MHP'nin "vatan" Mitingi
Adana - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Başbakan çalışmadan kazanma arayışı içerisinde olanlara, emek sarf etmeden rahatlık peşinde koşanlara, alın teri dökmeden servet ve statü heyecanına kapılanlara bakınca, herşeyi tozpembe görmektedir" dedi.
Bahçeli, partisince Adana Uğur Mumcu Meydanı'nda düzenlenen "Vatan" mitinginde yaptığı konuşmada, vatanın bölünmez, ayrılmaz, ufalanmaz, küçültülmez bir bütün olduğunu, milliyetçilerin bu bütünlüğü korumak amacıyla gerekirse yardan, gerekirse serden ve canlarından vazgeçmeye hazır olduğunu söyledi.
Vatanın dünden devralınan, yarınlara bırakılacak mukaddes bir yuva olduğunu anlatan Bahçeli, "Miras aldığımız bu varlığımızı geleceğe taşımak, zarar ve ziyana uğratmadan gelecek kuşaklara teslim etmek ise namus borcumuzdur. Vatan hiç kimsenin esareti ve himayesi olmadan yaşamanın adıdır. Türk vatanı onun, bunun elinde oyuncak olacak, şunun bunun spekülasyonlarıyla tahrip edilecek, üzerinde rast gele karalamalar ve taksimatlar yapılacak kadar sokakta bulunmuş değildir ve hiç de olmamıştır. Bunun hilafına hareket edenler karşılarında her zaman bizi bulacaklardır. Bunun tersine tutum takınanlar bunun aksine hareket edenler Adana'nın milli ateşiyle tutuşup küle dönecektir. Bizim aziz ecdadımızın emanetlerine yüz çevirenlere sabır ve hoşgörümüz yoktur. Türk vatanı milleyetçi ülkücü vatansever yürekler olduğu müddetçe güvendedir" diye konuştu.
Bahçeli, AK Parti yönetiminin siyasetten ekonomiye, sanattan spora kadar her alanda başarısız bir iktitidar tablosu çizdiğini savundu.
Dağların suçlulara, sokakların saldırganlara, ekonominin aç gözlülere ve menfaat çetelerine terk edildiğini savunan Bahçeli, halkın refahının azaldığını. işsizliğin arttığını, yoksulluk ve hayat pahalılığının dayanılmaz sınırlara geldiğini ileri sürdü.
Hükümetin, gizli gündemlerini aşama aşama hayata geçirmenin telaşında olduğunu iddia eden Bahçeli, şöyle devam etti:
"Başbakanın iddıalarıyla, hükümetin ekonomi beyanlarıyla, Adana'nın hali kesinlikle bağdaşmamaktadır. Başbakan çalışmadan kazanma arayışı içerisinde olanlara, emek sarf etmeden rahatlık peşinde koşanlara, alın teri dökmeden servet ve statü heyecanına kapılanlara bakınca, herşeyi tozpembe görmektedir. Bize çarşı pazar gezmemizi tavsiye eden Başbakan Erdoğan'a Adana'dan diyorum ki; sen Arap şeyhlerine boğazdaki arsaları, rantiyecilere 2B arazilerini, Yahudi iş adamlarına kaynaklarımızı peşkeş çekerken biz zaten pazardaydık, çarşılardaki infiale kafa yoruyorduk. Şayet varsa cesaretin gel de Çukurova'nın halini gör, gel de sefalatin boyutlarını anla, gel de fakir fukara ettiğin milyonların vebaline katlan. Bu kafa yapısı devletin neyi varsa neyi yoksa çarçur etmiş ve elden çıkarmış. Ama bunların hesabı sorulacak kimsenin yanına kar bırakılmayacaktır. MHP'nin iktidarında bu dönemde yapılan tüm ihaleler, anlaşmalar sözleşmeler ve taahütler mutlaka mercek altına alınacak. Yolsuzluklar teker teker deşifre edilecektir."
-"Türk olmak suç"
Bahçeli, milletin fecaatlerin, felaketlerin ve fanalıkların içine çekildiğini, bin yıllık kardeşliğin eziyete ve ezilmeye maruz bırakıldığını, Türk milletinin birliği, Türk vatanının tekliği, Türk devletinin devamlılığının saldırı ve suikastlere uğradığını öne sürdü.
Türk olmanın suç, milliyetçi olmanın sakıncalı, vatanperver olmanın mahsurlu ilan edildiğini iddia eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hainlik, bölücülük itibarlı ve gözde meslek haline gelmiştir. Küresel ayak oyunlarının bir tasarımı olan AKP zihniyeti Türkiye'yi rehin almış, dört bir tarafını fitne zincirleriyle çevirmiştir. Bölücülüğün her rengi AKP'nin eseri olarak ortaya çıkmıştır. Bölünmenin her türü AKP hediyesi olarak dal ve budak vermiştir. Başbakan Erdoğan'ın çelişkileri, yanlışları sürekli birbiriyle ters düşen beyanları ülkemizin ayak bağı haline gelmiştir. Bölücülüğün dikiz aynasından baka baka görüş açısını sıfırlayan bu zihniyet her engele takılmış, her tümsekte oyalanmış ve karşısına çıkan her çukura çakılmıştır. Başbakan Erdoğan boyundan büyük lafları peşpeşe sıraladıkça, milletimiz zora girmiş ve çok ağır sıkıntılara katlanmak zorunda kalmıştır. Başbakan Erdoğan'ın söz ve icraatleri arasındaki makas açıldıkça Türkiye gerilemiş, Türk milleti dara düşmüştür. AKP ile birlikte ne kadar kötülük varsa ön plana geçmiş, merci, mevzi ve mertebe elde etmiştir. İkilikler artmış, korkular taşmış, karamsarlık hali yükselmiştir. Türkiyemiz kötü yönetilmektedir. Türk milleti layık olduğu seviyelerin çok gerisindedir. İçinden geçtiğimiz süreçte bir devlet ve hükümet sorunu ortaya çıkmıştır. Bir güvenlik ve güvence sorunu peyda olmuştur. Bir millet sorunu yeşermiş, bir kimlik sorunu imal edilmiştir. Bunların yanı sıra güvensizlik, vefasızlık, aldırmazlık, art niyetlilik vücut bulmuştur. Türk milleti hüsran içinde hüsran yaşamaya mecbur bırakılmıştır."
Kaynak: AA
Vatanın dünden devralınan, yarınlara bırakılacak mukaddes bir yuva olduğunu anlatan Bahçeli, "Miras aldığımız bu varlığımızı geleceğe taşımak, zarar ve ziyana uğratmadan gelecek kuşaklara teslim etmek ise namus borcumuzdur. Vatan hiç kimsenin esareti ve himayesi olmadan yaşamanın adıdır. Türk vatanı onun, bunun elinde oyuncak olacak, şunun bunun spekülasyonlarıyla tahrip edilecek, üzerinde rast gele karalamalar ve taksimatlar yapılacak kadar sokakta bulunmuş değildir ve hiç de olmamıştır. Bunun hilafına hareket edenler karşılarında her zaman bizi bulacaklardır. Bunun tersine tutum takınanlar bunun aksine hareket edenler Adana'nın milli ateşiyle tutuşup küle dönecektir. Bizim aziz ecdadımızın emanetlerine yüz çevirenlere sabır ve hoşgörümüz yoktur. Türk vatanı milleyetçi ülkücü vatansever yürekler olduğu müddetçe güvendedir" diye konuştu.
Bahçeli, AK Parti yönetiminin siyasetten ekonomiye, sanattan spora kadar her alanda başarısız bir iktitidar tablosu çizdiğini savundu.
Dağların suçlulara, sokakların saldırganlara, ekonominin aç gözlülere ve menfaat çetelerine terk edildiğini savunan Bahçeli, halkın refahının azaldığını. işsizliğin arttığını, yoksulluk ve hayat pahalılığının dayanılmaz sınırlara geldiğini ileri sürdü.
Hükümetin, gizli gündemlerini aşama aşama hayata geçirmenin telaşında olduğunu iddia eden Bahçeli, şöyle devam etti:
"Başbakanın iddıalarıyla, hükümetin ekonomi beyanlarıyla, Adana'nın hali kesinlikle bağdaşmamaktadır. Başbakan çalışmadan kazanma arayışı içerisinde olanlara, emek sarf etmeden rahatlık peşinde koşanlara, alın teri dökmeden servet ve statü heyecanına kapılanlara bakınca, herşeyi tozpembe görmektedir. Bize çarşı pazar gezmemizi tavsiye eden Başbakan Erdoğan'a Adana'dan diyorum ki; sen Arap şeyhlerine boğazdaki arsaları, rantiyecilere 2B arazilerini, Yahudi iş adamlarına kaynaklarımızı peşkeş çekerken biz zaten pazardaydık, çarşılardaki infiale kafa yoruyorduk. Şayet varsa cesaretin gel de Çukurova'nın halini gör, gel de sefalatin boyutlarını anla, gel de fakir fukara ettiğin milyonların vebaline katlan. Bu kafa yapısı devletin neyi varsa neyi yoksa çarçur etmiş ve elden çıkarmış. Ama bunların hesabı sorulacak kimsenin yanına kar bırakılmayacaktır. MHP'nin iktidarında bu dönemde yapılan tüm ihaleler, anlaşmalar sözleşmeler ve taahütler mutlaka mercek altına alınacak. Yolsuzluklar teker teker deşifre edilecektir."
-"Türk olmak suç"
Bahçeli, milletin fecaatlerin, felaketlerin ve fanalıkların içine çekildiğini, bin yıllık kardeşliğin eziyete ve ezilmeye maruz bırakıldığını, Türk milletinin birliği, Türk vatanının tekliği, Türk devletinin devamlılığının saldırı ve suikastlere uğradığını öne sürdü.
Türk olmanın suç, milliyetçi olmanın sakıncalı, vatanperver olmanın mahsurlu ilan edildiğini iddia eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hainlik, bölücülük itibarlı ve gözde meslek haline gelmiştir. Küresel ayak oyunlarının bir tasarımı olan AKP zihniyeti Türkiye'yi rehin almış, dört bir tarafını fitne zincirleriyle çevirmiştir. Bölücülüğün her rengi AKP'nin eseri olarak ortaya çıkmıştır. Bölünmenin her türü AKP hediyesi olarak dal ve budak vermiştir. Başbakan Erdoğan'ın çelişkileri, yanlışları sürekli birbiriyle ters düşen beyanları ülkemizin ayak bağı haline gelmiştir. Bölücülüğün dikiz aynasından baka baka görüş açısını sıfırlayan bu zihniyet her engele takılmış, her tümsekte oyalanmış ve karşısına çıkan her çukura çakılmıştır. Başbakan Erdoğan boyundan büyük lafları peşpeşe sıraladıkça, milletimiz zora girmiş ve çok ağır sıkıntılara katlanmak zorunda kalmıştır. Başbakan Erdoğan'ın söz ve icraatleri arasındaki makas açıldıkça Türkiye gerilemiş, Türk milleti dara düşmüştür. AKP ile birlikte ne kadar kötülük varsa ön plana geçmiş, merci, mevzi ve mertebe elde etmiştir. İkilikler artmış, korkular taşmış, karamsarlık hali yükselmiştir. Türkiyemiz kötü yönetilmektedir. Türk milleti layık olduğu seviyelerin çok gerisindedir. İçinden geçtiğimiz süreçte bir devlet ve hükümet sorunu ortaya çıkmıştır. Bir güvenlik ve güvence sorunu peyda olmuştur. Bir millet sorunu yeşermiş, bir kimlik sorunu imal edilmiştir. Bunların yanı sıra güvensizlik, vefasızlık, aldırmazlık, art niyetlilik vücut bulmuştur. Türk milleti hüsran içinde hüsran yaşamaya mecbur bırakılmıştır."