CHP'li Çıray'dan 'Atatürk resmi' çıkışı
CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, "CHP, Atatürk’ün resmini indiren vekilini kulağından tutup atmalı" dedi. Çıray, "Nazlıaka bu bilgiyi kendine saklama hakkına sahip değil" ifadesini kullandı.
CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Sözcü gazetesinden Uğur Dündar'a konuştu.
CHP'li vekilin gündeminde CHP'de Atatürk posterinin indirilmesiyle yaşanan kriz vardı.
Çıray, 'Bu durum kabul edilmesi, üzerinin örtülüp geçiştirilmesi imkansız bir hadisedir. Dolayısıyla CHP yetkili kurulları bu milletvekilini tespit ederek kulağından tutup CHP kapısının önüne koymak mecburiyetindedir. Aksi halde Atatürk'e karşı topyekûn bir kurumsal saygısızlık ve ihanet içine düşmüş oluruz. Bu CHP'nin itibarına ve kurumsal haysiyetine asla düzeltilemeyecek bir darbe indirmiş olur.' dedi.
Röportajda yer alan o kısım şöyle:
(U.D.): Biliyorsunuz son günlerde basında bir CHP milletvekilinin Meclis'teki odasından Atatürk'ün resmini kaldırdığı iddiası yer aldı. Sizce Ankara Milletvekili sayın Aylin Nazlıaka'nın henüz ayrıntılarını açıklamadığı ve milletvekilinin ismini vermediği bu son derece vahim olayın ardında hangi nedenler yatıyor olabilir?
(A.Ç.): Cevaba geçmeden önce bir konuya açıklık getirmem gerekiyor. Ben de biliyorum ki Atatürk'ün resmini indiren Aylin Hanım değil başka bir CHP milletvekili. Aylin Hanım olaya şahit olunca bunu neden yaptığını soruyor, o vekil ‘artık yeni şeyler söyleme zamanı' olduğunu söylüyor ve sayın Nazlıaka'nın müdahalesi üzerine resmi tekrar asıyor. Ben bu olayı AKP jargonu özentisiyle ‘yeni CHP'den bahsedenlerin malul oldukları bir yüzeysel değişim anlayışının neticesi olarak görüyorum. Şahsın kim olduğunu bilmiyorum ama muhtemelen ‘yetmez ama evetçiler'le içli dışlı biri olmalı. Bu ‘yetmez ama evetçiler'in daha düne kadar yaptıkları şey, aslında tarihi ters yüz etmekten ibaretti. AKP bunları 12 Eylül Anayasa referandumunda kullanıp çöpe attıktan sonra CHP'yle bir şekilde ilişki kurmaya başladılar.
(U.D.): Ama bugüne kadar CHP yönetiminden bir açıklama ve o milletvekiline yönelik bir yaptırım gelmedi. Böylesine vahim bir olayın geçiştirilerek unutturulması mümkün mü?
(A.Ç.): Biliyorsunuz olayı önce Turktime adlı internet sitesi ve sonra Sözcü Başyazarı Rahmi Bey yazdı. Böylece sizin de ifade ettiğiniz gibi zaten “vahim” olan bu olay kamuoyuna mal oldu ve vahameti daha da arttı. Sayın Nazlıaka da bu bilgiyi kendine saklama hakkına sahip değil artık. Yoksa derin bir siyasi yara alır. Yani bu durum kabul edilmesi, üzerinin örtülüp geçiştirilmesi imkansız bir hadisedir. Dolayısıyla CHP yetkili kurulları bu milletvekilini tespit ederek kulağından tutup CHP kapısının önüne koymak mecburiyetindedir. Aksi halde Atatürk'e karşı topyekûn bir kurumsal saygısızlık ve ihanet içine düşmüş oluruz. Bu CHP'nin itibarına ve kurumsal haysiyetine asla düzeltilemeyecek bir darbe indirmiş olur.
RÖPORTAJIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
CHP'li vekilin gündeminde CHP'de Atatürk posterinin indirilmesiyle yaşanan kriz vardı.
Çıray, 'Bu durum kabul edilmesi, üzerinin örtülüp geçiştirilmesi imkansız bir hadisedir. Dolayısıyla CHP yetkili kurulları bu milletvekilini tespit ederek kulağından tutup CHP kapısının önüne koymak mecburiyetindedir. Aksi halde Atatürk'e karşı topyekûn bir kurumsal saygısızlık ve ihanet içine düşmüş oluruz. Bu CHP'nin itibarına ve kurumsal haysiyetine asla düzeltilemeyecek bir darbe indirmiş olur.' dedi.
Röportajda yer alan o kısım şöyle:
(U.D.): Biliyorsunuz son günlerde basında bir CHP milletvekilinin Meclis'teki odasından Atatürk'ün resmini kaldırdığı iddiası yer aldı. Sizce Ankara Milletvekili sayın Aylin Nazlıaka'nın henüz ayrıntılarını açıklamadığı ve milletvekilinin ismini vermediği bu son derece vahim olayın ardında hangi nedenler yatıyor olabilir?
(A.Ç.): Cevaba geçmeden önce bir konuya açıklık getirmem gerekiyor. Ben de biliyorum ki Atatürk'ün resmini indiren Aylin Hanım değil başka bir CHP milletvekili. Aylin Hanım olaya şahit olunca bunu neden yaptığını soruyor, o vekil ‘artık yeni şeyler söyleme zamanı' olduğunu söylüyor ve sayın Nazlıaka'nın müdahalesi üzerine resmi tekrar asıyor. Ben bu olayı AKP jargonu özentisiyle ‘yeni CHP'den bahsedenlerin malul oldukları bir yüzeysel değişim anlayışının neticesi olarak görüyorum. Şahsın kim olduğunu bilmiyorum ama muhtemelen ‘yetmez ama evetçiler'le içli dışlı biri olmalı. Bu ‘yetmez ama evetçiler'in daha düne kadar yaptıkları şey, aslında tarihi ters yüz etmekten ibaretti. AKP bunları 12 Eylül Anayasa referandumunda kullanıp çöpe attıktan sonra CHP'yle bir şekilde ilişki kurmaya başladılar.
(U.D.): Ama bugüne kadar CHP yönetiminden bir açıklama ve o milletvekiline yönelik bir yaptırım gelmedi. Böylesine vahim bir olayın geçiştirilerek unutturulması mümkün mü?
(A.Ç.): Biliyorsunuz olayı önce Turktime adlı internet sitesi ve sonra Sözcü Başyazarı Rahmi Bey yazdı. Böylece sizin de ifade ettiğiniz gibi zaten “vahim” olan bu olay kamuoyuna mal oldu ve vahameti daha da arttı. Sayın Nazlıaka da bu bilgiyi kendine saklama hakkına sahip değil artık. Yoksa derin bir siyasi yara alır. Yani bu durum kabul edilmesi, üzerinin örtülüp geçiştirilmesi imkansız bir hadisedir. Dolayısıyla CHP yetkili kurulları bu milletvekilini tespit ederek kulağından tutup CHP kapısının önüne koymak mecburiyetindedir. Aksi halde Atatürk'e karşı topyekûn bir kurumsal saygısızlık ve ihanet içine düşmüş oluruz. Bu CHP'nin itibarına ve kurumsal haysiyetine asla düzeltilemeyecek bir darbe indirmiş olur.
RÖPORTAJIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN