Hisarcıklıoğlu: Bizim Görevimiz Milletin Nabzını Tutmak, Şerbet Vermek Değil
Akil İnsan Akdeniz Bölgesi Heyeti'nin başkanlığını yapan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, akil insan heyeti olarak görevlerinin milletin nabzını tutmak olduğunu belirterek, " Amacımız şerbet vermek değil." dedi.
Akil İnsanlar Akdeniz Bölgesi Heyeti, bölge gezilerine Burdur’dan başladı.
Başkanlığını Rifat Hisarcıklıoğlu, Başkan vekilliğini Lale Mansur, sekreterliğini Tarık Çelenk, üyeliklerini Kadir İnanır, Şükrü Karatepe, Muhsin Kızılkaya, Öztürk Türkdoğan ve Hüseyin Yayman'ın yaptığı heyet, Burdur'un Bucak ilçesine bağlı Karapınar köyünü ziyaret etti. Köyde kahvaltı yapan ekip daha sonra Burdur Valiliği'ne geçti. Son dönemde yürütülen bir çalışma kapsamında misafirlerin Burdur’a geldiğini belirten Burdur Valisi Nurettin Yılmaz, “İnşallah ülkemiz için çok önemli bir çalışma. Olumlu sonuçları olur. Gelen misafirlerimiz bu ülkeye kendi alanında hizmet etmiş insanlar. Her biri değerli insanlar. Sizlere tek tek teşekkür ediyorum. Bazı arkadaşlarla okul arkadaşıyız.” dedi.
Devletin yıllardır ülkenin ayağındaki prangayı çözmek için bir süreç başlattığını söyleyen Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu, devletin bu süreçte milletin fikirlerine başvurduğunu söyledi.
Bu süreçte Burdurlu'nun ne düşündüğünü öğrenmek için geldiklerini bildiren Başkan Hisarcıklıoğlu, “Konuşmak, dinlemek ve bunları not alıp iletmek için buradayız. Bizim ortak yanımız, bu ülkeye huzur gelsin istiyoruz, demokrasimizin kalitesi artsın diyoruz. Bizim görevimiz milletin nabzını tutmak, şerbet vermek değil.” dedi.
BİRLİKTE BEREKET AYRILIKTA AZAP VARDIR
Ülkenin 76 milyon insanı birlikte hareket ederse rahmet ve berekete kavuşulacağını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “O zaman hep beraber kazanacağız. Ülke kazanacak, her bir birey kazançlı çıkmış olacak. Birlik ve beraberliğimize bizim de bir katkımız olursa hepimize ne mutlu.” şeklinde konuştu.
Amacın özgür ve demokratik ülkede güçlü elleri birleştirerek mutluluğu yakalamak olduğunu anlatan sanatçı Kadir İnanır, Türkiye’nin cennet bir ülke olduğunu aktardı. Kimin suçlu, kimin kusurlu olduğunu araştırmanın hiçbir manası olmadığını belirten Şükrü Karatepe de, “Zaten tarih onu araştıracak. Biz aradaki zıtlıkları kaldırarak, kardeşlik için, barış için, dostluk için elimizden geleni yapacağız.” ifadelerini kullandı. Akdeniz heyetine katılmak için Hakkari’den gelen yazar Muhsin Kızılkaya, oradaki dilsizliğin ve çaresizliğin ülkeye lanet olarak geri döndüğünü anlattı. Şimdi hep beraber bu laneti ülke olarak kaldırma fırsatımızın olduğunu bildiren Kızılkaya şunları söyledi: “Onun için Anadolu’nun o renkli coğrafyasını, hiçbir politikacının ya da ileriye yönelik bir takım tasarıları olan bir takım siyaset adamlarının tahayyüllerinin yetişemediği noktada halktaki bu ortak bilgelik bu birlikteliği sağladı. Bir büyük eşiği atladık, diğer eşiğin tam kenarındayız. El ele tutuştuğumuzda Kürtçe, Türkçe, Ermenice, Lazca, güzel bir Anadolu şarkısını beraber söyleyebiliriz.” Ülkenin 30 yıldır savaşla bölünmediğini vurgulayan Lale Mansur ise, “Barışla mı ülke bölünecek?” sorusuna yer verdi. BURDUR GÖLÜYLE VAN GÖLÜNÜN KADERİ AYNIBurdur Gölü ile Van Gölü'nün kaderinin aynı olduğunu söyleyen akademisyen Hüseyin Yayman ise “Aynı resme bakıp, aynı acıyı yada aynı sevinci duyan insanları birbirinden ayırmak, ayrıştırmak, bir takım korkular yada kaygılar üzerinden siyaset yapmak doğru değil. Burdur’da ki anneyle, Hakkari’de ki anne çocuğunun başında aynı duaları yapıyorsa gerçekten bu işte bir problem var ve Türkiye’nin bu problemi çözmesi gerekiyor. İnşallah çözüm süreci bu işi gerçekleştirecek.” ifadelerine yer verdi. Valilikten ayrılan ekip Serenler Otel'de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya geldi. Basına kapalı toplantıda Akil İnsanlar, çözüm süreciyle ilgili temaslarda bulunacak.
Başkanlığını Rifat Hisarcıklıoğlu, Başkan vekilliğini Lale Mansur, sekreterliğini Tarık Çelenk, üyeliklerini Kadir İnanır, Şükrü Karatepe, Muhsin Kızılkaya, Öztürk Türkdoğan ve Hüseyin Yayman'ın yaptığı heyet, Burdur'un Bucak ilçesine bağlı Karapınar köyünü ziyaret etti. Köyde kahvaltı yapan ekip daha sonra Burdur Valiliği'ne geçti. Son dönemde yürütülen bir çalışma kapsamında misafirlerin Burdur’a geldiğini belirten Burdur Valisi Nurettin Yılmaz, “İnşallah ülkemiz için çok önemli bir çalışma. Olumlu sonuçları olur. Gelen misafirlerimiz bu ülkeye kendi alanında hizmet etmiş insanlar. Her biri değerli insanlar. Sizlere tek tek teşekkür ediyorum. Bazı arkadaşlarla okul arkadaşıyız.” dedi.
Devletin yıllardır ülkenin ayağındaki prangayı çözmek için bir süreç başlattığını söyleyen Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu, devletin bu süreçte milletin fikirlerine başvurduğunu söyledi.
Bu süreçte Burdurlu'nun ne düşündüğünü öğrenmek için geldiklerini bildiren Başkan Hisarcıklıoğlu, “Konuşmak, dinlemek ve bunları not alıp iletmek için buradayız. Bizim ortak yanımız, bu ülkeye huzur gelsin istiyoruz, demokrasimizin kalitesi artsın diyoruz. Bizim görevimiz milletin nabzını tutmak, şerbet vermek değil.” dedi.
BİRLİKTE BEREKET AYRILIKTA AZAP VARDIR
Ülkenin 76 milyon insanı birlikte hareket ederse rahmet ve berekete kavuşulacağını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “O zaman hep beraber kazanacağız. Ülke kazanacak, her bir birey kazançlı çıkmış olacak. Birlik ve beraberliğimize bizim de bir katkımız olursa hepimize ne mutlu.” şeklinde konuştu.
Amacın özgür ve demokratik ülkede güçlü elleri birleştirerek mutluluğu yakalamak olduğunu anlatan sanatçı Kadir İnanır, Türkiye’nin cennet bir ülke olduğunu aktardı. Kimin suçlu, kimin kusurlu olduğunu araştırmanın hiçbir manası olmadığını belirten Şükrü Karatepe de, “Zaten tarih onu araştıracak. Biz aradaki zıtlıkları kaldırarak, kardeşlik için, barış için, dostluk için elimizden geleni yapacağız.” ifadelerini kullandı. Akdeniz heyetine katılmak için Hakkari’den gelen yazar Muhsin Kızılkaya, oradaki dilsizliğin ve çaresizliğin ülkeye lanet olarak geri döndüğünü anlattı. Şimdi hep beraber bu laneti ülke olarak kaldırma fırsatımızın olduğunu bildiren Kızılkaya şunları söyledi: “Onun için Anadolu’nun o renkli coğrafyasını, hiçbir politikacının ya da ileriye yönelik bir takım tasarıları olan bir takım siyaset adamlarının tahayyüllerinin yetişemediği noktada halktaki bu ortak bilgelik bu birlikteliği sağladı. Bir büyük eşiği atladık, diğer eşiğin tam kenarındayız. El ele tutuştuğumuzda Kürtçe, Türkçe, Ermenice, Lazca, güzel bir Anadolu şarkısını beraber söyleyebiliriz.” Ülkenin 30 yıldır savaşla bölünmediğini vurgulayan Lale Mansur ise, “Barışla mı ülke bölünecek?” sorusuna yer verdi. BURDUR GÖLÜYLE VAN GÖLÜNÜN KADERİ AYNIBurdur Gölü ile Van Gölü'nün kaderinin aynı olduğunu söyleyen akademisyen Hüseyin Yayman ise “Aynı resme bakıp, aynı acıyı yada aynı sevinci duyan insanları birbirinden ayırmak, ayrıştırmak, bir takım korkular yada kaygılar üzerinden siyaset yapmak doğru değil. Burdur’da ki anneyle, Hakkari’de ki anne çocuğunun başında aynı duaları yapıyorsa gerçekten bu işte bir problem var ve Türkiye’nin bu problemi çözmesi gerekiyor. İnşallah çözüm süreci bu işi gerçekleştirecek.” ifadelerine yer verdi. Valilikten ayrılan ekip Serenler Otel'de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya geldi. Basına kapalı toplantıda Akil İnsanlar, çözüm süreciyle ilgili temaslarda bulunacak.