Bakanlar Kurulu ardından Arınç'tan açıklama
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a 14 Aralık operasyonuna ilişkin gözaltı listesindeki 32. ismin Fethullah Gülen olup olmadığı soruldu. Arınç, "Bu konuda 32. isim yok." dedi.
Bakanlar Kurulu, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında toplandı.
Toplantı sonrası, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç açıklamalarda bulundu.
Arınç'a ilk olarak 14 Aralık operasyonu ve gözaltı listesindeki 32. ismin Fethullah Gülen olup olmadığı soruldu.
Arınç konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Bu konuda açıklama yapıldı. Açıklamada, bir kısım medya mensubu ve emniyet görevlilerinin sahte belge üreterek soruşturma yaptıkları belirtildi. Örgüt kapsamında sahtecilik ve iftira suçlarından 31 kişi hakkında gözatı kararı verildiği ifade edildi. Bu konuda 32. isim yok.
Gazete binasına polisin gitmiş olması soruşturmanın yürütmeyle alakalı olduğu anlamına gelmez. Siyasi bir süreç değil, hukuki bir süreçtir. Burada kolluk kuvvetlerinin bir şekilde kullanılmış olması esasen bu sürecin de bir gereğidir.
Gazeteci sıfatıyla gözaltına alınanların yanında bazı dizilerde senarist ve yönetmen olarak çalışanların da gözaltına alındığını biliyoruz. Tahşiyeciler adlı gruba yönelik operasyonda bu dizilerde bazı ifadelerin yer aldığını biliyoruz.
Bu sürecin yargı süreci olduğunu söyleyebilirim. Bizim hiçbir bakanımızın imzasıyla başlamış bir süreç değildir. Soruşturmanın gizliliği esastır. Eldeki deliller dava açılmasına yeterliyle dava açılacaktır. Sürecin henüz başındayız, sürecin neyle sonuçlanacağını hiçbirimiz bilmiyoruz. Sadece şüpheli konumundaki kişilere yönelik bir soruşturma yapılıyor.
İddialar, bizim de dikkatimizi çekiyor. Burada basın özgürlüğü kapsamında düşünülecek bir suç yok. Yargı sürecinde kimin hangi suçla itham edildiğini göreceğiz. Bunlar gazeteci ve basın özgürlüğü vardır diyenlere, hiç kimsenin suç işleme imtiyazı olmadığını söyleyebilirim. Böyle bir mantık 5. dünya ülkesinde olabilir. Ama Türkiye bir hukuk devletidir.
Bir hukuk devletinde bütün bu iddiaların süreç içinde değerlendirilmesi fevkalade doğru olacaktır. Bazı kişiler serbest bırakıldı, umarım diğerleri hakkında da adil bir karar verilir. Hükümet olarak böyle bir sürecin içerisinde değiliz."
TORPİL İDDİALARI
Haluk Koç'un söylediği sözlerin bir ağırlığı olması gerekir. Site kurmaso çok çirkin bir şey. Benim hakkımda çok galiz ifadeler kullanıyor, bunları kendisine iade ediyorum. İyi-kötü polis yakıştırması bana yakışmaz, senin üzerinde kalır.
Kılıçdaroğlu'nun Haluk Koç'un oğlu ve gelinine sizler çapulcusunuz ve sizden çapulcu evlatlar yetiştirmenizi bekliyorum demesi bana çok garip gelmiştir. Bunu eleştirdim. Haluk Koç bundan çok memnun olmuş. Keşke onu korumasaydım.
İstisnai kadro her zaman vardı. KPSS dahil edilmeksizin nitelikli eleman yerleştirmek için bazı kadrolar bulunur. Bu istisnai kadroları kurumun başında olanlar kullanır, bu da bir gelenektir.
İstisnai kadroyla atananların sayısı AK Parti'de atananların sayısının 2 misli. Sizin sadece çocuğu değil, gelini Meclis'te olanlar var. Zamanında atanmış ne kadar CHP'li var araştırılsın. Etik açıdan düşünebilirsiniz ama kanuna aykırı bir durum yok.
Benim yeğenim, enerji üzerine 10 kişi sayın deseniz, ilk 5'e girer. Sayın Abdullah Gül'ün yanında enerji danışmanı olarak çalışmış, 3 dil bilen bir insan. Eskimiş bazı şeyleri yeniden gündeme getirme gayreti içerisinde (Haluk Koç). Elinde taşla camları kırmaya kalkarsa CHP'de cam kalmaz."
Toplantı sonrası, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç açıklamalarda bulundu.
Arınç'a ilk olarak 14 Aralık operasyonu ve gözaltı listesindeki 32. ismin Fethullah Gülen olup olmadığı soruldu.
Arınç konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Bu konuda açıklama yapıldı. Açıklamada, bir kısım medya mensubu ve emniyet görevlilerinin sahte belge üreterek soruşturma yaptıkları belirtildi. Örgüt kapsamında sahtecilik ve iftira suçlarından 31 kişi hakkında gözatı kararı verildiği ifade edildi. Bu konuda 32. isim yok.
Gazete binasına polisin gitmiş olması soruşturmanın yürütmeyle alakalı olduğu anlamına gelmez. Siyasi bir süreç değil, hukuki bir süreçtir. Burada kolluk kuvvetlerinin bir şekilde kullanılmış olması esasen bu sürecin de bir gereğidir.
Gazeteci sıfatıyla gözaltına alınanların yanında bazı dizilerde senarist ve yönetmen olarak çalışanların da gözaltına alındığını biliyoruz. Tahşiyeciler adlı gruba yönelik operasyonda bu dizilerde bazı ifadelerin yer aldığını biliyoruz.
Bu sürecin yargı süreci olduğunu söyleyebilirim. Bizim hiçbir bakanımızın imzasıyla başlamış bir süreç değildir. Soruşturmanın gizliliği esastır. Eldeki deliller dava açılmasına yeterliyle dava açılacaktır. Sürecin henüz başındayız, sürecin neyle sonuçlanacağını hiçbirimiz bilmiyoruz. Sadece şüpheli konumundaki kişilere yönelik bir soruşturma yapılıyor.
İddialar, bizim de dikkatimizi çekiyor. Burada basın özgürlüğü kapsamında düşünülecek bir suç yok. Yargı sürecinde kimin hangi suçla itham edildiğini göreceğiz. Bunlar gazeteci ve basın özgürlüğü vardır diyenlere, hiç kimsenin suç işleme imtiyazı olmadığını söyleyebilirim. Böyle bir mantık 5. dünya ülkesinde olabilir. Ama Türkiye bir hukuk devletidir.
Bir hukuk devletinde bütün bu iddiaların süreç içinde değerlendirilmesi fevkalade doğru olacaktır. Bazı kişiler serbest bırakıldı, umarım diğerleri hakkında da adil bir karar verilir. Hükümet olarak böyle bir sürecin içerisinde değiliz."
TORPİL İDDİALARI
Haluk Koç'un söylediği sözlerin bir ağırlığı olması gerekir. Site kurmaso çok çirkin bir şey. Benim hakkımda çok galiz ifadeler kullanıyor, bunları kendisine iade ediyorum. İyi-kötü polis yakıştırması bana yakışmaz, senin üzerinde kalır.
Kılıçdaroğlu'nun Haluk Koç'un oğlu ve gelinine sizler çapulcusunuz ve sizden çapulcu evlatlar yetiştirmenizi bekliyorum demesi bana çok garip gelmiştir. Bunu eleştirdim. Haluk Koç bundan çok memnun olmuş. Keşke onu korumasaydım.
İstisnai kadro her zaman vardı. KPSS dahil edilmeksizin nitelikli eleman yerleştirmek için bazı kadrolar bulunur. Bu istisnai kadroları kurumun başında olanlar kullanır, bu da bir gelenektir.
İstisnai kadroyla atananların sayısı AK Parti'de atananların sayısının 2 misli. Sizin sadece çocuğu değil, gelini Meclis'te olanlar var. Zamanında atanmış ne kadar CHP'li var araştırılsın. Etik açıdan düşünebilirsiniz ama kanuna aykırı bir durum yok.
Benim yeğenim, enerji üzerine 10 kişi sayın deseniz, ilk 5'e girer. Sayın Abdullah Gül'ün yanında enerji danışmanı olarak çalışmış, 3 dil bilen bir insan. Eskimiş bazı şeyleri yeniden gündeme getirme gayreti içerisinde (Haluk Koç). Elinde taşla camları kırmaya kalkarsa CHP'de cam kalmaz."