-başbakan Yardımcısı Arınç Açıklaması

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yerel seçim yayınları konusunda Anadolu Ajansı ve Genel Müdür Kemal Öztürk'e dönük iddialara ilişkin olarak, ''(AA Genel Müdürü Kemal Öztürk) Ben çok iyi biliyorum, o akşam, bunun şahitleri ispatları da var, 21 saat işinin başından ayrılmadı, Ajansta bu işi yöneten arkadaşlarla bir arada durdu. Sonra merak saikiyle belki nabız yoklamak için AK Parti Genel Merkezi'ne gitmiş olabilir. Ajansımıza ve Genel Müdüre yönelik bu ithamların, bu suçlamaların asılsız olduğunu söylemek istiyorum'' dedi.

Arınç, gazetecilerin özgürlüklerinin kısıtlanmaması gerektiğini vurgulayarak, '''Sadece 'AA muhabiridir' diyerek 'vurun, saldırın' şeklinde bir yönlendirme kesinlikle yapılmamalı. Bütün gazeteci arkadaşlarımızı, bütün medya kuruluşlarımızı da AA'ya ve muhabirlerine yapılan saldırıları kınamaya davet ediyorum" ifadesini kullandı.
NTV'de katıldığı programda, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Arınç, yerel seçimlere ilişkin Anadolu Ajansı'na dönük iddiaların hatırlatılarak, 'Anadolu Ajansı'nın seçim çalışmasını nasıl değerlendiriyorsunuz'' şeklindeki soru üzerine, AA'nın ulusal bir haber ajansı olduğunu, 94 yıllık mazisi, binlerce çalışanı bulunan, haber toplayan ve servis eden bir kuruluş olduğunu söyledi.

Anadolu Ajansı'nın 6 yabancı dilde haber servis ettiğine işaret eden Arınç, ''En son Fransızcaya girdik ve uluslararası bir haber kanalı olarak da Afrika'da, Balkanlar'da,İngiltere'de (Geçenlerde Londra'da ben açmıştım), Kuzey Amerika'da, New York'ta ofisler açmaya başladı.

Haber elemanları kullanmaya başladı.

Bizim bir iddiamız var 100'üncü yılda yani 2020'de kısmet olursa büyük bir azimle ve gayretle çalışıyoruz, dünyadaki ilk 5 ajans içerisine girebilmek. Şu anda gerilerdeyiz, atak yapıyoruz, çalışıyoruz,bir planlamamız var'' şeklinde konuştu.

-''Çok garip, gülünç iddialar''
Yerel seçimler öncesinde geçtiğimiz yıl bir tekelleşme olduğunu ifade eden Arınç, şöyle devam etti::
''İsmini de söylemekte gerek yok onlar da saygın bir haber ajansı. Yani hiç bir itirazım yok. Cihan Haber Ajansı bu konuda çok örnek bir çalışma yapmıştı, ilk duyuran haber ajansıydı. Son zamanlarda biraz devletle, hükümetle kavgalı hale geldi ve belli bir yapıyla da doğrudan organik bir ilişkisi var. Anadolu Ajansı, 'biz bu kez haber servisini biz yapacağız, bunun için 1500 haberci kullanacağız, aynı zamanda sandık başlarından doğrudan bize haber ulaştıracak sivil şahıslardan kurulu ayrıca bir ağ kuracağız' çok güzel bir plan yaptılar, bize takdim ettiler. Biz de en azından Cihan'la karşı karşıya iki ajansın bu işi yapması konusunu daha faydalı ve daha objektif olabileceğini düşündük. Çalıştılar, ilk haberler dönmeye başladı, ilk haberler geldi. Fakat tabi öyle bir kutuplaşma öyle bir şartlanma var ki Anadolu Ajansı sanki hükümetin lehinde haber vermekle yükümlü, diğer ajanslar sanki CHP'yle işbirliği yapan veya MHP ile işbirliği yapan bir yapının, taraflı olarak haber vermesiyle yükümlü bir bir ajans olarak görüldü.

Bizim ilk haberlerimiz sonradan teyit edildi. Onlar tersine haber yaptılar yani başarısız gösteren yerlere belki öncelik verdiler veya sandıklar öyle açılmış oldu. Biz de gelen haberleri doğrudan yansıtmaya başladık. Ama 3 saat sonra en azından haberler birleşti ve aynı noktaya geldi. Fakat özellikle yapılan bu itirazlarda, notlarım da var, CHP'nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Gürsel Tekin'ler, Haluk Koç'lar ve diğerleri buna Mansur Yavaş da katıldı, 'işte Anadolu Ajansı taraflı haber verdiği için moral bozukluğuna uğradı seçmenlerimiz dolasıyla bize oy kullanamadı' noktasına da getirdiler.Çok garip çok gülünç iddialar bunlar, bizi yüzde 35 gösteren önceden bir iki gün öncesine kadar anketlerde, 'AK Parti yüzde 35 alacak' diye iddiaya girenler, bunun çok yükseldiğini görünce bir mazeret aramaya başladılar.''
-''Anadolu Ajansı görevini yaptı, çok başarılı oldu''
''Anadolu Ajansı bence görevini yaptı, çok başarılı oldu, çok faydalı oldu, fakat tahrikler bitmedi. Ajansa yönelik tecavüzkar ifadeler sonunda saldırı şeklide meyve vermeye başladı'' diyen Arınç, dün Bayburt'ta bir Anadolu Ajansı muhabirine MHP'lilerin yönlendirilmesiyle adeta saldırı yapıldığını, muhabirin darp edildiğini söyledi.

Bunun başka yerlerde de devam edeceğinin göründüğünü ifade eden Arınç, '' Dün Ajans bir açıklama yaptı, zannediyorum ki siyasetçiler bundan sonra Anadolu Ajansı'nı hedef almaktan çok daha uzak davranırlar, bunun bir milli ajans olduğunu, eğer hata veya yanlış yapmışsa, bunu objektif ölçütler içerisinde de göstermeleri gerekir.'' şeklinde konuştu.

-''Anadolu Ajansına ve Genel Müdüre yönelik ithamlar ve suçlamalar asılsız''
Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk'e dönük iddialara ilişkin olarak da Arınç, ''İkinci bir iddia da şu oldu genel müdür seçim akşamı bir 15 dakikalığına malum bir gazete bu tür haberleri her zaman yapar, Genel Merkez'e uğramış peki ne yapmış orada belli değil, kimlerle görüşmüş belli değil, gecenin saat 11'inde, 12'sinde böyle bir Genel Merkez ziyaret edilmişse, bundan nasıl bir anlam çıkarılabilir o da belli değil. Ama bununla Anadolu Ajansı'nı AK Partiyle özdeş hale getirme çabası var. Bir defa bizim genel müdürümüz kararnameyle atanmıyor, ne üçlü kararname, ne beşli kararname, devlet memuru değil.'' ifadesini kullandı.
Anadolu Ajansı'nın bir ticari şirket olduğuna dikkati çeken Arınç, burada Hazine'nin payı olduğunu, özel şahısların hisselerin bulunduğunu, ve yönetim kurulunun kendi içerisinden bir genel müdür atadığını söyledi.

Arınç şöyle devam etti:
'''Yani bir anonim şirkette, bir holdingte genel müdür nasıl atanıyorsa, burada da sayın Kemal Öztürk'ün sıfatı o. Kaldı ki ben çok iyi biliyorum, o akşam, bunun şahitleri ispatları da var, 21 saat işinin başından ayrılmadı, Ajansta bu işi yöneten arkadaşlarla bir arada durdu. Sonra merak saikiyle belki nabız yoklamak için AK Parti Genel Merkezi'ne gitmiş olabilir. Ben biliyorum ki sayın Genel Müdür zaman zaman diğer partilerin genel merkezine de uğrar hatta yine bilgim dahilinde son zamanlardaki büyük mitinglere de CHP'nin MHP'nin büyük mitinglerine de bir gazeteci sıfatıyla, 25 yıllık sarı basın kartı sahibi olan, serbest bir gazeteci olan insanın gazetecilik iç güdüsüyle miting takip ettiğini de biliyorum. Ajansımıza ve Genel Müdüre yönelik bu ithamların bu suçlamaların asılsız olduğunu söylemek istiyorum ama gazetecilerin özgürlükleri kısıtlanmamalı ve sadece 'Anadolu Ajansı muhabiridir' diyerek 'vurun, saldırın' şeklinde bir yönlendirme kesinlikle yapılmamalı. Bütün gazeteci arkadaşlarımızı, bütün medya kuruluşlarımızı da Anadolu Ajansı'na ve muhabirlerine yapılan saldırıları kınamaya davet ediyorum."
Kaynak: AA