Başbakan Davutoğlu, İngiltere'de
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Son 3 yıl içerisinde Suriye ile ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde bağlayıcı bir kararın alınmamasının bedeli ödeniyor" dedi.
Davutoğlu'nun, Wilton Park Toplantısı'nda İngilizce yaptığı konuşma, TRT Türk'te simultane çeviriyle yayınlandı.
Liderlerin insanları kucaklamadığı ve insanların kendilerini yönetişimin içerisinde hissetmediği sistemlerde büyük sorunlar yaşanabileceğine belirten Davutoğlu, bu konuda yaşanacak tehlikelere dikkat çekti.
Irak'ta daha önceden ülkedeki tüm insanları kucaklamayan bir yönetimin olduğunu, bunun da ülkede farklı eğilimlerin güçlenmesine yol açtığını ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bağdat'ta şimdi kapsayıcı bir hükümet söz konusu. Bu hükümete tüm tarafların daha çok destek olduğunu görüyoruz. Hükümetin yapısına bakıldığında da tüm taraflarının taşın altına daha rahat elini koyabildiği açık. Kapsayıcı bir hükümetin varlığı, bize psikolojinin nasıl değiştiğini gösteriyor. Vatandaşların kendisinin hükümette temsil edildiğini ve tam olarak özgürlüklerini değerlendirebildiğini hissetmesi aidiyet açısından çok önemli. Türkiye'de Çözüm Süreci kapsamında atılan adımlar da bu bağlamda da çok değerli. Kürt kökenli vatandaşlarımız ile diğer vatandaşlarımız arasında fark yok. Yasakların kaldırılmasıyla daha çok entegre oldular. Bir ülkede, farklı bölgelerden, farklı kişilerin eşit vatandaşlık bağlamında bir ülkeye bağlı olması çok önemli bir unsur."
-"Türkiye, küçük bir Kafkasya, Balkanlar ve Ortadoğu'dur"
AK Parti Hükümetinde Arap, Kürt, Balkan ve Kafkas kökenlilerin bulunduğunu belirten Davutoğlu, "Türkiye, küçük Kafkasya'dır, küçük bir Balkanlar'dır, küçük bir Ortadoğu'dur. Bu kapsamda bakılacak olursa eşit vatandaşlık bağlamında herkesin eşit şekilde bir araya gelmesi çok çok önemlidir" diye konuştu.
Davutoğlu, BM Güvenlik Konseyinde sadece 5 ülkenin söz sahibi olmasıyla ilgili çekincelerini çok defa dile getirdiklerini vurgulayarak, "Afrika'dan herhangi temsilin olmaması eksiklik. Afrika ve Asya'dan bir durumla ilgili buradaki ülkelerin temsil edilmemesi olumsuz bir durum. Son 3 yıl içerisinde Suriye ile ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde bağlayıcı bir kararın alınmamasının bedeli ödeniyor" dedi.
Türkiye'nin, insani felaketler karşısında elinden geleni gerçekleştirmeye çalıştığını bildiren Davutoğlu, hiçbir stratejik amaç olmadan Türkiye'nin Somali'ye bir yılda 300 milyon dolar tutarında yardım yaptığını bildirdi.
-"5 milyar dolar masraf yaptık"
Davutoğlu, Suriyeli yaklaşık 2 milyon sığınmacının Türkiye'deki kamplarda barındırıldığına da dikkat çekerek, Suriyelilerin yanı sıra Irak'tan da Türkiye'ye sığınanların olduğunu söyledi.
Yeni açılan kamplarla Türkiye'deki kamp sayısının 20'yi aştığını belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Şayet bu Avrupa'da olsaydı ne şekilde bir göç karşıtı eğilimlere sebep olabilirdi, yabancı düşmanlığına yol açabilirdi bunlara bakmak gerekli. Geçmişte de Halepçe saldırısında 500 bin Kürt, Balkanlar'daki savaşta binlerce Boşnak, Türkiye'ye gelmişti. Biz bunları daha önce de yaşadık. Türkiye 5 milyar dolar kendi bütçesinden masraf yaptı. Biz bu krizde kimseden insani yardım ölçüsünde destek almadık. Diğer ülkelerden yapılan yardım ancak 250-260 milyon dolar oldu."
(Sürecek)
Kaynak: AA
Liderlerin insanları kucaklamadığı ve insanların kendilerini yönetişimin içerisinde hissetmediği sistemlerde büyük sorunlar yaşanabileceğine belirten Davutoğlu, bu konuda yaşanacak tehlikelere dikkat çekti.
Irak'ta daha önceden ülkedeki tüm insanları kucaklamayan bir yönetimin olduğunu, bunun da ülkede farklı eğilimlerin güçlenmesine yol açtığını ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bağdat'ta şimdi kapsayıcı bir hükümet söz konusu. Bu hükümete tüm tarafların daha çok destek olduğunu görüyoruz. Hükümetin yapısına bakıldığında da tüm taraflarının taşın altına daha rahat elini koyabildiği açık. Kapsayıcı bir hükümetin varlığı, bize psikolojinin nasıl değiştiğini gösteriyor. Vatandaşların kendisinin hükümette temsil edildiğini ve tam olarak özgürlüklerini değerlendirebildiğini hissetmesi aidiyet açısından çok önemli. Türkiye'de Çözüm Süreci kapsamında atılan adımlar da bu bağlamda da çok değerli. Kürt kökenli vatandaşlarımız ile diğer vatandaşlarımız arasında fark yok. Yasakların kaldırılmasıyla daha çok entegre oldular. Bir ülkede, farklı bölgelerden, farklı kişilerin eşit vatandaşlık bağlamında bir ülkeye bağlı olması çok önemli bir unsur."
-"Türkiye, küçük bir Kafkasya, Balkanlar ve Ortadoğu'dur"
AK Parti Hükümetinde Arap, Kürt, Balkan ve Kafkas kökenlilerin bulunduğunu belirten Davutoğlu, "Türkiye, küçük Kafkasya'dır, küçük bir Balkanlar'dır, küçük bir Ortadoğu'dur. Bu kapsamda bakılacak olursa eşit vatandaşlık bağlamında herkesin eşit şekilde bir araya gelmesi çok çok önemlidir" diye konuştu.
Davutoğlu, BM Güvenlik Konseyinde sadece 5 ülkenin söz sahibi olmasıyla ilgili çekincelerini çok defa dile getirdiklerini vurgulayarak, "Afrika'dan herhangi temsilin olmaması eksiklik. Afrika ve Asya'dan bir durumla ilgili buradaki ülkelerin temsil edilmemesi olumsuz bir durum. Son 3 yıl içerisinde Suriye ile ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde bağlayıcı bir kararın alınmamasının bedeli ödeniyor" dedi.
Türkiye'nin, insani felaketler karşısında elinden geleni gerçekleştirmeye çalıştığını bildiren Davutoğlu, hiçbir stratejik amaç olmadan Türkiye'nin Somali'ye bir yılda 300 milyon dolar tutarında yardım yaptığını bildirdi.
-"5 milyar dolar masraf yaptık"
Davutoğlu, Suriyeli yaklaşık 2 milyon sığınmacının Türkiye'deki kamplarda barındırıldığına da dikkat çekerek, Suriyelilerin yanı sıra Irak'tan da Türkiye'ye sığınanların olduğunu söyledi.
Yeni açılan kamplarla Türkiye'deki kamp sayısının 20'yi aştığını belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Şayet bu Avrupa'da olsaydı ne şekilde bir göç karşıtı eğilimlere sebep olabilirdi, yabancı düşmanlığına yol açabilirdi bunlara bakmak gerekli. Geçmişte de Halepçe saldırısında 500 bin Kürt, Balkanlar'daki savaşta binlerce Boşnak, Türkiye'ye gelmişti. Biz bunları daha önce de yaşadık. Türkiye 5 milyar dolar kendi bütçesinden masraf yaptı. Biz bu krizde kimseden insani yardım ölçüsünde destek almadık. Diğer ülkelerden yapılan yardım ancak 250-260 milyon dolar oldu."
(Sürecek)