MHP'nin Bartın Mitingi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Artık bu oyun 7 Haziran'da bozulacaktır. AKP'nin bayatlamış ve miadı dolmuş senaryosunun son perdesi 25 gün sonra kapanacaktır. Bunu yapacak Bartın'dır. Bu şerefe ortak olacak siz aziz vatandaşlarımsınız" dedi.
Bahçeli, partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde, seçimlerin barış, huzur, olgunluk, güvenli ve demokratik yarış içinde geçmesini ümit ettiğini, siyasi partilere ve milletvekili adaylarına başarılar dilediğini söyledi.
Bartınlının hayatından memnun olmadığını, turizmcilerin keyfinin kaçtığını, çilek üreticilerinin umutlarının da başka bahara kaldığını ileri süren Bahçeli, "Yaklaşık 13 yıl önce ümitleriniz Bartın yoğurdu gibi bembeyaz, taptazeydi. AKP'nin sorunlarınızı çözeceğine inandınız. AKP'de gelecek gördünüz, destek verdiniz. Buna saygım vardır. Fakat geçen yılları gözünüzün önüne getiriniz. Yaşadıklarınızı teraziye vurup şu sorularıma cevabınızı veriniz, AKP'yle beraber huzurunuz arttı mı, mutluluğunuz katlandı mı?" diye konuştu.
Bahçeli, Bartınlılar'ın yalancıların, yozlaşmış zihinlerin, rüşvetçilerin ve yolsuzluk çetesinin oyunlarını okuduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Artık bu oyun 7 Haziran'da bozulacaktır. AKP'nin bayatlamış ve miadı dolmuş senaryosunun son perdesi 25 gün sonra kapanacaktır. Bunu yapacak Bartın'dır. Bu şerefe ortak olacak siz aziz vatandaşlarımsınız. AKP, dış politikada çökmüştür. Suriye'de duvara toslamıştır. Irak'ta çamura batmıştır. Mısır'da yanlış ata oynamıştır. Libya'da çuvallamıştır. Yemen'de işgale payandalık yapmıştır. Kafkaslarda başı öne eğilmiştir. Kıbrıs'ta Rumlar, dağlarda teröristler, tarihte Ermeniler, Ege'de Yunanlar, Karadeniz'de küresel işbirlikçiler AKP'yi avuçlarına almışlardır. Müslüman katilleri AKP'yle kol kola girmişlerdir. Türkmen kanı dökenler, Kerkük ve Musul üzerinde hesap yapan PKK hamileri AKP'yle sevgi çemberinde buluşmuşlardır. Erdoğan, Türk-İslam dünyasının mahvına sabitlenmiş, sınırların değişmesini amaçlayan, haritaların yeniden çizilmesini planlayan Büyük Ortadoğu Projesi'ne eşbaşkan olarak görevlendirilmiştir."
Dış politikada rezaletlerin diz boyu olduğunu, Türkiye'nin yalnızlaştığını savunan Bahçeli, "One minute şovu çökmüştür. Sanal İsrail gerilimi sonuç vermemiştir. Ortadoğu'da dost kalmamıştır. Sıfır sorun politikası, sırf soruna dönmüştür. AB iddiası gümbürtüye gitmiştir. Türkiye'nin etrafı husumet kuşatmasına alınmıştır. Üç tarafımız denizlerle, dört tarafımız düşmanlarla çevrelenmiştir. Çanakkale'de klip çekip barış mesajları veren Erdoğan; komşu ülkelerin içişlerine karışmakla kalmamış, savaş çığırtkanlığı yapmıştır" değerlendirmesinde bulundu.
- "Esasen, fiilen ve ahlaken Başbakanlık makamı boştur"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, "AKP bugüne kadar, ayakta kalabilmek için hiçbir tavizden kaçınmamıştır" ifadesini kullanarak konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin en başarısız Dışişleri Bakanı, şimdilerde Başbakan sıfatıyla hezimetten hezimete koşmaktadır. Erdoğan'ın başkanlık propagandası için kendi makamını hiçe sayarcasına tetikçilik yapmaktadır. Erdoğan kurmakta, Davutoğlu konuşmaktadır. Kendisi yok hükmündedir. Onurunu ve siyasi şerefini sarayın karanlıklarına bırakmıştır. Davutoğlu siyasi mizah, siyasi garabettir. Ne sözü sözdür, ne duruşu duruştur, ne de ağzından çıkanı kulağı duymaktadır. Davutoğlu, Erdoğan olduğu müddetçe tedavüldedir. Davutoğlu varını yoğunu saraya borçludur ve bu borcun diyetini ödemektedir. Bunun için başkanlık propagandasıyla uyuşturulmuştur. Saraydan aldığı narkoz, şuurunu kaybettirmiştir. Esasen, fiilen ve ahlaken Başbakanlık makamı boştur."
"Bir Başbakan kalkıp kendi makamının hilafına çalışır mı?" diye soran Bahçeli, "Başbakanlık serok Ahmet'in elinde rezil olmaktadır. Bartın buna müdahale etmelidir. Bartın başkanlık masasına oturan, bölünme ve parçalanma kuyruğuna giren melun zihniyete haddini bildirmelidir. Bartın'ın rahat ve refahına çalışmaktansa, Erdoğan'a kölelik yapan, başkanlık tekeri çeviren Davutoğlu'na aldırış edecek misiniz?" dedi.
- "Sayın Davutoğlu, gel merhum Akif'i şahit kılalım "
Devlet Bahçeli, Başbakanın aldığı özel talimatlar gereğince sürekli kendilerine sataştığını ileri sürerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Fakat her defasında mahcup olmakta, kuyruğunu kıstırmak zorunda kalmaktadır. Birkaç gün önce Burdur'dan yine bizi hedef almış, yine ipe sapa gelmez iddialarda bulunmuştur. Davutoğlu, 'Gelin Mehmet Akif Ersoy'u şahit kılalım, eğer Mehmet Akif Ersoy, Bahçeli'nin Türkiye'sine gelmiş olsaydı, memnun olur muydu? Namerde muhtaç olan bir ülkede şereften bahsedebilir miydi?' demiştir. Sanıyorum, 9 Mayıs günü, Manisa'dan merhum şairimize atıf yaparak söylediğim sözler Davutoğlu'nu kıvrandırmıştır. Peki Sayın Davutoğlu, gel merhum Akif'i şahit kılalım. Gel Akif'i konuşalım. Bakalım namerde muhtaçlık yapan kim çıkacak, şerefsizlikten kim nasibini alacaktır. Akif rüşvet almadı, rüşvet vermedi. Akif hırsızlık yapmadı, yapanları insandan saymadı. Akif, cebindeki birkaç kuruşu eliyle saydı, para makinelerine saydırmadı.Akif saltanat sürmedi, sürenleri eleştirdi. Akif namusluydu, çürüyenleri soruşturdu. Sayın Davutoğlu duydun mu? Nerede siz, nerede Akif. Bu mübarek büyüğümüzün adını anmaya utanın utanın."
Mehmet Akif Ersoy'un iki yüzlülere garazı olduğunu belirten Bahçeli, "Peki Davutoğlu, ya bir de sizi görse ne diyecekti, ne söyleyecekti? Kaç yüzünüz olduğu belli bile değildir. Sabah Serok, öğlen Mele, akşamüstü Ahmet Hani, gece yarısı Ahmet Sani olan Davutoğlu, sen ve zihniyetin Akif'in karşı kutbusun, Akif'in hasmısın. Akif, namusluydu, karakterliydi, ahlaklıydı, imanlıydı. En lüks eşyası Afganistan'dan gelen bir seccadesiydi. O'nu da duvara asardı. Onun için Akif'i ağzınıza almaya hakkınız yoktur" ifadesini kullandı.
Bahçeli, milli ahlakı olmayanda şeref olmayacağını belirterek, şunları kaydetti:
"Davutoğlu yıllarca namertlere el açtınız. Yıllarca düşmanlarla işbirliği yaptınız. İsrail'le önde kavgaya tutuştunuz, arkada işinizi yürüttünüz. Bir baktık HDP'yle atıştınız, bir gördük saraylarda koklaştınız, kuytularda kucaklaştınız. Davutoğlu namerde muhtaç olan şerefli olur mu diye soru soruyor. Evet Davutoğlu, namerde muhtaç olan şerefli olmaz, onun için de siz şeref dersinden ilelebet çaktınız, ebediyen sınıfta kaldınız."
(Sürecek)
Kaynak: AA
Bartınlının hayatından memnun olmadığını, turizmcilerin keyfinin kaçtığını, çilek üreticilerinin umutlarının da başka bahara kaldığını ileri süren Bahçeli, "Yaklaşık 13 yıl önce ümitleriniz Bartın yoğurdu gibi bembeyaz, taptazeydi. AKP'nin sorunlarınızı çözeceğine inandınız. AKP'de gelecek gördünüz, destek verdiniz. Buna saygım vardır. Fakat geçen yılları gözünüzün önüne getiriniz. Yaşadıklarınızı teraziye vurup şu sorularıma cevabınızı veriniz, AKP'yle beraber huzurunuz arttı mı, mutluluğunuz katlandı mı?" diye konuştu.
Bahçeli, Bartınlılar'ın yalancıların, yozlaşmış zihinlerin, rüşvetçilerin ve yolsuzluk çetesinin oyunlarını okuduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Artık bu oyun 7 Haziran'da bozulacaktır. AKP'nin bayatlamış ve miadı dolmuş senaryosunun son perdesi 25 gün sonra kapanacaktır. Bunu yapacak Bartın'dır. Bu şerefe ortak olacak siz aziz vatandaşlarımsınız. AKP, dış politikada çökmüştür. Suriye'de duvara toslamıştır. Irak'ta çamura batmıştır. Mısır'da yanlış ata oynamıştır. Libya'da çuvallamıştır. Yemen'de işgale payandalık yapmıştır. Kafkaslarda başı öne eğilmiştir. Kıbrıs'ta Rumlar, dağlarda teröristler, tarihte Ermeniler, Ege'de Yunanlar, Karadeniz'de küresel işbirlikçiler AKP'yi avuçlarına almışlardır. Müslüman katilleri AKP'yle kol kola girmişlerdir. Türkmen kanı dökenler, Kerkük ve Musul üzerinde hesap yapan PKK hamileri AKP'yle sevgi çemberinde buluşmuşlardır. Erdoğan, Türk-İslam dünyasının mahvına sabitlenmiş, sınırların değişmesini amaçlayan, haritaların yeniden çizilmesini planlayan Büyük Ortadoğu Projesi'ne eşbaşkan olarak görevlendirilmiştir."
Dış politikada rezaletlerin diz boyu olduğunu, Türkiye'nin yalnızlaştığını savunan Bahçeli, "One minute şovu çökmüştür. Sanal İsrail gerilimi sonuç vermemiştir. Ortadoğu'da dost kalmamıştır. Sıfır sorun politikası, sırf soruna dönmüştür. AB iddiası gümbürtüye gitmiştir. Türkiye'nin etrafı husumet kuşatmasına alınmıştır. Üç tarafımız denizlerle, dört tarafımız düşmanlarla çevrelenmiştir. Çanakkale'de klip çekip barış mesajları veren Erdoğan; komşu ülkelerin içişlerine karışmakla kalmamış, savaş çığırtkanlığı yapmıştır" değerlendirmesinde bulundu.
- "Esasen, fiilen ve ahlaken Başbakanlık makamı boştur"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, "AKP bugüne kadar, ayakta kalabilmek için hiçbir tavizden kaçınmamıştır" ifadesini kullanarak konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin en başarısız Dışişleri Bakanı, şimdilerde Başbakan sıfatıyla hezimetten hezimete koşmaktadır. Erdoğan'ın başkanlık propagandası için kendi makamını hiçe sayarcasına tetikçilik yapmaktadır. Erdoğan kurmakta, Davutoğlu konuşmaktadır. Kendisi yok hükmündedir. Onurunu ve siyasi şerefini sarayın karanlıklarına bırakmıştır. Davutoğlu siyasi mizah, siyasi garabettir. Ne sözü sözdür, ne duruşu duruştur, ne de ağzından çıkanı kulağı duymaktadır. Davutoğlu, Erdoğan olduğu müddetçe tedavüldedir. Davutoğlu varını yoğunu saraya borçludur ve bu borcun diyetini ödemektedir. Bunun için başkanlık propagandasıyla uyuşturulmuştur. Saraydan aldığı narkoz, şuurunu kaybettirmiştir. Esasen, fiilen ve ahlaken Başbakanlık makamı boştur."
"Bir Başbakan kalkıp kendi makamının hilafına çalışır mı?" diye soran Bahçeli, "Başbakanlık serok Ahmet'in elinde rezil olmaktadır. Bartın buna müdahale etmelidir. Bartın başkanlık masasına oturan, bölünme ve parçalanma kuyruğuna giren melun zihniyete haddini bildirmelidir. Bartın'ın rahat ve refahına çalışmaktansa, Erdoğan'a kölelik yapan, başkanlık tekeri çeviren Davutoğlu'na aldırış edecek misiniz?" dedi.
- "Sayın Davutoğlu, gel merhum Akif'i şahit kılalım "
Devlet Bahçeli, Başbakanın aldığı özel talimatlar gereğince sürekli kendilerine sataştığını ileri sürerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Fakat her defasında mahcup olmakta, kuyruğunu kıstırmak zorunda kalmaktadır. Birkaç gün önce Burdur'dan yine bizi hedef almış, yine ipe sapa gelmez iddialarda bulunmuştur. Davutoğlu, 'Gelin Mehmet Akif Ersoy'u şahit kılalım, eğer Mehmet Akif Ersoy, Bahçeli'nin Türkiye'sine gelmiş olsaydı, memnun olur muydu? Namerde muhtaç olan bir ülkede şereften bahsedebilir miydi?' demiştir. Sanıyorum, 9 Mayıs günü, Manisa'dan merhum şairimize atıf yaparak söylediğim sözler Davutoğlu'nu kıvrandırmıştır. Peki Sayın Davutoğlu, gel merhum Akif'i şahit kılalım. Gel Akif'i konuşalım. Bakalım namerde muhtaçlık yapan kim çıkacak, şerefsizlikten kim nasibini alacaktır. Akif rüşvet almadı, rüşvet vermedi. Akif hırsızlık yapmadı, yapanları insandan saymadı. Akif, cebindeki birkaç kuruşu eliyle saydı, para makinelerine saydırmadı.Akif saltanat sürmedi, sürenleri eleştirdi. Akif namusluydu, çürüyenleri soruşturdu. Sayın Davutoğlu duydun mu? Nerede siz, nerede Akif. Bu mübarek büyüğümüzün adını anmaya utanın utanın."
Mehmet Akif Ersoy'un iki yüzlülere garazı olduğunu belirten Bahçeli, "Peki Davutoğlu, ya bir de sizi görse ne diyecekti, ne söyleyecekti? Kaç yüzünüz olduğu belli bile değildir. Sabah Serok, öğlen Mele, akşamüstü Ahmet Hani, gece yarısı Ahmet Sani olan Davutoğlu, sen ve zihniyetin Akif'in karşı kutbusun, Akif'in hasmısın. Akif, namusluydu, karakterliydi, ahlaklıydı, imanlıydı. En lüks eşyası Afganistan'dan gelen bir seccadesiydi. O'nu da duvara asardı. Onun için Akif'i ağzınıza almaya hakkınız yoktur" ifadesini kullandı.
Bahçeli, milli ahlakı olmayanda şeref olmayacağını belirterek, şunları kaydetti:
"Davutoğlu yıllarca namertlere el açtınız. Yıllarca düşmanlarla işbirliği yaptınız. İsrail'le önde kavgaya tutuştunuz, arkada işinizi yürüttünüz. Bir baktık HDP'yle atıştınız, bir gördük saraylarda koklaştınız, kuytularda kucaklaştınız. Davutoğlu namerde muhtaç olan şerefli olur mu diye soru soruyor. Evet Davutoğlu, namerde muhtaç olan şerefli olmaz, onun için de siz şeref dersinden ilelebet çaktınız, ebediyen sınıfta kaldınız."
(Sürecek)