Psikiyatrist Yılmazer Açıklaması

Psikiyatrist ve Psikoterapist Evrim Ebru Yılmazer, cinsel tabuların yoğun olduğu ülkemizde, kadınların en çok vajinismus ve cinsel isteksizlik, erkeklerin ise erken boşalma rahatsızlıklarını yaşadıklarını söyledi.

Psikiyatrist Yılmazer Açıklaması
Cinsel istekleri karşılanmayan veya bastırılan kişilerin mutsuz, agresif ve umutsuz insanlar olduğuna dikkat çeken Yılmazer, “Kişinin altta yatan başka bir hastalığı yoksa, cinsel sorunların büyük bölümü cinsel terapi eğitimi olan psikiyatri uzmanları tarafından tedavi edilebilir” dedi.

CİNSELLİĞİ BASTIRILANLAR MUTSUZ
Öfke ve cinselliğin insanın iki temel dürtüsü olduğunu belirten Yılmazer, bu dürtülerden birinin bastırılması durumunda diğerinin palazlandığını, cinsel istek ve arzuları bastırılan kişilerde öfke, alınganlık ve umutsuzluk gelişebildiğini ifade etti.

İzmir’de takip ettiği hastalar üzerinden edindiği tecrübeler hakkında da bilgi veren Yılmazer, “Kadınlarda daha çok vajinusmus, cinsel isteksizlik görülürken, erkeklerde ise en çok erken boşalma rahatsızlığına rastlıyoruz dedi.

Vajinismus ve erken boşalma daha çok cinsel terapi teknikleri ile çözülürken, cinsel isteksizlik başvurularında psikanalitik yönelimli psikoterapi yöntemi ile çalışmak gerekebilmektedir. Düzenli terapiler ile hastanın yaşadığı içsel karmaşayı anlamaya ve düzenlemeye çalışıyoruz” diye konuştu.

CİNSEL EĞİTİM OKULLARDA VERİLMELİ
Herkesin sağlıklı ve doyumlu bir cinsel hayatı olması gerektiğinin altını çizen Yılmazer, cinselliğin keyif alınması gereken, doğal bir süreç olduğunu belirterek, “Ergenlik döneminde okullarda cinsellik eğitimi verilmeli. Bir ergen cinselliği internetten veya başkalarından öğrenmemeli. Cinselliğin yaşamın doğal ve keyifli bir parçası olduğu bilgisinin sindirilmesi önemlidir. İlk cinsel birleşme deneyimi için en azından ergenlik döneminin bitmesinde yarar var."

ÇİFTLER NEDEN BOŞANIYOR
İzmir’in boşanma sayılarının en fazla olduğu iller arasında geldiğini anlatan Yılmazer, aldatma ve aldatılmanın boşanma nedenleri arasında en başta geldiğini bildirdi. Evliliğin bazı dönemlerinde boşanmanın daha fazla görüldüğünün altını çizen Yılmazer, şunları söyledi: “Aileyi bir sistem olarak değerlendiririz. Aileye yeni bir birey katıldığı zaman, örneğin bebek geldiği zaman, o sistemin dengesi bozulur. Evliliğin ilk yılı, çocuk doğduktan sonraki dönem, emeklilik dönemlerinde ve belirli yıllarda 'evliliğin beşinci, onuncu ve onbeşinci yılları' çiftler arasındaki kriz oranları fazladır. Eğer çiftler birbirleriyle sağlıklı iletişim kurmazlarsa, krizler kaçınılmaz olabiliyor. İnsanlar eskisi kadar sadık, tahamüllü değiller ne yazık ki. İletişim kurmak ve konuşmak, sağlıklı ilişkinin ilk şartıdır. Çiftlerin konuşmadığı, birbirlerini dinlemediği ilişkilerde doğal olarak daha fazla sorunlar yaşanıyor. Yoğun çalışma koşullarında çiftler birbirleri ile iletişime geçmeyi unutuyor. Her şeyi kendi içlerinde yaşamaya başlıyorlar. Uzun süreli ilişkilerde çiftlerin değişimlerinin aynı yönde olabilmesi çok önemli. Türkiye’de pek yok ama Avrupa’da çiftler evlenmeden önce çift terapistine gidiyor ve evliliklerine bir bakış açısı kazandırıyorlar. Türkiye’de hem oturmuş böyle bir bilinç henüz yok hem de çift/aile ve cinsel terapist sayısı çok az. Sağlıklı bir evlilik ve cinsel yaşam için çiftlerin her şeyden önce birbirini anlaması ve birbirinin isteklerine saygı göstermesi, sorun hissettikleri noktada konusunda uzman bir psikiyatristten yardım almaktan çekinmemesi gerekir."
Kaynak: İHA