İnternet 'Sözlükleri’nin Perde Arkası
İnternette 'Sözlükler', evde annesine, iş hayatında patronuna, okulda dostuna veya sokakta sevgiline aklına gelen “herhangi bir şeyi” söyleyecek cesareti bulamayanların buluştuğu platformlar haline geldi.
1999 yılında Ekşi Sözlük ile başlayan sözlük furyası, her geçen gün daha da çok gelişerek en güçlü iletişim kanallarının bile referans aldığı ortamlara dönüştü. İçeriğini kullanıcıların oluşturduğu sözlükler, insanlara her konuda özgürce konuşabilmeyi vaat etti. Böylece geleneksel medyada izleyici olan sıradan vatandaş, yeni mecralarda içerik üreticisi konumuna geldi.
Sözlükler hakkında söylenebilecek en belirgin şey insanların genellikle toplumda sergileyemedikleri kişiliklerini, sanal mekanlarda ve sanal kimliklerle temsil edebilmesi. Kullanıcı, bir nickname ile sözlükte bir kimlik sahibi oluyor ve fikirlerini bu rumuz üzerinden aktarıyor. Aktarılan içeriğin saldırı maksadı taşıması halinde ise saldırı sahibinin bir rumuzdan ibaret olması bolca tartışma konusu oluyor. Şahan Gökbakar 'ın “Celal ile Ceren” filminin İMDb 'de en kötü film seçilmesinin altında da yine sözlük camiası çıkmıştı.
Trollere de ev sahipliği yapıyor
Sözlük bir havuzsa eğer, o havuza bodoslama atlayan kişilerin başında da troller geliyor. Bütün yazdıklarında muhaliflik yapan troller, dikkat çekmek için önemsenen ve gündem olan konuları eğlenceli hale getiriyorlar. Üstelik bunu yaparken kendileriyle çelişmemek gibi bir kaygıları da yok. Daha önce ölümüne muhalif olduğu bir konunun, başka bir zaman diliminde en sıkı savunucusu olabiliyor. Peki yönetim troller için nasıl bir son hazırlıyor?
Arı maya uçmayı öğreniyor
Her canlının ölümü tadacağı gibi, her sözlükçü de bir gün uçurulacaktır. 'Uçurulmak ', sözlükten atılmayı ifade ediyor. Yani format dışı bir tanım girildiğinde ya da sözlük ahalisini rahatsız edecek davranışlar sergilendiğinde kapı gösteriliyor.
“Çok iyi de oldu çok güzel iyi oldu tamam mı?”
Bir sözlükçü için en önemli meselelerden biri de “motto” adı verilen kalıplara hakim olmaktır. Kimi zaman komik bir videoda geçen bir söz, zaman zaman da siyasi liderin dil sürçmesinden kaynaklanan hatalar bir anda kutsal cümlelere dönüşüveriyor. “çok iyi de oldu çok güzel iyi oldu tamam mı?”, “eyyorlamam bu kadar”, “işsazı issinin issassız”, “beyin bedava”, “sabri sarıoğlu was here”, “çocuğumu keserim”, “yok artık lebron james” ve “evlat olsa sevilmez” gibi kalıplar bunlardan sadece bir kaçı.
“Ekşimiş ruhların buluşma yeri” mi?
Sözlüğün sınır tanımaz ve durdurulamaz yapısı zamanla dikkat çekti ve karşılıklı silahlar da çekildi. Bunların en belirgin örneği Ekşi Sözlük ile Fatih Altaylı arasında yaşandı. Altaylı, sözlük için “Ekşimiş ruhların buluşma yeri” başlıklı bir yazı yazdı. Daha sonra ise mahkeme ve tazminat süreçleri yaşandı. Fatih Altaylı, sözlüğe 9.500 TL tazminat ödedi, sözlük yazarları ise bu parayla hayvan barınaklarına mama gönderdi.
Sözlükçüler ne dedi?
benyeniyimgaliba / itü sözlük
Kimi konularda enerji patlaması yaşıyorum ve ben bu patlamayı bir nickname arkasına saklanarak yazamamış olsaydım beni evden aldırırlardı. Tabi birde sözlük mecralarında sürekli olan kız tavlama mevzusu vardır ki ona değinmek bile istemem. Sevdiğim adama, onu nasıl sevdiğimi anlatamadım ama sözlükte bir ozan oldum çıktım.
charlieprince / ekşi sözlük
Sözlükler genel anlamda tek kelime ile söyleyecek olursak muhabbet mecralarıdır. Günlük hayatta muhabbetlerin içeriği çoğu zaman sıradandan öteye gitmez, niş konular üzerinde karşılıklı yorum yapabilmek herkesin başına gelemez. Bu yüzden sözlükler karşılıklı bilgi alışverişi ve tabii ki tecrübe paylaşımı için kullanılan mekanlardır. Sözlüklerin içeriğindeki bilgi, sözlüğün temasına göre farklılık gösterebilmektedir ve dolayısıyla sözlük kullanıcıları talep ettikleri temaya kanalize olabilirler.
satanist yiyen kedi / ekşi sözlük
Neden sözlük yazarı olduğum hakkında aklımda kesin çizgilerle oluşturulmuş bir çerçeve yok aslında. Ancak, sözlüğün en görkemli yanı kuşkusuz bilgi aktarımıdır. Bilgi aktarımı konusu da ne yazık ki üzerinde yazı yazmak için epey sıkıcı bir konu, insanın insanlaşma tarihinden, yazarları öldürdüğümüzden, yok kütüphaneleri yağmaladığımızdan filan bahsedeceğim; bu düşüncem burada kalsın. Bunlar bir tarafa, bazı yanlış anlaşılmalar da var sözlükler hakkında, dışarıdan bakan çoğu göze çoğulcu ve eşitlikçi bir hayal dünyası gibi gözükse de içerisine girince bir şeylerin tam olarak da aklınızda oluşturduğunuz şekilde olmadığını görüyorsunuz.
enstantane insan / itü sözlük
Sözlük bana daha çok gençlerin takıldığı bir yer gibi geldiğinden ortamın samimi olduğunu düşünüyorum. Daha çok arkadaş ortamı gibi açıkçası bilgi edinmektense bir şekilde gündemi takip etmek ve eğlenmek için sözlükte vakit geçiriyorum.
wearetheworldbabe / itü sözlük
Sözlük benim için bir tür toplumsal hafıza görevi görüyor. Kişi ve olaylar hakkındaki girdiler, bilgiyi ham ve taraflı haliyle veriyor. Tarafsız bilginin kutsallaştırıldığı bir ortamda öznel ve taraflı bilgi bizi standartlardan kurtarabilir. Benim sözlükte muhalefet ya da yaftalama gibi bir derdim yok. Sadece kişisel görüş ve deneyimlerden oluşan bir günlüğün, gelecekten geçmişe bakıldığında ana akımın dışında alternatif bir toplumsal hafıza görevi göreceğini düşünüyorum.
Sözlükler hakkında söylenebilecek en belirgin şey insanların genellikle toplumda sergileyemedikleri kişiliklerini, sanal mekanlarda ve sanal kimliklerle temsil edebilmesi. Kullanıcı, bir nickname ile sözlükte bir kimlik sahibi oluyor ve fikirlerini bu rumuz üzerinden aktarıyor. Aktarılan içeriğin saldırı maksadı taşıması halinde ise saldırı sahibinin bir rumuzdan ibaret olması bolca tartışma konusu oluyor. Şahan Gökbakar 'ın “Celal ile Ceren” filminin İMDb 'de en kötü film seçilmesinin altında da yine sözlük camiası çıkmıştı.
Trollere de ev sahipliği yapıyor
Sözlük bir havuzsa eğer, o havuza bodoslama atlayan kişilerin başında da troller geliyor. Bütün yazdıklarında muhaliflik yapan troller, dikkat çekmek için önemsenen ve gündem olan konuları eğlenceli hale getiriyorlar. Üstelik bunu yaparken kendileriyle çelişmemek gibi bir kaygıları da yok. Daha önce ölümüne muhalif olduğu bir konunun, başka bir zaman diliminde en sıkı savunucusu olabiliyor. Peki yönetim troller için nasıl bir son hazırlıyor?
Arı maya uçmayı öğreniyor
Her canlının ölümü tadacağı gibi, her sözlükçü de bir gün uçurulacaktır. 'Uçurulmak ', sözlükten atılmayı ifade ediyor. Yani format dışı bir tanım girildiğinde ya da sözlük ahalisini rahatsız edecek davranışlar sergilendiğinde kapı gösteriliyor.
“Çok iyi de oldu çok güzel iyi oldu tamam mı?”
Bir sözlükçü için en önemli meselelerden biri de “motto” adı verilen kalıplara hakim olmaktır. Kimi zaman komik bir videoda geçen bir söz, zaman zaman da siyasi liderin dil sürçmesinden kaynaklanan hatalar bir anda kutsal cümlelere dönüşüveriyor. “çok iyi de oldu çok güzel iyi oldu tamam mı?”, “eyyorlamam bu kadar”, “işsazı issinin issassız”, “beyin bedava”, “sabri sarıoğlu was here”, “çocuğumu keserim”, “yok artık lebron james” ve “evlat olsa sevilmez” gibi kalıplar bunlardan sadece bir kaçı.
“Ekşimiş ruhların buluşma yeri” mi?
Sözlüğün sınır tanımaz ve durdurulamaz yapısı zamanla dikkat çekti ve karşılıklı silahlar da çekildi. Bunların en belirgin örneği Ekşi Sözlük ile Fatih Altaylı arasında yaşandı. Altaylı, sözlük için “Ekşimiş ruhların buluşma yeri” başlıklı bir yazı yazdı. Daha sonra ise mahkeme ve tazminat süreçleri yaşandı. Fatih Altaylı, sözlüğe 9.500 TL tazminat ödedi, sözlük yazarları ise bu parayla hayvan barınaklarına mama gönderdi.
Sözlükçüler ne dedi?
benyeniyimgaliba / itü sözlük
Kimi konularda enerji patlaması yaşıyorum ve ben bu patlamayı bir nickname arkasına saklanarak yazamamış olsaydım beni evden aldırırlardı. Tabi birde sözlük mecralarında sürekli olan kız tavlama mevzusu vardır ki ona değinmek bile istemem. Sevdiğim adama, onu nasıl sevdiğimi anlatamadım ama sözlükte bir ozan oldum çıktım.
charlieprince / ekşi sözlük
Sözlükler genel anlamda tek kelime ile söyleyecek olursak muhabbet mecralarıdır. Günlük hayatta muhabbetlerin içeriği çoğu zaman sıradandan öteye gitmez, niş konular üzerinde karşılıklı yorum yapabilmek herkesin başına gelemez. Bu yüzden sözlükler karşılıklı bilgi alışverişi ve tabii ki tecrübe paylaşımı için kullanılan mekanlardır. Sözlüklerin içeriğindeki bilgi, sözlüğün temasına göre farklılık gösterebilmektedir ve dolayısıyla sözlük kullanıcıları talep ettikleri temaya kanalize olabilirler.
satanist yiyen kedi / ekşi sözlük
Neden sözlük yazarı olduğum hakkında aklımda kesin çizgilerle oluşturulmuş bir çerçeve yok aslında. Ancak, sözlüğün en görkemli yanı kuşkusuz bilgi aktarımıdır. Bilgi aktarımı konusu da ne yazık ki üzerinde yazı yazmak için epey sıkıcı bir konu, insanın insanlaşma tarihinden, yazarları öldürdüğümüzden, yok kütüphaneleri yağmaladığımızdan filan bahsedeceğim; bu düşüncem burada kalsın. Bunlar bir tarafa, bazı yanlış anlaşılmalar da var sözlükler hakkında, dışarıdan bakan çoğu göze çoğulcu ve eşitlikçi bir hayal dünyası gibi gözükse de içerisine girince bir şeylerin tam olarak da aklınızda oluşturduğunuz şekilde olmadığını görüyorsunuz.
enstantane insan / itü sözlük
Sözlük bana daha çok gençlerin takıldığı bir yer gibi geldiğinden ortamın samimi olduğunu düşünüyorum. Daha çok arkadaş ortamı gibi açıkçası bilgi edinmektense bir şekilde gündemi takip etmek ve eğlenmek için sözlükte vakit geçiriyorum.
wearetheworldbabe / itü sözlük
Sözlük benim için bir tür toplumsal hafıza görevi görüyor. Kişi ve olaylar hakkındaki girdiler, bilgiyi ham ve taraflı haliyle veriyor. Tarafsız bilginin kutsallaştırıldığı bir ortamda öznel ve taraflı bilgi bizi standartlardan kurtarabilir. Benim sözlükte muhalefet ya da yaftalama gibi bir derdim yok. Sadece kişisel görüş ve deneyimlerden oluşan bir günlüğün, gelecekten geçmişe bakıldığında ana akımın dışında alternatif bir toplumsal hafıza görevi göreceğini düşünüyorum.