CHP'nin 'İnsan Hakları İhlal' Raporu
CHP'nin "İnsan Hakları İhlal Raporu"nda, 2013'te başlatılan, ancak siyasi ve hukuki gerekleri yerine getirilmediği için aksayan Çözüm Süreci'nin sonlanmasıyla insan hakları ihlallerinin hızlı bir artış gösterdiği savunuldu.
Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu koordinasyonunda hazırlanan, "Ocak-Kasım 2015 İnsan Hakları İhlal Raporu" açıklandı.
Raporda, 2015'in, Türkiye'nin başta "Kürt sorunu" olmak üzere, demokratikleşmeyle ilgili tüm sorunların çözümünü dramatik biçimde ıskalandığı bir yıl olarak tarihe geçeceği savunuldu.
Diyarbakır, Suruç ve Ankara'da meydana gelen bombalı saldırılarda toplam 138 kişinin yaşamını yitirdiği, 631 kişinin yaralandığı, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürüldüğü hatırlatılan raporda, 2013'de başlatılan, ancak siyasi ve hukuki gerekleri yerine getirilmediği için aksayan Çözüm Süreci'nin sonlanmasıyla, insan hakları ihlallerinde hızlı bir artış yaşandığı ileri sürüldü.
Doğu ve Güneydoğu'da gerçekleştirilen operasyonların, çeşitli mahallelerde kazılan hendeklerin, bölgedeki sivil halkın yaşamını katlanılmaz hale getirdiği ifade edilen raporda, 1990'larda köylerde gerçekleştirilen zorunlu göçün, 2015 itibariyle şehirlerde ve ilçelerde gerçekleştirildiği iddia edildi.
Bölgede gerçekleştirilen ve çok sayıda ilçede keyfi bir biçimde uygulanan "aç-kapat" usulü sokağa çıkma yasaklarına son verilmesi gerektiği savunulan raporda, İl İdaresi Kanunu kapsamında ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının, yasal ve Anayasal dayanağının bulunmadığı öne sürüldü.
Sokağa çıkma yasakları dolayısıyla yaşamını yitiren yurttaş sayısının Kasım ayı itibariyle 67'ye ulaştığı ileri sürülen raporda, 2015'in ilk 11 ayında 214 kişinin yargısız infazla öldürüldüğü, 19 kişinin faili meçhul cinayetle katledildiği, operasyonlar sırasında 445 kişinin yaşamını yitirdiği bildirildi.
Şüpheli asker ölümlerine de vurgu yapılan raporda, 29 askerin intihar ya da şüpheli bir biçimde hayatını kaybettiği ifade edildi.
- "703 kişi işkenceye maruz kaldı"
Raporda, işçi ölümlerinde ise 2015'te çok vahim bir tablo ile karşı karşıya olunduğu savunularak, "2015'in 11 ayında bin 742 işçi yaşamını yitirmiştir. İşçi ölümleri kader değil, önlenebilir olduğu halde tedbirsizlik yüzünden gerçekleştiği için cinayet sayılmalıdır" değerlendirilmesinde bulunuldu.
Raporda, bu yıl 259 kadının, erkekler tarafından katledildiğine, 343'ünün ise yaralandığına işaret edilerek, siyasi iktidarın kadına yönelik şiddet konusunda adım atmadığı iddia edildi.
Çocukların, aile içi ve toplumsal şiddet nedeniyle yaşamlarını yitirdiği, intihar ettiği ifade edilen raporda, kişi güvenliğinde ağır ihlallerin yaşandığı, kayıtlara geçen 78 ayrı vakada, toplam 703 kişinin işkenceye maruz kaldığı ileri sürüldü.
Cezaevlerinde ise 128 kişinin işkence veya kötü muameleyle karşılaştığı öne sürülen raporda, gözaltında 4, cezaevlerinde ise 28 kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi.
- "32 gazeteci tutuklu"
Raporda, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklandığı hatırlatılarak, "Hükümet, gazetecilerin iddialarını yanıtlamak yerine onları cezalandırmaya yönelmiştir. 2015 yılı boyunca muhalif basın ağır saldırılara maruz kalmış ve farklı görüşlerin, hükümetin uygulamalarını ifşa eden belgelerin yayılmasına engel olunmaya çalışılmıştır. Kayyum atamalarıyla, gazete ve TV'lerin ele geçirilmesi de ayrı bir vaka olarak Türkiye tarihine bir kara leke olarak geçmiştir" ifadesine yer verildi.
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformunun verilerine göre 32 gazetecinin hapishanelerde tutulduğu aktarılan raporda, en az 233 internet sitesinin erişime engellendiği ileri sürüldü.
Raporda, Türkiye'nin 7 Haziran ve 1 Kasım'da yaşadığı iki seçimde, en az 156 parti binasının saldırıya uğradığı belirtilerek, HDP Genel Merkezi'nin, Ankara'nın göbeğinde kundaklanarak yakılması olayının mutlaka aydınlatılması gerektiği kaydedildi.
Kaynak: AA
Raporda, 2015'in, Türkiye'nin başta "Kürt sorunu" olmak üzere, demokratikleşmeyle ilgili tüm sorunların çözümünü dramatik biçimde ıskalandığı bir yıl olarak tarihe geçeceği savunuldu.
Diyarbakır, Suruç ve Ankara'da meydana gelen bombalı saldırılarda toplam 138 kişinin yaşamını yitirdiği, 631 kişinin yaralandığı, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürüldüğü hatırlatılan raporda, 2013'de başlatılan, ancak siyasi ve hukuki gerekleri yerine getirilmediği için aksayan Çözüm Süreci'nin sonlanmasıyla, insan hakları ihlallerinde hızlı bir artış yaşandığı ileri sürüldü.
Doğu ve Güneydoğu'da gerçekleştirilen operasyonların, çeşitli mahallelerde kazılan hendeklerin, bölgedeki sivil halkın yaşamını katlanılmaz hale getirdiği ifade edilen raporda, 1990'larda köylerde gerçekleştirilen zorunlu göçün, 2015 itibariyle şehirlerde ve ilçelerde gerçekleştirildiği iddia edildi.
Bölgede gerçekleştirilen ve çok sayıda ilçede keyfi bir biçimde uygulanan "aç-kapat" usulü sokağa çıkma yasaklarına son verilmesi gerektiği savunulan raporda, İl İdaresi Kanunu kapsamında ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının, yasal ve Anayasal dayanağının bulunmadığı öne sürüldü.
Sokağa çıkma yasakları dolayısıyla yaşamını yitiren yurttaş sayısının Kasım ayı itibariyle 67'ye ulaştığı ileri sürülen raporda, 2015'in ilk 11 ayında 214 kişinin yargısız infazla öldürüldüğü, 19 kişinin faili meçhul cinayetle katledildiği, operasyonlar sırasında 445 kişinin yaşamını yitirdiği bildirildi.
Şüpheli asker ölümlerine de vurgu yapılan raporda, 29 askerin intihar ya da şüpheli bir biçimde hayatını kaybettiği ifade edildi.
- "703 kişi işkenceye maruz kaldı"
Raporda, işçi ölümlerinde ise 2015'te çok vahim bir tablo ile karşı karşıya olunduğu savunularak, "2015'in 11 ayında bin 742 işçi yaşamını yitirmiştir. İşçi ölümleri kader değil, önlenebilir olduğu halde tedbirsizlik yüzünden gerçekleştiği için cinayet sayılmalıdır" değerlendirilmesinde bulunuldu.
Raporda, bu yıl 259 kadının, erkekler tarafından katledildiğine, 343'ünün ise yaralandığına işaret edilerek, siyasi iktidarın kadına yönelik şiddet konusunda adım atmadığı iddia edildi.
Çocukların, aile içi ve toplumsal şiddet nedeniyle yaşamlarını yitirdiği, intihar ettiği ifade edilen raporda, kişi güvenliğinde ağır ihlallerin yaşandığı, kayıtlara geçen 78 ayrı vakada, toplam 703 kişinin işkenceye maruz kaldığı ileri sürüldü.
Cezaevlerinde ise 128 kişinin işkence veya kötü muameleyle karşılaştığı öne sürülen raporda, gözaltında 4, cezaevlerinde ise 28 kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi.
- "32 gazeteci tutuklu"
Raporda, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklandığı hatırlatılarak, "Hükümet, gazetecilerin iddialarını yanıtlamak yerine onları cezalandırmaya yönelmiştir. 2015 yılı boyunca muhalif basın ağır saldırılara maruz kalmış ve farklı görüşlerin, hükümetin uygulamalarını ifşa eden belgelerin yayılmasına engel olunmaya çalışılmıştır. Kayyum atamalarıyla, gazete ve TV'lerin ele geçirilmesi de ayrı bir vaka olarak Türkiye tarihine bir kara leke olarak geçmiştir" ifadesine yer verildi.
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformunun verilerine göre 32 gazetecinin hapishanelerde tutulduğu aktarılan raporda, en az 233 internet sitesinin erişime engellendiği ileri sürüldü.
Raporda, Türkiye'nin 7 Haziran ve 1 Kasım'da yaşadığı iki seçimde, en az 156 parti binasının saldırıya uğradığı belirtilerek, HDP Genel Merkezi'nin, Ankara'nın göbeğinde kundaklanarak yakılması olayının mutlaka aydınlatılması gerektiği kaydedildi.