AB Karma Parlamento Komisyonu'nun 72'nci Toplantısı

GAZİANTEP - Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Türk Grubu Üyesi ve AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin, Gezi Parkı'nda, olayların ilk gününde çevrecilerin yaptığı gösterileri saygıyla karşıladıklarını ancak masum gösteri ve pasif bir eylemin bir anda vandalizm, şiddet ve yıkıma dönüştüğünü belirtti.

Şahin'in makamından yapılan açıklamaya göre, Şahin, AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu'nun dün Brüksel'de gerçekleştirilen toplantısında, Gezi Parkı odaklı gelişmelere değinerek, olayların iyi analiz edilmesi gerektiğini ifade etti.

Olaylarla ilgili birbirine karıştırılmaması gereken noktalar olduğunu vurgulayan Şahin, şöyle devam etti:

"Olayların ilk günündeki çevrecilerin masum gösterilerini saygıyla karşılıyoruz. Polisin çevresel kaygılarla gösteri yapan guruba yaptığı orantısız ve aşırı müdahaleyi de doğru bulmadığımızı her platformda dile getirdik. Bu konuda hem Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül bey hem Başbakan Yardımcımız ve Hükümet Sözcümüz Bülent Arınç bey polisin aşırı güç kullandığı yönündeki suçlamaları kabul etmekle kalmadı, göstericilerden özür de diledi. Yine Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ve hükümet sözcülerimiz gösterilerin verdiği mesajın alındığı yönünde pozitif açıklamalarda bulundular."

-"Başbakan Erdoğan, 10 saat görüştü"

Şahin, masum gösterilerin, bazı illegal ve marjinal gurupların meydana inmesi ve ana muhalefet partisini destekleriyle, seçilmiş bir hükümeti devirme hareketine dönüştüğünü, buna rağmen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Taksim Platformu, sanatçı ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle kesintisiz 10 saat görüştüğünü aktardı.

Temsilcilere ve kamuoyuna Taksim Gezi Parkı projesiyle ilgili bir mahkeme kararı olduğu, mahkemenin projeye devam edilmesi yönünde bir karar alması durumunda dahi yine plebisit yani halk oylamasına gidilerek İstanbullular neyi istiyor ise o karara saygı duyulacağının kamuoyuna duyurulduğunu belirten Şahin, şunları kaydetti:

"Masum gösteri ve pasif bir eylem bir anda vandalizm, şiddet ve yıkıma dönüştü. Ana muhalefet tarafından basit bir demokratik çevre protestosu denilen gösteriler sonucu ilerleyen günlerde toplam 292 iş yeri, 271 özel araç, 116 polis aracı, AK Partiye ait 14 bina, 1 CHP binası, 5 polis merkezi ve yine 5 belediye ve kaymakamlık binası vandalizme ve şiddete dönüştürülen gösteriler neticesinde tahrip edildi."

Şahin, aşırı güç kullanan polisler hakkında soruşturma açıldığını bildirdi.

Benzer durumlarla zaman zaman Avrupa ülkelerinde de karşılaşıldığını ifade ederek, Danimarka örneğini veren Şahin, şu değerlendirmede bulundu:

"2009 yılında Danimarka'da yine çevrecilerin gösterisi oldu. Göstericiler sonunda 900 gösterici polis tarafından kelepçelendi ve gözaltına alındı. O süreçte Danimarka kamuoyu polisin aşırı güç kullanımına karşı büyük tepkiler verdi. Şunu merak ediyorum, Avrupa Parlamentosu böylesine tepki toplayan bir polis müdahalesi için acaba üye ülkesi konumunda bulunan Danimarka için de Türkiye'ye karşı almış olduğu karar gibi bir karar aldı mı? Kaldı ki Türkiye Danimarka gibi bir AB üyesi değil, AB üyesi olma sürecinde olan bir ülkedir. Bu konuda sayın Eşbaşkan Helen Flautre'nin bir cevabı olur mu merak ediyorum?"

-Tutuklu gazeteciler

Şahin, Türkiye'deki tutuklu gazetecilerle ilgili gündeme getirilen konulara da değinerek, bu konuda AB Konseyi Siyasi ve Güvenlik Komitesi İrlanda Büyükelçisi Keith Mcbean'e bir soru yöneltti.

Türkiye'de tutuklu gazetecilerin ifade özgürlüğünden dolayı tutuklanmış gazeteciler olmadığını, bunlardan kimisinin dolandırıcılık yaptığını ve kimisinin de polise kurşun sıkmış örgüt üyeleri olduğunu ileri süren Şahin, şunları kaydetti:

"Sormak istiyorum acaba gazeteciler dokunulmaz mı? İngiltere'de geçtiğimiz yıl Sun ve News of The World gazetelerine polis baskın düzenledi ve gazetecileri gözaltına aldı. Bu durumda bir AB ülkesinde gerçekleşen ve medyaya karşı düzenlenen bu polis operasyonu ve gazeteci tutuklamalarını nasıl açıklayacağız?."

Kaynak: AA