Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Süryanilerin sorunlarının ele alındığı bir panelde yaptığı konuşmada, "Suriye bütün Suriyelilerindir. Herkesin hazreti insan olarak benimseneceği bir Suriye'nin inşa edilmesini istiyoruz" dedi.

Uluslararası Orta Doğu Barış Araştırmaları Merkezi tarafından Başkent Öğretmenevi'nde, "Suriyeli Süryaniler ve Türkiye: Barışı Birlikte İnşa Etmek" konulu bir panel düzenlendi.

Kurtulmuş, panelin açılışında yaptığı konuşmada, tarihi bir geçiş sürecindeki Ortadoğu'da tüm toplulukların barış içinde bir arada yaşama hakkına sahip olduğunu belirtti.

Halktan uzak, halkıyla irtibatı olmayan birtakım diktatörlerin tüm Ortadoğu coğrafyasında kendi halklarına kan kusturduğunu kaydeden Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Suriye'de, Mısır'da, Yemen'de yetkiyi halktan almayan, kendini hesap vermek zorunda hissetmeyen diktatörler yıllarca bu ülkelerin insanlarını zulüm altında inim inim inletti. Ortadoğu halkları yıllardır çektiği zulümlere karşı ayaklandılar ve Arap Baharı süreci ile karşı karşıya kaldık."

Kurtulmuş, halk hareketleriyle ilgili sürecin kolay kısmının geride kaldığını anlatarak, şunları kaydetti:

"Şimdi zor kısmı var. Bundan sonra nasıl bir Libya, nasıl bir Tunus, nasıl bir Suriye inşa edilecek. Önemli olan soru budur. Suriye halkının tam manasıyla demokratik bir ülke tesis etmesine yürekten inanıyor ve bunu destekliyoruz. Suriye'de herkesin yönetimde payı olsun. Suriye'de her insanın rahat bir şekilde yaşayacağı ortamın sağlanması için bir politik sistem inşa edilmeli. Suriye bütün Suriyelilerindir. Herkesin hazreti insan olarak benimseneceği bir Suriye'nin inşa edilmesini istiyoruz. Biz bölge olarak zihinlerimizdeki sınırları kaldırmak mecburiyetindeyiz."

-"Suriye'deki tüm gruplar kardeşimiz"-

IMPR Başkanı Doç. Dr. Veysel Ayhan, Suriye'de yaşanan acılara karşı tepkisiz kalınamayacağını belirterek, "Bu toprakların bir parçası olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeliyiz. Bu bölgede yaşanan bütün çatışmalara karşı, yeniden medeniyet inşası çabamız oldu" dedi.

Panelin, toplumsal barışa katkı sağlayıcı bir etkinlik olduğunu dile getiren Ayhan, "Suriye'deki tüm toplumsal grupların Türkiye'de kendilerini ifade edebileceği bir ortam yaratma çabası içindeyiz. Suriye'deki tüm toplumsal gruplar bizim kardeşimizdir. Bu manada tüm grupların kaygılarını kendi içimizde hissediyoruz. Bizim temel tarihi sorumluluklarımız bunu gerektirir" ifadelerini kullandı.

-"Demokratik Suriye istiyoruz"-

Suriye Ulusal Konseyi Sözcüsü Bassam Ishak, Süryanilerin baskıcı ve "ultra Arapçı" bir yaklaşımla uzun yıllardır uğraştığını belirterek, Suriye'nin çok dinli, kültürlü ve mezhepli bir toplum olduğunu anımsattı. Ishak, Suriye toplumunun tüm bileşenlerine saygı gösteren bir yaklaşımın, sağlıklı bir Suriye'nin inşasına destek vereceğini ifade etti.

Suriye Süryani muhalefetinin çoğulcu bir Suriye istediğini söyleyen Ishak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Demokratik ve vatandaşlık prensiplerine dayalı bir Suriye istiyoruz. Herhangi bir Suriyeli grubun altında yaşayan bir azınlık olmak istemiyoruz. Süryaniler, işbirliği yapmaya açıktır. Ama bir teba olarak davranılmasını istememektedirler. Türkiye hem Ortadoğu'da hem de Arap dünyasında çok önemli bir örnektir. Ayrıca Türkiye, Suriye halkının daha da ilerlemesi için her zaman destekçidir. Bizim sorunlarımızın Suriye Ulusal Koalisyonu gündemine alınmasını bekliyoruz. Gerçek bir demokrasiden başka hiçbir şey bu sorunu çözemez."

-"Hristiyan kardeşlerimizin tarafsız kalmasını istemiyoruz"-

Suriyeli araştırmacı-yazar Ruba Hanna, Suriye halkı olarak "demokrasi ve şeref devrimine" katıldıklarını belirterek, "Bu yüzden yok edilmek istendik. Müthiş baskılara maruz kaldık. Suriye'deki Hristiyan kardeşlerimizin tarafsız kalmasını istemiyoruz. Devrimcilerin safında yer almaları gerekiyor" diye konuştu.

Hanna, Suriyeli muhaliflerin Beşşar Esed yönetimine karşı verdiği mücadelenin devam edeceğini ifade ederek, "Devrimimize gölge düşürmek için yurtdışından gelenler var. Bizi mücadelemizden vazgeçirmeye çalışıyorlar. Vatandaşların haklarına saygılı olacak bir devlet istiyoruz. Suriye yüzyıllarca özgür olmuştur, bundan sonra da özgür olacaktır" dedi.

Sivil toplum aktivisti Gabi Gaurie de Suriye'deki çatışma sürecinde "mezhepsel kartların" kullanıldığını, yönetimin son 40 yıl boyunca bunun altyapısını oluşturduğunu ifade etti.

Gaurie, mezhepsel çatışmanın çok tehlikeli bir durum olduğuna dikkat çekerek, bölgedeki mezhepsel çekişmelerin bitmesi gerektiğini kaydetti.

Süryanilerin haklarının anayasal düzeyde tanınması gerektiğini dile getiren Gaurie, bu topluluğun uzun süredir mağdur edilen bir kesim olduğunu anlattı. Gaurie, Suriye için en uygun yönetimin federatif sistem olduğunu savundu.

Suriyeli Süryani temsilcilerden Abdulmesih Korgis, Süryanilerin binlercesinin önceki dönemlerde yurtlarından koparılarak göçe zorlandığını anımsattı. Zorunlu göç uygulamasının tarihi arka planını anlatan Korgis, Suriye'de "abluka altındaki" binlerce insanın yaşam mücadelesi verdiğini, gelecekte aynı sorunların yeniden yaşanmasını engellemek için demokratik bir yapının inşa edilmesi gerektiğini söyledi.

Muhabir: Ali Öztürk

Yayıncı: Yayıncı
Kaynak: AA