Demet Sabancı Çetindoğan'ın İsviçre Kızılhaçı Onursal Başkanlığına Seçilmesi

ANKARA - Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, Demsa Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Demet Sabancı Çetindoğan'ın İsviçre Kızılhaçı Cenevre Şubesi Onursal Başkanlığına seçilmesiyle ilgili, "Türkiye'de yaşayan, bu ülkenin imkanlarıyla güçlenen kişilerin, sorumlulukları gereği Türkiye'nin yardım kuruluşları dururken Kızılhaçlarla işbirliği yapmalarını yadırgıyorum" dedi.

Akar, Türk Kızılayı Genel Merkezi'nde yaptığı açıklamada, Türk Kızılayının, Uluslararası Kızılay Kızılhaç Hareketinin kurucularından olduğunu, ayrıca bu harekete amblemini de kendilerinin kazandırdığını söyledi.

Türk Kızılayının temel ilkelerinin insancıllık, evrensellik, tarafsızlık, bağımsızlık, gönüllü hizmet, ayrım gözetmemek ve birlik olduğuna işaret eden Akar, derneğin, hizmetlerini tüm dünya coğrafyasında 145 yıldır sürdürdüğünü bildirdi.

Türkiye'nin bugün yardım alan değil veren ülke konumunda bulunmasında Türk Kızılayının önemli rol üstlendiğine işaret eden Akar, derneğin Myanmar, Filistin, Srilanka, Kosova, Somali, Kırgızistan'ın da aralarında bulunduğu 78 ülke ve Türkiye'nin dört köşesinde yardım faaliyeti yürüttüğünü kaydetti.

-"Kızılayın bu konuma düşürülmesini protesto ediyorum"

Türk Kızılayı Genel Başkanı Akar, şöyle devam etti:

"Farklı ülkelerdeki Kızılhaç balolarına ve etkinliklerine bağış yaparak ya da bizzat giderek katkıda bulunan ünlü iş insanlarının ülkesinin Kızılayını görmezden gelmesini kabul edemiyoruz. Türkiye'de yaşayan, kazancını bu ülkede sağlayan, bu ülkenin imkanlarıyla güçlenen kişilerin, sorumlulukları gereği Türkiye'nin yardım kuruluşları dururken Kızılhaçlarla işbirliği yapmalarını yadırgıyorum.

Bu Kızılay, zayıf, pasif, etkisiz bir kuruluş olsaydı bu davranışı anlayabilirdik ama tüm dünyada çalışmalarıyla örnek gösterilen ve gururla bahsedilen bir Kızılay varken bu tavır anlaşılamaz."

Suriye operasyonlarının dünyanın övgüsüne mazhar olduğunu, ülkenin kan ihtiyacını tek başına karşıladıklarını, binlerce insana sessiz sedasız yardım ulaştırdıklarını dile getiren Akar, "Bu kadar başarılı operasyonlar yürütülürken Kızılayın bu konuma düşürülmesini protesto ediyorum. Bu haksızlıkla karşı karşıya kalmayı içime sindiremiyorum" diye konuştu.

Akar, cemiyet hayatındaki bazı kişilerin, kendi Kızılayı dururken Kızılhaçlarla işbirlikleri yapıp balolar düzenlemelerinin Türk Kızılayının itibarına zarar verdiğini ve bunun kabul edilemez olduğunu belirtti.

"Buradaki derdimiz bağış değildir. Kızılayımızın uluslararası alanda düşürüldüğü durumdur" diyen Akar, Çetindoğan ile konuşarak tepkilerini kendisine de samimi dille ifade ettiğini bildirdi.

-Sorumluluk sahibi gönüllü ve bağışçılara teşekkür

Bağışçı gecelerinde Şevket Sabancı ve Dilek Sabancı'ya Türk Kızılayına bağışları nedeniyle altın madalya takdim edildiğini hatırlatan Akar, kendilerine Kızılay camiası adına şükranlarını sunduğunu kaydetti.

Akar, "Ülkesindeki iyilik örgütünü her zaman destekleyen zenginlerimizin de olduğunu, soyadları aynı bile olsa değişik anlayışta, düşüncede olabileceklerini ifade etmek istiyorum" dedi.

Akar, Türk Kızılayından desteğini ve bağışlarını esirgemeyen tüm sorumluluk sahibi gönüllüler ile bağışçılara teşekkürlerini sunduğunu söyledi.

-"Türkiye'de yüzlerce iyilik örgütü varken..."

Akar, Batı özentisiyle yapılan bu tür hareketlerin Türkiye'yi küçük düşürdüğünü de savunarak, şu ifadeleri kullandı:

"Ülkede Tükiye Kızılayı gibi dev bir kuruluş varken, bunların sponsorluğunu üstlenerek, belki de büyük bağışlar yaparak elde etmiş oldukları İsviçre Kızılhaçı Cenevre Şubesine büyük ölçüde bağış yaptıklarını ve bu bağışlar karşılığında, basına malzeme vermek suretiyle reklamlarını yapmakta olduklarını söylemek istiyorum.

Türkiye'de, en azından Suriye sınırında binlerce misafirimize hizmet veren, lösemililere, hastalara, yoksullara hizmet eden onlarca, yüzlerce iyilik örgütü varken İsviçre Kızılhaçına yardım edenleri, İsviçre balolarında boy gösteren sosyetikleri büyük nefretle kınıyoruz."

Kaynak: AA