Çarşı Davasının Gerekçeli Kararı
Beşiktaş taraftar grubu Çarşı mensuplarının da aralarında bulunduğu 35 sanığın, 'darbeye teşebbüs, örgüt kurmak yönetmek, üye olmak, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet, kamu görevlisine direnmek ve devlet malına zarar vermek' suçlarından beraat ettiği kararın gerekçesi açıklandı Karardan: 'Sanıkların, protestoların zaman içinde farklı kişi veya grupların provokasyonu veya kolluk güçlerinin orantısız güç kullanmaları sonucun da oluşan olumsuz durumlara ve suç teşkil eden eylemlere, bireysel veya topluluk halinde katıldıkları hususu, her sanık için ayrı ayrı, gün, zaman ve eylem belirtilerek somutlaştırılamadı' 'İstanbul ve Ankara'daki başbakanlık ofislerini işgal edecekleri' iddia edilen sanıkların, üzerlerine atılı 'darbeye teşebbüs' suçunu, uygun vasıtalarla işleyerek amaca ulaşmaya yetecek plan ve organizasyon dahilinde, maddi ve manevi alt yapısı oluşturulmuş, görev paylaşımlı, hiyerarşik yapıda bir eylem şeması ile ve birbirleriyle önceden tasarlanan şekilde hareket ettiklerine, kastlarının bu suça yöneldiğine dair kesin ve somut olgular bulunmamıştır'.
- 'Ne şekilde terör örgütü kurdukları tespiti yok'
Yine bir kısım sanıklarla ilgili olduğu belirtilen, olay yeri görüntülerinin de suç isnadıyla örtüşmediği ve emanete alınan malzemelerin de daha sonra bir kısım sanıkların ev aramaları sonucunda elde edildiği dile getirilen kararda, sanıkların, ne şekilde terör örgütü (silahlı örgüt) kurdukları, sanıkların hangilerinin yönetici, hangilerinin üye olduğu, ne tür yönetsel faaliyetlerde bulundukları, üyelerinin kimler olduğu ile aralarındaki hiyerarşik yapı, görev dağılımı, faaliyet organizasyon şeması, silahlı terör örgütünün amacı ve bu amaç için kullandığı araçlar, maddi kaynaklar, örgüte özgülenen silah mühimmatı, iş bölümü, gizlilik esasları gibi terör örgütlerini teşkil eden somut olgu ve verilerin tespit edilemediğinin anlaşıldığı aktarıldı.
Gerekçeli kararda, 'silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek ve üye olmak' suçlarından haklarında dava açılan tüm sanıklar hakkında, suçun yasal tipik unsurları bulunmadığından, ayrı ayrı beraat kararı verilmesinin uygun görüldüğü ifade edildi.
Tüm sanıklar hakkında, 'Türkiye Cumhuriyet hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçundan da dava açıldığı hatırlatılan kararda, 'İstanbul ve Ankara'daki başbakanlık ofislerini işgal edecekleri' yönündeki iddiaya rağmen, sanıkların atılı suçu uygun vasıtalarla işleyerek amaca ulaşmaya yetecek plan ve organizasyon dahilinde, maddi ve manevi alt yapısı oluşturulmuş, görev paylaşımlı, hiyerarşik yapıda bir eylem şeması ile ve birbirleriyle önceden tasarlanan şekilde hareket ettiklerine, suçun maddi ve manevi unsurları ile sanıkların kastlarının, bu suça yöneldiğine dair, her türlü şüpheden uzak, yeterli, kesin ve somut olgular bulunmadığı ve bu yüzden beraat kararı verildiği dile getirildi.
Gerekçeli kararda, sanıklar için 'şüpheden sanık yararlanır' genel ilkesi gereği beraat kararları verildiği kaydedilirken, 'görevli memura görevini yaptırmamak için direnme suçundan' dava açılan sanıkların da, kamera görüntülerine göre polislere yönelik direnme suçuna dair bir delillendirme yapılamadığı ve müşteki polislerin ifadesinde, 'sanıkların kendilerine karşı bir eylemde bulunmadıklarını' beyan etmeleri nedeniyle, suçun sabit olmaması nedeniyle beraat kararı verildiği ifade edildi.
- 'Şüpheden sanık yararlanır'
Tüm sanıkların 2991 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçundan beraat etmelerinin gerekçesi ise şöyle anlatıldı:
'Sanıkların bireysel veya topluluk halinde, anayasal bir hak olan ve demokratik ifade özgürlüğü içinde kalan anlamda, Taksim Gezi Parkı protestolarına katılmalarına rağmen, protestoların zaman içinde farklı kişi veya grupların provokasyonu veya kolluk güçlerinin orantısız güç kullanmaları sonucun da oluşan olumsuz durumlara ve suç teşkil eden eylemlere, sanıkların bireysel veya topluluk halinde katıldıkları hususunun, her sanık için ayrı ayrı, gün, zaman ve eylem belirtilerek somutlaştırılamadığı, sanıkların suç teşkil eden hiç bir eylemi kabul etmedikleri, bu hali ile sanıkların, Anayasal demokratik bir hak olarak, toplantı ve gösteriye katılmalarına rağmen, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu anlamında suç teşkil eden eylemlerinin bulunmadığı, dosyada delil olarak dayanılan dinleme tapelerinin bu suç açısından delil niteliğinde olmadığı, sanıkların cep telefonu sinyal bilgilerine dayalı tespitlerinde sanıkların suç teşkil ettiği iddia edilen eylemlerini ortaya koymadığı, ayrıca sanıkların işledikleri iddia edilen eylemleri ile ilgili hemen akabinde düzenlenen bir tutanağın da bulunmaması karşısında, 'şüpheden sanık yararlanır' genel ilkesi gereğince, sanıkların ayrı ayrı beraatlerine hükmedildi.'