'Kent Hakkı ve Kentlilik” Konulu Konferans

Antalya Kent Konseyi, Maltepe Üniversitesi İnsan Hakları Merkezi ile birlikte organize ettiği konferans dizilerinden üçüncüsünü gerçekleştirdi.

'Kent Hakkı ve Kentlilik” Konulu Konferans

“Kent Hakkı ve Kentlilik” konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özge Yücel Dericiler, yaklaşık bir saat süren sunumu sırasında, öncelikle son dönemlerde sıkça yaşanmakta olan Kentsel Dönüşüm Projeleri ile ilgili tartışmalara dikkat çekti. Üniversiteler ve meslek odalarına danışılmadan hazırlanan Kentsel Dönüşüm Projelerinin uygulanmasında kent sakinlerinin talep ve beklentilerinin gözardı edildiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Dericiler, temeli insan odaklı kamusal politikalar üzerine oturtulmayan projelerin kent sakinleri için bir mutsuzluk nedeni olduğunu söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Dericiler, “Örneğin ilk ve orta dereceli okulların hatta liselerin, şehirlerin hem fiziksel ve hem de güvenli olarak erişilebilir yerlerinde olması büyük önem taşıyor. Uluslararası standartlara bakıldığında bu ayrıca eğitim hakkının da bir gereği olarak kabul ediliyor. Bizde ise son zamanlarda şöyle bir eğilim var. Şehrin merkezinde arazinin çok değerli olduğu yerlerde bulunan okulların şehrin daha uzak yerlerine taşınıyor, yerlerine ise plazalar ve alışveriş merkezleri kuruluyor” dedi.

“Kent Hakkı” denildiğinde ilk akla gelenin barınma ve konut hakkı olduğunu da vurgulayan Yrd. Doç. Özge Yücel Dericiler, “TOKİ bugün artık inşaat sektörünün belli başlı aktörlerinden biri haline geldi. İşin bir diğer boyutu da, kentin yeniden yapılandırılmasında devlet eliyle hazırlanan planların da aslınla o kadar planlı programlı ve insan odaklı olmadığını da görüyoruz. Sürekli bir yeniden yapılanma süreci içindeyiz ama burada planlı ve insan odaklı bir yaklaşımdan söz etmek mümkün değil” diye konuştu.

Hazırlanan projelerde insanların sahip olduğu veya içinde bulundukları koşullardan kaynaklanan dezavantajlarının ortadan kaldırılması için alınması gereken ek tedbirlerin hesaba katılması gerektiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Dericiler şunları söyledi:
“Odağında insanın olmadığı projeler, Kentsel Dönüşüm Projelerinde de karşımıza çıkıyor. Kentsel Dönüşüm Projelerine baktığınızda ardı ardına yükselen beton yığınları, yeşil alanları yok eden uydu kentler görüyorsunuz. Önce insanlar kent merkezlerinden sürülüyor. Doğa büyük oranda tahrip edilerek bir takım lüks konutlar inşa ediliyor. Önce doğayı tahrip ediyorlar sonra da yapay bir doğal ortam oluşturmaya çalışıyorlar. Doğayla sorunlu bir ilişki kurmuş oluyoruz bu ödüllü projeler sayesinde. Kentsel dönüşüm aslında plansız yapılaşmanın olduğu kentlerin yeniden yapılandırılması şeklinde olsa çok önemli ve gerekli bir şey. Ama maalesef kentsel dönüşümün bizdeki örnekleri bunun tersine bir sürecin yaşanmakta olduğunu gösteriyor.”
Kent Dönüşüm Projesi kapsamına alınan bölgelerde yaşayan insanların ihtiyaçlarının çoğu zaman dikkate alınmadığını, kentsel mekanlar ve o mekanlarda yaşayan insanların gittikçe birbirinden ayrıştırılmakta olduğunu da belirten Yrd. Doç. Dr. Dericiler sözleri şöyle tamamladı:
“Yani alt, orta ve üst gelir gruplarında zaten bir fark var, ama şimdi bu yaşanmakta olan kentsel dönüşüm sürecinde bu sınırlar daha da belirginleşiyor ve bu aradaki farklar daha da açılıyor. Bu projeler hazırlanırken ilk önce uzmanlığa saygı göstermek gerekir. Kentsel dönüşümden bahsederken mesela bizim üniversitelerimizde şehir ve bölge planlamacıları var, çevre mühendisliği var, sosyoloji alanında çalışanlar var. Mühendis ve mimar odaları var. Bunların görüşleri neden alınmıyor? Yine bu uzmanlık kadar elzem olan bir diğer şey de bizlerin, yani kent sakinlerinin taleplerinin beklentilerinin hesaba katılmasıdır. Yoksa bize rağmen yapılan dönüşüm projeleri bizi mutlu etmiyor, aksine daha da mutsuz ediyor.”
Kaynak: İHA