Cibuti Büyükelçisi Yavuz Açıklaması

Mehmet Çakmak - Cibuti Büyükelçisi Hasan Yavuz, ''Afrika'dan Türkiye'ye baktığımızda, gördüğümüz manzara bizi çok heyecanlandırmıştır. Bir çok batılı ve Avrupalı diplomatın çelik yelekler giyerek girdiği sokaklara Türk diplomatları gömlekleriyle rahatça girebilirler'' dedi.

Kumluca'da ilkokul yıllarında sera ortakçılığı yapan ailesiyle seralara çalışarak aile bütçesine katkıda bulunan, üniversite eğitimini büyük zorluklar içinde tamamlayan, yurt içi ve yurt dışında çeşitli görevlerde bulunduktan sonra, Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı'nda görev yapan Hasan Yavuz, Aralık 2012'de Cibuti'ye atandıktan sonra ilk kez baba ocağına ziyarette bulundu.

Annesi ve kardeşleriyle hasret gideren Yavuz, ardından okul yıllarında yaptığı gibi sera ve portakal bahçelerini gezerek, geçmiş yıllarını hatırladı. Yavuz, hikayesini AA muhabiriyle de paylaştı. Çocukken soğuk kış gecelerinde seradaki ürünleri dona karşı korumak için yaktıkları sobada ısındıklarını ifade eden Yavuz, ayrıca yürüyerek gittikleri okullarında yaşadığı zorlukları anlattı.

Eğitimini tamamladıktan sonra, yurt içi ve yurt dışında çeşitli görevlerde bulunduğunu, son olarak da Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı'nda görev yaptığını kaydeden Yavuz, Cibuti Büyükelçiliği görevine atanmasından onur duyduğunu dile getirdi.

-''Kara kıta''nın dinamizmi-

Türkiye'nin son 15-20 yılda büyük bir gelişme kaydettiğini, bu gelişmenin yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da iyi takip edildiğini ifade eden Yavuz, bu gelişmeler ışığında Türkiye'nin itibarının arttığını kaydetti.

Afrika'nın dinamik nüfusu, yeraltı ve yerüstü kaynaklarıyla dünyanın en önemli kıtaları arasında yer aldığına değinen Hasan Yavuz, ancak kıta halkının yıllarca hakir görüldüğüne dikkati çekti. Afrika'nın Türkiye'de, ''şiddet, yoksulluk, kavga, ölüm ve hastalıklar'' ile tanındığını ve ''kara kıta'' diye tanımlandığını anımsatan Yavuz, şöyle konuştu:

''Gerçekte Afrika, 1,5 milyar insanı, 54 ülkesi, 35 milyon metrekare toprağıyla yeraltının zengin kaynaklarıyla çok önemli bir kıta. 2005 yılında sayın Başbakanımız tarafından bir karar alındı ve 2005 yılı 'Afrika yılı' ilan edildi. Uluslararası organizasyonlar gerçekleştirilerek Afrika'daki tüm devlet başkanlarıyla temas geçilerek zirveler yapıldı. Bu toplantılarda Türkiye'nin verdiği mesajlar çok anlamlıydı. Türkiye Afrika'ya bir sömürge ülkesi olarak gitmek istemiyordu, bu konuda da net bir irade ortaya koydu. Türkiye olarak biz, Afrika ülkelerini sömürge ülkeleri gibi görmüyoruz, Afrika insanı da Türkiye'yi kendilerini sömürecek bir ülke olarak görmüyorlar. Bu hem Türk insanı, Türk devleti hem de Afrika insanı ve devletleri açısından çok önemli.''

Yavuz, 2015 sonu itibariyle Türkiye Cumhuriyeti olarak tüm Afrika ülkelerinde temsilcilik açılmasının planlandığını bildirdi. Bunun siyasi ve politik anlamda son yıllarda yapılmış olan en büyük adımlardan olduğunu vurgulayan Yavuz, bugüne kadar yapılan çalışmalarda hedefte sapma olmadığını kaydetti.

-İş hacmi artıyor-

Hasan Yavuz, üç yıl öncesine kadar Türkiye'nin tüm Afrika ülkeleriyle iş hacminin 2 milyar dolar civarında olduğunu, ancak bugün bu rakamın 16-17 milyar dolar seviyesine çıktığını açıkladı.

Afrika ülkeleriyle paylaşılacak çok önemli ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi işbirlikleri olduğuna değinen Yavuz, şöyle devam etti:

''Afrika bizim için kültürel zenginliktir, kalkınmadır, paylaşmadır, ortak bir geçmiş ve ortak bir gelecektir. Yeraltı zenginliklerinin Allah'ın bir vergisi olduğunu düşünerek, bu zenginliğin hep birlikte insanlığın barışı, refahı için paylaşılması taraftarıyız. Afrika'dan Türkiye'ye baktığımızda, gördüğümüz manzara bizi çok heyecanlandırmıştır. Bir çok batılı ve Avrupalı diplomatın çelik yelekler giyerek girdiği sokaklara Türk diplomatları gömlekleriyle rahatça girebilirler. Halkı, Türk insanına çok hoşgörülü ve sevecendir. Cibuti'de bulunduğum kısa sürede, 17 yaşındaki bir Cibutili genç bana dedi ki, . O gence sorduğumda, hiç Türkiye'ye gelmemiş, daha önce hiçbir Türk ile karşılaşmamış. Ama ona içinde bu sevgiyi oluşturan, atalarımızın, Osmanlı'nın geçmişte Afrika'da yaptığı yönetim ve insanlık uygulamaları olmuş. Çünkü onun dedeleri, ataları, bizim atalarımızın, ecdadımız, o topraklara, o insanları yaptıkları hizmetleri unutmamışlar torunlarına anlatmışlar. Osmanlı o topraklardan ayrıldıktan sonra Afrika insanı hep kan, gözyaşı ve yoksulluk yaşamış. Bu iyi bilen Afrika insanı şimdi yeniden büyüyen ve yeniden dünyaya ve insanlığa adaletle yaklaşan Türkiye'ye büyük bir sevgi seliyle kucak açıyor.''

-''İncil ile gelip, altın ve topraklarımızla döndüler''-

Bir Afrikalı'nın kendisine, ''Bize insan olduğumuzu hatırlattınız'' dediğini de anlatan Hasan Yavuz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tüm hizmetlerinin insanlık adına yapıldığını vurguladı.

Yavuz, şöyle konuştu:

''Biz Afrikalı düşünürün şu sözü Afrika politikamızda ve hizmetlerimizde ana prensiplerimizden bir tanesi olacaktır. Afrikalı düşünür şöyle diyor: . Aslında bu söz Afrika'daki o acılı coğrafyadaki 100 yıldır yaşanan, hor ve hakir görülen insanlara reva görülen döngüyü en iyi şekilde anlatıyor. Ama Türkiye olarak biz asla böyle bir düşünde içinde olmayacağız. Afrika insanı da bunu çok iyi biliyor ve buna göre Türkiye'ye ve Türk insanına değer veriyor.''

Hasan Yavuz, göreve atanmasının ardından Cibuti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerin daha da gelişeceğine inandığını sözlerine ekledi.

Yayıncı: Tuncer Çetinkaya
Kaynak: AA