İhsanoğlu Açıklaması
İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddiğin İhsanoğlu, Vatikan'da Papa Francis ile yaptığı görüşme sonrasında, dinler arası diyalog konusunda yaşanan sıkıntıların siyasi kaynaklı olduğunu ifade etti.
İİT Genel Sekreteri İhsanoğlu Vatikan'da Katoliklerin ruhani lideri Papa Francesco ile ikili görüşmede gerçekleştirdi. Yaklaşık yarım saat süren görüşmeyi 'çok kısa ama tarihi bir ziyaret' olarak niteleyen İhsanoğlu, "Çok samimi ve ufuk açıcı bir görüşme oldu" dedi.
Görüşme sonrası TC Vatikan Büyükelçiliği'nde Türk basın mensuplarına bir mülakat veren Ekmeleddin İhsanoğlu, Papa Francesco ile görüşmesinin ana başlıklarını dinler arası diyalog, Suriye meselesi ve Doğu Kudüs mabetlerinin durumu olarak özetledi.
"DİNLER ARASI DİYALOG KONUSUNDA YAŞANAN SIKINTILAR SİYASİ"
İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri İhsanoğlu, Papa Francesco'yu çok samimi ve mütevazi bulduğunu belirterek, yaşanan sıkıntıların dinler arası değil siyasi olduğuna işaret etti. İhsanoğlu, "Papa Francesco büyük bir ruhani lider. Şüphesiz ve hakikaten çok mütevazı bir insan. Gerçek bir mahviyetkar bir dini lider, kendisini düşünmeyen, mükellef olduğu tüm insanlara, insanlığa karşı büyük bir sorumluluk içerisinde. Göreve geldikten sonra çok müspet mesajlar verdi İslam dünyasına karşı. Bu mesajlarında tavrının çok dostane olduğunu ifade etti.
İslam dünyasıyla münasebetleri geliştirmek istediğini, diyaloğun ehemmiyetini vurguladı. Ben bugünkü görüşmemde bunun ötesinde bir tavır gördüm. Yani konuşmasında diyaloğun ehemmiyetinden değil, mecburiyetinden, zorunluluğundan, zaruretinden bahsettiler. Tabii bizim için önemli bu. Vatikan Kilisesi’nin başı ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın başı, ikisi de aynı kanaati ifade ediyorlarsa, yani bu gördüğünüz kavgaların dinle alakası olmasa da bunların asıl siyasi olduğunu ifade ederlerse bu müşterek kanaat çok önemlidir" ifadelerinde bulundu.
Dinler arası diyaloğun bir neticeye varması gerektiğine değinen Ekmeleddin İhsanoğlu, "1960’lı yıllardan bu yana diyalog olmuştur, olmaktadır değişik seviyelerde, değişik taraflarla. Fakat istenilen neticeye ulaşılamıyor. Onun için ben göreve geldikten sonra genel sekreter olarak, bu konuda da daha önceki muhtesevatıma dayalı olarak şunu teklif ettim; inanç sahipleri arasındaki diyaloğun bir sınırı vardır. Şimdi bizim Müslümanlar olarak Hıristiyanlarla bir takım müştereklerimiz, bir takım farklılıklarımız var. Müştereklerimiz nedir? Biz ikimiz İbrahimi din ailesine mensubuz ve müşterek anlayışlar var. Artı kültür mirası vardır. Fakat her şeyden önce inanç, inançtır. Sizin inancınız neyse odur, benim inancım neyse odur. Bu konuda ne siz vereceksiniz taviz. Herkes karşılıklı saygı içerisinde. Bu böyleyken bunun ötesine gitmek lazım. Nedir bu; tarih boyunca yaşanan sıkıntılar var iki din mensupları arasında, iki din dünyası arasında. 1960’lı yıllarda Hıristiyanlıkla Yahudilik arasında tarihi bir uzlaşma olmuştur. Ben de diyorum ki artık zaman gelmiştir. Bizim Müslümanlarla Hristiyanlar arasında tarihi bir uzlaşma. Bu teklifimi Papa Hazretlerine anlatınca bunu memnuniyetle karşıladı, önemini idrak ettiler ve bu hususta nelerin yapılacağına ilişkin bir takım noktalar üzerinde anlaşmamız oldu" açıklamasında bulundu.
Tarihi uzlaşma için muhatap bulunması gerektiğini ifade eden İhsanoğlu, "Bugün bu iş muhatabını bulmuştur. Kendileri yakından ilgilendiler ve bunu, kültürler arası bir çalışma olarak görüyorlar. Biz de aynı kanaatteyiz. Yani başlayacak" dedi.
Filistin konusunda Vatikan'la mutabakatta olunduğunu kaydeden İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri, Suriye konusunda da iki tarafın da savaşın durdurulması, siyasi çözümde bulunulması ve dış müdahalenin yapılmaması konusunda hemfikir olduklarının altını çizdi.
ABDÜLKADİR MOLLA'NIN İDAMI
Bangladeş Cemaat-i İslami partisi Genel Sekreter Yardımcısı Abdulkadir Molla'nın idam edilmesi hakkında gelen bir soruya ise İhsanoğlu şu cevabı verdi:
"Bangladeş’te Cemaat’i İslam liderlerinin mahkemeye verilmesi ve mahkum edilmesiyle ilgili iki seneden beri devam eden girişimlerimiz var. Ben, Başbakan Şeyh Hasina ve Dışişleri Bakanı'yla bu meseleyi 8-10 defa konuştum ve bilinen gerekçeleri söyledim. Ayrıca uluslararası bazı girişimlere de destek verdik. Geçen Şubat ayında Kahire zirvesinde gayri resmi olarak bu meseleyi Bangladeşli yetkililerle görüştük. Geçen Haziran ayında da bizzat gittiğimde Başbakan Hasina ile bu konuyu uzun uzun konuştum. Evvelsi gün idam kararının verildiği gün, Gine’nin başkenti Konakri’de, Bangladeş Dışişleri Bakanı vekili ile görüştüm ve baskı yaptık. O baskı neticesinde mahkeme, temyiz muamelesinin başlatılmasını istedi. Biz gereken telkinleri yaptık. Biz uçağa binip buraya geldiğimizde idam olmuştu. Bu konuda mesela sırf biz değil, birçok ülke, birçok siyasi lider temaslar yapıp, ricalarda bulunmuştur ama Bangladeş hükümeti mahkemenin kararını uyguladı. Benim yaptığım en son teklif af kararının çıkması en azından seçimlerden sonra yapılması idi. Yakın tarihte parlamento seçimleri var bu işin seçimlerden sonrasına bırakılmasıydı teklifim. Maalesef olmadı, çok üzülüyoruz. Bir taraftan mahkeme kararı var, kesinleşti. 90 küsür yaşındaki liderin durumu mevzu bahisti. Hukuki durum ne olursa olsun insani bakımdan bunları, artık bu meseleyi başka türlü düşünmek lazım."
"MYANMAR HÜKÜMETİYLE ARAKANLI MÜSLÜMANLAR'IN HAKLARI HUSUSUNDA ANGAJMANIMIZ DEVAM EDECEKTİR"
Ekmeleddin İhsanoğlu, teşkilatının Arakanlı Müslümanlar ile ilgili girişimleri için de, "Ben Cumhurbaşkanı’na mektup yazmıştım. 7 bakandan oluşan heyetle gittik. Müzakereler sonunda Cumhurbaşkanı ile uzun görüşmemiz oldu. Bir takım müşterek bir açıklama yaptık. 3 tane karar aldık. Arakan vilayetinde bir okul açılması. Mesleki eğitim okulu, birisi hastane üçüncüsü ise Budist ve İslam arasında tarihi münasebetleri, bu iki din arasındaki tarihten gelen mirası anlamak için. Teklifler yaptık. Daha kendilerinden cevap gelmedi. Roma’ya Konakri’den geliyorum. Konakri’de biz 40. Dışişleri Bakanları Toplantısı’nı yaptık. Konakri’de çok uzun bir karar alındı. Bu kararın özü; biz bu meseleyi takip ediyoruz. Oradaki Rohingya Müslümanları’nın anayasal haklarını, vatandaşlık haklarının iade edilmesini ki, insan haklarının çiğnenmemesi ve insanca yaşama imkanlarının sağlanmasını talep ettik. Bu hususta bizim Myanmar hükümetiyle angajmanımız devam edecektir" açıklamasında bulundu.