Kırıkçı: “Suriye’ye Müdahale Yapılırsa Bu Halkın Mazlumiyetini Gidermez”
Son günlerde Suriye’ye müdahale olacak söylemlerinin ardından Şanlıurfa STK’lar İnsani Yardım Platformu adına bir basın açıklaması yapan Mustafa Kırıkçı, 21 Ağustos sabahı Şam’ın Doğu Guta bölgesinde gerçekleşen kimyasal katliamın ardından Suriye’ye uluslararası müdahale tartışması bir kez daha dünya gündemine geldiğini söyledi.
Mustafa Kırıkçı, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Kuşkusuz yapılacak bir askeri müdahale Suriye halkının mağduriyetini ve mazlumiyetini gidermekten daha çok, batının bir kez daha dünya podyumunda, insan haklarının koruyucu maskesini göstermesine yarayacaktır.
Müdahalenin Suriye halkına yapılan katliamlardan ziyade, İsrail’e ne olabileceği kaygısından başka anlam taşımıyor. Bu, Müslüman kamuoyu tarafından çok iyi bilinmektedir. Batılı güçlerin operasyondan beklediği şeyin Esed rejiminin yıkılması değil, yıpranmış bir şekilde varlığını devam ettirmesi olduğu açıktır. Şimdi gelinen bu aşamada Biz Şanlıurfa STK’ları olarak diyoruz ki; Birleşmiş Milletler, Amerika, Avrupa Birliği, uluslararası kuruluşlar, insan hakları örgütleri; biz sizi insafa davet etmiyoruz. Sizin gelip bu olaylarda hakemlik yapmanızı, çözüm bulmanızı da istemiyoruz. Biz Müslümanları uyanık olmaya, kenetlenmeye davet ediyoruz. Çünkü imanımızın en zayıf noktası olan buğz ile yetinmek istemiyoruz. İnsanlık, hukuk, uluslararası vicdan adına birileri harekete geçeceklerini ve Baas rejiminin suçlarına daha fazla sessiz kalamayacaklarını iddia ediyorlar. Daha önce bu beş yıldızlı yalanları Irak’ta, Afganistan’da, Somali’de ve diğer ezilen halkların kurtarma operasyonlarında çok gördük.
Yapılabilecek olanlar derhal uçuşa yasak bölge oluşturulması, insanı yardım için koridorlar açılması ve meşru müdafaa hakkı olan mazlum Suriye halkının kendisini savunması için silah ambargosu derhal kaldırılmalı ve Esed’e silah ambargosu uygulanmalıdır. Suriye’nin halkı kendi kaderlerini belirlemede söz sahibi olmalıdırlar. İsrail’in bekası için mazlum Suriye halkı kurban edilmemelidir. İkiyüzlü dünyanın sessizliği milyonları direnişçi yaptı. Bu öğretici sessizlik milyonlarca Suriyeliye ve kalbi onların kalbiyle beraber atan bir buçuk milyar Müslüman’a Cihad ve direnişten başka kurtuluş yolunun olmadığını, Batılıların Müslüman’ları asla umursamadıklarını ve onların kanının Batı nezdinde değerinin olmadığını, ümmetin ancak kendi yöntem ve çabaları ile kurtuluş elde edip yeniden dünyanın aktörü ve mimarı olabileceğini haykırıyor. Sonuç olarak şunu çok net ilan ediyoruz. Emperyalist Batılı güçlerle, katil Baas rejimi arasında yaşanabilecek siyasi ve askeri hesaplaşmanın ortaya çıkaracağı sonuçlar, Suriye direnişini asla bağlamaz. İslami direniş Suriye halkının özgürlük ve adalet talebini bugün yerli despotlara karşı savunduğu gibi, yarında emperyalist güçler karşısında da korumaya ve savunmaya kararlı olacaktır.”
Kaynak: İHA
“Kuşkusuz yapılacak bir askeri müdahale Suriye halkının mağduriyetini ve mazlumiyetini gidermekten daha çok, batının bir kez daha dünya podyumunda, insan haklarının koruyucu maskesini göstermesine yarayacaktır.
Müdahalenin Suriye halkına yapılan katliamlardan ziyade, İsrail’e ne olabileceği kaygısından başka anlam taşımıyor. Bu, Müslüman kamuoyu tarafından çok iyi bilinmektedir. Batılı güçlerin operasyondan beklediği şeyin Esed rejiminin yıkılması değil, yıpranmış bir şekilde varlığını devam ettirmesi olduğu açıktır. Şimdi gelinen bu aşamada Biz Şanlıurfa STK’ları olarak diyoruz ki; Birleşmiş Milletler, Amerika, Avrupa Birliği, uluslararası kuruluşlar, insan hakları örgütleri; biz sizi insafa davet etmiyoruz. Sizin gelip bu olaylarda hakemlik yapmanızı, çözüm bulmanızı da istemiyoruz. Biz Müslümanları uyanık olmaya, kenetlenmeye davet ediyoruz. Çünkü imanımızın en zayıf noktası olan buğz ile yetinmek istemiyoruz. İnsanlık, hukuk, uluslararası vicdan adına birileri harekete geçeceklerini ve Baas rejiminin suçlarına daha fazla sessiz kalamayacaklarını iddia ediyorlar. Daha önce bu beş yıldızlı yalanları Irak’ta, Afganistan’da, Somali’de ve diğer ezilen halkların kurtarma operasyonlarında çok gördük.
Yapılabilecek olanlar derhal uçuşa yasak bölge oluşturulması, insanı yardım için koridorlar açılması ve meşru müdafaa hakkı olan mazlum Suriye halkının kendisini savunması için silah ambargosu derhal kaldırılmalı ve Esed’e silah ambargosu uygulanmalıdır. Suriye’nin halkı kendi kaderlerini belirlemede söz sahibi olmalıdırlar. İsrail’in bekası için mazlum Suriye halkı kurban edilmemelidir. İkiyüzlü dünyanın sessizliği milyonları direnişçi yaptı. Bu öğretici sessizlik milyonlarca Suriyeliye ve kalbi onların kalbiyle beraber atan bir buçuk milyar Müslüman’a Cihad ve direnişten başka kurtuluş yolunun olmadığını, Batılıların Müslüman’ları asla umursamadıklarını ve onların kanının Batı nezdinde değerinin olmadığını, ümmetin ancak kendi yöntem ve çabaları ile kurtuluş elde edip yeniden dünyanın aktörü ve mimarı olabileceğini haykırıyor. Sonuç olarak şunu çok net ilan ediyoruz. Emperyalist Batılı güçlerle, katil Baas rejimi arasında yaşanabilecek siyasi ve askeri hesaplaşmanın ortaya çıkaracağı sonuçlar, Suriye direnişini asla bağlamaz. İslami direniş Suriye halkının özgürlük ve adalet talebini bugün yerli despotlara karşı savunduğu gibi, yarında emperyalist güçler karşısında da korumaya ve savunmaya kararlı olacaktır.”