Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Konya'da

Konya - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Necip Fazıl Kısakürek'in Vefatının 30. Yılı Anma etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Türkiye'nin Stratejik Ufku ve Büyük Doğu" konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.

Mevlana Kültür Merkezinde düzenlenen konferansın başında Konya Büyükşehir Belediyesince hazırlanan ve Necip Fazıl Kısakürek'in hayatının anlatıldığı belgesel gösterildi. Belgeselin ardından kürsüye gelen Bakan Davutoğlu, bu milletin ideallerini, kimliklerini, şahsiyetlerini ayakta tutmanın, gelecek nesillere tanıtmanın hem bir vazife hem de bütünüyle herkesin sahiplenmesi gereken bir onur olduğunu söyledi.

Necip Fazıl Kısakürek'in, 1980 yılında Sultanü'ş-Şuara ilan edildiği salonda kendisinin de olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Üstad en zor dönemin zirve şahsiyetidir. Hiç tereddütsüz. Bütün İslam dünyasını karamsarlık rüzgarı kaplamışken, onun ifadesiyle 'kim var' dendiğinde herkes sağına soluna bakarken ve Müslüman olmanın neredeyse onur olmaktan çıkıp, saklanması gereken bir kimlik olarak görülmeye başlandığı bir dönemde, bazı şahsiyetler çıktı ve bulundukları coğrafyalardan 'Evet biz varız. Biz var isek bizden sonra da temsil ettiğimiz medeniyet var olacaktır' diye haykırdılar. Üstad bunlardan biriydi. Bediüzzaman bunlardan biriydi" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'tan döndüğünde kendisini havaalanında karşılayan on binlerce kişiye söylediği sözleri hatırlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bütün bir insanlık, vicdanı ve mazlum Filistin halkı adına herkes tereddüt ederken o kalktı ve orayı terketti. Ama o sırada orada bulunanlar bazı Müslüman ve Arap liderler oturup oturmamakta, çıkıp çıkmamakta tereddüt ettiler. İşte Üstad Necip Fazıl'ı okuyanla okumayan arasındaki fark bu. Ayağa kalktınız mı bir daha oturmayacaksınız. Elhamdülillah ki bu millet artık ayağa kalkmıştır. Kimse hiçbir şekilde bu milleti oturtamaz. Biz onun şiirleriyle o özgüveni aldık. İstanbul'a indiğimizde yine o sağına soluna bakanlar, hiçbir zaman ben varım demeye cesaret edemeyenler tam o saatlerde televizyonlara çıkıp 'artık onun bedelini Türkiye'ye ödetirler, Tayyip Erdoğan'a ve AK Parti hükümetine zaten ödetirler ama bir de Türkiye'ye ödetirler' diye korku dalgaları oluşturduklarını hatırlayın o akşam. Başbakanımızla birlikte ben de varım diyenler, havalimanına geldiğinde Başbakanımızın kritik bir cümlesi vardı, 'Biz hiçbir zaman şu veya bu devleti kaybedersek ne olacak diye düşünmeyeceğiz. Bundan sonra başkaları Türkiye'yi kaybederse 'bize ne olur' diye düşünecekler."

-"Dünyanın her yerinde bayrağı en fazla dalgalanan ilk 5 ülke arasına iki sene içinde girmiş olacağız"

Davutoğlu, 10 yıl önce Türkiye'nin yurt dışındaki büyükelçilik sayısının 93 olduğunu belirterek, bu sayının şu anda 134'e ulaştığını aktardı.

On yıl önce Türkiye'nin yurt dışındaki başkonsolosluk ve diğer temsilcilikler sayısının 162 olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Şimdi 209 dış temsilcilikle dünyada en fazla temsil edilen dokuzuncu ülkeyiz. İnşallah önümüzdeki dönemde bu sayıyı 221'e çıkardığımızda dünyada en fazla temsil edilen ilk 5 ülke arasına gireceğiz. Birleşmiş Milletler'de 5 daimi üye olabilir ve o 5 daimi üye Suriye'deki zulmü durduramayabilir ama dünyanın her yerinde bayrağı en fazla dalgalanan ilk 5 ülke arasına iki sene içinde girmiş olacağız. Emin olun ki bir gün dünyadaki zulümlere dur demek gerektiğinde, dünyada adaleti hakim kılmak gerektiğinde herkes kenara çekildiğinde bu zulümlere karşı en gür sesle haykıracak ülke de Türkiye olacaktır."

Davutoğlu daha sonra AK Parti Konya İl Gençlik Kollarınca Suriye'ye gönderilmek üzere hazırlanan yardım malzemelerini taşıyan kamyonu dualarla uğurladı.

Kaynak: AA