Yakma Resim Sanatını Yaşatmaya Çalışıyorlar
HATAY - Çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan ve zengin kültürel mirasa sahip Hatay'da, unutulmaya yüz tutmuş ahşap yakma sanatı Naim ve Zeynep Gülbol çifti tarafından ayakta tutulmaya çalışılıyor.
Osmanlı motiflerinden tarihi mozaiklere kadar farklı çalışmalar yaparak hoşgörü kenti Hatay'ın adını duyurmaya çalışan Gülbol çifti, büyük zahmetlerle yaptıkları üç boyutlu çalışmalarla dikkati çekiyor.
Hatay'da izleri yaşatılan birçok medeniyete özgü simgeleri ahşap yakma yöntemiyle resmeden Naim Gülbol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yakma resim sanatına motif ve desen olarak 38 yıl önce başladığını söyledi.
Yaptığı eserleri yurt içinde ve dışında sergilediğini ifade eden Gülbol, şunları kaydetti:
"Yakma resim sanatı çok zor. İlk olarak Hatay'da sadece bir yerde satılan büyük kavak kontrplaklarını alıyoruz. Daha sonra ahşabı tabloların ebatlarına göre keserek resim yapılacak yüzeyi zımparayla temizliyoruz. Ahşabın üzerine önce kurşun kalemle resmin ana hatlarını ve tonlamalarını çiziyoruz. Ardından dekorasyon havyarıyla resimlerin yakma bölümlerine geçiyoruz. Daha sonra tozlanmaya karşı koruyucu vernik sürerek resmi hazır hale getiriyoruz. Yaptığımız eserleri Türkiye'nin birçok ilinde ve yurt dışında sergiledik. Çalışmalarımız beğeni topluyor. Unutulmaya yüz tutmuş bu sanatı yaşatmak için eşimle birlikte büyük uğraş veriyoruz."
Naim Gülbol, iki aylık uğraşları sonucu Türkiye'de hiçbir yerde bulunmayan gözleri ay yıldızlı Atatürk portresini çizdiğini de aktardı.
Zeynep Gülbol ise yakma resim sanatında detay ve tonlamaları yakarak verebilmenin çok zor ve zaman isteyen bir iş olduğunu belirtti.
Tek amaçlarının yakma resim sanatını atölyedeki kursiyerlere öğreterek yeni nesillere aktarmak olduğunu vurgulayan Gülbol, "Yakma resim sanatıyla 1991 yılında tanıştım. Bu işi eşim ve aynı zamanda eski ustam olan Naim Gülbol ile beraber 22 yıldır yapıyoruz. Ahşap üzerinde yakma resim çalışmaları çok zor bir iş. Yurt dışında açtığımız sergilerde yapılan tabloların baskı olduğunu zanneden çok müşterilerimiz oluyor" diye konuştu.
Zeynep Gülbol, atölyelerinde ilköğretim öğrencilerine, ev hanımlarına veya birçok meslekten merakı olan birçok kişiye bu sanatı öğretmeye çalıştıklarını da sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Hatay'da izleri yaşatılan birçok medeniyete özgü simgeleri ahşap yakma yöntemiyle resmeden Naim Gülbol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yakma resim sanatına motif ve desen olarak 38 yıl önce başladığını söyledi.
Yaptığı eserleri yurt içinde ve dışında sergilediğini ifade eden Gülbol, şunları kaydetti:
"Yakma resim sanatı çok zor. İlk olarak Hatay'da sadece bir yerde satılan büyük kavak kontrplaklarını alıyoruz. Daha sonra ahşabı tabloların ebatlarına göre keserek resim yapılacak yüzeyi zımparayla temizliyoruz. Ahşabın üzerine önce kurşun kalemle resmin ana hatlarını ve tonlamalarını çiziyoruz. Ardından dekorasyon havyarıyla resimlerin yakma bölümlerine geçiyoruz. Daha sonra tozlanmaya karşı koruyucu vernik sürerek resmi hazır hale getiriyoruz. Yaptığımız eserleri Türkiye'nin birçok ilinde ve yurt dışında sergiledik. Çalışmalarımız beğeni topluyor. Unutulmaya yüz tutmuş bu sanatı yaşatmak için eşimle birlikte büyük uğraş veriyoruz."
Naim Gülbol, iki aylık uğraşları sonucu Türkiye'de hiçbir yerde bulunmayan gözleri ay yıldızlı Atatürk portresini çizdiğini de aktardı.
Zeynep Gülbol ise yakma resim sanatında detay ve tonlamaları yakarak verebilmenin çok zor ve zaman isteyen bir iş olduğunu belirtti.
Tek amaçlarının yakma resim sanatını atölyedeki kursiyerlere öğreterek yeni nesillere aktarmak olduğunu vurgulayan Gülbol, "Yakma resim sanatıyla 1991 yılında tanıştım. Bu işi eşim ve aynı zamanda eski ustam olan Naim Gülbol ile beraber 22 yıldır yapıyoruz. Ahşap üzerinde yakma resim çalışmaları çok zor bir iş. Yurt dışında açtığımız sergilerde yapılan tabloların baskı olduğunu zanneden çok müşterilerimiz oluyor" diye konuştu.
Zeynep Gülbol, atölyelerinde ilköğretim öğrencilerine, ev hanımlarına veya birçok meslekten merakı olan birçok kişiye bu sanatı öğretmeye çalıştıklarını da sözlerine ekledi.