Başbakan Erdoğan Açıklaması

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Hazreti Peygamber, nasıl ki mübarek hırkasını yere serip Hacerü'l-Esved'i onun üzerine koyup, herkesi o hırkanın bir ucundan tutturup yine mübarek elleriyle, o mübarek taşı yerine koyduysa, bugün 76 milyon tek yürek halinde, ciğerimizi yakan, yüreğimizi köze çeviren meselede taşın altına elimizi koyalım, hırkanın bir ucundan tutalım" dedi.

Başbakan Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Ankara Arena Spor Salonu'nda düzenlenen Kutlu Doğum Haftası programında yaptığı konuşmada, tüm insanlığın bir anne ve babanın çocukları olarak dünyaya geldiğini, Hazreti Adem ve Havva'dan bir vatan toprağında bir kültürün, geleneğin, inancın içinde gözlerini hayata açtığını söyledi.

''Anne, babalarımıza nasıl hürmet içindeysek, vatanımıza, bayrağımıza, kültür ve geleneklerimize nasıl hürmet içindeysek, ecdadımıza, soyumuza karşı da belli bir hürmetin içindeyiz'' diyen Başbakan Erdoğan, ''Ancak anne, babamıza, gelenek ve kültürümüze, ecdadımıza, kavmimize, kabilemize olan hürmetimiz bize başkalarını aşağılama, başkalarını hor görme, başkalarına ikinci sınıf muamele etme hakkını asla ve asla vermez. Bu insani değildir, İslami değildir, bu Muhammed'i bir yol ve yöntem değildir'' diye konuştu.

Yunus Emre'nin "Yaratılanı severim, yaratandan ötürü. Yaratılanı hoş gör, yaratandan ötürü" dizelerini her fırsatta, platformda dile getirdiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bu söz 'müminler kardeştir' ayeti celilesinin aslında tefsiridir, bu söz Hucurat Suresi 13. ayetin bir tefsiridir. Bu dizeler Kevser Suresi'nin bir tefsiridir. Yunus'un bu sözü Hazreti Peygamberin 'Arap'ın Acem'e, Acem'in de Arap'a üstünlüğü yoktur' hadisi şerifinin bir şerhidir. Irkçılık bir cahiliye adetidir. Soyuyla, kavmiyle, kabilesiyle böbürlenmek bir cahiliye adedidir. Hazreti Peygamberin ümmetine, takipçilerine, onun sevdalıları olanlara ırkıyla, asabiyetiyle, kavmiyle ve kabilesiyle övünmek asla yakışmaz. Kim ki kendisini üstün görüyor, başkalarını hor görüyorsa bilsin ki cahiliye döneminde Hazreti Peygambere 'ebter' diyenlerin yanındadır. Hazreti Nebi'nin ruhu muazzesini muazzeb etmiş, incitmiştir.''

-"Ayrıcalıksız bir, beraber ve kardeş olduğumuzu birbirimize anlatalım"-

Başbakan Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlı'nın tüm imamları, tüm kayyum ve müezzinlerinden, tüm mele, kanaat önderleri ve gönül insanlarından 780 bin kilometrekare üzerindeki 76 milyon vatandaşın tamamına ulaşarak, "kardeşlik anlayışını tekrar tekrar hatırlatmalarını özellikle rica ettiğini belirterek, "Bu Kutlu Doğum Haftası 81 vilayetimizin tamamında kutlanıyor, bunun inşallah bu birliği, beraberliği tesis etmesine vesile olmasını diliyorum. Her bir kardeşimize her bir vatandaşımıza ilgili ayetleri, hadisleri, özellikle Kevser Suresi'ni, özellikle Hazreti Peygamberin hayatını tekrar tekrar iletmelerini istiyorum'' diye konuştu.

Hükümet olarak Kur-an'ı Kerim ve Siyer'i Nebi derslerinin okullarımızda seçmeli ders olarak okutulmasının önünü açtıklarını anımsatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"İstedik ki çocuklarımız, gençlerimiz Kur'an'ı Azimüşşan'ın o yüce mesajını erken yaşta alabilsinler. İstedik ki gençlerimiz, çocuklarımız insanlığa başlı başına emsal olan Hazreti Nebi'nin hayatını öğrensin ve onun izinden yürüsünler. Ancak okullar yoluyla gençlerimize ve çocuklarımıza kazandırdığımız bu hizmeti Diyanet teşkilatımızın ve kanaat önderlerinin daha yakın, daha informel, daha samimi şekilde 76 milyona anlatması en büyük arzumuzdur.

İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'nda duyulan o muhteşem ezanın Diyarbakır Ulu Cami'den de aynı ruhla, aynı sözlerle, aynı adanmışlık ve aynı aşkla yayıldığını insanımıza hatırlatalım. Edirne Selimiye'de namaz kılanlarla Şırnak Cizre Ulu Cami'de namaz kılanların aynı kıbleye yöneldiğini milletimize hatırlatalım. Ankara'da Hacı Bayram Cami'nde okunan sure ile mırıldanılan dua ile Şanlıurfa Halilülrahman Cami'nde okunan sure ve duanın aynı olduğunu, aynı kaynağa, aynı membaa sahip olduğunu vatandaşlarımızla paylaşalım. Fatih Cami'nin duvarlarında yankılanan Fas'a, Tunus'a kadar dudaklardan dillerden, dökülen merhum Itri'nin salatı ümmiyesinin Van'da, Hakkari'de, Ağrı'da, Batman'da, Muş'ta da gönülleri tazeleyen bir salavat-ı şerif olduğunu herkese tekrar tekrar duyuralım. Hazreti Ali'nin, Hazreti Fatıma'nın tüm ehlibeytin Hazreti Peygamber Efendimiz'in emaneti olduğunu, Hazreti Nebi ehlibeyti sevdiği için bizim de 76 milyon topyekün ehlibeyte büyük bir hürmet ile bağlı olduğumuzu her haneye tekrar tekrar duyuralım. Nasıl ki Kabe'nin avlusunda, Arafat'ta beyaz ihramlar içinde birsek, berabersek, kardeşsek nefes alıp verdiğimiz her yerde de ayrımsız, ayrıcalıksız bir, beraber ve kardeş olduğumuzu birbirimize anlatalım."

-"Evet, kurumuş dudaklara bir damla suyun hasreti içindeyiz"-

Başbakan Erdoğan, Hazreti İbrahim'in muhterem zevcesi, Hazreti İsmail'in annesi Hazreti Hacer'in rivayetlere göre siyahi bir köle olduğunu hatırlatarak, Hazreti Hacer'in bir damla su bulabilmek için Safa ile Merve tepeleri arasında anne yüreğiyle çırpınarak oğlu İsmail'e su götürebilmek için koşturduğunu, Allah'ın da yeryüzünün en mübarek suyunu, Zemzem'i Hazreti Hacer ve oğlu İsmail'e, onların vasıtasıyla tüm insanlığa bahşettiğini anlattı.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Evet, kurumuş dudaklara bir damla suyun hasreti içindeyiz. Kurumuş kalpleri yumuşatacak bir damla suyun ihtiyacı içindeyiz. Kardeşlerin kalplerinde alevlendirilmek istenen yangının ateşine dökecek bir damla suyun, susuzluğu içindeyiz. Her birimiz Safa ile Merve arasında koşturan Hazreti Hacer yüreğiyle o bir damla suyu bulmak, dudaklara, gönüllere su serpmek, alevler yangına dönüşmeden hep birlikte söndürmek zorundayız. Hazreti Peygamber, nasıl ki mübarek hırkasını yere serip Hacerü'l-Esved'i onun üzerine koyup, herkesi o hırkanın bir ucundan tutturup yine mübarek elleriyle, o mübarek taşı yerine koyduysa, bugün 76 milyon tek yürek halinde, ciğerimizi yakan, yüreğimizi köze çeviren meselede taşın altına elimizi koyalım, hırkanın bir ucundan tutalım. Bizim her meselede yegane referansımız Kur'an-ı Mecid'dir, bizim her mesele de başvuru kaynağımız Hazreti Nebi ve onun hayatı, onun hadisleridir. Bize kardeşliği, bize dayanışmayı, paylaşmayı, yardımlaşmayı emreden, bize hakkı, adaleti, bize hayırla muameleyi öğreten, bizi münkerden nehy eden, bize marufu emreden Kur'an ve hadisin rehberliğinde can alıcı, can yakıcı meselelerimizi hep birlikte suhulete eriştirelim.

Kim ki kanın aktığı, canların yandığı, ocaklara ateşlerin düştüğü bu meseleye kayıtsız kalırsa bu kadim kardeşlik hukukumuza yüz çevirmiştir. Kim ki aynı kıbleye dönen annelerin, aynı peygamberin izinden giden babaların acısı için yüreğini ortaya koymazsa Ahsen-i Takvim'e yani en güzel huy üzerinde yaratılmış olmaya muhalefet etmiştir. Kim ki kanayan bir yarayı sarmak, tedavi etmek varken, kardeşliği yüceltmek varken, öfkenin, nefretin, husumetin ve ırkçılığın diline teslim olmuşsa, Hazreti Kur'an ve Hazreti Nebi'nin değil, açık söylüyorum Ebu Cehillerin yanındadır. İnsan, yeryüzünde yaratıcının halifesidir. Yaratılmışların en şereflisi olan insan... O insanın onuruna kasdeden hiç kuşkusuz ateşten yaratıldığı için kendisini üstün gören, ki toplantının başında hocamızın okumuş olduğu aşrı şerifte ayetin önünde bu ayet vardı, o da şeytanın iddiasıydı. 'Ben ateşten yaratıldım, dolayısıyla çamurdan yaratılmış olanlara tapmam' diyordu. İşte o şeytandı ve onun izinden olmuş olur. Akan kana seyirci kalan da kan akıtan zalimlerin sırtını sıvazlayan da en kutsal en mübarek varlık olan insan ve insan onuruna karşı aleni hürmetsizlik içindedir. Allah, millet olarak hiçbirimizi Kur'an ve onun büyük elçisi Nebi'den yüz çevirenlerden eylemesin. Rabbim bizi sıratı müstakimden, Habibi Muhammed Mustafa'nın mübarek yolundan ayırmasın. Allah kardeşliğimizi daim kılsın, ebedi kılsın. Kubbelerimizde salavat, minarelerimizde ezan kaim olsun.''

-Arif Nihat Asya'nın naatı-

Başbakan Erdoğan, Arif Nihat Asya'nın naatını seslendirmek arzusunda olduğunu belirterek, naatın şu bölümünü okudu:

''Yüreklerden taşsın yine, imanlar. Itrı, bestelesin Tekbir'ini; Evliya, okusun Kur'an'lar. Ve Kur'an-ı göz nuruyla çoğaltsın. Kayışzade Osman'lar Na'tını Galip yazsın, Mevlid'ini Süleyman'lar. Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle geri gelsin Sinan'lar. Çarpılsın, hakikat niyetine cenaze namazı kıldıranlar. Gel, ey Muhammed, bahardır... Dudaklar ardında saklı aminlerimiz vardır... Hacdan döner gibi gel; Mirac'dan iner gibi gel; Bekliyoruz yıllardır. Bulutlar kanat, rüzgar kanat; Hızır kanad, Cibril kanad; Nisan kanad, bahar kanad; Ayetlerini ezber bilen yapraklar kanad... Açılsın göklerin kapıları, açılsın perdeler kat kat. Çöllere dökülsün yıldızlar; dizilsin yollarına yetimler, günahsızlar! Çöl gecelerinden, yanık türküler yapan kızlar sancağını saçlarıyla dokusun; Bilal-i Habeşi sustuysa ezanlarını Davud okusun. Konsun yine pervazlara güvercinler, 'Hu hu'lara karışsın aminler... Mübarek akşamdır; Gelin ey Fatihalar, Yasinler.''

Başbakan Erdoğan, Hazreti Muhammed'i hürmetle yad ettiğini vurgulayarak, "Allah'ın selam ve salatı, O'nun ve ehlibeytinin, asabı kiramın üzerine olsun diyorum. Birliğimizi, beraberliğimizi Rabbim daim kılsın, yar ve yardımcımız olsun diyorum'' diye konuştu.

Erdoğan, konuşmasının ardından Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile birlikte salonda gül dağıttı.

Muhabir: Yıldız Aktaş - Kadir Karakuş

Yayıncı: Erdem Gültekin
Kaynak: AA