'Ergenekon' Davası Temyiz Duruşması
Yargıtay 16. Ceza Dairesi'ndeki "Ergenekon" davasının temyiz duruşmasında, 12. gün sanıkların savunmalarıyla devam ediyor
Eski 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay, hayatını çocukların sağlığı ve tıp eğitimine adadığını, hayatının hiçbir döneminde yasa dışı faaliyette bulunmadığını söyledi.
Yargıtay 16. Ceza Dairesindeki "Ergenekon" davasının temyiz duruşmasında 12. gün sanıkların savunmalarıyla devam ediyor. Duruşmaya, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Yalçın Küçük'ün de aralarında bulunduğu bazı sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.
Sanıklardan eski 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay, hayatını çocukların sağlığı ve tıp eğitimine adadığını, hayatının hiçbir döneminde yasa dışı faaliyette bulunmadığını söyledi.
Bernay, Ergenekon sanıklarının büyük çoğunluğunu tanımadığını, davada ilişkilendirildiği Kemal Gürüz'ün kendisinin rektör seçilmesine karşı çıktığını, Sinan Aygün'ün çocukluk, Fatih Hilmioğlu'nun üniversiteden arkadaşı, Mehmet Haberal'ın da hocası olduğunu bildirdi.
Cumhuriyet mitinglerine katıldığı için suçlandığını ifade eden Ferit Bernay, miting sırasında "Ordu Göreve" pankartı açanların alandaki rektörler tarafından uyarıldığını, hatta kısa süreli arbede yaşandığını belirterek, bu pankartı açanların yargılandıklarını ve beraat ettiklerini anımsattı.
Hakkındaki iddiaları tümüyle reddettiğini belirten Bernay, beraatine karar verilmesini istedi.
Bernay'ın avukatı Filiz Esen de müvekkilinin, "Silahlı terör örgütüne üye olma, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" gibi çok ağır suçlamalarla yargılandığını, bu yargılama sırasında her şeyin varsayım ve ihtimaller üzerine kurulduğunu ileri sürdü.
Hiçbir hukuki zemin olmadan, suçların delilleri gösterilmeden, suçu oluşturan olaylar delillerle ilişkilendirilmeden, soyut iddialara dayanılarak, zorla bir örgüt yaratılma çabası içine girildiğini savunan Esen, müvekkilinin de zorlamalarla bu örgütle ilişkilendirildiğini belirtti.
Avukat Esen, müvekkilinin yıllarca haksız yere tutuklu kaldığını ve hüküm giydiğini söyledi.
İsnat edilen suçları işlediği konusunda dayanılan en önemli delilin, telefon görüşmeleri olduğunu anlatan Esen, "Delil diye gösterilen telefon görüşmelerinin içeriğinde, iddia edilen suçlarla ilgili en küçük bir ifade, ibare, suç oluşturan bir husus olmayıp, hepsi sosyal ilişkiler kapsamında yapılan gündelik, özel hayat kapsamındaki görüşmelerdir. Müvekkilin sosyal hayat kapsamındaki bazı görüşmeler ve bazı kişilerle olan tanışıklığı suç veya suç delili gibi gösterilmiştir. Müvekkilin bazı kişileri tanıması, sosyal ilişki içinde olması hiçbir şekilde suç işlediğinin veya suç işleme kastı ile hareket ettiğinin delili olamaz" diye konuştu.
Esen, bu görüşmelerin hiçbirisinde iddia edilen suçlarla ilgili bir ifade, bilgi, bulgu bulunmadığını, tüm telefon görüşmelerinin, isnat edilen suç konusuyla uzaktan, yakından ilgisi olmayan ve sonuç itibariyle de delil niteliğinde kabul edilemeyecek, zorlama yorumlara dayanmış ve bu delillerle hüküm tesis edildiğini öne sürdü.
Bu davada tamamen yasal dernekler ve sivil toplum kuruluşlarının terör örgütü gibi gösterilmeye çalışıldığını ifade eden Esen, şunları kaydetti:
"Hiçbir cebir ve şiddet kullanılmadan yasal ve meşru yollarla hükümetin iktidardan uzaklaştırılmasını istemek ve bunun için çaba göstermek, bunu ifade etmek hiçbir şekilde bu suçu oluşturmayacağı gibi, tamamen örgütlenme ve ifade özgürlüğü kapsamında kalmaktadır. Maalesef bu yargılamada yasal birtakım toplantılar, mitingler, yürüyüşler, açıklamalar, siyasi mücadele ve bunların yasal bir takım dernek şeklindeki örgütlenmeler aracılığıyla yapılması Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs olarak değerlendirilmiştir. Hiçbir tanışıklık ya da telefon görüşmesinde müvekkile isnat edilen suçların varlığını gösterir en küçük bir ifade veya bilgi de bulunmamaktadır."
Avukat Esen, bu nedenlerle Ferit Bernay'ın yurt dışına çıkış yasağının kaldırılarak, hakkında verilen hükmün esastan bozulmasına karar verilmesini talep etti.
Kaynak: AA
Yargıtay 16. Ceza Dairesindeki "Ergenekon" davasının temyiz duruşmasında 12. gün sanıkların savunmalarıyla devam ediyor. Duruşmaya, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Yalçın Küçük'ün de aralarında bulunduğu bazı sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.
Sanıklardan eski 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay, hayatını çocukların sağlığı ve tıp eğitimine adadığını, hayatının hiçbir döneminde yasa dışı faaliyette bulunmadığını söyledi.
Bernay, Ergenekon sanıklarının büyük çoğunluğunu tanımadığını, davada ilişkilendirildiği Kemal Gürüz'ün kendisinin rektör seçilmesine karşı çıktığını, Sinan Aygün'ün çocukluk, Fatih Hilmioğlu'nun üniversiteden arkadaşı, Mehmet Haberal'ın da hocası olduğunu bildirdi.
Cumhuriyet mitinglerine katıldığı için suçlandığını ifade eden Ferit Bernay, miting sırasında "Ordu Göreve" pankartı açanların alandaki rektörler tarafından uyarıldığını, hatta kısa süreli arbede yaşandığını belirterek, bu pankartı açanların yargılandıklarını ve beraat ettiklerini anımsattı.
Hakkındaki iddiaları tümüyle reddettiğini belirten Bernay, beraatine karar verilmesini istedi.
Bernay'ın avukatı Filiz Esen de müvekkilinin, "Silahlı terör örgütüne üye olma, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" gibi çok ağır suçlamalarla yargılandığını, bu yargılama sırasında her şeyin varsayım ve ihtimaller üzerine kurulduğunu ileri sürdü.
Hiçbir hukuki zemin olmadan, suçların delilleri gösterilmeden, suçu oluşturan olaylar delillerle ilişkilendirilmeden, soyut iddialara dayanılarak, zorla bir örgüt yaratılma çabası içine girildiğini savunan Esen, müvekkilinin de zorlamalarla bu örgütle ilişkilendirildiğini belirtti.
Avukat Esen, müvekkilinin yıllarca haksız yere tutuklu kaldığını ve hüküm giydiğini söyledi.
İsnat edilen suçları işlediği konusunda dayanılan en önemli delilin, telefon görüşmeleri olduğunu anlatan Esen, "Delil diye gösterilen telefon görüşmelerinin içeriğinde, iddia edilen suçlarla ilgili en küçük bir ifade, ibare, suç oluşturan bir husus olmayıp, hepsi sosyal ilişkiler kapsamında yapılan gündelik, özel hayat kapsamındaki görüşmelerdir. Müvekkilin sosyal hayat kapsamındaki bazı görüşmeler ve bazı kişilerle olan tanışıklığı suç veya suç delili gibi gösterilmiştir. Müvekkilin bazı kişileri tanıması, sosyal ilişki içinde olması hiçbir şekilde suç işlediğinin veya suç işleme kastı ile hareket ettiğinin delili olamaz" diye konuştu.
Esen, bu görüşmelerin hiçbirisinde iddia edilen suçlarla ilgili bir ifade, bilgi, bulgu bulunmadığını, tüm telefon görüşmelerinin, isnat edilen suç konusuyla uzaktan, yakından ilgisi olmayan ve sonuç itibariyle de delil niteliğinde kabul edilemeyecek, zorlama yorumlara dayanmış ve bu delillerle hüküm tesis edildiğini öne sürdü.
Bu davada tamamen yasal dernekler ve sivil toplum kuruluşlarının terör örgütü gibi gösterilmeye çalışıldığını ifade eden Esen, şunları kaydetti:
"Hiçbir cebir ve şiddet kullanılmadan yasal ve meşru yollarla hükümetin iktidardan uzaklaştırılmasını istemek ve bunun için çaba göstermek, bunu ifade etmek hiçbir şekilde bu suçu oluşturmayacağı gibi, tamamen örgütlenme ve ifade özgürlüğü kapsamında kalmaktadır. Maalesef bu yargılamada yasal birtakım toplantılar, mitingler, yürüyüşler, açıklamalar, siyasi mücadele ve bunların yasal bir takım dernek şeklindeki örgütlenmeler aracılığıyla yapılması Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs olarak değerlendirilmiştir. Hiçbir tanışıklık ya da telefon görüşmesinde müvekkile isnat edilen suçların varlığını gösterir en küçük bir ifade veya bilgi de bulunmamaktadır."
Avukat Esen, bu nedenlerle Ferit Bernay'ın yurt dışına çıkış yasağının kaldırılarak, hakkında verilen hükmün esastan bozulmasına karar verilmesini talep etti.