Bakan Bağış’ın ‘Avrupa Günü’ Mesajı
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’nin AB üyelik sürecine sahip çıkma noktasındaki kararlılığının çoğu zaman AB nezdinde karşılık bulmadığını belirterek, “Türkiye, geniş Avrupa ailesinin tabii bir üyesidir ve Türkiyesiz bir Avrupa Birliği eksik kalacaktır” dedi.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 9 Mayıs Avrupa Günü dolayısıyla mesaj yayımladı. Türkiye’nin Avrupa Birliği perspektifi çerçevesinde bu yıl 14. kez Avrupa Günü’nü kutladığını belirten Bağış, “Avrupa Günü’nün başlangıcını da temsil eden Robert Schuman’ın 9 Mayıs 1950 tarihli deklarasyonunun bu vesile ile bir kez daha hatırlanıyor olması önemlidir. Türkiye olarak bu deklarasyonda özellikle dünya barışına yönelik hedef ve fikirleri paylaşıyoruz” diye konuştu.
Avrupa Birliği’ni sadece aynı coğrafyayı, aynı inancı, aynı kültürü paylaşan tekdüze, tek tip bir oluşum olarak görmenin Avrupa Birliği’nin kuruluş felsefesine ve ruhuna aykırı olduğunu savunan Bağış, bu tektipçi yaklaşımların Avrupa’yı da yıllar boyunca karanlığın içine sürüklediğini söyledi.
Avrupa Birliği’nin bu tektipçi yaklaşımlara bir meydan okuma olarak ortaya çıkan, farklılıkların barış içinde bir arada yaşayabileceği iddiasını savunan çok kıymetli bir fikir olduğunu ifade eden Bağış, “Ama maalesef bugün Avrupa Birliği’nin bu iddiadan uzaklaşma eğilimleri gösterdiğine üzülerek şahit oluyoruz. Avrupa Birliği’nin temsil ettiği değerlerin aşındırıldığını tedirginlikle müşahede ediyoruz. Adalet ve hakkaniyetten uzaklaşan, gerçeklere gözlerini kapayan, barış, demokrasi ve özgürlük çağrılarına kulaklarını tıkayan bir Avrupa Birliği umut veren değil, endişeye sevk eden bir oluşum olarak anılır. Bu husus Türkiye olarak bizim sadece eleştirip bir kenara çekildiğimiz bir durum değildir” ifadesini kullandı.
Bağış, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin yaşadığı sorunları sahiplenme ve bu sorunların çözümüne katkı sağlama gibi bir iradeyi paylaştığını dile getirerek, “Nitekim son dönemde Avrupa’nın önde gelen şahsiyetleri tarafından Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne yağacağı katkıların net olarak anlaşıldığı ve cesurca dile getirildiğini memnuniyetle gözlemliyoruz” dedi.
Türkiye’nin Avrupa ile bütünleşmiş ve AB üyeliğine her zamankinden daha yakın bir noktaya ulaştığını belirten Bağış, Türkiye’nin artık ilerlemeden, kalkınmadan, demokrasiden, hukuk ve özgürlüklerden taviz vermesi ve bu yoldan geriye dönmesinin mümkün olmadığını kaydetti.
Bağış, mesajına şöyle devam etti:
“Ne yazık ki Türkiye’nin AB üyelik sürecine sahip çıkma noktasındaki kararlılığının çoğu zaman AB nezdinde karşılık bulmadığı, Türkiye’nin hak ettiği muameleyi görmediği aşikardır. Fasıl açılmayan son 5 dönem başkanlığının ardından İrlanda dönem başkanlığında bir faslın müzakerelere açılacak olması, vize muafiyeti konusunda bazı kritik eşiklerin aşılması ve önümüzdeki döneme ilişkin de olumlu mesajların veriliyor olması artık Türkiye-AB ilişkilerine bağnazlığın değil, hakkaniyetin hakim olması noktasında ümit vericidir. Ancak bu gelişmelerin ve pozitif mesajların ileri somut adımlarla desteklenmesi gerektiği aşikardır. Türkiye, geniş Avrupa ailesinin tabii bir üyesidir ve Türkiyesiz bir Avrupa Birliği eksik kalacaktır.”
Kaynak: İHA
Avrupa Birliği’ni sadece aynı coğrafyayı, aynı inancı, aynı kültürü paylaşan tekdüze, tek tip bir oluşum olarak görmenin Avrupa Birliği’nin kuruluş felsefesine ve ruhuna aykırı olduğunu savunan Bağış, bu tektipçi yaklaşımların Avrupa’yı da yıllar boyunca karanlığın içine sürüklediğini söyledi.
Avrupa Birliği’nin bu tektipçi yaklaşımlara bir meydan okuma olarak ortaya çıkan, farklılıkların barış içinde bir arada yaşayabileceği iddiasını savunan çok kıymetli bir fikir olduğunu ifade eden Bağış, “Ama maalesef bugün Avrupa Birliği’nin bu iddiadan uzaklaşma eğilimleri gösterdiğine üzülerek şahit oluyoruz. Avrupa Birliği’nin temsil ettiği değerlerin aşındırıldığını tedirginlikle müşahede ediyoruz. Adalet ve hakkaniyetten uzaklaşan, gerçeklere gözlerini kapayan, barış, demokrasi ve özgürlük çağrılarına kulaklarını tıkayan bir Avrupa Birliği umut veren değil, endişeye sevk eden bir oluşum olarak anılır. Bu husus Türkiye olarak bizim sadece eleştirip bir kenara çekildiğimiz bir durum değildir” ifadesini kullandı.
Bağış, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin yaşadığı sorunları sahiplenme ve bu sorunların çözümüne katkı sağlama gibi bir iradeyi paylaştığını dile getirerek, “Nitekim son dönemde Avrupa’nın önde gelen şahsiyetleri tarafından Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne yağacağı katkıların net olarak anlaşıldığı ve cesurca dile getirildiğini memnuniyetle gözlemliyoruz” dedi.
Türkiye’nin Avrupa ile bütünleşmiş ve AB üyeliğine her zamankinden daha yakın bir noktaya ulaştığını belirten Bağış, Türkiye’nin artık ilerlemeden, kalkınmadan, demokrasiden, hukuk ve özgürlüklerden taviz vermesi ve bu yoldan geriye dönmesinin mümkün olmadığını kaydetti.
Bağış, mesajına şöyle devam etti:
“Ne yazık ki Türkiye’nin AB üyelik sürecine sahip çıkma noktasındaki kararlılığının çoğu zaman AB nezdinde karşılık bulmadığı, Türkiye’nin hak ettiği muameleyi görmediği aşikardır. Fasıl açılmayan son 5 dönem başkanlığının ardından İrlanda dönem başkanlığında bir faslın müzakerelere açılacak olması, vize muafiyeti konusunda bazı kritik eşiklerin aşılması ve önümüzdeki döneme ilişkin de olumlu mesajların veriliyor olması artık Türkiye-AB ilişkilerine bağnazlığın değil, hakkaniyetin hakim olması noktasında ümit vericidir. Ancak bu gelişmelerin ve pozitif mesajların ileri somut adımlarla desteklenmesi gerektiği aşikardır. Türkiye, geniş Avrupa ailesinin tabii bir üyesidir ve Türkiyesiz bir Avrupa Birliği eksik kalacaktır.”