Hurşit Tolon'dan 'paralel yapı' iddiası
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Zirve cinayetinin arkasında paralel yapının olduğunu iddia etti.
Ergenekon ve Zirve Yayınevi Davası'ndan tutuklu bulunan ve uzun tutukluluk süresi nedeniyle tahliye edilen emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Habertürk'ten Kübra Par'a verdiği röportajında yaşadıklarını anlattı.
'DELİL OLMAMASINA RAĞMEN..'
Tolon'un röportajından alıntılar;
* Zirve yayınevi cinayeti emrini sizin verdiğiniz iddia ediliyor...
Bu menfur cinayet 18 Nisan 2007'de işlendi ve failleri olay yerinde suçüstü yakalandı. Yargılandılar ve hüküm giydiler. Olaydan üç buçuk yıl sonra, günümüzde artık yaptıkları deşifre olmuş bir grup Emniyet ve Yargı Mensubu; kırk ayaklı Ergenekon kumpasının bir ayağını da Malatya'ya taşıyıp, beni somut hiçbir delil olmamasına rağmen, bu menfur cinayet ile irtibatlandırmaya çalıştılar.
'ZİRVE CİNAYETİNİN ARKASINDA PARALEL YAPI VARDI'
*Peki, sizce Zirve cinayetinin arkasında kim vardı?
Çok net, paralel yapı vardı. Dış mihraklı grupların da destek verdiği inancındayım.
*Cinayet günü, Malatya olmanız tesadüf mü? İleride sizi bu olaya dâhil etmeye göre ayarlanmış olabilir mi?
Bu bir soru işareti olarak ortada duruyor. O gün orada olacağımı bildikleri için cinayeti o güne denk getirmiş olabilirler. Çünkü, benim o tarihte Malatya'da konferans vereceğim aylar öncesinde yerel basında ve üniversite kampüsünde duyurulmuştu.
BOL BOL GAZETE OKUYUP TV'DE DİZİ İZLEDİK
* Cezaevine konmak ağırınıza gitti mi?
Biz savaş koşulları için yetiştiriliyoruz ama eğilip bükülmeseniz de kendi ülkenizde, hukuk vasıta kılınarak tutsak edilmekten, daha ağır bir şey yoktur. Bunu hafızanızdan atamıyorsunuz.
* Cezaevinde bir süre İlker Başbuğ ile birlikte kalmışsınız. Koğuşta günleriniz nasıl geçti?
Kuleli'deki okul günlerinden beri çok sevdiğim bir arkadaşım. Bol bol gazete okuyup televizyon, dizi seyrettik.
KARADAYI MÜDAVİMİYDİK
* Hangi diziler?
İlker Paşa ile Karadayı, Güneş'i Beklerken ve Kuzey Güney'in müdavimiydik.
* Temizlik, çamaşır gibi işler?
Büyük parçaları ailem yıkayıp getiriyordu. Çorap çamaşır gibi şeyleri leğende yıkıyordum.
CEZAEVİNDE YEMEK BENİM SORUMLULUĞUMDU
* Zor geldi mi?
Hayır, ben öyle şartlarda da yaşarım. Ben kendi işini görmeye küçük yaşında alışmıştım, çamaşır da yıkarım, ütü ve yemek de... Zaten cezaevinde yemek benim sorumluluğumdu.
* Koğuşta yemek mi pişiriyordunuz?
Cezaevinin dağıttıklarından yeni yemek üretiyordum. Mesela haşlanmış yumurtayı rendeleyerek kaynayan suyun içinde benmari usulü omlet, menemen gibi şeyler yapıyordum.
BEN YIKARDIM İLKER PAŞA DURULARDI
* İlker Başbuğ ne yapıyordu?
Cezaevinde ortak yaşamın gereğini yine birlikte yerine getiriyorduk. İlker Paşa bulaşıkta durulama işini iyi yapardı. Ben yıkardım o durulardı!
İŞTE O RÖPORTAJIN TAMAMI
'DELİL OLMAMASINA RAĞMEN..'
Tolon'un röportajından alıntılar;
* Zirve yayınevi cinayeti emrini sizin verdiğiniz iddia ediliyor...
Bu menfur cinayet 18 Nisan 2007'de işlendi ve failleri olay yerinde suçüstü yakalandı. Yargılandılar ve hüküm giydiler. Olaydan üç buçuk yıl sonra, günümüzde artık yaptıkları deşifre olmuş bir grup Emniyet ve Yargı Mensubu; kırk ayaklı Ergenekon kumpasının bir ayağını da Malatya'ya taşıyıp, beni somut hiçbir delil olmamasına rağmen, bu menfur cinayet ile irtibatlandırmaya çalıştılar.
'ZİRVE CİNAYETİNİN ARKASINDA PARALEL YAPI VARDI'
*Peki, sizce Zirve cinayetinin arkasında kim vardı?
Çok net, paralel yapı vardı. Dış mihraklı grupların da destek verdiği inancındayım.
*Cinayet günü, Malatya olmanız tesadüf mü? İleride sizi bu olaya dâhil etmeye göre ayarlanmış olabilir mi?
Bu bir soru işareti olarak ortada duruyor. O gün orada olacağımı bildikleri için cinayeti o güne denk getirmiş olabilirler. Çünkü, benim o tarihte Malatya'da konferans vereceğim aylar öncesinde yerel basında ve üniversite kampüsünde duyurulmuştu.
BOL BOL GAZETE OKUYUP TV'DE DİZİ İZLEDİK
* Cezaevine konmak ağırınıza gitti mi?
Biz savaş koşulları için yetiştiriliyoruz ama eğilip bükülmeseniz de kendi ülkenizde, hukuk vasıta kılınarak tutsak edilmekten, daha ağır bir şey yoktur. Bunu hafızanızdan atamıyorsunuz.
* Cezaevinde bir süre İlker Başbuğ ile birlikte kalmışsınız. Koğuşta günleriniz nasıl geçti?
Kuleli'deki okul günlerinden beri çok sevdiğim bir arkadaşım. Bol bol gazete okuyup televizyon, dizi seyrettik.
KARADAYI MÜDAVİMİYDİK
* Hangi diziler?
İlker Paşa ile Karadayı, Güneş'i Beklerken ve Kuzey Güney'in müdavimiydik.
* Temizlik, çamaşır gibi işler?
Büyük parçaları ailem yıkayıp getiriyordu. Çorap çamaşır gibi şeyleri leğende yıkıyordum.
CEZAEVİNDE YEMEK BENİM SORUMLULUĞUMDU
* Zor geldi mi?
Hayır, ben öyle şartlarda da yaşarım. Ben kendi işini görmeye küçük yaşında alışmıştım, çamaşır da yıkarım, ütü ve yemek de... Zaten cezaevinde yemek benim sorumluluğumdu.
* Koğuşta yemek mi pişiriyordunuz?
Cezaevinin dağıttıklarından yeni yemek üretiyordum. Mesela haşlanmış yumurtayı rendeleyerek kaynayan suyun içinde benmari usulü omlet, menemen gibi şeyler yapıyordum.
BEN YIKARDIM İLKER PAŞA DURULARDI
* İlker Başbuğ ne yapıyordu?
Cezaevinde ortak yaşamın gereğini yine birlikte yerine getiriyorduk. İlker Paşa bulaşıkta durulama işini iyi yapardı. Ben yıkardım o durulardı!
İŞTE O RÖPORTAJIN TAMAMI