Chp Tbmm Grup Toplantısı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Ne yaparlarsa yapsınlar, CHP olduğu sürece Başkanlık sistemi gelmez, bunu herkes unutsun. Bizim derdimiz başka, bizim derdimiz işsize iş bulmak" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, hangi inançtan olursa olsun, hangi kimlikten olursa olsun, bütün vatandaşları kucakladıklarını söyledi.
Ülkenin kötü yönetildiğini ve düzlüğe çıkması gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Bu ülkede, huzurun, barışın olması lazım. Kardeş kavgası olmaması lazım, medyanın halkın gözü kulağı olması, yargının bağımsız olması lazım, alın teri dökenlerin kazanması lazım. Kim yapacak? CHP yapacak" dedi.
Anayasada "grev serbesttir" hükmü bulunduğunu hatırlatan ve metal işçilerinin grevinin Bakanlar Kurulu kararı ile ertelenmesini eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Ama bunlar Birleşik Metal-İş'in yasal çerçevede yaptığı grevi yasakladılar. Milli güvenlik nedeniyle yasakladılar, hangi milli güvenlik? Ne oldu, adam mı vuruldu, ne oldu savaş mı çıktı? Hiçbir şey yok ortada, milli güvenlik nedeniyle yasakladılar. Ama işin bam noktası şu; çıkardıkları Bakanlar Kurulu kararı da sahte. Çünkü altında imzası olan bakanlar o tarihte Türkiye'de değil, yurt dışında. Ne demek bu, önceden bunların elinden kararname taslakları alınmış, üstü dolduruluyor, piyasaya sürülüyor. İşte bu hükümet böyle bir hükümet, bu hükümet sahtekarlığı içselleştirmiş bir hükümet. Şimdi ben Davutoğlu'na soruyorum, 'sen o kararnameyi nasıl imzaladın, bakan yokken burada, hangi gerekçeyle imzaladın?' Ağabeyinden mi talimat aldın? Vallahi billahi ağabeyinden almıştır, çünkü onda düşünecek kadar zaman ve kapasite yok."
Kıdem Tazminatı konusundaki tartışmalara da değinen Kılıçdaroğlu, "Şimdi kalkmış 'kıdem tazminatını nasıl halledebilirim?' Yürütme konusunda uzmanlar ya sıra geldi işçinin kıdem tazminatına onu da yürütecekler. Diyor ya 'CHP'nin görüşü yoktur' diye. Görüşüm var, kıdem tazminatı konusunda görüşümüz var; işçilerle anlaşmadan buraya getireceğin her teklife, her tasarıya CHP Grubu olarak izin vermeyeceğiz" dedi.
Hükümetin işçilere göz diktiğini ve ellerindeki tüm hakları aldığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Yine kıdem tazminatında, CHP olarak onların haklarını bu parlamentoda, gerekirse meydanlarda sonuna kadar savunacağız" ifadesini kullandı.
-"12 Eylül darbe yasalarını tahkim etmek istiyorlar"
İktidarın baskı yönetimini meşrulaştırmak istediğini de iddia eden Kılıçdaroğlu, İç Güvenlik Yasa Tasarısı'nı eleştirdi.
"İç güvenlik diye bir kavram mı kaldı, yasasını getiriyorsunuz" sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"12 Eylül darbe yasalarını tahkim etmek istiyorlar, arada boşluklar var, o boşlukları doldurmak istiyorlar. Şu yaptıkları düzenlemeye bakın gerçekten pes, tabanca olursa bir yılla yargılanıyorsun, cezayı alsan da paraya dönüşüyor ve serbest bırakılıyorsun. Sapan olursa iki yılla yargılanıyorsun, ya poşu olursa dört yılla yargılanıyorsun. Adalete bak. Bunların adaleti bu. Şimdi ben 76 milyon yurttaşıma sesleniyorum; eğer siz buna adalet diyorsanız, gidin oyunuzu verin, 'hayır adalet böyle olmaz' diyorsanız, adresiniz belli, yeriniz, yuvanız bellidir, CHP."
- "Söz veriyorum o gençlerin en önünde ben olacağım..."
Daha önce Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "Artık bundan sonra torba yasa gelmeyecek. Davutoğlu talimat verdi, artık bunlar olmayacak" dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Bu yasa ne? Torba yasa" dedi.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Davutoğlu talimat vermişti. İyi de kim takar Davutoğlu'nu. Davutoğlu ayrı, ağabeyi ayrı. Sen bu talimatı verdin, senin Hükümet Sözcün çıktı açıkladı, peki bu yasa ne? Niye geliyor? Senin ağabeyin seni adam yerine koymuyor, başbakan yerine koymuyor, sen dönüp bana diyorsun 'beni başbakan yerine koy' ben seni niye yerine koyum başbakanın. Diktatörlükler böyle gelir, sanal düşman yaratarak gelir. Şimdi yeni İç Güvenlik Yasası getiriyorlar, milletin elini kolunu bağlamak için, sanıyorlar ki PKK'yı kontrol etmek için, PKK'nın hapse düşme diye bir derdi yok ki. Kimin derdi bu dert? Gezi'de eylem yapan gencecik çocukların derdi. Ne diye poşu veya yüzlerine bir şey takıyorlar. Biber gazından korunmak için. 'Bunlar için getiriliyor.' Ne getirirsen getir, hangisini getirirsen getir, söz veriyorum o gençlerin en önünde ben olacağım."
İktidarın yasayı "kamu düzenini sağlamak için getirdiğini" söylediğini de aktaran Kılıçdaroğlu, "Hırsızlık düzenini korumak için getiriyorlar bunu, yapılmak istenen budur" görüşünü savundu.
-Polislerden oy istedi
Hatay Dörtyol'da bir AK Parti milletvekilinin oğlunun bir polisi şikayet ettiğini ve polislerin karakolda tespih tanesi gibi dizildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Bu da geçti karşısına, oğlu suçluları tespit ediyor. Sonunda ne oldu? Polisler cezalandırıldı, öbürleri ödüllendirildi. 250 bin polis kardeşime sesleniyorum, sen halkın polisi olacaksan, ben senin oyuna talibim, çünkü ben de halkın çıkarlarını savunuyorum" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında polisin saygınlığını koruyacaklarını ve özgürce görevlerini yerine getireceklerini belirtti.
Hükümetin yasayı değiştirerek, dinlemeleri de mahkeme kararı olmadan yapmak istediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, daha önce bu hükümete"telekulak hükümeti" dediğini anımsattı.
-Başkanlık tartışmaları
Kılıçdaroğlu, "Tutturmuşlar bir 'başkanlık modeli gelecek Türkiye'ye.' Vatandaşın dikkatini başka yöne çekmek için. En iyi tanımı yapan havuz medyası, bakın bu konuda çok iyi bir başlık attı 'yürütme başkanlığa bağlanacak' diyor. Zaten istediği o" değerlendirmesinde bulundu.
"Oraya çıktı yürütme işini yapamıyor" görüşünü de dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Başkanlık modeli gelecek, kendi istediği başkanlık modeli olacak, diktatörlük sistemi olacak, yürütme işleri de oraya bağlanacak, ben onun neleri yürüttüğünü gayet iyi biliyorum. Daha önce ne diyordu; 1993, 'Başkanlık sisteminin ortaya çıkışı, bir özentinin sonucu, ya da Amerikan emperyalizminin bize tavsiyesidir.' Erdoğan diyor bunu, 93'te. Şimdi ne oldu birden bire, yürütme işi elinden alındı, nasıl yapacak? Başkanlık gelecek ki o işi yapsın, aile boyu bu işi yapıyorlar biliyorsunuz. Bilal oğlanı al, diğerlerini al hepsi profesyonel bu konuda. Bunların bir de genel başkan yardımcıları var, Süleyman Soylu. Ne kadar soylu bir adam bilemezsiniz. Diyor ki AKP'ye geçmeden önce, yani müzik kutusuna para atmadan önce. 'Başbakan yani Erdoğan padişah olmak istiyor, yolsuzluklarla mücadele edeceğim diyen hükümet Türkiye'yi yolsuzluk çukurunun içinde batırdı' diyor ozaman. Şimdi ne diyor? Parayı attı artık onun müziğini çalacak. 'Başkanlık sistemi sadece yer yüzünde değil, Avrupa'da, Güney Amerika'da değil, uzayda bile yapılabilecek en önemli sistemlerden birisidir.' Pes vallahi, atma Süleyman bu kadar. Ufak at da civcivler yesin...Ne yaparlarsa yapsınlar, CHP olduğu sürece Başkanlık sistemi gelmez, bunu herkes unutsun."
Kendilerinin derdinin işsize iş bulmak olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bizim derdimiz, esnaf güler yüzlü sabah siftahını yapsın, bizim derdimiz çiftçinin alın teri varsa, karşılığını alsın, emekli hakettiği aylığı alsın, bizim derdimiz bu. Sanayici üretsin, işsizlik olmasın, biz makam, mevki peşinde değiliz, bizim anlayışımız şudur, Sayın Baykal'ın sözüdür bu; 'siyaset bana ne verecek değil, ben topluma ne vereceğim.' Siyaset budur işte" açıklamasını yaptı.
-"Yeni düşman, Merkez Bankası..."
Merkez Bankası'nın "yeni düşman" ilan edildiğini savunan Kılıçdaroğlu, ekonominin kötü gittiğini, bunun sorumlusu olarak da Merkez Bankası'nın gösterilmeye çalışıldığını ileri sürdü.
Hükümetin parlamentoda yetkisi olduğunu ve istediği yasayı çıkarabileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Getirin yasayı çıkarın faizi indirin. Bakın bakalım ne oluyor. Merkez Bankası'na fatura kesecekler, bütün milletimin öğrenmesini istiyorum; bunu söyleyen kişi, iradeden yoksun kişidir, iraden varsa, şikayetin varsa, parlamento burada gelir gereğini adam gibi yaparsın, yapmıyorsan şikayet etme hakkın yoktur" diye konuştu.
Üreten sektörün 176 milyar dolar döviz borcu olduğunu açıklayan Kılıçdaroğlu, "Son 10 günde Merkez Bankası'nı suçladılar, dolar rekor kırdı, bunların oturdukları yerde artan borcu 8 milyar dolar. Bir kişinin hırsı uğruna 8 milyar dolar ek yükün altında girdiler, Türk parasıyla 19 milyar lira" dedi.
Kılıçdaroğlu, bu parayı sonuçta ödeyecek kişinin yine vatandaş olacağını da söyledi.
-"Ben Kuşadası'na gittim, İzmir'e değil..."
Hafta sonu Kuşadası ve Selçuk'a gittiklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Davutoğlu diyor ki 'ben İzmir'e gittim, o da gitti' pes. Diyorum ya hayatımda bu kadar yalan söyleyen birisini görmedim, ben Kuşadası'na gittim, İzmir'e değil" açıklamasında bulundu.
Buralarda çiftçilerle ve köylülerle sohbet ettiğini aktaran Kılıçdaroğlu, çiftçilerin "bu kadar acı bir tabloyla hiç karşılaşmadık" dediklerini söyledi.
Tarım Kanunu'nun 23. Maddesine göre, "Milli Gelirin yüzde 1'i oranında çiftçiye destek verilmesi" gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, bu rakamın 2014'te 17 milyar lira olduğunu anlattı.
Kılıçdaroğlu, "Kaç lira verdiler bunlar? 9,5 milyar lira verdiler, diğerini biliyorsunuz ne olduğunu? Ben Ziraat Odaları Birliği Başkanı'nı suçlamıştım, 'neden çiftçinin hakkını savunmuyorsunuz' diye. Sayın Başkanda bana sitemlerini göndermişti. Son 7 yılda, yüzde 1'in altında çiftçiye destek verdikleri için çiftçinin kaybı 44 milyar liradır. Şimdi kardeşim, sen çiftçinin hakkını koruyacaksan, Ziraat odaları birliği olarak hükümet aleyhine dava aç, 44 milyar lirayı iste. Ben de senin arkanda olacağım" diye konuştu.
-"İki Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor"
Davutoğlu'nun mazota desteği yüzde 5 artıracağını söylediğini de aktaran Kılıçdaroğlu, ÖTV ve KDV dolasıyla çiftçinin kullandığı mazottan alınan verginin miktarının ise 9 milyar lira olduğunu ileri sürdü.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Peki verdikleri destek ne kadar? 500 milyon lira, yüzde 5 artıracak, ne olacak? 525 milyon lira. Verdiği desteğin 18 katını vergi olarak çiftçiden alacak, buna da teşvik diyor. Buna da 'bizim misyonumuz' diyor. Ben sizin misyonunuzu çok iyi biliyorum, sizin misyonunuz halkı soymak, işte böyle soyuyorsunuz" değerlendirmesinde bulundu.
Soya fasulyesi, nohut, fasulye, mercimek gibi ürünlerin hepsinde üretimin düştüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, iki Trakya büyüklüğünde alanın çiftçi tarafından ekilmediğini iddia etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Ektiğinde alın terinin karşılığını almak istiyorsan, tek bir adresin, düzgün bir adresin var. O da CHP. Gel barış içinde, huzur içinde, herkesin kazandığı bir Türkiye. Sadece kirli adamların değil, herkesin kazandığı bir Türkiye umuduyla..." diyerek sözlerini tamamladı.
(Bitti)
Kaynak: AA
Ülkenin kötü yönetildiğini ve düzlüğe çıkması gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Bu ülkede, huzurun, barışın olması lazım. Kardeş kavgası olmaması lazım, medyanın halkın gözü kulağı olması, yargının bağımsız olması lazım, alın teri dökenlerin kazanması lazım. Kim yapacak? CHP yapacak" dedi.
Anayasada "grev serbesttir" hükmü bulunduğunu hatırlatan ve metal işçilerinin grevinin Bakanlar Kurulu kararı ile ertelenmesini eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Ama bunlar Birleşik Metal-İş'in yasal çerçevede yaptığı grevi yasakladılar. Milli güvenlik nedeniyle yasakladılar, hangi milli güvenlik? Ne oldu, adam mı vuruldu, ne oldu savaş mı çıktı? Hiçbir şey yok ortada, milli güvenlik nedeniyle yasakladılar. Ama işin bam noktası şu; çıkardıkları Bakanlar Kurulu kararı da sahte. Çünkü altında imzası olan bakanlar o tarihte Türkiye'de değil, yurt dışında. Ne demek bu, önceden bunların elinden kararname taslakları alınmış, üstü dolduruluyor, piyasaya sürülüyor. İşte bu hükümet böyle bir hükümet, bu hükümet sahtekarlığı içselleştirmiş bir hükümet. Şimdi ben Davutoğlu'na soruyorum, 'sen o kararnameyi nasıl imzaladın, bakan yokken burada, hangi gerekçeyle imzaladın?' Ağabeyinden mi talimat aldın? Vallahi billahi ağabeyinden almıştır, çünkü onda düşünecek kadar zaman ve kapasite yok."
Kıdem Tazminatı konusundaki tartışmalara da değinen Kılıçdaroğlu, "Şimdi kalkmış 'kıdem tazminatını nasıl halledebilirim?' Yürütme konusunda uzmanlar ya sıra geldi işçinin kıdem tazminatına onu da yürütecekler. Diyor ya 'CHP'nin görüşü yoktur' diye. Görüşüm var, kıdem tazminatı konusunda görüşümüz var; işçilerle anlaşmadan buraya getireceğin her teklife, her tasarıya CHP Grubu olarak izin vermeyeceğiz" dedi.
Hükümetin işçilere göz diktiğini ve ellerindeki tüm hakları aldığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Yine kıdem tazminatında, CHP olarak onların haklarını bu parlamentoda, gerekirse meydanlarda sonuna kadar savunacağız" ifadesini kullandı.
-"12 Eylül darbe yasalarını tahkim etmek istiyorlar"
İktidarın baskı yönetimini meşrulaştırmak istediğini de iddia eden Kılıçdaroğlu, İç Güvenlik Yasa Tasarısı'nı eleştirdi.
"İç güvenlik diye bir kavram mı kaldı, yasasını getiriyorsunuz" sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"12 Eylül darbe yasalarını tahkim etmek istiyorlar, arada boşluklar var, o boşlukları doldurmak istiyorlar. Şu yaptıkları düzenlemeye bakın gerçekten pes, tabanca olursa bir yılla yargılanıyorsun, cezayı alsan da paraya dönüşüyor ve serbest bırakılıyorsun. Sapan olursa iki yılla yargılanıyorsun, ya poşu olursa dört yılla yargılanıyorsun. Adalete bak. Bunların adaleti bu. Şimdi ben 76 milyon yurttaşıma sesleniyorum; eğer siz buna adalet diyorsanız, gidin oyunuzu verin, 'hayır adalet böyle olmaz' diyorsanız, adresiniz belli, yeriniz, yuvanız bellidir, CHP."
- "Söz veriyorum o gençlerin en önünde ben olacağım..."
Daha önce Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "Artık bundan sonra torba yasa gelmeyecek. Davutoğlu talimat verdi, artık bunlar olmayacak" dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Bu yasa ne? Torba yasa" dedi.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Davutoğlu talimat vermişti. İyi de kim takar Davutoğlu'nu. Davutoğlu ayrı, ağabeyi ayrı. Sen bu talimatı verdin, senin Hükümet Sözcün çıktı açıkladı, peki bu yasa ne? Niye geliyor? Senin ağabeyin seni adam yerine koymuyor, başbakan yerine koymuyor, sen dönüp bana diyorsun 'beni başbakan yerine koy' ben seni niye yerine koyum başbakanın. Diktatörlükler böyle gelir, sanal düşman yaratarak gelir. Şimdi yeni İç Güvenlik Yasası getiriyorlar, milletin elini kolunu bağlamak için, sanıyorlar ki PKK'yı kontrol etmek için, PKK'nın hapse düşme diye bir derdi yok ki. Kimin derdi bu dert? Gezi'de eylem yapan gencecik çocukların derdi. Ne diye poşu veya yüzlerine bir şey takıyorlar. Biber gazından korunmak için. 'Bunlar için getiriliyor.' Ne getirirsen getir, hangisini getirirsen getir, söz veriyorum o gençlerin en önünde ben olacağım."
İktidarın yasayı "kamu düzenini sağlamak için getirdiğini" söylediğini de aktaran Kılıçdaroğlu, "Hırsızlık düzenini korumak için getiriyorlar bunu, yapılmak istenen budur" görüşünü savundu.
-Polislerden oy istedi
Hatay Dörtyol'da bir AK Parti milletvekilinin oğlunun bir polisi şikayet ettiğini ve polislerin karakolda tespih tanesi gibi dizildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Bu da geçti karşısına, oğlu suçluları tespit ediyor. Sonunda ne oldu? Polisler cezalandırıldı, öbürleri ödüllendirildi. 250 bin polis kardeşime sesleniyorum, sen halkın polisi olacaksan, ben senin oyuna talibim, çünkü ben de halkın çıkarlarını savunuyorum" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında polisin saygınlığını koruyacaklarını ve özgürce görevlerini yerine getireceklerini belirtti.
Hükümetin yasayı değiştirerek, dinlemeleri de mahkeme kararı olmadan yapmak istediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, daha önce bu hükümete"telekulak hükümeti" dediğini anımsattı.
-Başkanlık tartışmaları
Kılıçdaroğlu, "Tutturmuşlar bir 'başkanlık modeli gelecek Türkiye'ye.' Vatandaşın dikkatini başka yöne çekmek için. En iyi tanımı yapan havuz medyası, bakın bu konuda çok iyi bir başlık attı 'yürütme başkanlığa bağlanacak' diyor. Zaten istediği o" değerlendirmesinde bulundu.
"Oraya çıktı yürütme işini yapamıyor" görüşünü de dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Başkanlık modeli gelecek, kendi istediği başkanlık modeli olacak, diktatörlük sistemi olacak, yürütme işleri de oraya bağlanacak, ben onun neleri yürüttüğünü gayet iyi biliyorum. Daha önce ne diyordu; 1993, 'Başkanlık sisteminin ortaya çıkışı, bir özentinin sonucu, ya da Amerikan emperyalizminin bize tavsiyesidir.' Erdoğan diyor bunu, 93'te. Şimdi ne oldu birden bire, yürütme işi elinden alındı, nasıl yapacak? Başkanlık gelecek ki o işi yapsın, aile boyu bu işi yapıyorlar biliyorsunuz. Bilal oğlanı al, diğerlerini al hepsi profesyonel bu konuda. Bunların bir de genel başkan yardımcıları var, Süleyman Soylu. Ne kadar soylu bir adam bilemezsiniz. Diyor ki AKP'ye geçmeden önce, yani müzik kutusuna para atmadan önce. 'Başbakan yani Erdoğan padişah olmak istiyor, yolsuzluklarla mücadele edeceğim diyen hükümet Türkiye'yi yolsuzluk çukurunun içinde batırdı' diyor ozaman. Şimdi ne diyor? Parayı attı artık onun müziğini çalacak. 'Başkanlık sistemi sadece yer yüzünde değil, Avrupa'da, Güney Amerika'da değil, uzayda bile yapılabilecek en önemli sistemlerden birisidir.' Pes vallahi, atma Süleyman bu kadar. Ufak at da civcivler yesin...Ne yaparlarsa yapsınlar, CHP olduğu sürece Başkanlık sistemi gelmez, bunu herkes unutsun."
Kendilerinin derdinin işsize iş bulmak olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bizim derdimiz, esnaf güler yüzlü sabah siftahını yapsın, bizim derdimiz çiftçinin alın teri varsa, karşılığını alsın, emekli hakettiği aylığı alsın, bizim derdimiz bu. Sanayici üretsin, işsizlik olmasın, biz makam, mevki peşinde değiliz, bizim anlayışımız şudur, Sayın Baykal'ın sözüdür bu; 'siyaset bana ne verecek değil, ben topluma ne vereceğim.' Siyaset budur işte" açıklamasını yaptı.
-"Yeni düşman, Merkez Bankası..."
Merkez Bankası'nın "yeni düşman" ilan edildiğini savunan Kılıçdaroğlu, ekonominin kötü gittiğini, bunun sorumlusu olarak da Merkez Bankası'nın gösterilmeye çalışıldığını ileri sürdü.
Hükümetin parlamentoda yetkisi olduğunu ve istediği yasayı çıkarabileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Getirin yasayı çıkarın faizi indirin. Bakın bakalım ne oluyor. Merkez Bankası'na fatura kesecekler, bütün milletimin öğrenmesini istiyorum; bunu söyleyen kişi, iradeden yoksun kişidir, iraden varsa, şikayetin varsa, parlamento burada gelir gereğini adam gibi yaparsın, yapmıyorsan şikayet etme hakkın yoktur" diye konuştu.
Üreten sektörün 176 milyar dolar döviz borcu olduğunu açıklayan Kılıçdaroğlu, "Son 10 günde Merkez Bankası'nı suçladılar, dolar rekor kırdı, bunların oturdukları yerde artan borcu 8 milyar dolar. Bir kişinin hırsı uğruna 8 milyar dolar ek yükün altında girdiler, Türk parasıyla 19 milyar lira" dedi.
Kılıçdaroğlu, bu parayı sonuçta ödeyecek kişinin yine vatandaş olacağını da söyledi.
-"Ben Kuşadası'na gittim, İzmir'e değil..."
Hafta sonu Kuşadası ve Selçuk'a gittiklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Davutoğlu diyor ki 'ben İzmir'e gittim, o da gitti' pes. Diyorum ya hayatımda bu kadar yalan söyleyen birisini görmedim, ben Kuşadası'na gittim, İzmir'e değil" açıklamasında bulundu.
Buralarda çiftçilerle ve köylülerle sohbet ettiğini aktaran Kılıçdaroğlu, çiftçilerin "bu kadar acı bir tabloyla hiç karşılaşmadık" dediklerini söyledi.
Tarım Kanunu'nun 23. Maddesine göre, "Milli Gelirin yüzde 1'i oranında çiftçiye destek verilmesi" gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, bu rakamın 2014'te 17 milyar lira olduğunu anlattı.
Kılıçdaroğlu, "Kaç lira verdiler bunlar? 9,5 milyar lira verdiler, diğerini biliyorsunuz ne olduğunu? Ben Ziraat Odaları Birliği Başkanı'nı suçlamıştım, 'neden çiftçinin hakkını savunmuyorsunuz' diye. Sayın Başkanda bana sitemlerini göndermişti. Son 7 yılda, yüzde 1'in altında çiftçiye destek verdikleri için çiftçinin kaybı 44 milyar liradır. Şimdi kardeşim, sen çiftçinin hakkını koruyacaksan, Ziraat odaları birliği olarak hükümet aleyhine dava aç, 44 milyar lirayı iste. Ben de senin arkanda olacağım" diye konuştu.
-"İki Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor"
Davutoğlu'nun mazota desteği yüzde 5 artıracağını söylediğini de aktaran Kılıçdaroğlu, ÖTV ve KDV dolasıyla çiftçinin kullandığı mazottan alınan verginin miktarının ise 9 milyar lira olduğunu ileri sürdü.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Peki verdikleri destek ne kadar? 500 milyon lira, yüzde 5 artıracak, ne olacak? 525 milyon lira. Verdiği desteğin 18 katını vergi olarak çiftçiden alacak, buna da teşvik diyor. Buna da 'bizim misyonumuz' diyor. Ben sizin misyonunuzu çok iyi biliyorum, sizin misyonunuz halkı soymak, işte böyle soyuyorsunuz" değerlendirmesinde bulundu.
Soya fasulyesi, nohut, fasulye, mercimek gibi ürünlerin hepsinde üretimin düştüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, iki Trakya büyüklüğünde alanın çiftçi tarafından ekilmediğini iddia etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Ektiğinde alın terinin karşılığını almak istiyorsan, tek bir adresin, düzgün bir adresin var. O da CHP. Gel barış içinde, huzur içinde, herkesin kazandığı bir Türkiye. Sadece kirli adamların değil, herkesin kazandığı bir Türkiye umuduyla..." diyerek sözlerini tamamladı.
(Bitti)