Hanefi Bostan: “ilahiyat Fakültelerine Neden Müdahale Ediliyor?”

Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M.Hanefi Bostan, ilahiyat fakültelerine müdahale edilmesini eleştirdi.

Bostan, “Akla ve düşünceye dayalı derslerin müfredattan çıkarılması ve Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü'yle ilgili derslerin sembolik hale getirilmesinin, birey ve toplum yapısını iyi tanıyan ve analiz edebilen ilahiyatçıların yetişmesinin önünde engel teşkil edeceği, Selefiliğin canlanmasına yol açacağı düşünülmedi mi?” dedi.

Yazılı açıklama yapan Hanefi Bostan, ilahiyat fakültelerine müdahale edilmesini eleştirerek, “Yüksek Öğretim Genel Kurulu’nun 15 Ağustos 2013 tarihli toplantısında, İlahiyat/İlahiyat Bilimleri, İslami İlimler/Dini İlimler/Uluslararası İslam ve Din Bilimleri Fakültelerinin müfredat programında oy çokluğu ile değişiklik yapılarak Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü dersleri azaltılmıştır. Sosyolojiye Giriş, Psikolojiye Giriş, Felsefe Tarihi, Felsefeye Giriş, Eğitim ve Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri dersleri kaldırılmış, Din Eğitimi, Din Sosyolojisi, Din Psikolojisi, Din Felsefesi derslerinin kredisi düşürülmüştür. Kelam Tarihi, Sistematik Kelam ve İslam Mezhepleri tarihi derslerinin saatleri azaltılarak, 'Kelam ve İslam Mezhepleri' adıyla tek derste birleştirilmiştir. Türk İslam Sanatları ve Türk Dini Musikisi dersleri 'İslam Sanatları ve Dini Musiki' adlı tek ders haline getirilmiştir. Akla ve düşünceye dayalı derslerin müfredattan çıkarılması, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü'yle ilgili derslerin sembolik hale getirilmesinin, birey ve toplum yapısını iyi tanıyan ve analiz edebilen İlahiyatçıların yetişmesinin önünde engel teşkil edeceği, Selefiliğin canlanmasına yol açacağı düşünülmedi mi? Türk Eğitim Sen olarak 13 Eylül 2013 tarihinde YÖK’e gönderdiğimiz yazıda, Yüksek Öğretim Genel Kurulu’nun 15 Ağustos 2013 tarihli toplantısında alınan kararla değiştirilen İlahiyat Fakültelerinin müfredat programının, İlahiyat Fakültelerinde görev yapan öğretim üyelerinin görüşleri de alınarak yeniden değerlendirmeye alınıp düzenlenmesi hususunda talepte bulunduk” dedi.

“Yüksek Öğretim Genel Kurulu’nun 15 Ağustos 2013 tarihli toplantısında, İlahiyat/İlahiyat Bilimleri, İslami İlimler/Dini İlimler/Uluslararası İslam ve Din Bilimleri Fakültelerinin müfredat programında oy çokluğu ile değişiklik yapılmıştır” diyen Bostan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İlahiyat Fakültelerinin 3 bölümünden birisi olan Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü derslerinde, 22 Temmuz 2009 tarihinde Yükseköğretim Yürütme Kurulu toplantısında ciddi oranda yapılan eksiltmeden sonra bir kez daha azaltma yoluna gitmiştir. Yeni kabul edilen müfredatta; Sosyolojiye Giriş, Psikolojiye Giriş, Felsefe Tarihi, Felsefeye Giriş, Eğitim ve Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri dersleri kaldırılmış, Din Eğitimi, Din Sosyolojisi, Din Psikolojisi, Din Felsefesi derslerinin kredisi 2 saate düşürülmüştür. İlahiyat Fakültelerinin lisans programında yapılan değişiklikle, 2’nci sınıfta okutulan Kelam Tarihi, 3’üncü ve 4’üncü sınıf müfredatında yer alan Sistematik Kelam dersleriyle 3’üncü sınıfta okutulan İslam Mezhepleri tarihi derslerinin saatleri azaltılarak, “Kelam ve İslam Mezhepleri” adıyla bir derste birleştirilmiştir. Eski müfredatta Sistematik Kelam dersinin kredisi 4, Kelam Tarihi dersinin kredisi 2, İslam Mezhepleri tarihi dersinin kredisi ise 4 iken, yeni düzenlemeyle adı 'Kelam ve İslam Mezhepleri' olan dersin kredisi 6 olarak belirlenmiştir. Türk İslam Sanatları ve Türk Dini Musikisi dersleri de “İslam Sanatları Ve Dini Musiki” adlı tek ders haline getirilmiştir. Bu derslerinin her birinin kredisi önceden 2 saat iken, tek derste birleştirildikleri İslam Sanatları ve Dini Musiki dersinin kredisi ise 2 saat olarak belirlenmiştir.”
Yüksek Öğretim Genel Kurulu’nun İlahiyat Fakültelerinin müfredat programında yaptığı bu değişiklikle ilahiyat alanını dar bir alana sıkıştıracağını belirten Bostan, “İlahiyat Fakültelerinde, akıl ve düşünceye dayalı derslerin okutulmaması, ilahiyatçıları dünyayı ve içinde yaşadıkları toplumu tanımayan insanlar haline getirecektir. İslam dininin temel kaynaklarının yorumlanması için birey ve toplum yapısının iyi tanınması ve analiz edilmesi gerekmektedir. Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü'yle ilgili derslerin sembolik hale getirilmesi, İslam dininin temel kaynaklarına hakim olmanın yanı sıra bireyin yapısını ve içinde yaşadığı toplumu iyi bilen donanımlı ilahiyatçıların yetişmesinin önünde engel teşkil edecektir. Akla ve bilime önem vermeyen ilahiyatçıların, çağın gerektirdiği şekilde yeni fikirler üretebilmesi, birey ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilmesi imkansız hale gelecektir” ifadelerini kullandı.

Bostan, “İslam dini içindeki mezhep farklılıklarının bir ayrıştırma aracı haline getirilerek İslam dünyasını tehdit ettiği günümüzde, mezheplerle ilgili bilimsel araştırma yapan bir disiplinin Kelam ile birleştirilerek işlevsiz kılınması yaşanan gerçekliklere aykırıdır. Mezhepler Tarihi dersinin kredisinin düşürülerek ana bilim dalı olmaktan çıkarılmasının, ülke içinde ve toplumlar arasında barışa katkı sağlayacak ilahiyatçılar yetişmesine imkan vermeyeceği açıktır. Yine Kelam ilmine İslami ilimler arasında üvey evlat muamelesi yapılmasının Selefiliğin canlanmasına neden olacağı açıktır. Nitekim, 'Kelamsız veya ihtiyacı karşılamayacak düzeyde bir Kelam’la gerçekleştirilecek olan tefsir ve hadis öğretiminin, Suudi Arabistan’da olduğu gibi Selefiliği canlandırmaktan başka bir işe yaramayacağı, İlahiyat Fakültelerinin ortak kanaatidir. İlahiyat Fakültelerinin müfredat programı değiştirilirken, ülkemizin de içinde yer aldığı Erasmus gibi uluslararası eğitim sistemlerinin de nazara alınmadığı anlaşılmaktadır. Dünyadaki İlahiyat Fakültelerinde uygulanan programlara uyum sağlamayan programla öğrenci ve akademisyen değişiminin ne şekilde sağlanacağı düşünülmemiştir” dedi.

Hanefi Bostan, Yüksek Öğretim Genel Kurulu’nun 15 Ağustos 2013 tarihli toplantısında tüm İlahiyat Fakültelerinin isminin İslami İlimler Fakültesi şeklinde değiştirilmesi kararının da alındığını söyleyerek, “Bu isim değişikliği ile 'ilahiyat' kavramının alanı daraltılacak, tüm dünyada ihtiva ettiği genel geçer anlam itibarıyla tecrübesi ve itibarı zedelenmiş olacaktır. Türk Eğitim Sen olarak, Yüksek Öğretim Genel Kurulu’nun 15.08.2013 tarihli toplantısında alınan kararla değiştirilen İlahiyat Fakültelerinin müfredat programının, İlahiyat Fakültelerinde görev yapan öğretim üyelerinin görüşleri alınarak yukarıda yer verdiğimiz gerekçeler doğrultusunda yeniden değerlendirmeye alınıp düzenlenmesini talep etmekteyiz” açıklamasını yaptı.
Kaynak: İHA