Katkı Maddesiz Et Satacaklar
Edirne’de alışılmışın dışında bir restoran açılacak.
“Newyork Steak and Burger House” ismiyle açılacak olan restoranda et, özel olarak işlenerek, hiçbir katkı maddesi olmadan, müşterilere servis edilecek. Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun Cumartesi günü açmayı planladığı restoranın işletmecileri Cengiz İsrafil ve Cavit Alamut hazırladıkları menüleri basına tanıttı. Dekorasyondan, sunulan hizmete kadar farklı bir mekan olan “Newyork Steak and Burger House” ilk olarak kapılarını gazetecilere açtı
Restoran hakkında teknik bilgiler veren Cavit Alamut, restoranın ismini kendilerinin bulduğunu, yabancı bir restoran zinciri olmadığını vurguladı. Alamut konuşmasında mekanın, gelecekte açacakları restoran zincirlerinin de ilk halkası olacağının sinyallerini verdi. Mutfaklarında işlenecek etlerin kasaptaki etler gibi olmadığını belirten Alamut, tamamen farklı bir konseptte işlenip servise sunulacağını kaydetti.
Uzun yıllar Amerika’da yaşamış olan Cengiz İsrafil, konuyla ilgili hem tecrübelerini hem de etin yapım aşamasını anlattı. 27 yıl Amerika'da babasıyla birlikte restoran işlettiklerini ifade eden Cengiz İsrafil “Etin pistolet dediğimiz kısmı yani etin sırtı ve omurgasının etrafı en değerli yeridir. Onu ayırıyoruz ve özel buzdolabımızde 25-30 gün dinlendiriyoruz. Et bu sürede bazı enzimler sayesinde yumuşuyor, lezzetleniyor ve suyunu kaybedip kuruyor. Bu eti belirli bir derecede nemli ortamda saklıyoruz, burasını söylemeyelim bizim sırrımız olsun” şeklinde konuştu.
İsrafil, Kolombiye Üniversitesi'nde Tarih bölümünde doktora yaptığını, Osmanlı tarihini çok sevdiğini ve Edirne'ye ayrı bir gözle baktığını için yatırımını bu kente yaptığını söyledi.
Cengiz İsrafil, “Osmanlı Tarihini iyi bilirim. Osmanlı İmparatorluğu Edirne'de kurulmuştur, İstanbul'da değil. İmparatorluk buradan başlamış, İstanbul fethedildiğinde başkent İstanbul'a tanışmıştır. Edirne'yi çok severim, böyle bir fırsat ve finansman ihtiyacı çıkınca ben de uzun bir süre için burayı kiraladım. Bence Edirne Balkanların başkentidir. Fakat İstanbul'un gölgesinde kalıyor. Edirne muhteşem bir şehir aslında” dedi
İsrafil, “Biz Edirne'de bunu tanıtmak istiyoruz, en büyük avantajımız da ete yakın olmamız. İstanbullular eti 100 metre önünde alamıyor. İstanbul'dan buraya geliyorlar et almak için. Ayrıca bu etin tadını almak için az pişmiş yemeniz gerekiyor. Ama biz kimseyi zorlamayacağız tabi, menümüzde göstereceğiz, nasıl pişmiş istiyorsa öyle servis edeceğiz” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Restoran hakkında teknik bilgiler veren Cavit Alamut, restoranın ismini kendilerinin bulduğunu, yabancı bir restoran zinciri olmadığını vurguladı. Alamut konuşmasında mekanın, gelecekte açacakları restoran zincirlerinin de ilk halkası olacağının sinyallerini verdi. Mutfaklarında işlenecek etlerin kasaptaki etler gibi olmadığını belirten Alamut, tamamen farklı bir konseptte işlenip servise sunulacağını kaydetti.
Uzun yıllar Amerika’da yaşamış olan Cengiz İsrafil, konuyla ilgili hem tecrübelerini hem de etin yapım aşamasını anlattı. 27 yıl Amerika'da babasıyla birlikte restoran işlettiklerini ifade eden Cengiz İsrafil “Etin pistolet dediğimiz kısmı yani etin sırtı ve omurgasının etrafı en değerli yeridir. Onu ayırıyoruz ve özel buzdolabımızde 25-30 gün dinlendiriyoruz. Et bu sürede bazı enzimler sayesinde yumuşuyor, lezzetleniyor ve suyunu kaybedip kuruyor. Bu eti belirli bir derecede nemli ortamda saklıyoruz, burasını söylemeyelim bizim sırrımız olsun” şeklinde konuştu.
İsrafil, Kolombiye Üniversitesi'nde Tarih bölümünde doktora yaptığını, Osmanlı tarihini çok sevdiğini ve Edirne'ye ayrı bir gözle baktığını için yatırımını bu kente yaptığını söyledi.
Cengiz İsrafil, “Osmanlı Tarihini iyi bilirim. Osmanlı İmparatorluğu Edirne'de kurulmuştur, İstanbul'da değil. İmparatorluk buradan başlamış, İstanbul fethedildiğinde başkent İstanbul'a tanışmıştır. Edirne'yi çok severim, böyle bir fırsat ve finansman ihtiyacı çıkınca ben de uzun bir süre için burayı kiraladım. Bence Edirne Balkanların başkentidir. Fakat İstanbul'un gölgesinde kalıyor. Edirne muhteşem bir şehir aslında” dedi
İsrafil, “Biz Edirne'de bunu tanıtmak istiyoruz, en büyük avantajımız da ete yakın olmamız. İstanbullular eti 100 metre önünde alamıyor. İstanbul'dan buraya geliyorlar et almak için. Ayrıca bu etin tadını almak için az pişmiş yemeniz gerekiyor. Ama biz kimseyi zorlamayacağız tabi, menümüzde göstereceğiz, nasıl pişmiş istiyorsa öyle servis edeceğiz” diye konuştu.