Destici, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Nedeniyle Kahvaltı Düzenledi

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, HSYK’nın yapısının değiştirilmesine yönelik düzenlemeye ilişkin, “Bu Anayasa’ya yüzde 100 aykırıdır.

Ben şahsen bunun Anayasa Mahkemesi’nden döneceği kanaatini taşımaktayım” dedi.


BBP Genel Başkanı Destici, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlamak için basın mensuplarıyla kahvaltıda biraraya geldi. Destici, konuşmasına başlamadan önce bütün gazetecilere gül dağıtarak, gazetecilerin gününü kutladı. Konuşmasına gazetecilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi yönünde iyi dileklerde bulunarak başlayan Destici, “Çalışan Gazeteciler Günü’nün bütün olumsuzlukları sona erdirecek bir sürecin başlangıcı olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

Siyasetin sandıkla belirlenen ve şekillenen bir süreçle yol alması gerektiğini belirten Destici, “Burada sandığa giden yolların tam demokratik bir hale getirilmesi gerekmektedir. Belki de Türkiye’nin yaşamış olduğu problemlerden bir tanesi maalesef tam demokratik sisteme sahip olamayışımızdır. Demokrasi tam olarak yerleşmediği için her dönemin iktidarı ya da egemen güçleri, güçlü grupları kendilerine göre sistem oluşturmuşlardır. Bunda dönem dönem de başarılı olmuşlardır. Daha sonra gelen egemen güçler kendilerine uygun bir sistem oluşturma çabası içine girmişlerdir. Türkiye bugünde benzer bir süreçten geçiyor” diye konuştu.

Geçmişte özellikle Ergenekon ve Balyoz davaları, KCK davaları ile ilgili Türkiye’nin çok önemli süreçler yaşadığını belirten Destici, "Milletin kahir ekseriyeti, demokratikleşme ve Türkiye o dönemde paralel devlet olarak görülen PKK'nın üst yapısı KCK'dan kurtulma adına bu davaların arkasında durdu. Buralarda önemli başarılar elde edildi. 3 yıl önce hararetle savunulan bu yargılamalar, ne oldu da 3 yıl sonra yeniden yargılama gibi bir süreçle karşı karşıya bırakıldı? 12 Eylül referandumunun 2 maddesi problemdi. Bunlardan birisi Anayasa Mahkemesi’nin yapısının değiştirilmesi, birisi de HSYK'nın yapısının değiştirilmesiydi. O dönemlerde yine esas meselenin bu iki madde olduğu, dolayısıyla taraflar da net bir şekilde belli olmuştu. O günlerde bu iki maddenin arkasında duranlar ve değişikliği teklif edenler, milleti ikna etmeye çalışanlar yine ne oldu da 3 yıl sonra tam bunun zıttı bir teklifi TBMM'ye getirme gereği duydular?" diye konuştu

“TÜRKİYE’NİN ÖNCELİKLE BİR GENEL SEÇİM YAŞAMASI DOĞRU OLACAK DİYE DÜŞÜNÜYORUM”
Destici, konuşmasına şöyle devam etti:
“Önümüzdeki günlerdeki gelişmeler elbette ki siyasi hayatımızda belirleyici bir rol oynayacaktır ve bu gelişmelere bağlı olarak Türkiye’nin bu sene içerisinde üç seçim yaşaması kuvvetle muhtemel olarak ortadadır. Belki iki seçimi seçim takvimi açıklandığı için birleştirmek imkanı doğmayabilir ama kuvvetle muhtemel olan bir şey vardır ki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce Türkiye bir genel seçim yaşayabilir. Yaşamalı mıdır, bana göre de yaşamalıdır. Hatta bir zorunluluk haline dönüşmüştür, çünkü bu hükümetin bundan sonraki icraatları millet ve kamu menfaatine, ülke menfaatine değil, tamamen parti menfaatine ya da iktidarını nasıl korurum anlayışıyla yapılmaya çalışılmaktadır. Onun için Türkiye’nin bence biran önce genel seçime gitmesi lazım, bu hem toplumu rahatlatacaktır hem de bütün siyasi partilerimize, iktidarıyla muhalefetiyle bir millet tarafından yeniden değerlendirilme ve bir uyarılma şansı da verecektir diye düşünüyorum. Onun için Türkiye’nin öncelikle bir genel seçim yaşaması doğru olacak diye düşünüyorum.”
Yeniden yargılama konusuna da değinen Destici, “Zaten hukukumuzda bu var. Yeni bir düzenlemeye bu anlamda ihtiyaç yok. Burada yapılmak istenen, yeniden yargılama değil, eski yargılamaların sonuçlarını değiştirmeye yönelik bir adımdır” değerlendirmesini yaptı.

“BU ANAYASA’YA YÜZDE 100 AYKIRIDIR”
HSYK’nın yapısının değiştirilmesiyle ilgili daha önce BBP’nin 2011 referandumunda farklı bir teklifte bulunduğunu hatırlatan Destici, “Bugün sürdürülen yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarından sonra HSYK’nın yapısını değiştirmeyle ilgili bir düzenleme TBMM’ye getirilir ve burada sadece iktidar partisinin oylarıyla böyle bir düzenlemeye kalkışılırsa bu tamamen üzerini örtme ya da bu süreçlerin üzerini kapatmak gibi algılanır ki, bu da doğru bir algıdır. Öbür taraftan bu Anayasa’ya yüzde 100 aykırıdır. Ben şahsen bunun Anayasa Mahkemesi’nden döneceği kanaatini taşımaktayım” şeklinde konuştu.

Savcılarla ilgili de değerlendirme yapan Destici, “Savcılar hukukun dışına çıkmışlarsa elbette ki onlarla ilgili incelemeler yapılabilir, onlarla ilgili soruşturmalar da yapılabilir ama yine keyfi olarak HSYK 6 kişiyle ilgili soruşturma isterken bakanın keyfine bağlı olarak üçüyle ilgili soruşturma izni verilip, üçüyle ilgili soruşturma izni verilmezse siz burada birilerini kolluyor gibi bir görüntü ortaya koyarsınız ki, bu da yine bu süreçlerde inandırıcılığınızı kaybetmenize neden olur. HSYK’nın elindeki yetkilerinin alınıp Adalet Bakanına devredilmesi yargının bağımsızlığına vurulmuş büyük bir darbedir. Eğer bu uygulama gerçekleşirse artık Türkiye’de hiç kimse bağımsız bir yargı sisteminden bahsedemez. Hükümetin bedeli ne olursa olsun asla bu yola girmemesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

Destici, son olarak kuvvetler ayrılığı prensibinin korunması gerektiğini vurguladı

Kaynak: İHA