Karadeniz'in Karşı Kıyısı Odessa
Ukrayna'nın İstanbul'a havayoluyla 75 dakika uzaklıktaki Odessa şehri, geçmişi, tarihi yapıları, eski-yeni zıtlıklarıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor.
Sovyet döneminin önemli şehirlerinden Odessa, simge binaları, mekanları ilk günkü zarafeti ve görkemiyle misafirlerini karşılarken, banliyölerdeki yaşam Doğu Avrupa şehirlerinden farklı değil. Sanılanın aksine eski Sovyet şehirleri gibi ucuz olmayan Odessa, Ukrayna'nın Avrupa'ya açılan kapısı olma yolunda ilerliyor.
İstanbul ve Van'ın kardeş şehri olan Odessa, yakın zamanda İstanbul Parkı'na da ev sahipliği yapacak. Geçen yıl varılan mutabakat sonucu şehrin en güzel yerlerinden biri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ayrıldı. Alanın düzenlemesi ve peyzaj çalışması yine belediye tarafından yapılacak. Potemkin Merdivenleri'ne çok yakın bir yerde bulunan park alanı, Türkiye'ye özgü çiçeklerle süslenerek şehre renk katacak.
- Her basamağı devrim ve gözyaşı: Potemkin Merdivenleri
Odessa denince akla gelen ilk yerlerden biri Potemkin Merdivenleri. Primorskaya Caddesi'ni marinaya bağlayan merdivenler, 192 basamaktan oluşuyor. Yönetmen Sergei Eisenstein'ın ölümsüz eseri "Potemkin Zırhlısı" filminden sonra Odessa Merdivenleri, Potemkin Merdivenleri olarak anılmaya başladı.
O dönem Güney Rusya İşçi Birliği'nin merkezi konumunda olan Odessa, Sovyet Devrimi'nde önemli rol oynadı.
- İçi dışı yüksek sanat: Odessa Opera Binası
Şehrin en önemli simgelerinden ve uğrak mekanlarından biri olan Odessa Opera Binası, sanatseverlerin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.
Çaykovski ve Rahmaninov'a da ev sahipliği yapan opera binası 1810'da inşa edilirken, 1873'te büyük bir yangında küle döndü. Avusturyalı mimarlar Ferdinand Fellner ve Hermann Helmer binanın bugünkü görünümüne kavuşmasında önemli rol oynadı. 20. yüzyılın ikinci yarısında temeli güçlendirilen opera binası, 1996-2007'de ise son haline kavuşturuldu.
Tavan işlemeleri ve akustik yapısıyla yüksek sanatın en seçkin örneklerini bünyesinde barındıran binadaki heykeller altın kaplandı. Kendine has akustik yapısıyla dikkati çeken yapıda, 1500 izleyici koltuğu bulunuyor. Ana salon dışındaki bütün alanların simetrik olmasına özen gösterilirken, kubbe, sütun, kemer, kabartma ve mumlar bütünlük içerisinde sanatseverleri ağırlamaya devam ediyor.
- Tek duvar ev
Şehir merkezinin en ünlü yerlerinden bir olan ve belli bir açıdan bakıldığında tek duvar şeklinde görülen ev, mimar Dmitry Klimov'un eseri. Eklektisizm örneklerinden olan ve 1889'da inşa edilen yapı, yanındaki boş araziye yapılan yeni binalarla yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.
Duke de Richelieu, Pasaj, Arap Kültür Merkezi, liman, Deribasovskaya Sokağı, Odessa Büyük Kurucuları ve Catherina heykeli, Puşkin Müzesi Odessa'nın en bilinen tarihi ve turistik mekanları arasında yer alıyor.
- THY 17 yıldır Odessa'da
Türk Hava Yolları (THY), Mart 1997'de haftada 4 sefer düzenleyerek varlık gösterdiği Odessa'ya yaz kış ayırımı yapmadan haftada 11 sefer düzenlemeye devam ediyor. Odessa, Türkiye'den yıllık ortalama 140 bin kişinin seyahat rotası olmasının yanında THY'nin çevre şehirlere de ulaşmasının ardından kapasitesini artırma eğilimi gösteriyor.
Kaynak: AA
İstanbul ve Van'ın kardeş şehri olan Odessa, yakın zamanda İstanbul Parkı'na da ev sahipliği yapacak. Geçen yıl varılan mutabakat sonucu şehrin en güzel yerlerinden biri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ayrıldı. Alanın düzenlemesi ve peyzaj çalışması yine belediye tarafından yapılacak. Potemkin Merdivenleri'ne çok yakın bir yerde bulunan park alanı, Türkiye'ye özgü çiçeklerle süslenerek şehre renk katacak.
- Her basamağı devrim ve gözyaşı: Potemkin Merdivenleri
Odessa denince akla gelen ilk yerlerden biri Potemkin Merdivenleri. Primorskaya Caddesi'ni marinaya bağlayan merdivenler, 192 basamaktan oluşuyor. Yönetmen Sergei Eisenstein'ın ölümsüz eseri "Potemkin Zırhlısı" filminden sonra Odessa Merdivenleri, Potemkin Merdivenleri olarak anılmaya başladı.
O dönem Güney Rusya İşçi Birliği'nin merkezi konumunda olan Odessa, Sovyet Devrimi'nde önemli rol oynadı.
- İçi dışı yüksek sanat: Odessa Opera Binası
Şehrin en önemli simgelerinden ve uğrak mekanlarından biri olan Odessa Opera Binası, sanatseverlerin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.
Çaykovski ve Rahmaninov'a da ev sahipliği yapan opera binası 1810'da inşa edilirken, 1873'te büyük bir yangında küle döndü. Avusturyalı mimarlar Ferdinand Fellner ve Hermann Helmer binanın bugünkü görünümüne kavuşmasında önemli rol oynadı. 20. yüzyılın ikinci yarısında temeli güçlendirilen opera binası, 1996-2007'de ise son haline kavuşturuldu.
Tavan işlemeleri ve akustik yapısıyla yüksek sanatın en seçkin örneklerini bünyesinde barındıran binadaki heykeller altın kaplandı. Kendine has akustik yapısıyla dikkati çeken yapıda, 1500 izleyici koltuğu bulunuyor. Ana salon dışındaki bütün alanların simetrik olmasına özen gösterilirken, kubbe, sütun, kemer, kabartma ve mumlar bütünlük içerisinde sanatseverleri ağırlamaya devam ediyor.
- Tek duvar ev
Şehir merkezinin en ünlü yerlerinden bir olan ve belli bir açıdan bakıldığında tek duvar şeklinde görülen ev, mimar Dmitry Klimov'un eseri. Eklektisizm örneklerinden olan ve 1889'da inşa edilen yapı, yanındaki boş araziye yapılan yeni binalarla yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.
Duke de Richelieu, Pasaj, Arap Kültür Merkezi, liman, Deribasovskaya Sokağı, Odessa Büyük Kurucuları ve Catherina heykeli, Puşkin Müzesi Odessa'nın en bilinen tarihi ve turistik mekanları arasında yer alıyor.
- THY 17 yıldır Odessa'da
Türk Hava Yolları (THY), Mart 1997'de haftada 4 sefer düzenleyerek varlık gösterdiği Odessa'ya yaz kış ayırımı yapmadan haftada 11 sefer düzenlemeye devam ediyor. Odessa, Türkiye'den yıllık ortalama 140 bin kişinin seyahat rotası olmasının yanında THY'nin çevre şehirlere de ulaşmasının ardından kapasitesini artırma eğilimi gösteriyor.