Başbakan Erdoğan, Soruları Yanıtladı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 4. yargı paketinin KCK davası ile bir ilişkisi bulunmadığını belirterek, ''Bir defa 4. yargı paketinin bu işlerle yakından uzaktan alakası yoktur. 4. yargı paketi, düşünce özgürlüğüyle ilgili. AİHM'deki bizim yoğun biriken davalarla, 'bunları daha minimize nasıl ederiz. Bu sürece yönelik atılması gereken adımlar nelerdir' daha çok buna yönelik adımlardır. Bir defa KCK, MCK filan, falan bu işlerle yakından uzaktan alakası yok'' dedi.
Erdoğan, Danimarka ve Hollanda'yı kapsayan ziyareti öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda açıklama yaptıktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin ''Türk çocuklarının ailelerinden koparılıp yabancı ailelere verilmesi'' konusundaki sorusuna Erdoğan, ''Bundan hiç endişeniz olmasın. Bu gündemimize gelecekte, yalnız konu ile ilgili ben biraz abartının olmasından endişe ediyorum. Yani binlerce filan denilince. Acaba binlerce böyle bir özellikle koruma anlayışı ile alınan çocuk var mı, yok mu- Çok değişik haberler geliyor. Bunları kaynağında inceleyeceğiz, araştıracağız ve biz de soracağız. Herhalde sağlıklı cevabı da alacağımızı ümit ediyorum'' yanıtını verdi.
Erdoğan, Hollanda Dışişleri Bakanı Frans Timmermans'ın yaptığı açıklamayı hatırlatarak, bu konuyu Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış'ın muhatapları ile çok daha detaylı görüşeceğini, kendisinin de başbakan ve oradaki Türk topluluklarıyla değerlendirme imkanı bulacağını kaydetti.
''Devam eden KCK davalarıyla ilgili süreçte bir değişiklik olabilir mi- 4. yargı paketinde düzenlemeler yapıldı ama'' demesi üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
''Arkadaşlar, konuyu saptırmayalım. Aman gözünüzü seveyim. Bir defa 4. yargı paketinin bu işlerle yakından uzaktan alakası yoktur. 4. yargı paketi, düşünce özgürlüğüyle ilgili. AİHM'deki bizim yoğun biriken davalarla, 'bunları daha minimize nasıl ederiz. Bu sürece yönelik atılması gereken adımlar nelerdir' daha çok buna yönelik adımlardır. Bir defa KCK, MCK filan, falan bu işlerle yakından uzaktan alakası yok. Şunu da söyleyeyim. Biz pazarlığa yönelik hiçbir maddeyi parlamentodan çıkarmayız. Bunu bilmenizi isterim. Yani söylemlerinizde bazı muhalefet ağzını kullanırsanız ben de farklı konuşmak zorunda kalırım ki bu ağız MHP ağzıdır. MHP ağzıyla, bizimle hiç kimse konuşmasın. Çünkü biz kimseyle kalkıpta şehidimizin kanını pazarlık sebebi asla yapmayız. Bunu bilmeniz lazım.''
Erdoğan, Ergenekon davasında 64 müebbet hapis cezası ile eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un terör örgütü üyeliği suçlamasından beraat ettiğinin ancak darbe girişiminden ağırlaştırılmış müebbet hapsinin istendiğinin anımsatılması üzerine ''Aslında hiçbirisi için yani 'örgüt üyeliğine gerek olmadığı' diyerek o kısım tamamı ile çıkarılıyor. Olay tamamı ile hükümetle alakalı hale getirilmiş, mütalaada görünen bu. Konu ile ilgili olarak şu anda talep edilen ceza noktasında benim düşüncelerim daha önce belli ve şu anda da bir yargı süreci var. Doğrusu burada ben, muhalefet, anahmuhalefet olsun, yavru olsun. Onlar kadar cesur değilim. Onlar gerçekten anayasayı çok daha rahat çiğniyorlar. Ben o kadar anayasayı rahat çiğnemekte muktedir değilim. Daha dikkatli olmak durumundayım. Çünkü, sorumluluğum bunu gerektiriyor. Sorumluluğum gereği olarak daha önce bu konularda ne söylediysem aynı düşüncemin arkasındayım. Böylece sorunuzun cevabını vermiş oluyorum'' diye konuştu.
Çözüm sürecine yönelik atılacak yeni adımların bulunup bulunmadığı sorusuna Erdoğan, ''Şimdi az önce de söylediğim gibi hakikaten bu bin düşünüp bir konuşmak noktasındaki hassasiyetimiz çok önemli. Bu konuda aslında Türk medyasının üzerine de çok sorumluluk düşüyor. Medyada bazen bakıyorum, köşe yazarları vesaire. Televizyon programlarında konuşuyorlar ama bilerek de konuşuyorlar, bilmeyerek de konuşuyorlar. Ama konuşmak için konuşuyorlar'' yanıtını verdi.
Erdoğan, hakim bilgi ve belgelerin kendilerinde olduğunu ancak anamuhalefetin belge ile bilgiyi karıştırdığı bir ortamda yaşanıldığına dikkati çekerek, ''Böyle bir ortam içerisinde herhalde oralardan da aldıkları bazı yalan yanlış bilgilerle onlar da yorum yapıyor. Ondan sonra sıkışınca da 'Eee. gelsin bizi hükümet Meclis'te görevlendirsin' diyorlar. Bakın arkadaşlar. Biz çözüm süreci veya terörle mücadele konusunda, yine söylüyorum, anamuhalefete herkes kapısını kapattı, biz kapımızı açtık. Geldiler konuştuk. 3 arkadaşa, 3 arkadaşı. Dedik ki, 'Gelin 3 arkadaşımızı görevlendirelim, sizde biz de. Çalışsınlar.' Ne var ne yok, orada hepsini bunların öğrenme bilme imkanı olacaktı'' ifadesini kullandı.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ama anamuhalefet bize iki ay dediler ama o iki aydan sonra neredeyse 6 ay oldu. Hiç bir dönüş olmadı. Geçenlerde açık söyleyeceğim, yine bize bir talep geldi. Bu telepte de 'bir kişi ben görevlendireyim, bir kişi de CHP görevlendirsin. Arada bir iletişimle bu süreci başlatalım' dediler. Ben bu konu ile ilgili olarak da Beşir beyi görevlendirdim. Kendileri de 'Filanca ismi biz görevlendirdik' dediler. Şimdi gazeteciler bu bilgileri çok çabuk yakalarlar. Siz yakalayacaksınız. Ben şimdi size şifre verdim. Beşir bey o zatı aradı, görüştü. 'Ben size döneceğim' dedi.
Hala dönecek. Şimdi bunları anlamak mümkün değil. Sadece bunlar, 'dostlar alışverişte görsün' deyip piyasada konuşuyorlar. Ama ben de ne diyorum. Bunu açıklarım. Geçenlerde malum Milliyet Gazetesinde olan olayla ilgili ne dedim- 'Bunu özellikle medya ararsa bulur ve açıklar.' Ne oldu. İş bize kalmadan açıklandı mı- Açıklandı. Ama neye, çaycıya garsona gitti o ayrı mesele. 'Ama bizden çıktı' dediler sonunda. 'Ama milletvekilinden çıkmadı' dediler. Eğer araştırırsanız belki oraya da bunun ucu dayanabilir. Bakın bunu da söyleyeyim. Her şeyi de benden istemeyin. Olur ya yazacağımız hatırata da malzeme kalsın.''
Kaynak: AA
Bir gazetecinin ''Türk çocuklarının ailelerinden koparılıp yabancı ailelere verilmesi'' konusundaki sorusuna Erdoğan, ''Bundan hiç endişeniz olmasın. Bu gündemimize gelecekte, yalnız konu ile ilgili ben biraz abartının olmasından endişe ediyorum. Yani binlerce filan denilince. Acaba binlerce böyle bir özellikle koruma anlayışı ile alınan çocuk var mı, yok mu- Çok değişik haberler geliyor. Bunları kaynağında inceleyeceğiz, araştıracağız ve biz de soracağız. Herhalde sağlıklı cevabı da alacağımızı ümit ediyorum'' yanıtını verdi.
Erdoğan, Hollanda Dışişleri Bakanı Frans Timmermans'ın yaptığı açıklamayı hatırlatarak, bu konuyu Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış'ın muhatapları ile çok daha detaylı görüşeceğini, kendisinin de başbakan ve oradaki Türk topluluklarıyla değerlendirme imkanı bulacağını kaydetti.
''Devam eden KCK davalarıyla ilgili süreçte bir değişiklik olabilir mi- 4. yargı paketinde düzenlemeler yapıldı ama'' demesi üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
''Arkadaşlar, konuyu saptırmayalım. Aman gözünüzü seveyim. Bir defa 4. yargı paketinin bu işlerle yakından uzaktan alakası yoktur. 4. yargı paketi, düşünce özgürlüğüyle ilgili. AİHM'deki bizim yoğun biriken davalarla, 'bunları daha minimize nasıl ederiz. Bu sürece yönelik atılması gereken adımlar nelerdir' daha çok buna yönelik adımlardır. Bir defa KCK, MCK filan, falan bu işlerle yakından uzaktan alakası yok. Şunu da söyleyeyim. Biz pazarlığa yönelik hiçbir maddeyi parlamentodan çıkarmayız. Bunu bilmenizi isterim. Yani söylemlerinizde bazı muhalefet ağzını kullanırsanız ben de farklı konuşmak zorunda kalırım ki bu ağız MHP ağzıdır. MHP ağzıyla, bizimle hiç kimse konuşmasın. Çünkü biz kimseyle kalkıpta şehidimizin kanını pazarlık sebebi asla yapmayız. Bunu bilmeniz lazım.''
Erdoğan, Ergenekon davasında 64 müebbet hapis cezası ile eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un terör örgütü üyeliği suçlamasından beraat ettiğinin ancak darbe girişiminden ağırlaştırılmış müebbet hapsinin istendiğinin anımsatılması üzerine ''Aslında hiçbirisi için yani 'örgüt üyeliğine gerek olmadığı' diyerek o kısım tamamı ile çıkarılıyor. Olay tamamı ile hükümetle alakalı hale getirilmiş, mütalaada görünen bu. Konu ile ilgili olarak şu anda talep edilen ceza noktasında benim düşüncelerim daha önce belli ve şu anda da bir yargı süreci var. Doğrusu burada ben, muhalefet, anahmuhalefet olsun, yavru olsun. Onlar kadar cesur değilim. Onlar gerçekten anayasayı çok daha rahat çiğniyorlar. Ben o kadar anayasayı rahat çiğnemekte muktedir değilim. Daha dikkatli olmak durumundayım. Çünkü, sorumluluğum bunu gerektiriyor. Sorumluluğum gereği olarak daha önce bu konularda ne söylediysem aynı düşüncemin arkasındayım. Böylece sorunuzun cevabını vermiş oluyorum'' diye konuştu.
Çözüm sürecine yönelik atılacak yeni adımların bulunup bulunmadığı sorusuna Erdoğan, ''Şimdi az önce de söylediğim gibi hakikaten bu bin düşünüp bir konuşmak noktasındaki hassasiyetimiz çok önemli. Bu konuda aslında Türk medyasının üzerine de çok sorumluluk düşüyor. Medyada bazen bakıyorum, köşe yazarları vesaire. Televizyon programlarında konuşuyorlar ama bilerek de konuşuyorlar, bilmeyerek de konuşuyorlar. Ama konuşmak için konuşuyorlar'' yanıtını verdi.
Erdoğan, hakim bilgi ve belgelerin kendilerinde olduğunu ancak anamuhalefetin belge ile bilgiyi karıştırdığı bir ortamda yaşanıldığına dikkati çekerek, ''Böyle bir ortam içerisinde herhalde oralardan da aldıkları bazı yalan yanlış bilgilerle onlar da yorum yapıyor. Ondan sonra sıkışınca da 'Eee. gelsin bizi hükümet Meclis'te görevlendirsin' diyorlar. Bakın arkadaşlar. Biz çözüm süreci veya terörle mücadele konusunda, yine söylüyorum, anamuhalefete herkes kapısını kapattı, biz kapımızı açtık. Geldiler konuştuk. 3 arkadaşa, 3 arkadaşı. Dedik ki, 'Gelin 3 arkadaşımızı görevlendirelim, sizde biz de. Çalışsınlar.' Ne var ne yok, orada hepsini bunların öğrenme bilme imkanı olacaktı'' ifadesini kullandı.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ama anamuhalefet bize iki ay dediler ama o iki aydan sonra neredeyse 6 ay oldu. Hiç bir dönüş olmadı. Geçenlerde açık söyleyeceğim, yine bize bir talep geldi. Bu telepte de 'bir kişi ben görevlendireyim, bir kişi de CHP görevlendirsin. Arada bir iletişimle bu süreci başlatalım' dediler. Ben bu konu ile ilgili olarak da Beşir beyi görevlendirdim. Kendileri de 'Filanca ismi biz görevlendirdik' dediler. Şimdi gazeteciler bu bilgileri çok çabuk yakalarlar. Siz yakalayacaksınız. Ben şimdi size şifre verdim. Beşir bey o zatı aradı, görüştü. 'Ben size döneceğim' dedi.
Hala dönecek. Şimdi bunları anlamak mümkün değil. Sadece bunlar, 'dostlar alışverişte görsün' deyip piyasada konuşuyorlar. Ama ben de ne diyorum. Bunu açıklarım. Geçenlerde malum Milliyet Gazetesinde olan olayla ilgili ne dedim- 'Bunu özellikle medya ararsa bulur ve açıklar.' Ne oldu. İş bize kalmadan açıklandı mı- Açıklandı. Ama neye, çaycıya garsona gitti o ayrı mesele. 'Ama bizden çıktı' dediler sonunda. 'Ama milletvekilinden çıkmadı' dediler. Eğer araştırırsanız belki oraya da bunun ucu dayanabilir. Bakın bunu da söyleyeyim. Her şeyi de benden istemeyin. Olur ya yazacağımız hatırata da malzeme kalsın.''