Tbmm Yasadışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu Başkanı Aslan Açıklaması

Esin Işık - TBMM Yasadışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu Başkanı Zeyid Aslan, toplumun ''dinleniyorum'' kaygısının gereksiz olduğunu düşündüğünü belirterek, ''Böyle bir şey fiziken de fiilen de mümkün değil. Bu tür bir paranoya içine girmenin gereği yok, herkes rahat olsun'' dedi.

Aslan, AA muhabirinin komisyonun çalışmalarına ilişkin sorularını yanıtladı. Aslan, ağırlıklı olarak, ''dinleme nasıl yapılıyor, özel hayatın gizliliği nasıl ihlal ediliyor'' konularıyla ilgili tespit ve araştırma çalışmaları yaptıklarını söyledi.

Bu çerçevede öncelikle Milli İstihbarat Teşkilatı , Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı gibi yargı kararıyla dinleme yapan kamu kurumlarını dinlediklerini, ayrıca bu kurumlara giderek yerinde inceleme yaptıklarını anlatan Aslan, 1,5 ayın sonunda, ''yasal yetki sınırları içerisinde dinleme işlemlerinin nasıl, hangi ortamlarda hangi tür cihazlarla'' yapıldığına ilişkin bilgi edindiklerini kaydetti.

Aslan, bu işlemlerin teknik anlamda nasıl yürütüldüğünü aşağı yukarı öğrendiklerini ifade ederek, ''Şahsi kanaatim, kamu kurumlarında yasal yetki sınırları içerisinde yargı kararıyla yapılan işlemlerde suiistimal olma ihtimali çok mümkün görünmüyor. Sistemlerin içinde oluşturulan güvenlik buradan yapılacak bir yasadışılığa çok imkan tanımıyor. Oradaki herhangi bir personelin buna tevessül etmesi halinde de sistem bunu çok rahatlıkla açığa çıkarıyor, ele veriyor'' diye konuştu.

Kurumlarda bu çalışmalar yapılırken yasadışılığa başvurmuş ya da suiistimal etmiş birtakım personelin soruşturmaya tabi tutulduğu yönünde bilgi de aldıklarını vurgulayan Aslan, şöyle devam etti:

''Özellikle devletin içerisindeki resmi kurumlar yasal yetki sınırları içerisinde yapmış oldukları çalışmaların suiistimal edilmesini, sızmasını ya da bunun kötüye kullanılmasını önleyebilecek her türlü teknik tedbirleri almışlar. Eğer, ''devlet bizi dinliyor mu acaba-'' kaygısı varsa, ben şahsen böyle bir kaygının şu ana kadar yaptığımız incelemeler sonucunda çok anlamsız olduğunu düşünüyorum. Bu noktada kamu kurumları içerisinde yasadışılığa tevessül etme imkanı yok. Kamu kurumlarında yasadışı bir çalışmanın yapılma imkanı ve ihtimalinin şu an itibariyle mümkün olmadığı kanaatindeyim.''

-''Dinleme cihazlarının satışı...''-

Aslan, medya ve internet aracılığıyla kamuoyuna yansıyan yasadışı dinleme ve izlemelere değinerek, insanların dinlenmesi, seslerinin ya da görüntülerin kaydedilmesine ilişkin cihazların ithalatına, üretimine veya satışına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığına dikkati çekti. Aslan, bunların mutlaka bir düzene ve kurallara bağlanmasının önemine işaret ederek, bu cihazların, ''ne kadarının girişine, ne kadarının satışına ya da bunları kimlerin getirmesine'' izin verilmesi noktasında mevzuat açığının giderilmesi gerektiği kanaatine vardıklarını dile getirdi. Aslan, ''Bizim de zaten komisyonumuzun raporunda büyük ihtimalle en ağırlıklı noktayı, 'bu tür cihazların ithali, üretimi, satışıyla ilgili ne tür düzenleme yapılmalı' konusuna dair öneriler oluşturacak'' dedi.

Aslan, bu cihazların hangi şartlarda ithal edildiğine ve bir sınırlama olup olmadığına ilişkin bilgi almak amacıyla Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'ndan yetkilileri dinleyeceklerini belirtti.

-Komisyona müracaatlar-

''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından Sedat Peker ve Dursun Çiçek'in komisyona başvurduğunu, Peker'in ''mağdur'' olarak dinlenme talebi bulunduğunun anımsatılması üzerine Aslan, komisyonun soruşturma değil, araştırma komisyonu olduğunu, komisyonun da Meclis İçtüzüğünün verdiği yetki ve sınırlar içerisinde çalışabileceğine dikkati çekti. Aslan, şunları kaydetti:

''Bu yetki ve sınırların dışına çıkılması söz konusu olamaz. Özellikle Anayasanın 135. Maddesine göre, soruşturması ya da yargılaması devam eden dava dosyalarının içeriklerine ve esaslarına ilişkin komisyonun bir çalışma yapma imkanı yok. Başvurularda ağırlıklı olarak kendi devam eden davalarında ya da soruşturmalarında yapılan dinlemelerin usule aykırı olduğu, kanunun öngördüğü şekli taşımadığı ve bu konuların incelenmesine ilişkin talepler var. Bir davanın içerisinde bir usulsüzlük, hukuka aykırılık varsa bunu değerlendirecek olan yargı mercileridir. Bu anlamda bu şahısların komisyon tarafından kendi dava dosyalarına yönelik dinlenmesi, bu talebin bu komisyon tarafından yerine getirilmesi şu anda söz konusu değil.''

Aslan, ancak komisyonun, bu kişiler ya da başka kişilerin devam eden dava dosyalarındaki delil değerlendirmesi dışında dinlenme ya da izlemeyle ilgili verebilecekleri bir bilgi olduğu kanaati oluşursa dinleyebileceğini söyledi.

-''İki alt komisyon kurduk''-

Aslan, Hanefi Avcı, Levent Ersöz ve Bülent Orakoğlu'nun dinlenip dinlenmeyeceği sorusu üzerine, komisyon üyelerinin bazılarının, bu kişilerin mağdur sıfatıyla değil, bilgi edinilmesi amacıyla dinlenmesine ilişkin önerileri olduğunu kaydetti.

Henüz bunu karara bağlamadıklarını belirten Aslan, iki alt komisyon kurduklarını, bu komisyonlardan birinin ağırlıklı olarak bu tür bir çalışmayı devam ettireceğini anlattı. Aslan, şöyle devam etti:

''Bu ismi geçenler olabilir, bunların dışındaki isimler olabilir. Eğer geçmiş mesleki yaşamlarından dolayı bu konuda bilgileri ve teknik donanımları olduğu noktasında komisyonda bir kanaat oluşursa, elbette bu şahısları dinleyecektir. Biz, 'Hanefi Avcı, Bülent Orakoğlu, Levent Ersöz' diye isimlendirirken, Türkiye'de görev yaptıkları birimleri ve kendi dönemlerinde de benzer olaylar sebebiyle gündeme gelmiş şahıslar olduklarını düşündük. Bu konuda teknik bilgi verebilecekleri inancı şu anda komisyondaki arkadaşlarımızda ağırlıklı olarak var. O yüzden bu isimler etrafından konuşuluyor.''

-''Milletvekillerinin yasal olarak dinlenmeleri mümkün değil''-

Zeyid Aslan, milletvekillerinin yasama dokunulmazlığı olduğu için yasal olarak dinlenmelerinin mümkün olmadığını vurguladı.

Aslan, ''komisyonun çalışmaları sırasında edindiğiniz teknik bilgilerden sonra 'dinleniyorum' şüphesi oluştu mu- Telefonda ya da herhangi bir yerde konuşurken artık daha temkinli misiniz-'' sorusuna, ''Benim için dün ile bugün arasında değişen bir şey yok. Dün telefonda nasıl konuşuyorsam bugün de aynı şekilde konuşuyorum. Özellikle birtakım sorumluluklar üstlenmiş kişilerin hem özel hayatlarına hem konuşmalarına dikkat etmesi gerekiyor. Bu tür görevleri tercih etmişseniz zaten kendinizi sınırlamak zorundasınız'' yanıtını verdi.

-''Vatandaşlarımız rahat olsun''-

Aslan, toplumda, ''dinleniyorum, izleniyorum'' şeklinde oluşan kaygıların çok gereksiz olduğunu düşündüğünü ifade ederek, şunları söyledi:

''Bu noktada belki şunu rahatlıkla söyleyebilirim, vatandaşlarımız rahat olsunlar. Bunu hayatlarını sürekli sınırlandıracak, kısıtlayacak bir şekle dönüştürmelerinin gereği yok. Çünkü toplumun dinlenmesi ya da izlenmesi fiziken de mümkün değil. Böyle bir dinleme ya da izlemeyi yapabilmek için 76 milyon nüfus var. 76 milyon için belki 10 milyon dinleyecek personel lazım. Böyle bir şey fiziken de, fiilen de mümkün değil. O yüzden bu tür bir paranoya içine girmenin hiçbir gereği yok. Herkes rahat etsin, rahat olsun.''

Yayıncı: Sefa Salantur
Kaynak: AA