Davutoğlu, Roma'da Basın Toplantısı Düzenledi

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Eğer kimin hedefte olacağı bilinmeden Scud füzeleri Şam’dan Halep’e gönderiliyorsa bunun terörle mücadele adı altında meşru kılınması mümkün olabilir mi?” dedi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Roma’da düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.

Suriye’de Scud füzelerinin kullanılması konusunda BM’de bir girişimin olup olmayacağı ve Rusya ile Çin’in bu konudaki tutumu hakkında sorulan bir soruya cevap veren Bakan Davutoğlu, “Şimdi Rusya ve Çin’in diğer BM Güvenlik Konseyi üyeleriyle faklı bir siyasal anlayışa sahip olduğu, bu konuda farklı bir siyasi yaklaşıma sahip olduğu aşikar. Birkaç kere bu konu gündeme geldiğinde vetoyla karşılaşıldı. Ancak herhalde Rusya ve Çin’in de dahil olduğu bütün uluslararası toplum özetle BM Güvenlik Konseyi 2 konuda mutabıktır. Siyasi kaygıların ötesinde etnik, dini, mezhebi, siyasi, ideolojik hiçbir fark gözetmeden bütün insanlara Suriyelilere yardımı ulaştırılması BM’nin görev tanımlarından birisi. Sadece Suriye’de değil dünyanın neresinde bir kriz varsa bu krizde siyasi ve diğer kaygılar göz ardı edilerek onlar göz önüne alınmadan insani yardım ulaştırılması uluslar arası toplumun yapması gereken bir vecibedir. Dolayısıyla bizim bugün nihai metne de yansıyan benim dün yaptığım çağrı daha önce aslında BM İnsan Hakları Konseyi’nde pazartesi günü yaptığım çağrı aslında kısa dönem siyasi ve stratejik hesaplar adına on binlerce insanın ölmesine yol açılmasının uluslar arası nitelikte büyük bir ihmal olduğu argümanıdır.

Yani ilerde olabilecek riskler dolayısıyla ya da siyasi görüş ayılıkları dolayısıyla insani yardımın aksadığı her gün içinde yüzlerce çocuk ölüyor. Sadece saldırılarda değil açlık, soğuk ve birçok şartlar dolayısıyla kadınlar, çocuklar ölüyorlar. Şimdi buna kayıtsız kalmak mümkün mü? O zaman yine buradan bir kez daha toplantıda dile getirdim metne de yansıdı bir an önce insani yardım koridorlarının oluşturulması ve bu koridorların güvenliğinin uluslararası bir garanti altına alınması şart. Bu bir insani görevidir. Bu BM’nin görev tanımına girer. İkincisi yine siyasi görüşler farklı olabilir ama BM’ye üye olan hele hele P5 üyesi olan ülkelerin hepsinin mutabık kaldığı savaş suçları kavramı var. Yani savaş şartlarında bile yapılmaması gereken hususlar var. Eğer kimin hedefte olacağı bilinmeden Scud füzeleri Şam’dan Halep’e gönderiliyorsa bunun terörle mücadele adı altında meşru kılınması mümkün olabilir mi? Scud füzesi düğmesine basan kişinin o günkü havası, isteği, iradesi neyse o anda bu olaylardan tümüyle habersiz insanların yaşadığı bir alana bu füzeyi gönderebiliyor ve orada bir suç işleniyor. Bu konuda da acilen bir girişlim başlatılması hususunda genel bir mutabakat oluştu ve katılan bakan arkadaşların çoğu bu gündeme gelseydi belki tartışma olabilirdi ama Scud füzelerin kullanılmasından sonra artık bu konuda elimizde yeterli veri var kanaatini paylaştılar. Şimdi teknik düzeyde bundan sonra çalışmalar yürütülecek. Bizden sonra bu konuyla ilgili direktörler toplanacak önümüzdeki hafta içinde. Ve bu alınan kararların nasıl hayata geçirileceği konusunu ele alacaklar. Rusya ve ilgili ülkelerle görüşmelerde de bu konular sürekli gündemde tutulacak” diye konuştu.

Bakanlarla görüşmeleri hakkında sorulan bir soruyu yanıtlayan Bakan Davutoğlu, “Yani dediğim gibi faydalı bir görüşme oldu. Her şeyden önce böyle bir istişareye ihtiyaç vardı. Tabi özellikle son dönemde yapılan seçimler, arka arkaya yaşanan seçimler biraz da Avrupa’daki ekonomik kriz dolayısıyla dün üzerinde latifeyle karışık konuşulan bir husustu. Masadaki aktörler sürekli değişiyor dışişleri bakanları. Yani dün 2 bakan veda etti İtalya Dışişleri Bakanı değerli dostum Guillio Terzi, Bulgaristan Dışişleri Bakanı hükümette istifa ettiği için sayın Nikolai Miladonof belki bir daha bir sonraki toplantıda bulunamayız diye veda ettiler. Şimdi çok sık hükümet değişikliklerinin yaşandığı bir dönemdeyiz. Dolayısıyla karar alınma süreçlerinde tekrar tekrar konuların istişare edilmesi ihtiyacı var. Amerika’da bir yönetim değişimi olmadı ama bir dışişleri bakanı değişimi yaşandı. Sayın Kerry’nin mevcudiyeti de o anlamda önemliydi.

Yeni gelen dışişleri bakanlarının her seferinde konuya intibakları önem taşıyor. O bakımdan iyi bir istişare oldu Türkiye açısından. Türkiye’de belli bir süreklilik politikamızda bir süreklilik, hükümetimizde bir süreklilik olduğu için buna bizim her seferinde muhataplarımızla tekrar bu konuyu istişare etme ihtiyacımız daha fazla oluyor. Çünkü biz bu süreci yakından takip edebiliyoruz. Bu istişare başlı başına önemli. İkincisi istişare sadece konuşmayla kalıp da somut adımlar atılma iradesi olmazsa çok eksik kalır ve zaten şuanda Suriye halkı haklı olarak sayın Muaz El Hatip de haklı olarak büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor. Tekrar tekrar toplanıp, konuşup karar açıklamak somut netice alınmadıktan sonra bir anlamı yok kanaati yaygın. Bu toplantıda açıkçası memnun kaldığımız diğer bir husus. Gerek olayın anlaşılması, teşhiste anlaşmak gerekse acil olarak atılması gereken adımlar konusunda, somut adımlar konusunda anlaşmaya varmak hususunda bir zemin var. İyi bir zemin oluştu. Somut bazı adımların atılması yönünde de bir güçlü siyasi irade beyanı oldu. Göreceğiz tabi bunların hepsinin sonuçlarını. Ama bizim için birinci önceliğimiz Suriye’deki kardeşlerimizin bu insanlık trajedisine bir son verilmesi. İkinci önceliğimiz bunun herhangi bir şekilde bölgesel güvenliği etkileyecek tarzda diğer ülkelere yayılmasının engellenmesi, bu krizin. Üçüncü önceliğimiz bu geçiş sürecinin bir an önce gerçekleşmesi ve bu suretle Suriye’de bir güç boşluğunun oluşmasının önüne geçilmesi. Aşırı bazı grupların etkisinin artmasının önüne geçilmesi. Şimdi bütün bu hedefler bağlamında bakıldığında aslında faydalı bir toplantı oldu, tatmin edici bir sonuç doğdu diyebilirim” ifadesini kullandı .
Kaynak: İHA