Çalışan Kadınlara Yeni Haklar Getiren Tasarı, TBMM Genel Kurulu'nda

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık: '(Hrant Dink cinayeti) Bir dönem bu Paralel Devlet Yapılanması'nın olayı karartma girişiminden dolayı bir gecikme yaşandığını kabul ediyoruz' '(Yerli otomobil) Bu noktada biz bir İsveç firmasının daha önceden kullandığı bir platformu satın aldık. Ama bu bizim nihai ürünümüz değildir' 'Türkiye yerli otomobili üretmeli ve üretecek. Ancak bu yerli otomobil şu andaki içten yanmalı motor teknolojisinde değil, geleceğin teknolojisi olan menzili arttırılmış elektrikli araç ve 10 yıl sonra tamamen elektrikli araç olmak durumunda'

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Hrant Dink cinayetinin aydınlatılmasında, bir dönem Paralel Devlet Yapılanması'nın olayı karartma girişiminden dolayı gecikme yaşandığını kabul ettiklerini söyledi.

TBMM Genel Kurulu'nda, Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmelerde milletvekillerin sorularını yanıtlayan Işık, 1 yıl içerisinde yapılması gereken reformlar bölümünde, kamu personeli rejimi reformunun yapılacağını belirtti. Işık, Türkiye'nin kapsamlı bir kamu personel rejimine ihtiyacı olduğunun çok açık olduğunu kaydetti.

Dijital dünyada kod yazabilmenin adeta okur yazarlık anlamına geldiğini vurgulayan Işık, kod yazamayan gençlerin önümüzdeki süreçte zorlanacağını ifade etti. Işık, kod yazmanın liselerde zorunlu, ilkokul ve ortaokullarda seçmeli olarak öğretilmesi noktasında Milli Eğitim Bakanlığına resmi yazı yazdıklarını, bakanlığın şu anda bunun üzerinde çalışma yürüttüğünü kaydetti.

- 'Aziz Sancar'ın ismini nereye versek azdır'

Nobel ödülü alan Aziz Sancar'ın son dönemde bütün insanların göğsünü kabartan bir başarıya imza attığının altını çizen Işık, 'Mardin'in Savur ilçesinde yokluk içerisinde 9 çocuklu bir ailenin evladı olarak okumuş. TÜBİTAK bursu ile yurtdışına gitmiş. Orada çok ciddi bir çalışma ve gayretin sonucunda Nobel alacak bir seviyeye gelmiş insanımızdır. Bu ülkenin değerlerinden hiç kopmamış birisidir. Aziz Sancar hocamızın ismini nereye versek azdır. Önümüzdeki süreçte kendi doğduğu şehirde bazı okul, yurt ve bazı mekanlara ismi verilecek' dedi.

'Cumhurbaşkanının örtülü ödeneğinin kaç polis maaşına yeteceği' sorusunun mantık hatası barındırdığını vurgulayan Işık, 'Burada önemli olan, bu ülke hem Cumhurbaşkanımızın ihtiyaç duyduğu ödeneği sağlayacak güçtedir hem de polisimize maaşlarını, özlük haklarını verecek güçtedir' diye konuştu.

Işık, AK Parti iktidara geldiğinde muhtar maaşlarının 240 lira olduğunu belirterek, 'Tasarı yasalaştığında 1300 liraya çıkmış olacak. Muhtarlarla ilgili pek çok düzenlemeyi art arda hayata geçirdiğimizi ifade edeyim' dedi.

Sultanahmet'teki terör saldırısı sonrasında DAEŞ'e yönelik operasyon yapıldığını anlatan Işık, 'Sayın Başbakanımızın açıklamalarını medyadan takip ettiyseniz, 200'ün üzerinde DAEŞ militanının öldürüldüğü, etkisiz hale getirildiği ve pek çok mevzinin de kullanılamaz hale getirildiğini biliyoruz' diye konuştu.

Hrant Dink'i saygıyla andığını söyleyen Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Hiçbir insanın canına kast edilmesinin hiçbir gerekçesinin olamayacağını bir kez daha altını çizerek ifade ediyorum. Evet, olay bütün yönleriyle çalışılıyor. Bir dönem bu Paralel Devlet Yapılanması'nın olayı karartma girişiminden dolayı bir gecikme yaşandığını kabul ediyoruz. Ama hiçbir şey gizli kalmıyor. Bizim hükümet olarak başka bir düşüncemiz olsaydı, bu olayı tüm yönleriyle araştırma gayretini göstermez, adalete de gereken desteği vermezdik. Şu anda biz bu olayın da tüm faili meçhul cinayetlerin de aydınlatılması noktasında ilgili tüm kurumların üzerine düşen her şeyi en iyi şekilde yapmasını arzu ve temenni ediyoruz. Temennim Hrant Dink cinayetini azmettirenlerin de ortaya çıkarılması ve onların da gereken cezayı alması. Özellikle tüm faili meçhul cinayetleri işleyenler ve işletenlerin, perde arkasındaki aktörlerin de ortaya çıkarılması noktasındaki irademiz tam ve nettir.'

Yerli otomobil çalışmalarına ilişkin bilgi veren Işık, şunları kaydetti:

'Türkiye 1894 yılında başlamış yerli otomobil hikayesine ve 1961 yılında çok çok yaklaştığı halde maalesef o dönemin siyasi iktidarının bu projeyi en azından sahiplenmemesi vesilesiyle Türkiye otomobil üreten bir ülke olma özelliğini kazanamamış. Bu hepimizin içinde bir ukdedir. . Eminim ki şurada bulunan hiçbir milletvekili bu noktada farklı düşünmüyor. Yerli otomobil fikrine kamuoyunun desteği çok yüksek. Evet, Türkiye yerli otomobili üretmeli ve üretecek. Ancak bu yerli otomobil şu andaki içten yanmalı motor teknolojisinde değil, geleceğin teknolojisi olan menzili arttırılmış elektrikli araç ve 10 yıl sonra tamamen elektrikli araç olmak durumunda. Bu noktada biz, bir İsveç firmasının daha önceden kullandığı bir platformu satın aldık. Ama bu bizim nihai ürünümüz değildir. Bunu özellikle söylemek istiyorum. Biz bu platformu sadece TÜBİTAK'ta geliştirdiğimiz yeni teknolojileri aktarmak ve gelecekte var olacak teknolojileri bu platform üzerinden geliştirmek için aldık ve şu anda bunu geliştiriyoruz. Burada iki şey söylemek durumundayız. Birincisi bir Türkiye markası oluşturmak durumundayız. Bu otomotiv yan sanayinin de stratejik ortak konumuna yükselmesi için gerekiyor. Aynı zamanda otomobilde paradigma değişiminin yapıldığı böyle bir dönemde kesinlikle Türkiye'nin yerli otomobili, teknoloji üretme ve ihraç etme platformu olarak kullanma zorunluluğu var. Bunu bir milli proje olarak görüyoruz. Şu anda planladığımız takvime uygun olarak son derece başarılı bir şekilde gidiyoruz. Dünyadaki tüm bilim insanlarının da bu konudaki desteklerini özellikle bu projede çok ama çok önemsiyoruz.'

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak, maddelerine geçilmesi kabul edildi.

Başkanvekili Pervin Buldan, verilen aranın ardından komisyonun yerine oturmaması üzerine, birleşimi yarın saat 14:00'te toplanmak üzere kapattı.

Kaynak: AA