Kurtulmuş, Çamlıca Cami’nin İnşaatını Ziyaret Etti
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, TİB’in son 2 yılda 509 bin kişinin dinlendiği açıklamasıyla ilgili, “Türkiye basıl bir asker devleti olmadıysa, Türkiye bir yargı devleti de olmayacaktır, bir polis devleti de olmayacaktır, bir ‘kocakulak’ devleti de olmayacaktır” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, yapımı süren Büyük Çamlıca Cami inşaatını ziyaret ederek yetkililerden bilgi aldı. Kurtulmuş’a ziyareti sırasında Üsküdar Belediye Balkanı Mustafa Kara ve AK Parti Üsküdar Belediye Başkan adayı Hilmi Türkmen’de eşlik etti. Cami hakkında yetkililerden bilgi alan Numan Kurtulmuş, inşaatın çok hızlı ilerlediğini söyleyerek emeği geçenlere teşekkür etti.
Ziyaret sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, Anayasa Mahkemesi’nin eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile ilgili verdiği karara ilişkin soru üzerine, “Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karardan sonra bu, mahkemelerin vereceği bir karar. Biz başından beri şunu söylüyorduk; yeniden yargılamaya da ihtiyaç yok. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru çerçevesinde bu işlerde adım atılabilir. Zannediyorum o istikamette atılmış olan bir adım. Hep beraber bekleyeceğiz ve göreceğiz. Tabii ki bu Türkiye’nin darbelerle yüzleşmesi, darbelere karşı tedbir alması önünde bir engel teşkil etmeyecek. Bizim başından beri ifade ettiğimiz bu ülkede kim darbe teşebbüsü içerisinde olursa, kim darbe yapmışsa bunların hepsinin sonuna kadar üstüne gidilsin. Ama bu süreçlerde de kurunun arasında yaş da yanmasın. Sayın Başbuğ ile ilgili özel durum, belki arkasından başkan tutuklularla ilgili özel durumlar olacak. Kişilerin tek tek yargılama süreçleriyle ilgili bir şey söylemek doğru olmaz” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın Facebook ve bu tarz sitelerin kapatılabileceği sözleri hatırlatılan Kurtulmuş, “Oradan kasıt kapatılabilir anlamında bir şey değil. Facebook ve Youtube’un yanlış, provokatif anlamlı kullanılma yönünde bir takım önlemler alınabilir manasında söylenmiştir. Yoksa zaten Facebook’un ve Twitter’ın kapatılması mümkün olmaz. Böyle bir şeyin olmayacağını Sayın Başbakanımız da biliyor. Kastettiği bu değil ama Türkiye’de, özellikle birçok ülkede gördük ki karışıklık ortamında bu Facebook ve Twitter üzerinden çok ciddi bir şekilde provokasyonlar yapılabiliyor. Bunlara karşı ve kişilerin şahsiyetlerine karşı yapılacak saldırılar konusunda tedbir almak. Kastedilen şey budur. Bununla ilgili de zaten demokratik ülkelerin hepsinde olan tedbirler alınır” şeklinde konuştu.
TİB’in son 2 yılda 509 bin kişinin dinlendiği açıklamasına da değinen Kurtulmuş, “Türkiye’nin üzerinde odaklanması gereken çok vahim meselelerden birisidir bu. Türkiye’de 2 yıl içerisinde 509 bin kişinin dinlenmiş olması, bunlarında mahkeme kararıyla dinlenmiş olması fevkalade vahim bir durumdur. Bu bize Stalin zamanında herkesin dinlenmesini, KGB’nin çemberi altında olmasını hatırlatıyor. Maalesef öyle anlaşılıyor ki birileri Türkiye’de bir korku imparatorluğu oluşturmaya çalışmış. Bir korku atmosferi oluşturulmak isteniyor. Bu Türkiye’ye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Onun için biliyorsunuz son yasal dinlemelerle hakikaten tedbir itibari ile dinlenmesi gereken, suça bulaşmış olan, suç işleme ihtimali olanlar eğer dinlenecekse bunun da yolu yordamı vardır. Bununla ilgili olarak da ağır ceza mahkemelerinden oy birliğiyle alınacak kararlarla bu dinlemeler yapılır. Yoksa herkesin aklına geldiği gibi, savcı ‘dinle’ demiş polise, savcının amirinin başsavcının haberi yok. Polis dinlemeye almış, polisin amirinin haberi yok. Böyle herkesin kendi bulduğu yerde, devletin imkanlarının arkasına sığınarak Türkiye’yi bir ‘kocakulak’ devleti haline getirmeye kimsenin hakkı yok. Türkiye basıl bir asker devleti olmadıysa, Türkiye bir yargı devleti de olmayacaktır, bir polis devleti de olmayacaktır, bir ‘kocakulak’ devleti de olmayacaktır. 509 bin kişi dinlemiş. Bunu da kimseye sormadan soruşturmadan yapmış olan bir dinleme operasyonunun olduğu ülke hakikaten hepimizin yüreklerini sızlatıyor” dedi.
Kurtulmuş, CHP ve MHP’de geçmişte yaşanan kaset olaylarını hatırlatarak bu tür olayların ülkeyi ve ülke siyasetini dizayn etmek için kullanıldığını ifade etti.
