Başbakan Yardımcısı Babacan Açıklaması

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İstanbul merkezli operasyonda hakkında tutuklama kararı çıkarılan Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'a ilişkin "Genel Müdürümüzü de aksi ispatlanana kadar, yargı sonuca varana kadar biz masum ve suçsuz kabul etmek zorundayız. Bu bir evrensel hukuk kuralı" dedi.

Babacan, 24 TV'de canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
İstanbul merkezli operasyon sonrası yargı sürecinin devam ettiğini anımsatan Babacan, hatalara, yolsuzluklara asla izin vermeyeceklerini ancak Türkiye üzerindeki oyunlara da müsaade etmeyeceklerini söyledi.

Ali Babacan, operasyonun 3 ayrı konuda olduğu hatırlatılarak "Halk Bankası Genel Müdürüne ilişkin iddiaların" sorulması üzerine şunları kaydetti:
"Öncelikle bu iddialar Halk Bankasının kurumsal kimliğine, tüzel kişiliğine yönelik iddialar değil. Halk Bankasının yaptığı işlemler, Halk Bankasının İran'dan alınan petrol ve gazın, aynı zamanda İran'a yapılan ihracatın finansman işlemleriyle ilgili bir iddia yok oralarda. Bunu çok açık ortaya koymak lazım. Halk Bankasının banka olarak, kurum olarak yaptıklarıyla ilgili bir iddia yok. Tamamen Genel Müdürümüzün etrafında dönen bazı iddialar. O İddiaların hepsi de teyide muhtaç, yine yargının sonuca bağlayacağı iddialar. Genel Müdürümüzü de aksi ispatlanana kadar, yargı sonuca varana kadar biz masum ve suçsuz kabul etmek zorundayız. Bu bir evrensel hukuk kuralı."
-"Nakit. Öde, öde, öde... 117 milyar dolar"-
Babacan, kamu bankalarının yönetim kurulları ve genel müdürlerini belirlediklerini, genel çalışma prensiplerini çizdiklerini ancak daha sonrasında ticari kararların bankalarca alındığını, siyasi müdahale olmadığını anlattı.
Kamu bankalarının performanslarına ilişkin bilgi veren Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son 11 yılda sadece temettü ve vergi geliri olarak bu bankalardan Hazine'ye aktarılan rakam, 31,5 milyar lira. Nakit bankalarımız tarafından kazanılmış, temettü ya da kurumlar vergisi olarak Hazine'ye yönelmiş. Bu dönemde bir yandan bankalarımız bu değeri üretirken, bir yandan da 2001 bankacılık krizinin faturası olarak, sadece kendi dönemimizde Hazine'den 117 milyar dolar ödedik. Batık özel bankalar için ve kamu bankalarının zararı için özel tertip Hazine kağıdı tertiplediler. Hazine özel tertip borçlanma senedi düzenledi, bu bankaların bilançosuna koydu. Dolayısıyla bu bankaların bilançosu bir şekilde düzeldi ama Hazine bir bakıma borçlanmış oldu. 2010 yılının sonunda bitti bu ödemeler. Nakit. Öde, öde, öde... 117 milyar dolar. Bir yandan bunu üstlendik, ödedik, bir yandan da bu bankalar kar etti, değer üreten bankalar haline geldi."
-"En küçük şikayet BDDK ve Başbakanlık Teftiş Kuruluna bildiriliyor"-
Kamu bankalarıyla alakalı en küçük bir şikayetin bile kendisine ulaştığında BDDK ve Başbakanlık Teftiş Kurulunu hemen bilgilendirdiklerine dikkati çeken Babacan, şu ana kadar gelen ihbar ve şikayetlerin önemli bir kısmının da asılsız çıktığını bildirdi.
Kamu bankalarının aynı zamanda Sayıştay denetimine tabi olduğuna işaret eden Babacan, kamu bankalarının sadece yönetimiyle ilgili değil denetimiyle ilgili de önemli yasal düzenlemeler bulunduğunu ifade etti.

Başbakan Yardımcısı Babacan, münferit bazı kredi haberlerinin zaman zaman gazetelerde yer aldığını da belirterek bu haberlere ilişkin BDDK ve Başbakanlık Teftiş Kurulunun inceleme başlattığını, rapor hazırladığını ve gerekiyorsa savcılıklara suç duyurusunda bulunulduğunu belirtti.


Babacan, şu ifadeleri kullandı:
"Ama bunlar toplama baktığınız zaman çok büyük değil. Halk Bankası yıl 2002: Toplam alacağının yüzde 48,8'i, neredeyse yarısı batak, takibe alınmış alacak. Biz böyle devraldık. Bakıyorsunuz bilançoya alacak görünüyor ama yarısı takibe geçmiş, alınamıyor. Bugün bu oran, yüzde 2,6. Sektör ortalaması 2,8. Düşünün ki sektör ortalaması olarak özel bankaları da var. Özel bankaların patronunun kendi hissesi var, şu var, bu var... Bu taraf kamu. Toplam bankacılık sektöründeki batak alacak özel bankalar dahil sektör ortalaması 2,8, Halk Bankası 2,6. Yani sektörden ortalamada daha iyi kredi yöneten bir bankadan burada bahsediyoruz."
- "Bir sonraki seneye bunların (Sayıştay raporları) hepsi düzelir"
Babacan, Sayıştay Kanununda değişiklik yaptıklarını da hatırlatarak bu değişiklikle Sayıştayın her yıl Meclis'e gönderdiği 100 sayfalık rapor yerine bin 800 sayfalık raporunun geldiğini ancak değişiklik kapsamında yer alan bazı kurumların mali tablolarının TBMM'ye ulaşmamasının eleştirilere yol açtığını söyledi.

Babacan, "Her kanunda, her yeni uygulamada ilk yıl eksiklikler olabilir, noksanlar olabilir. Karşılıklı anlayış farklılıkları olabilir. Ama ne olur? Kurumlar oturur, kendi aralarında anlaşırlar ve bir sonraki seneye bunların hepsi düzelir. Bunlar düzelmeyecek şeyler değil" değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)
Kaynak: AA