Bbp Genel Başkanı Mustafa Destici Açıklaması
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, tüm çalışan kesimlerin yanında olduklarını söyledi.
Hizmet-İş Sendikası'nın 35'inci kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen etkinlikte konuşan Destici, “Taşeron işçilerimiz başta olmak üzere, asgari ücretlilerimiz ve tüm çalışan kesimlerdeki arkadaşlarımızın büyük problemleri olduğunu biliyoruz. Geçtiğimiz ay içerisinde sırf bu konu ile ilgili Eskişehir de ‘İşçi Buluşması’ gerçekleştirdik. Toplantıda işçi kardeşlerimizin problemlerini konuştuk. Daha sonra da çözüm yollarını birlikte aradık” dedi.
Taşeron işçiler, asgari ücretliler ve tüm çalışan kesim nerede ise Büyük Birlik Partisi'nin orada olduğunu vurgulayan Destici, “Siz neredeyseniz Büyük Birlik Partisi oradadır. Siz neredeyseniz Muhsin Yazıcıoğlu'nun dava arkadaşları oradadır. Değerli kardeşlerim bakın en önemli problemlerimizden bir tanesi Türkiye’deki gelir dağılımındaki büyük adaletsizliktir. Bugün çalışan kesimin tamamı açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşamaya mahkum edilmiş. Bu rakamlar bizlerin değil sendikaların, devletin resmi kurumlarının, TÜİK'in ve DPT'nin çalışmalarında ortaya koyduğu rakamlara göre ifade ediyorum. Türkiye’deki açlık sınırı bin 80 liradır. Bütün taşeron işçilerimiz, asgari ücretlilerimiz açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edildi. 12 milyon emeklimizin 8 milyonu açlık sınırı altında yaşamaya mahkum edilmiştir. Peki diğer işçilerimizin durumu çok mu iyidir? Onların da tamamı yoksulluk sınırı altında yaşamaya mahkum edilmiştir” diye konuştu.
“TAŞERON İŞÇİLERİMİZİN HAKLARI VERİLMELİ”
Taşeron işçilerinin hepsinin kadroya alınması gerektiğini kaydeden Destici, “Bunu bütçe ile izah edemezsiniz. İhale yaptığınız firmalara kar payı vererek bu ihaleleri veriyorsunuz. Bu paraları da tıkır tıkır ödüyorsunuz. O zaman bu kardeşlerimizi neden devlet garantisi altında çalıştırmıyorsunuz da patronların iki dudağı arasına bırakıyorsunuz. Taşeron işçilerimize kadro vermenin devlet bütçesine bir ek yükü yok bunun. Birisi de bunun aksini izah edemez. Devlet olarak sigortasını, asgari ücretini, yemek ve giysi parasını veriyorsun. Yani sen kurum olarak bütün parayı veriyorsun. O zaman neden bu işçi kardeşlerimizi patronların eline bırakıyorsun. Bazı patronlar iki kardeşi çalıştırıyor sadece birini sigorta yaptırıyor. İşsiz, yoksul adam ne yapsın, kabul edip çalışıyorlar. Taşeron işçilerimiz bu durumda çalışıyor. Onun için taşeron işçilerimizin haklarının sonuna kadar verilmesi gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
Destici, “Kıdem tazminatının üzerinden kimsenin oyun oynamaması lazım. Kimsenin göz dikmemesi lazım. O dikilen gözlere de hepimizin aynı bakışı göstermesi lazım” dedi.
“12 MİLYON ÇALIŞANDAN SADECE 1 MİLYONU SİGORTALI”
Destici, konuşmasında şunları söyledi: “12 milyon işçimizden sadece 1 milyonu sendikalaştıysa ve bunlardan sadece üçte ikisi sözleşme hakkına sahip ise sizin yönetiminizde, sizin demokratik anlayışında ve sizin işçi kardeşlerimize bakış açınızda bir problem var demektir. Nasıl oluyor da 12 milyon çalışandan sadece 1 milyonu sendikalı oluyor. Bu dünyanın neresinde, hangi demokratik ülkede, hangi, sosyal devlette bu vardır? İşçilerimizin tamamının sendikalı olması gerekir. Tamamının toplu görüşme hakkına kavuşması lazım. Kadın ve çocuk işçilerimizin zorluklarını biliyoruz. İş kazasının ve iş güvenliğinin hala ülkemizde sağlanamadığını biliyoruz. Onun için siz gerçekten alnı öpülesi ve milletimiz adına şükran duyulası bir kesimsiniz.”
Taşeron işçilerinin ihaleyi alan firmanın insafına bırakılmadığını ifade eden Destici, “Bu konu ile ilgili hiçbirimizin partizanlık yapmaması lazım. Siyasi bir hesap içerisinde, siyasi bir kaygı içerisinde olmaması gerekir. Öncelikle milletimizi düşünmeliyiz. Bu taşeron işçi kardeşlerimiz de ihaleyi alan firmaların insafına bırakılmıyor çoğu zaman. Bir yerlerden gelen listeler ile işçi kardeşlerimiz işe alınıyor. Bu gerçeği bu salonda olan herkes biliyor. İl ve ilçe başkanları o ihaleye alan firmaya liste gönderiyor; 'bu kişileri işe al' diye. Firma sahibinin bile kontenjanı olmuyor. Buralarda bile oy devşirme ve siyaset yapıldığını hepimiz biliyoruz. Hiç kimsenin bunu yapmaması lazım. Bu ülkede yolsuzluk, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma varsa partizanlık yapmadan karşı durmalıyız. Siyasi iktidarları sandık dışı, milli iradenin dışında devirmeye çalışanlar varsa elbette buna da karşı durmalıyız. Çünkü hepimiz demokrasi ve milli iradenin yanında durmalıyız. Devletimizin bekası her şeyin üstündedir. Özellikle devletimizi uluslararası arenada zora düşürecek, itibarsızlaştıracak adımlardan, fiil ve davranışlardan herkesin kaçınması gerekir. Türkiye’yi dünyada tanıtan ve dünyadaki mazlum kardeşlerimize yardım elini uzatan bütün kuruluşlarımıza, İnsani Yardım Derneği'ne, Kimse Yok mu Derneği'ne de, Kızılayımıza ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığımıza sonuna kadar sahip çıkmalıyız” şeklinde konuştu.