AK Parti Şanlıurfa Mitingi 2014 - Erdoğan: Asıl hedef çözüm süreciydi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin Şanlıurfa mitinginde halka seslendi.

AK Parti Şanlıurfa Mitingi 2014 - Erdoğan: Asıl hedef çözüm süreciydi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Şanlıurfa Mitinginde konuştu. Başbakan çözüm sürecini baltamaya çalışan cemaatin, AK Partiye oy verilmemesi için ikna odaları kurduğunu iddia etti.

Erdoğan, 17 ve 25 Aralık soruşturmalarının çözüm sürecini hedef aldığını belirtti. Erdoğan, cemaatin siyasi bir örgüt olduğu iddiasını yineledi.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları;

'İş başına geçtiğimizde çok önemli sorunlarımız vardı. Ama en büyüğü terördü. Milletçe huzurumuz kaçtı, anaların yüreği yandı, maddi olarak da çok ağır bedel ödendi. Doğu'daki şehirlerimiz bu yüzden hizmetlerden eksik kaldı. Buralara yol, üniversite, hastane yapılmadı. Ve biz geldik. Şanlıurfa'da 18 katrilyon yatırım yapıldı. Biz terör sorununu hukuk içinde çözüyoruz. Bu sorunu demokrasiyle ekonomik kalkınmayla, hizmetle çözeceğiz dedik. Sadece güvenlik tedbiriyle çözülmez dedik. Bu sorunu çözmek için engel oldular, partimizi kapatmaya kalktılar. Ama yolumuzda dimdik devam ettik. Millet bize yürü dedi biz yürüdük. Durmak yok yola devam.

ÇÖZÜM SÜRECİNE SALDIRDILAR

Bu acı meseleyi çözeceğiz dedik. Biz bu sorunu çözmek için kanı durdurmak için samimi mücadele verirken. Önce Oslo sürecini sabote ettiler, MİT müsteşarımızı yakalamak istediler. Paris'te suikast yaptılar. Şimdi 17 ve 25 Aralık darbe girişimiyle çözüm sürecine saldırdılar. 16 Kasım'da Diyarbakır'da tarihi bir buluşma gerçekleştirdik. Ne yaptılar, bir dershane meselesi çıkarıp bu görüşmeyi gölgelemeye çalıştılar. Kim yaptı bunu Pensilvanya'daki bir zat ve buradaki yandaşları. Tabii bunlar partinin içinde emniyet güçlerinin içinde de örgütlenmişler. Doğu'da, havadan, kardeşlikten, gelişmelerden rahatsız oldular. 77 milyonun bir olmasında rahatsız oldular. Birlikte Türkiye olmasından rahatsız oldular.

Sene 1960, Mart ayı. Said-i Nursi Isparta'da. Hasta yatağında beni Urfa'ya götürün diyor. Talebeleri onu Şanlıurfa'ya getirdiler. Polisler onu geri götürmek istediler. Demokrat Parti engel oldu. Hiç bir yere götüremezsiniz dedi. Şanlıurfa o gün tarih yazdı. Said-i Nursi'yi teslim etmedi.

DARBE TUZAKLARINI BERABER KURUYORLAR

27 Mayıs müdahalesi oldu. Said-i Nursi'nin dirisine zulmedenler, ölüsüne bile tahammül edemediler. İşte bu CHP zihniyetiyle şu anda güya onun izinde olduğunu iddia eden Pensilvanya da öyle demiyor mu Said-i Nursi'nin izinde olduğunu söylemiyor mu bu Pensilvanya'daki zat. Şimdi Said-i Nursi'ye zulmeden CHP ile el ele, kol kola dolaşıyor. Darbe tuzaklarını beraber kuruyorlar.

Said-i Nursi'ye en ağır zulümleri yapan, ona hayat hakkı tanımayan, ölüsünü bile Şanlıurfa'dan çıkartıp götüren CHP zihniyeti ile Pensilvanya'daki zat birlikte hareket ediyorlar.

ÜÇ KAFADAR ÜÇ ŞAŞKIN ÖRDEĞE DÖNDÜ

Pensilvanya bu CHP ve MHP'yi çok kötü aldattı, çok kötü bir tuzağa düşürdü. '17 Aralık'ta hükümeti düşüreceğiz, elimizde çok önemli dosyalar var, ses kayıtları var, onlar işe yaramazsa elimizde montajlar, dublajlar var' dedi. CHP ve MHP'nin genel başkanları bunlara inandılar. Böyle bir darbe girişiminde payanda olarak yer aldılar. Ama hesaplar tutmadı, tuzak bozuldu. Millet bunların tuzaklarına, yalanlarına itibar etmedi. İşte şimdi ortalıkta kalakaldılar, ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Üç kafadar, üç şaşkın ördeğe döndüler.

SİZİN HOCANIZ AKŞAM BİR BAŞKA SABAH BİR BAŞKA

Şimdi diyorlar ki, 'Sakın Ak Parti'ye oy vermeyin, kime verirseniz verin'. Sizin bu imamınız, 10-11 sene önce 'Ak Parti'ye oy verin' mi diyordu, eğer o zaman 'Ak Parti'ye oy verin' diyorsa ya o zaman yanlış yaptı ya sizin bu imamınız şimdi yanlış yapıyor. Ak Parti aynı yerde duruyor, bu ülkeye hizmet vermeye devam ediyor. Demek ki sizin hocanızın da akşam bir başka sabah bir başka. Aynen bu CHP'liler aynen Bahçeli gibi.

Anlaşılan korku dağları sardı. Sandığın rengi belli oldu. Bu paraleller korkmaya başladı. İş yerlerinde, işçilerini 'AK Parti'ye oy vermeyin' diye ikna ediyorlar. Adeta 28 Şubat'taki gibi ikna odalarını kurdular. İşyerlerinde, okullarda, yurtlarda ve dershanelerde; kızları, erkekleri ikna odalarında ikna etmeye çalışıyorlar. İkna olmazlarsa atıyorlar'