Geçmişten Günümüze Ermeni Meselesi Paneli

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Erat, "1915 yılında Osmanlı coğrafyasında Ermeni tehciri yaşandı. O günden bugüne Ermeni diasporası ve Ermeni tarafı bu olayı çok farklı bir boyutta ortaya koyarak soykırım iddiasıyla bizi itham eder hale geldi" dedi.

ÇOMÜ Terzioğlu Yerleşkesi Troia Kültür Merkezi'ndeki "Geçmişten Günümüze Ermeni Meselesi" panelinin oturum başkanlığını yapan Erat, 1915 yılında Osmanlı coğrafyasında iki önemli olayın gerçekleştiğini söyledi.

Erat, 1915 yılında kazanılan Çanakkale Zaferi'nin Türk tarihinde önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, "Diğer taraftan 1915 yılında Osmanlı coğrafyasında Ermeni tehciri yaşandı. O günden bugüne Ermeni diasporası ve Ermeni tarafı bu olayı çok farklı bir boyutta ortaya koyarak soykırım iddiasıyla bizi itham eder hale geldi. 2015 yılında yurtdışındaki Ermeni diasporasının çalışmaları sonuç vermeye başladı.

Türk kamuoyunun bu meseleye çok daha farklı yaklaşması gerekiyor. Belki ülke olarak bu açıdan birçok eksiğimiz bulunmakta" diye konuştu.

Erat, ÇOMÜ olarak 100'üncü yılda bu konunun değişik boyutlarını ortaya koyarak öğrencilere ve topluma sunmaya çalışacaklarını sözlerine ekledi.
Panele konuşmacı olarak katılan İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Arslan da "Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkışı" ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Şu andaki sıkıntıların sebebinin "Ermeniler bir millet midir ya da dinsel bir topluluk mudur?" sorusunun cevabına bağlı olduğunu aktaran Arslan, "Her ne kadar Ermeniler kendilerini çok eski tarihlere götürseler bile bu topluluğun esasında o tarihlerle çok ilişkisi yok. Ermenilerin 'Ermeni' olarak ortaya çıkışı 5'inci asırdan itibaren oluyor" dedi.

Arslan, Ermenilerin 1990'lı yıllara kadar "Bizim bağımsız devletimiz olmadı ama bağımsız kilisemiz vardı" şeklinde düşündüklerini aktararak, şunları kaydetti:
"Bu ifade çok önemlidir. Çünkü, 'Biz kilise etrafında toplanmış dinsel bir grubuz' demek istiyorlar. Irki bir grup değil dinsel bir grup, mezhep olarak ortaya koyuyorlar. Yaptığım araştırmalar sonucunda Osmanlı Devleti kendi sınırları dışında olan Ermenilerin bağlı bulunduğu papalık konumundaki yerin başındaki şahsı Osmanlı padişahı atıyor. Bu da 1828 yılına kadar devam ediyor. Bu durum dünyadaki bütün literatürü alt üst eden bir özellik."
Panel, İÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Halil Bal ve Yrd. Doç. Dr. Ramazan Erhan Güllü ile Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Recep Çelik'in konuşmalarıyla devam etti.
Kaynak: AA