Kastamonu’da Olimpiyat Coşkusu

Türk dilini dünyanın farklı coğrafyalarında yaygınlaştırmak amacıyla her yıl düzenlenen ve dünyanın çeşitli ülkelerinden yüzlerce çocuğu Türkiye’de bir araya getiren Türkçe Olimpiyatları’nın açılışı Kastamonu’da yapıldı.

Kastamonu’da Olimpiyat Coşkusu
Gazi Stadyumu’nda gerçekleştirilen görkemli bir şölenle başlayan 11. Türkçe Olimpiyatlarında büyük coşku vardı.

Yaklaşık olarak 30 bin kişinin izlediği ve büyük bir şölene sahne olan 11. Türkçe Olimpiyatlarında öğrencilerin yöresel türküleri seslendirip dansları sergilemesi izleyiciler tarafından büyük alkış topladı.

Uluslararası Türkçe Derneği (TÜRKÇEDER) tarafından, “Uluslararası Dil ve Kültür Festivali” kapsamında düzenlenen 11. Türkçe Olimpiyatları ve Kültür Şöleni, bu sene “Evrensel Barışa Doğru” sloganıyla yapılıyor. 16 Haziran’a kadar devam edecek olan Kültür Şöleninde, dünyanın farklı ülkelerinde Türkçeyi en iyi öğrenen öğrencileri ödüllendirmek amacıyla 2003 yılından beri düzenleniyor. 140 ülkeden 2 bin finalist öğrencinin katılacağı 11. Uluslararası Dil ve Kültür Festivali “Evrensel Barışa Doğru” sloganıyla Türkiye genelinde 55 il, 99 sahnede yapılıyor. Beş kıtadan dili, dini, rengi farklı 2 bin öğrenci şarkı, şiir, dil bilgisi, yazma ve güzel konuşma, halk oyunları, tiyatro gösterileri ve kısa film gibi 19 farklı kategoride hünerlerini sergiliyor.

Kastamonu’da yapılan gösterilerde ise, Türkçe sevdalıları, Kastamonulu vatandaşlara unutulmaz bir gün yaşadı. Büyük bir şölene sahne olan Türkçe Olimpiyatlarında, Gazi Stadı adeta dolup taştı. Türkçe Olimpiyatlarını izlemek için ise, il dışından binlerce insan otobüslerle Kastamonu’ya akın ederek, şehrin tanıtımına büyük katkı sağladı.

Farklı ülkelerden binlerce öğrenciyi bir araya getiren Kültür Şöleninde, yabancı öğrencilerin söyledikleri şarkılara davetlilerde eşlik etti. Ayrıca şölende öğrenciler, kendi ülkelerine ait yöresel kıyafetleriyle yöresel oyun ve şarkılarını da seslendirdi.

Şölende konuşan Kastamonu Valisi Erdoğan Bektaş, karşısında gördüğü coşkuyu kelimelerle ifade etmenin çok zor olduğunu belirterek, burada çok büyük bir işi başardıklarını ve bunda emeği geçen herkese teşekkür etti.

Türkçe Olimpiyatları Kastamonu Komitesi Heyet Başkanı Celal Civcioğlu ise, “Muhteşem bir tablo ile karşı karşıyayız. Kastamonu tarihi günlerinden birini yaşıyor. Bugün tarih yeniden diriliyor. Mazi tüm güzellikleri ile ışıltılarını gösteriyor. Yıllarca hasreti çekilen yiğit ses veriyor. Ruh kökümüzde oluşan yaralar iyileşiyor. Filistin’den Doğu Türkistan’a, Suriye’den Myanmara, Kafkaslardan Saraybosna’ya bütün Türk ve İslam coğrafyası ve insanlık bu sese hasret. Toplumlararası barış, su ve nefes kadar gerekli. Hangi ırktan ve renkten olursa olsun, ezilen milletler, bir birini yiyen kardeşler bu sesi, bu nefesi bekliyor. Bizimse bu sesi yeniden duyurma, gömülüp üstüne taşlar yığılan yiğidi ayağa kaldırma ve insanlığı yeniden bu nefesle buluşturma misyonumuz var. Aynen ecdadımız gibi. Bu çağrıya gönül veren bir grup gönül insanı, yardan, anadan ve diyardan geçerek çok zor şartlarda dünyanın dört bir yanına savruldular” dedi.

Dilde sağlanan birliğin fikirde ve işte de birliğe vesile olmaya başladığını açıklayan Civcioğlu, “Tarık Bin Ziyad’ın arkadaşları gibi gittiler gemileri yakarak, Ahmet Yesevi’nin alperenleri gibi, Osmanlı akıncıları gibi gittiler. Zorluklar onları yıldırmadı, problemler yollarından döndürmedi, asla bahaneler üretmediler. Özellikle çağımızın hastalığı olan beklenti girdabına kapılmadılar. Beklentisizlik ve başkaları için yaşama ideali onların kırmızıçizgileriydi. Emin kişilerdi, güven insanlarıydı onlar. Güzel Türkçemizde kendini bulan, binlerce yıllık kadim medeniyetimizin güzellikleri ile gittiler. Dilde sağlanan birlik, fikirde ve işte de birliğe vesile olmaya başladı.

Anadolu’nun birlik ve beraberliğini, Ay Yıldızlı bayrağını, kültürümüzü, Yunus’un sevgisini, Mevlana’nın herkese açılan kucağını götürdüler. Fatih’i, Yavuz’u, Sultan Alparslan’ı götürdüler. Edebi, hikmeti, barışı ve adaleti götürdüler gittikleri yerlere. Selamla gittiler ve her yerde selamla karşılandılar. Medeniyetler çatışmasının şom ağızlarına inat medeniyetler ittifakının mimarlarından oldular. Bugün itibariyle geleceğe daha güvenle bakmalıyız. Gerek bu çabalar, gerekse farklı zeminlerde yapılan mükemmel çalışmalar maziyi tekrar diriltiyor. Ülkemiz yeniden doğusuyla, batısıyla kardeşlik köprülerini kuruyor. Türkiye’den yükselen hava hem bölgemize hem de dünyanın sıkıntılı bir çok yerine umut ve ilaç oluyor. İşte bunun için bir birimizi anlamayı ve sevmeyi öğreneceğiz. Çünkü bizler aynı kilimin desenleriyiz, aynı rengin torunlarıyız, çokluk içinde birliğiz. Bizler kadim bir medeniyetin evlatlarıyız. İşte o zaman; kim bilir belki çeyrek asırda Anadolu insanının önderliğinde bölgenin ve dünyanın çehresinin değiştiğine şahitlik edeceğiz. Bunun işaretlerini görüyor, müjdelerini alıyoruz. Dünya, bu kardeşliğin meyvelerine gebedir ve doğum yakındır inşallah” diye konuştu.

Kaynak: İHA