'Birlik, Beraberlik Ve Kardeşlik' Gecesi
Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Türkiye olarak terörün ve vahşetin her türlüsüne dimdik ayakta karşı çıkmak zorundayız, diğer ülkelerden de beklediğimiz bu. Maalesef ilkeli durmayan ülkeler var, bir gün gelir o iş bu ülkelerin de ayağına dolanır" ifadesini kullandı.
Babacan, AK Parti Sincan İlçe Teşkilatınca düzenlenen "Birlik, Beraberlik ve Kardeşlik" gecesindeki konuşmasında, Türkiye'nin son dönemde önemli sınavlar verdiğini, vermeye de devam ettiğini söyledi.
7 Haziran Milletvekili Genel Seçimi'nde, seçimlerinin Türkiye için başlı başına bir imtihan olduğunu belirten Babacan, demokrasinin bu sınavı başarıyla geçtiğini, ancak seçim sonuçlarında Meclis'te net bir tablo oluşmadığını dile getirdi.
Babacan, siyasi istikrarın Türkiye için çok önemli olduğuna işaret ederek, "Yanı başımızdaki Suriye'deki tabloyu görüyorsunuz, 300 bin insan öldü. Bir rejim, bir yönetim, kendi vatandaşlarını öldürdü ve her gün bu katliam devam ediyor. Irak'ta ciddi bir güvenlik sorunu var. Bir terör örgütü Irak'ın tam üçte birini işgal etmiş durumda. Yemen'de bugün başkent, fiilen bir başka örgütün işgali altında. Libya neredeyse ikiye bölünmüş durumda. İki ayrı başkent, iki ayrı hükümet. İşte böyle bir tabloda Ortadoğu'yu saran zor bir tabloda Türkiye, bölgenin istikrar adasıdır" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin kendi coğrafyasında kazandığı güçten rahatsız olanların var olduğunu vurgulayan Babacan, "Bunun da gayet iyi farkındayız. Türkiye, güçlenip bölgesindeki olaylara daha çok müdahil oldukça başkalarını rahatsız ediyor. Ama biz hep ilkeli hareket ediyoruz. Fakat bizim bu ilkeli duruşumuz birçok ülkede karşılık bulmuyor. Kim ne derse desin biz asla ilkelerimizden, değerlerimizden geri durmayacağız" dedi.
- "Bir gün gelir o iş bu ülkelerin de ayağına dolanır"
Babacan, Ankara'daki terör saldırısına da değinerek, terör olaylarındaki asıl hedefin Türkiye olduğunun altını çizdi.
Saldırının, birlik ve beraberliğe zarar vermemesi gerektiğini bildiren Ali Babacan, "Türkiye, AK Parti, terörün hiçbir şekline boyun eğmeyecektir. Türkiye, kim nereden ne yaparsa yapsın, nereden zarar vermeye çalışırsa çalışsın doğru bildiği yolda emin adımlarla yürüyecektir. Bu olayın faillerinin, bağlantılarının da çok kısa zamanda ortaya çıkacağına inanıyoruz. Türkiye olarak terörün ve vahşetin her türlüsüne dimdik ayakta karşı çıkmak zorundayız, diğer ülkelerden de beklediğimiz bu. Maalesef ilkeli durmayan ülkeler var, bir gün gelir o iş bu ülkelerin de ayağına dolanır" diye konuştu.
- "Bu Türkiye'ye atılmış bir bombadır"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş da partinin 13 yıllık iktidarında Türkiye'nin oldukça iyi noktaya geldiğini söyledi.
Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye'nin yoluna devam etmeyi sürdürdüğünü vurgulayan Ataş, "aynı masa etrafında oturması mümkün olmayan kesimlerin AK Parti'nin önünün kesilmesi adına bir araya geldiğine" de şahit olduklarını dile getirdi.
Ataş, bunun birçok örneğinin var olduğunu belirterek, "Aynı masa etrafında oturup çay içmeyecek kimlikler HDP'ye oy verdiler. İstanbul'da Nişantaşı'nda, Etiler'de, Kadıköy'ün Bağdat Caddesi'nde çıkan oylardan biliyoruz. Dertleri sadece ve sadece Tayyip Erdoğan düşmanlığı. AK Parti'yi iktidardan indirmek. İndirdiler... Ne oldu indirdiler de? Türkiye'de her şey iyiye mi gitti, kötüye mi gitti? Bu işten sanayicimiz memnun mu, yatırımcımız, memurumuz, işçimiz, ev hanımları, gençler memnun mu? Hayır değil. Koalisyon sürecini hep birlikte yaşadık" ifadesini kullandı.
Yeni bir seçim takviminin açıklandığını anımsatan Ataş, "Türkiye'de, 1 Kasım seçimlerine giderken AK Parti'nin yeniden tek başına iktidar olma işaretleri görünüyor. AK Parti'yi yeniden iktidara getirmek için milletimiz bir heyecanla yolculuğunu sürdürüyor" görüşünü dile getirdi.
HDP'nin 7 Haziran'da, özellikle Doğu ve Güneydoğu'daki sandıklarda gayridemokratik yöntemlerle, insanlarda kurduğu baskılarla, tehditlerle, şantajlarla oy aldığına dikkati çeken Ataş, şunları kaydetti:
"Bölgede terör örgütüne karşı ciddi bir mücadele başlatıldı. Terörün tabiri caizse beli kırıldı. Barajı aşamama endişesi karşısında Türkiye üzerinde plan yapanlar, 10 Ekim'de Ankara'nın göbeğinde bir bomba patlattılar. Bu bomba Türkiye'ye atılmış bir bombadır. Bu bomba Türkiye'nin siyasi geleceğine atılmış bir bombadır. Bunu kim yaparsa yapsın lanetliyoruz, kınıyoruz. Yapılmak istenen Türkiye'nin önünün kesilmesidir. Türkiye'nin kalkınmasını, istikrarını, gelişmesini hazmedemeyen birtakım dış ve iç mihraklar bu planı yapmışlardır. Ama inanıyorum ki Türkiye, geçmiş siyasi tarihi boyunca bütün zorlukların üstesinden gelebilecek bir güce ve imkana sahip bir ülkedir."
Kaynak: AA
7 Haziran Milletvekili Genel Seçimi'nde, seçimlerinin Türkiye için başlı başına bir imtihan olduğunu belirten Babacan, demokrasinin bu sınavı başarıyla geçtiğini, ancak seçim sonuçlarında Meclis'te net bir tablo oluşmadığını dile getirdi.
Babacan, siyasi istikrarın Türkiye için çok önemli olduğuna işaret ederek, "Yanı başımızdaki Suriye'deki tabloyu görüyorsunuz, 300 bin insan öldü. Bir rejim, bir yönetim, kendi vatandaşlarını öldürdü ve her gün bu katliam devam ediyor. Irak'ta ciddi bir güvenlik sorunu var. Bir terör örgütü Irak'ın tam üçte birini işgal etmiş durumda. Yemen'de bugün başkent, fiilen bir başka örgütün işgali altında. Libya neredeyse ikiye bölünmüş durumda. İki ayrı başkent, iki ayrı hükümet. İşte böyle bir tabloda Ortadoğu'yu saran zor bir tabloda Türkiye, bölgenin istikrar adasıdır" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin kendi coğrafyasında kazandığı güçten rahatsız olanların var olduğunu vurgulayan Babacan, "Bunun da gayet iyi farkındayız. Türkiye, güçlenip bölgesindeki olaylara daha çok müdahil oldukça başkalarını rahatsız ediyor. Ama biz hep ilkeli hareket ediyoruz. Fakat bizim bu ilkeli duruşumuz birçok ülkede karşılık bulmuyor. Kim ne derse desin biz asla ilkelerimizden, değerlerimizden geri durmayacağız" dedi.
- "Bir gün gelir o iş bu ülkelerin de ayağına dolanır"
Babacan, Ankara'daki terör saldırısına da değinerek, terör olaylarındaki asıl hedefin Türkiye olduğunun altını çizdi.
Saldırının, birlik ve beraberliğe zarar vermemesi gerektiğini bildiren Ali Babacan, "Türkiye, AK Parti, terörün hiçbir şekline boyun eğmeyecektir. Türkiye, kim nereden ne yaparsa yapsın, nereden zarar vermeye çalışırsa çalışsın doğru bildiği yolda emin adımlarla yürüyecektir. Bu olayın faillerinin, bağlantılarının da çok kısa zamanda ortaya çıkacağına inanıyoruz. Türkiye olarak terörün ve vahşetin her türlüsüne dimdik ayakta karşı çıkmak zorundayız, diğer ülkelerden de beklediğimiz bu. Maalesef ilkeli durmayan ülkeler var, bir gün gelir o iş bu ülkelerin de ayağına dolanır" diye konuştu.
- "Bu Türkiye'ye atılmış bir bombadır"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş da partinin 13 yıllık iktidarında Türkiye'nin oldukça iyi noktaya geldiğini söyledi.
Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye'nin yoluna devam etmeyi sürdürdüğünü vurgulayan Ataş, "aynı masa etrafında oturması mümkün olmayan kesimlerin AK Parti'nin önünün kesilmesi adına bir araya geldiğine" de şahit olduklarını dile getirdi.
Ataş, bunun birçok örneğinin var olduğunu belirterek, "Aynı masa etrafında oturup çay içmeyecek kimlikler HDP'ye oy verdiler. İstanbul'da Nişantaşı'nda, Etiler'de, Kadıköy'ün Bağdat Caddesi'nde çıkan oylardan biliyoruz. Dertleri sadece ve sadece Tayyip Erdoğan düşmanlığı. AK Parti'yi iktidardan indirmek. İndirdiler... Ne oldu indirdiler de? Türkiye'de her şey iyiye mi gitti, kötüye mi gitti? Bu işten sanayicimiz memnun mu, yatırımcımız, memurumuz, işçimiz, ev hanımları, gençler memnun mu? Hayır değil. Koalisyon sürecini hep birlikte yaşadık" ifadesini kullandı.
Yeni bir seçim takviminin açıklandığını anımsatan Ataş, "Türkiye'de, 1 Kasım seçimlerine giderken AK Parti'nin yeniden tek başına iktidar olma işaretleri görünüyor. AK Parti'yi yeniden iktidara getirmek için milletimiz bir heyecanla yolculuğunu sürdürüyor" görüşünü dile getirdi.
HDP'nin 7 Haziran'da, özellikle Doğu ve Güneydoğu'daki sandıklarda gayridemokratik yöntemlerle, insanlarda kurduğu baskılarla, tehditlerle, şantajlarla oy aldığına dikkati çeken Ataş, şunları kaydetti:
"Bölgede terör örgütüne karşı ciddi bir mücadele başlatıldı. Terörün tabiri caizse beli kırıldı. Barajı aşamama endişesi karşısında Türkiye üzerinde plan yapanlar, 10 Ekim'de Ankara'nın göbeğinde bir bomba patlattılar. Bu bomba Türkiye'ye atılmış bir bombadır. Bu bomba Türkiye'nin siyasi geleceğine atılmış bir bombadır. Bunu kim yaparsa yapsın lanetliyoruz, kınıyoruz. Yapılmak istenen Türkiye'nin önünün kesilmesidir. Türkiye'nin kalkınmasını, istikrarını, gelişmesini hazmedemeyen birtakım dış ve iç mihraklar bu planı yapmışlardır. Ama inanıyorum ki Türkiye, geçmiş siyasi tarihi boyunca bütün zorlukların üstesinden gelebilecek bir güce ve imkana sahip bir ülkedir."