arif Ali Cangı ise Bergama Ovacık altın madeni işletmesinin çok sayıda mahkeme kararına rağmen işletilmeye devam ettiğini söyledi.
Dirik’in, Bergama’da herkesin dilinde olan bir konuyu haber yaptığı için önemli bir eksiği tamamladığını ifade eden Cangı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Haber önemlidir. Şirketin kayyuma devredilmesiyle maden şirketinin bundan sonra kimin eline geçeceğine dair ipucudur. Anlaşılan Albayrak Grubu’na devredilmeyecek. Bundan o çıkıyor. Başka hangi şirkete devredilecek, onu izlemeye başlayacağız. Haberin kaynağı benim, Bergamalılardır. Bunun suç olacak bir yanı yoktur.”
“GAZETECİ KATİL DEĞİLDİR”
Dirik’e destek vermeye gelen İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen ise şunları söyledi: “Bu durum tamamen, gazetecinin gazetecilik yaptığı için itibarsızlaştırılması, sindirilmeye çalışılması ve Hakan Dirik’in şahsında hepsinin susturulmasına yönelik bir durumdur. Cinayet Büro Amirliğinde ifadesinin alınması da ayrıca altı çizilecek başka noktadır. Gazeteci gazetecidir. Katil, terörist değildir.”
Kaynak: İHA
Yaptığı haber nedeniyle beraberindeki avukatlar Murat Ergün ve Arif Ali Cangı ile birlikte İzmir Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğine ifade vermeye gelen Dirik, ifade sonrası yaptığı açıklamada, “Bu binaya ikinci gelişim. Daha önce evime hırsız girdiğinde gelmiştim. Şimdi de Cinayet Büro Amirliğine geldik. Ortada bir maktül yok ama gazeteciliğe karşı bir cinayet teşebbüsü var. Bugün burada onu yargıladık. Bir gazetecinin kendisi haber oluyorsa orada ters giden bir şeyler vardır. Bergama’da çevre mücadelesi, gazeteciliğimin ilk yıllarından beri ilgilendiğim bir alan. Hatta yüksek lisans tez konumdur. Oradaki madeni sürekli takip ediyordum. Koza İpek Şirketler Grubuna kayyum atandığı zaman şikayete konu olan habere ulaştım ve hiç tereddüt etmeden yayınladım. Yaptığım sadece bir gazetecilik faaliyetiydi. İçeride de bunu anlattık” diye konuştu.
“KATİLLERİN FOTOĞRAFLARININ ALTINDA İFADE VERİYOR”
Bir gazetecinin Cinayet Büro Amirliğinde ifade vermesini eleştiren avukatlardan Murat Ergün de, şunları söyledi:
“Emniyet Genel Müdürlüğünün genelgesi nedeniyle Cinayet Büro Amirliğinde ifadenin alındığını söylediler. Bir gazeteci duvarlarda aranan katillerin fotoğraflarının altında ifade veriyor. Bu itibarsızlaştırmanın bir yoludur. Kamu görevlileri kötü niyetli değil. Çayımızı, kahvemizi içtik, her şey hukuk çerçevesinde oldu ama burada önemli olan bugün burada bulunuyor olmak. Bunun adı teknik olarak yargısal tacizdir. Bir gazeteciyi suç olmadığını bile bile yaptığı bir haber nedeniyle bu şekilde soruşturmaya alıyorsanız, Cinayet Büro Amirliğinde ifade alıyorsanız bunun arkasındaki amaç adalet veya hukukun tecellisi değil, gazetecilerin susturulmasıdır. Eğer sözü edilen iddialar haberleştirilmeseydi suç olurdu.”
“TARİHE NOT DÜŞTÜK, GİDİYORUZ”
Suçlamaların hukuki bir dayanağı olmadığı için Cumhuriyet Savcılığının dosyayı kapatacağını düşündüklerini kaydeden Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü: “Enteresan olan bir diğer konu da şu; Hakan Dirik, iddiaları dile getirirken Enerji Bakanını Albayrak Holding ile ilişkili olarak yazmış, dolayısıyla hakaret etmiş. Size de garip gelmiyor mu? Bir insanın Albayrak Holding’de çalışması ayıp mı? Geldik, tarihe not düştük, gidiyoruz.”
“HABERİN KAYNAĞI BENİM”
Haberde demecine yer verilen avukat Arif Ali Cangı ise Bergama Ovacık altın madeni işletmesinin çok sayıda mahkeme kararına rağmen işletilmeye devam ettiğini söyledi.
Dirik’in, Bergama’da herkesin dilinde olan bir konuyu haber yaptığı için önemli bir eksiği tamamladığını ifade eden Cangı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Haber önemlidir. Şirketin kayyuma devredilmesiyle maden şirketinin bundan sonra kimin eline geçeceğine dair ipucudur. Anlaşılan Albayrak Grubu’na devredilmeyecek. Bundan o çıkıyor. Başka hangi şirkete devredilecek, onu izlemeye başlayacağız. Haberin kaynağı benim, Bergamalılardır. Bunun suç olacak bir yanı yoktur.”
“GAZETECİ KATİL DEĞİLDİR”
Dirik’e destek vermeye gelen İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen ise şunları söyledi: “Bu durum tamamen, gazetecinin gazetecilik yaptığı için itibarsızlaştırılması, sindirilmeye çalışılması ve Hakan Dirik’in şahsında hepsinin susturulmasına yönelik bir durumdur. Cinayet Büro Amirliğinde ifadesinin alınması da ayrıca altı çizilecek başka noktadır. Gazeteci gazetecidir. Katil, terörist değildir.”